Topluma en büyük zulüm tedbirsizlik

TEDBİRSİZİN 5 BAHANESİ

1-Başkasını suçlamak

2-Yangında bile poz vermek

3-Alevlerden siyaset çıkarmak

4-Canlıları hiçe saymak

5-Enkaz kaldırmayla göz boyamak

Doğa, ona ihanet edeni cezalandırır.

Riskleri bilmek, görmek; tedbir almamak bir topluma yapılabilecek en büyük zulümdür.

Milyonlarca para harcarsın, muhteşem tesisler kurarsın, Bütün sermayenin yatırsın, tedbirsizliğin kurbanı olur, bir gecede hepsi erir. Paran erir, evin yanar, su altında kalırsın.

Doğal afetlerin merkezi haline gelirisin. Bir ülke aldığı tedbirlerle en büyük tasarrufu yapar. Var olanı koruyabilmek zenginliğin en büyük parçasıdır.

Bir sabah uyandığında paranın değeri pul olmaz, is kokuları içerisinde uyanmazsın.

Tedbirsizlik; kalkanı duvara asarken, etrafta gezinen düşmana dikkat etmemektir.

Tedbiri olmayanların enkazları olur. Tedbir azaldıkça tehditler artar.

Palyatif tedbir; geçici tedbirdir. Biz ne zaman palyatif tedbirleri bırakacağız?

Tedbir al; ciğerlerini korursun, ormanlarından kül yağmaz, ölmezsin.

        FELAKETİN ADI TEDBİRSİZLİK DEĞİL MİDİR?

DEVAMINI OKU

Yangınlardayım

YANGINDAN 5 DERS

1-Afetlerden dahi kazanç çıkaranlar var

2-Yönetim mazeret üretmemeli

3-Sadece insan değil canlılar yanıyor

4-Yangınları körükleyen rüzgar değil gaflet

5-İtibardan değil candan tasarruf olmamalı

Kül olmak… Yeşilden siyaha dönüşmek…Alevlere bürünmek…

Önce düşünceler kararır, sonra elleri kararır insanın… Kendi karanlığını doğaya taşır, ormanı yakar, hayvanı yakar, hayatı yakar

Aklı, ruhu, vicdanı kararan bunu yapar da yangınlara karşı tedbirsizlik, hangi gafletin, ihanetin hatta akılsızlığın eseridir?

Ormanlarımızda canlar, canlılar, bizler yanarken çaresizlik içinde sızlanmak, nasıl bir zavallılıktır?

Komşu Yunanistan’ın dahi 38 yangın söndürme uçağı varken bizim 3 uçak ve yetersiz söndürme ekipmanımızın olmasını anlayan beri gelsin.

İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek 13 uçak aldık. Türk Hava Kurumu’nun uçağı var pilotu var ama başına kayyum getirdik, yangında uçaklarını piste çaktık. Neden?

Çünkü yangın söndürme dahi ihaleyle yandaşa veriliyorsa; ört ki ölem Türkiye

Belli ki düşman, ateşle saldırıyor. Belli ki bizim elimiz armut toplamamalı…

Tedbir? Efendim bakanlarımız bölgeye intikal etmiş.. 

Alevlerden dahi görünürlük devşirmesi midir yangına karşı tedbirimiz?

      BU SERİ YANGINLARDAN SEN NE ÖĞRENDİN?

DEVAMINI OKU

Kelle mı dolu kafa mı?

KELLE İLE KAFANIN 5 FARKI

1-Kelle fiziksel ifadedir

2-Kafa, beyni tanımlar

3-Kelle hayvanda da var

4-Kafa, akıllı insanda mevcut

5-Kelle doluysa kafa olur

Kafalı olmaya bak.

Kellenin varlığına fazla güvenme…

Platon; “boş bir kafa; şeytanın çalışma odasıdır” der. Kastettiği kafa ile kellenin ayırtıdır aslında.

Kelle fiziksel büyüklüğü işaret eder.  Ancak o kelleyi bilgi, beceri ile doldurmamışsan, şeytan oraya yerleşir ve bedeni zora sokacak her türlü kararı kendisi alıverir.

Boş kellenin yaratıcılığı yoktur ama dolu kafanın vardır. Her kafa, fikir fabrikası olabilir.

Ziya Gökalp, üç farklı kafadan söz eder;

1-depo kafa (kelle); aldığı her uyarı veya bilgiyi depolar durur. Malümatfuruş dedikleri kafa türüdür. Nokta enformasyonu taşır ama bilgiye dönüştüremez.

2-Antrepo kafa; 5 duyu ile topladığı her şeyi, işlemeden konuşma veya hareketleriyle bir başkasına nakleden (baş) davranışı gösterir. Medya veya veri merkezlerinin işlevini görür.

3-Fabrika kafa; beş duyuyla aldığı her veriyi işleyen, ondan yeni fikirler, katma değerler üretendir.

Gerçek kafa; işte budur. Neticede kafa, seni hayatta anlamlandıran, baş; seni yönlendiren, boş kelle ise bedeninin taşıdığı yüktür.

      OMUZLARININ ÜSTÜNDE TAŞIDIĞIN HANGİSİ?

DEVAMINI OKU

Sosyal ölüm: yarınsızlık

YARINI OLANIN 5 AVANTAJI

1-Umutlarını besler

2-Ona hazır olursun

3-Onu merak edersin

4-Onu inşa edersin

5-Onu tahmin edersin

Yarın, hiç kimseye vaadedilmemiştir.

Zamane mi olmak istersin yoksa zamanına hükmeden mi?

Benim “sosyal ölüm” dediğim olgu; yarınsızlıktır. Yarına dair hiçbir öngörü geliştirmemektir.

Günü yaşamak değil, zamane olmaktır.

Eskiler ‘ibnül vakt’ diye zamanın çocuğu olmayı kasteder ve yarına dair öngörüsüzlüğü hoş karşılamazlardı.

Ancak ‘ebül vakt’ olgusu, zamana hükmetmeyi anlatır ki bu da yarına dair tasavvurun olduğuna işaret eder.

Yarın; eğer ona dair fikrin yoksa, kendi hükmünü senin üzerinde çok katı icra edecektir. Yarını tahmin de kolay şey değildir.

Sadece Türkiye’de her gün 2 milyon kahve, yarına dair merakla içilmekte, fincanı fala açılmaktadır.

Yarını merak edenler, ona dair duruş geliştirenlerdir.

İster fal ister gelecek planı olsun, yarın; merak edilesi olmalıdır. Yarına bakmak, onu planlamaktır.  

Nitekim yarını tahmin etmenin en isabetli yolu, onu inşa etmekten geçer.

Nicelerimiz; yarınsızlık yüzünden ya günün hay huyu ile boğuşuyor veya düne saplanıp kalıyor

Yarın, hiç kimseye vaadedilmemiştir. Yarınsız kalmayın…

           YARINA DAİR HANGİ HAZIRLIĞIN VAR?

DEVAMINI OKU

Doping bağımlılığımız

DOPİNGİN 5 HASARI

1-Geçici başarı uğruna kalıcı hasar

2-Kısa dönemde sahte başarıdır

3-Normalini dışlar, özünü zedeler

4-Hayat sonunda diskalifiye eder

5-Kurnazlık kültürüdür, çürütür

Ekonomi dopingle ayağa kalmaz.

Doping, normalin dışında yüksek performans için dışarıdan yapılan takviyedir.

Etkisi kısa sürer. Dereyi geçirir ancak sınırları zorlar. Süreklilik hali ölümdür.

Beraberinde büyümeyi durdurur. Dengeleri bozar, fonksiyonları çalışmaz hale getirir.

Normal hali taşraya iter. Ekonomiye doping yaparsın krediyi genişletir, tüketimi artırır, büyümeyi zıplatırsın.

Doping etkisi geçtiğinde; bozulan makro ekonomik dengelerinle kalırsın.

Doping sporda yarış dışı kalmaktır. Sporcular bilir bunu. Sağlık kontrolünden geçeceklerini ve yakalanacaklarını da bilirler ancak yaparlar. Göz göre göre diskalifiye olmaktır bu.

Kişisel hırslar, toplumsal baskılar, birinci olma hayalleri, dopinge götürür.

Çocuklarına doping yaparak sınavları atlatan aileler ise hayat sınavı ile karşı karşıya kalacaklardır. Zira hayat dopingleri taşımaz. Keser, biçer, örseler. Kendi seyrinde normalleştirir.

Doping bağımlılık yapar da insanı, ekonomiyi, ülkeyi felaketin eşiğine taşımasıyla bilinir.

        HAYATINDA DOPİNGE YER VERİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Sabırsızlık fakirliği

SABRIN 5 ÖDÜLÜ

1-Zafer; sabredebilenindir

2-Ödül, zamanın gerisinden kazanılır

3-Sabredemeyen; daima ziyandadır

4-Zamanı beklemeden hasat olmaz

5-Sabırsızlar sabredeni besleyecektir

Sabreden derviş, muradına ermiş.

Sabırsızlık; olacak işi oldurtmayan, telaş hali, hayatın gürültüsüdür. Beklemezsin sabırsızlık olur.

Acele edersin sabırsızlık olur. Zorluklara gereken dayancı göstermezsin sabırsızlık olur.

Ekonominin sabırsızlığı; fakirlik getirir.

Evliliğin sabırsızlığı boşanmayı getirir.

Çocuk yetiştirmede sabırsızlık toplumsal şiddeti getirir.

Borsada sabırsızlık para kaybını getirir. Sabır deneyimle öğrenilir, pahalı ve maliyetlidir.

abırsızlığı öğrenmeye gerek yoktur zira hayatın içerisinden en kolay alınanıdır. 

Düşünün; sizce sabretmediğimiz için nelerin fahiş faturalarını ödüyoruz?

Özellikle yatırımlarımızda, sabırsızlık kayıplarına bakın. Misal borsamızda yabancı yatırımcı aldığı hisseyi ortalama 297 gün elinde tutarken yerli yatırımcımızın hisseyi elde tutma süresi, ortalama 31 gün.

Zaten borsa, sabırsızların sabırlılara para aktardığı yer değil midir?

Kripto paraya yatırım yapan da ertesi gün kazancı katlansın istiyor.

Hal böyle olunca sabırsızın kaybı, sabredenin kazancı oluyor.

        SABIRSIZLIĞINLA KAYBEDENLERDEN MİSİN?

DEVAMINI OKU

Dili fakirleştirmek topluma kötülüktür

YETKİN DİLİN 5 MUCİZESİ

1-İletişimi diri ve duru yapar

2-Savaşı kestiği gibi başı da kestirebilir

3-Kelimeler üzerinden ötekine taşınırsın

4-Kalpten çıkıyorsa kalbe ulaşır

5-Ağızdan dökülürse kulaktan döner

Dil ile tat alır, yutkunur, sesleri yönetmekle kalmaz, duygu düşünceleri açıklar, iletişim kurarız. Dil, varlığın evidir

Dili ne kadar zenginleştirirseniz, anlama, anlaşılma, anlatma yeteneğiniz de o kadar gelişir.

Yığınca duyguyu farklı kelimelerle anlatmak, daha diri ve duru iletişim sağlar bize…

Misal; Gerilim  Melal İnkisar Gam Gussa Keder Isdırap Kasvet Hüzün Kahır Yeis  Efkâr Tasa  Dert  Elem Üzüntü Sıkıntı Kaygı Enduh Küduret Dilhun kelimelerini atıp sadece STRES ile kendimizi detaylı, net anlatamayız.

Başka bir örnek; AÇIK kelimesiyle özetlenen ifadelere bakalım; Alenî Bâriz Aşikâr Ayan Bedihi Vazıh Sarih  Müstehcen Münhal Üryan Defi_Sitar Mûbin….

Dili sadece günlük konuşma ritmine çekerseniz, toplumu bir arada tutan, değerler kümesini yok etmiş olursunuz.

      KÜLTÜR SERMAYENİ ERİTMEK İSTER MİSİN?

DEVAMINI OKU

Hayat cesura güler

DENEYİMİN 5 YARARI

1-Yetkinliklerin gelişir

2-Hayatta kalma repertuvarın genişler

3-Gelen fırsatları karşılarsın

4-Gelen tehditleri göğüslersin

5-Cesura herkes yol açar

Hayat cesura güler, korkak tavşana değil.

Benim hayatım, deneyimlerimin kayıtlarından ibarettir. Deneyim ise cesaret gerektirir.

Hayatımdan deneyimleri alınca, Benjamin Button gibi bebekliğime dönerim. Deneyim hızı, farkındalık derecesinden gelir.

Farkındalık düşük ise etrafımızda akıp giden hayattan devşireceklerimiz azaltır. Olayları kavrama zekamız, deneyimin maliyetini azaltır.

Zaman, dünün deneyimlerini, bugünün koşullarında yarına aktaran olaylar getirir bize…

Kimimiz bunu önceden tahmin eder, ona göre hazırlık yaparız. Kimimiz, dalga üzerimizden geçince, hasar tespiti ardından deneyimlenmiş bilgiye ulaşırız.

Gelecek; tıpkı dalgalı bir denizde yol alan tekne içinde üzerimize doğru gelir. Eğer onu kafadan karşılar isek, dalganın üzerine çıkar, onu aşarız. Ancak bordadan alırsak, alabora olur, başkalarının deneyimine ilham oluruz. 

Ekonomi; piyasa dinamiklerini deneyimler. Gazete, tirajı deneyimler, şirket; satışları, lider; itibarı, CEO ise yılsonu faaliyet raporunu…

Hayat, cesurca deneyimleyene güler…

         HAYATI DENEYİMLEME CESARETİN VAR MI?

DEVAMINI OKU

Şişik ego oyun bozar

EKOSİSTEM Mİ? EGOSİSTEM Mİ?

Biri sıkça ekosistem diyorsa, bunu diyenin egosuna bak.

Üretimi artırmak mı istiyor, egosuna meze mi arıyor?

Bizdeki ekosistem denemelerinin başarısızlığı altında işte bu egolar yatıyor.

Fikri; çilesini çekip üretmeyip, ondan bundan kopyalayan; sloganlara meraklı olur. Her moda kavramı alıverir ve içini boşaltıverir. Tıpkı ekosistem kelimesi gibi…

‘Batılı sözünü çok ediyor, başarıların altında bu kavram var. O halde biz de dilimize sakız edersek, bu iş tamamdır.’

Aslında değil. Ekosistem; bir bölgede bulunan, canlı, cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sistemin adı….

Etkileşimle gelişen olgular sayesinde birlikte iş yapma, daha çok üretim, katma değer üretme.

Eğer sistemin unsurları aynı yönde hareket etmez, bu birliktelikten bazıları bireysel kazanç sağlama kurnazlığını seçerse, en iyi tasarlanmış ekosistem dahi egosistem halini alır.

Nedir bu EGOSİSTEM? Nimeti alıp külfeti öteleme kurnazlığı… Sorunu kendi sorumluluk alanı dışına itme kolaycılığı

Ekosistemin değer üreten parçası olmak yerine kendi egosunu besleme aracı haline getirme ahmaklığıŞ

işirilmiş egolarla ekosistem kuramazsın. Biri ekosistemden söz ediyorsa, egosuna meze arıyor olabilir.

  EKOSİSTEME GİRERKEN EGONU TERKEDER MİSİN?

DEVAMINI OKU

Emeksiz yemek tuzağı

MAL HIRSININ 5 FELÂKETİ

1-Bozulan nimet-külfet dengesi

2-Aniden zengin olma isteği

3-Ahlaki değerlerde çözülme

4-Kolay para şehveti

5-Helâl kazançtan uzaklaşma

Borsa; sabırsızların sabırlılara para aktardığı yerdir.

Büyük kazanç; emeksiz, çaba harcanmadan sıçrama yaşamak, hayali bir gerçekliğin içerisinde var olma hırsıdır.

Bu hırs; vurguncular, hırsızlar, talancıların malzemesi haline gelinmesine neden olur.

Ekonomik döngülerin yara aldığı dönemlerde; birdenbire ve  büyük kazanç fırsatları; tefeciler, dolandırıcılar, tosuncuklar için gelir kapısıdır. Zira hiç sahip olunamayacak bir geleceğin hayalini satarlar.

Oysa bedava peynir sadece fare kapanında bulunur.

Uzanılan her bedava, yüksek, vadedilen zenginlik; tutsaklığa başka bir adımdır.

Kripto parada bir günlük zenginlik, borsalarda bir masa iki sandalye şirketlerle bir haftalık zenginlik, tosuncuklarla bir aylık zenginlik; yılın sonunda yaşam enerjinizi de alıp götürebilir.

Emeksiz yemek, akıllı insan için tuzaktır.

     BİR GECEDE ZENGİN OLMAK MÜMKÜN MÜ?

DEVAMINI OKU