Doping bağımlılığımız

DOPİNGİN 5 HASARI

1-Geçici başarı uğruna kalıcı hasar

2-Kısa dönemde sahte başarıdır

3-Normalini dışlar, özünü zedeler

4-Hayat sonunda diskalifiye eder

5-Kurnazlık kültürüdür, çürütür

Ekonomi dopingle ayağa kalmaz.

Doping, normalin dışında yüksek performans için dışarıdan yapılan takviyedir.

Etkisi kısa sürer. Dereyi geçirir ancak sınırları zorlar. Süreklilik hali ölümdür.

Beraberinde büyümeyi durdurur. Dengeleri bozar, fonksiyonları çalışmaz hale getirir.

Normal hali taşraya iter. Ekonomiye doping yaparsın krediyi genişletir, tüketimi artırır, büyümeyi zıplatırsın.

Doping etkisi geçtiğinde; bozulan makro ekonomik dengelerinle kalırsın.

Doping sporda yarış dışı kalmaktır. Sporcular bilir bunu. Sağlık kontrolünden geçeceklerini ve yakalanacaklarını da bilirler ancak yaparlar. Göz göre göre diskalifiye olmaktır bu.

Kişisel hırslar, toplumsal baskılar, birinci olma hayalleri, dopinge götürür.

Çocuklarına doping yaparak sınavları atlatan aileler ise hayat sınavı ile karşı karşıya kalacaklardır. Zira hayat dopingleri taşımaz. Keser, biçer, örseler. Kendi seyrinde normalleştirir.

Doping bağımlılık yapar da insanı, ekonomiyi, ülkeyi felaketin eşiğine taşımasıyla bilinir.

        HAYATINDA DOPİNGE YER VERİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Erteleme; bugün yap!

YARINA KALAN YAPILMAYACAKTIR

Bir insan ‘yarın yaparım’ dediği an;

o iş sonsuzluk çukurunu boylar.

Ertelemek, yarını borçlandırmaktır.

Yarın geldiğinde, bu borcu gününden tahsil eder.

Erteleyen, ziyandadır.

Yarına bırakıyorsan bil ki kıyamete dek yapılmayacaktır.

Ertelediğimiz her gün için yarını borçlandırırız. Yarın da geldiğinde, günümüzden hakkını alır. Bugünün aklı ile geleceğin ‘ben’inin zamanını haksızca işgal etmiş oluruz.

Ertelemek, uyuşturur, fakat yüzleşmen kaçınılmaz olur.

Hayattan zaman kazandığını sanırsın, oysa aldanıyorsun.

Sorunları ertelemek, çözümü ertelemektir. Neticesi; artan çözüm maliyeti olacak. Çalışmayı ertelemek daha fazla gayret gerektirecek, sevdiğinle olmayı ertelemek; asla yinelenmeyecek mutlulukları harcamak demektir.

Ekonomide reformu, çözümü ertelemek, krize davettir.

Şirketler hayati kararı ertelerse iflasa sürüklenecektir.

Çalışmayı erteleyen talebe, cesaretini erteleyen patron, kariyerini erteleyen genç, ödemeyi ömrü ile yapacaktır.

Sevmeyi erteleyen, sevilmeye zaman bırakamayacaktır.

Öğrencinin ertelediği ödev, kırık nota, hocanın ertelediği ise yapışkan, genişleyecek cehalete davetiyedir aslında…

       SENCE AZRAİL GÖREVİNİ ERTELER MİDİR?

DEVAMINI OKU

Covid-19 Maratonu

EĞİTİME HAYIR MARATONA EVET

Salgınla mücadelede ikircil tutum:

Tedbir için okulları kapalı tutuyoruz.

Ancak maratonsuz yapamıyoruz.

İstanbul Maratonunda binlerce kişi koşuyor.

Ama milyonlara; ‘evde kal’ diyoruz.

Salgın ile mücadelede ne kadar tutarlıyız? Bir yandan okulları açmayacak kadar tedbirli davranırken diğer yanda İstanbul’da maraton düzenliyoruz

Bu tutarsızlığı anlamak mümkün değil. 2 bin 500 kişi, sosyal mesafeli mi maraton koşacak? Maske tak, mesafe koy derken bu maraton da neyin nesiydi?

Spor, elbette teşvik edilesi bir etkinliktir. Son derece önemlidir de… Eğitim, maratondan daha mı az önemli?

Cadde ve sokaklarda maske takmayan, sosyal mesafeyi korumayanları uyaran yönetim, ‘önlemleri daha da arttıracağız’ derken, Yarı Maratondan mı söz ediyordu?

Bunun bir izahı var mı? Yoksa ‘maraton salgına iyi geliyor’ diye sağlık bilim kurulu görüş mü beyan etti?

Bir yandan binlercesiyle maraton koşusu düzenleyeceksin, diğer yanda ‘salgın tedbiri’ diyerek bayram etkinliklerini iptal edeceksin.

Bunu anlamak mümkün değil. Anlamadığım bir şey de şu; salgın yüzünden okulsuz kalabiliyoruz ancak maratonsuz kalamıyoruz. Anlayan beri gelsin lütfen…

   VİRÜSLE AYNI KULVARDA MI KOŞTURULUYORUZ?

DEVAMINI OKU

Kamu Spotu 1 yaşında

KAMU SPOTUNU SİZCE NASIL GELİŞTİREBİLİRİM?
Tam 1 yıldır her sabah kamu spotları ürettim.
Kısa ve öz olsun istedim.
Bu sürede çok fazla tepki aldım.
Beğenen de oldu eleştiren de.
Acaba daha iyisi için ne yapmalıyım?

Geçen yıl 26 Temmuz’da başlattığım spotlar, birinci yılını doldurdu. Bu sürede her sabah kamu spotu ürettim. Günlük hayatta karşılaşılan tehditlere dikkat çekmeye çalıştım. Fırsatlara işaret ettim. Kamuya, özel sektöre, yöneticiye, yönetilene ve ziyadesiyle kendimize dair konuları işledim.

Kriterim şu oldu; yazdıklarımın hayatta karşılığı olmalı ve bir fayda üretme iddiası bulunmalı… Bazı kamu spotlarım çok fazla ilgi gördü, paylaşıldı. Bazı kamu spotlarımla tenkit edildim. Bazıları için alkışlandım. Ancak eleştirileri daha çok benimsedim.

Zaten 1 yılda günde en az 1 saatimi alan bu kısa yazılar, beni de eğitti. Hayatımda deneyimlemediğim hiçbir şeyi; kamu spotu yapmadım. Genel geçer ezberlerden kaçındım, ihtiyaç avcılığı yaparak dert edilesi sorunların ve peşinden koşulası cevapların arayıcısı oldum.

Öğrendim ki başarı; sabır, sebat, süreklilik, iyi niyet ve samimiyet ile geliyor. Fayda üretmenin kısa yolu yoktur. İnandığın şeyi aktardığında ise mutlaka onu dikkate alanlarımız olacaktır.

        KAMU SPOTU SİZE YARARLI OLABİLİYOR MU?

DEVAMINI OKU

Koronanın öğrettikleri

GÜÇ-SABIR-AKIL
Değiştirebileceklerimizi değiştirebilmek için GÜCE
Değiştiremeyeceklerimize tahammül için SABRA
Neyi değiştirebileceğimiz ile neye sabredeceğimizi ayırt edebilmek için AKLA ihtiyacımız var.

1-Aşırıya kaçma,

2-ihtiyacından fazlasının peşinden koşma.

3– Bitleri baytları yiyemezsin, gıdayı üretmek zorundasın.

4-Ellerini sık sık yıka, tuvalet kağıdı ne yediğinden önemli.

5-Petrol için savaşmanıza gerek yok, üretim durunca işe yaramıyor.

6-Avrupa Birliği göründüğü kadar eğitimli değil.

7-Hayvanat bahçesindeki canlıların ne çektiğini sen de yaşa.

8-Sosyal medya birbirimize yaklaştırıyor ama panikletiyor.

9-Gerektiğinde evden de çalışabilirsin.

10– Evde hayat var.

11-Bilim olmadan asla.

12-Salgına çare; politikacıdan veya şöhretlerden değil, bilim insanlarından gelecek.

13– Sağlık çalışanları hayati öneme sahip.

14-Dışarıda çalışma zorunda olanlara saygı duy.

15-Rahat bırakırsak tabiat düzelecek.

16-Virüs zengin-fakir, genç-ihtiyar, sağcı-solcu ayırmıyor.

17-İnsan lüks ve aşırı tüketmeden de hayatta kalabiliyor.

18-Daha fazla hastane, daha fazla silahtan daha hayatidir.

19-Başkasına yardım, aslında kendine yardımdır.

20-Komşu aç iken uyumaman gerekir.

21-Düşmanlıklar unutulabilirmiş.

         SENİN KORONADAN ÖĞRENDİKLER NELER?

DEVAMINI OKU

2032 olimpiyatlarına şimdiden talip olmalı

2020 İSTANBUL OLMADI AMA…
Olimpiyatlara adaylık 2032’ye dek kapalı.
Ancak şimdiden 12 yıl sonrası için çalışmalı.
Olimpiyat yaşamış bir İstanbul gelişmişlikte zıplama yaşayabilir.

Bu yıl olimpiyat yılı. Filenin Sultanları voleybolcu kızlarımız Tokyo vizesi aldı ve sevindik. Tokyo 2020’yi kıl payı ile kaçırdığımızı hatırlıyorum. Oysa İstanbul 2020 için ne çok heveslenmiştik. Olmadı. Sonra olimpiyat hevesimiz kaçtı.

2024’te Paris, 2028’de Los Angeles’e verilecek olimpiyat için Türkiye’nin adaylığı 2032’ye dek kapalı. Ancak soru şu; İstanbul 2032 için şimdiden çalışmak gerekecek. Fakat biz alamadığımız Tokyo’nun yaz olimpiyatlarını seyretmekle yetiniyoruz. En fazla oraya takım ve sporcu göndermekle övünüyoruz.

Oysa yapılması gereken, çok uzak olsa da 12 yıl sonraki olimpiyatları Türkiye’ye getirmek için gayret sarf etmek olmalıdır. Üzerinden olimpiyat geçmiş bir kent, altyapısından imajına dek her alanda büyük değişim yaşıyor ve bu da o kentin dünya ligindeki yerini yukarı çıkarıyor.

         OLİMPİYAT 2032 İSTANBUL NEDEN OLMASIN?

DEVAMINI OKU