Yürüdüğün yola dikkat

YOLCUYU YOLA DÜŞÜREN

YOLUN BİZZAT KENDİSİDİR

İnsan; gitmekten yaratılmıştır.

Kendine bir uzak bul, ‘sen olmayan’ ve git!

Kolunda saat, elinde pusulan olsun.

Yolun kadar yönündür seni menzile götüren…

Yol; bir amaca ulaşmak için başvurulan çâre, yöntem, Gidiş ya da davranış biçimi, tutumdur. Yol bulursun, çare üretirsin. Hile, tuzak kurarsın, çok kötü yol bilirsin.

Kötü yola düşeni, genelde  yollu diye damgalar toplum.

Ya da davranışı tutumuyla başkalarının da o işi yapmasına örnek olur insan. Yeni yol açarsın ardından gelenlere

Yolsuzluk, yoldan çıkma halini anlatır. “Doğru gidirem hakime yolum düşmir / az yiyirem hekime yolum düşmir.”

Yol alırsın bir alanda mesafe kat edersin, ilerlemiş olursun. Vesile olur, bir şeye yol açarsın. Sebebi sen olursun o yolun varacağı menzilin.

Bir yolunu bulur, yöntemini keşfeder, inceliğini sezer, usulünü bilirsin. Yolcuyu yola düşüren, yolun bizzat kendisidir, menzil değil.

Görünen köy kılavuz istemez ancak tekerlek kırıldığında yol gösteren de çok olur. Fuzuli kılavuzluk

Yol ayrımına gelir insan yoldaşıyla… Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değiştiren, yolundan ve yoldaşından oluverir. Yürüdüğün yola dikkat et; varışın olacaktır.

        YOLUN SONUNDA SENİ BEKLEYEN NEDİR?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir