Öğretilemez cahiller

BİLMEYE DAİR:

1- Bildiğini bilmiyorsa UYANDIR

2- Bilmediğini biliyorsa ÖĞRET

3- Bildiğini biliyorsa İZLE

4- Bilmediğini bilmiyorsa KAÇ

5-Cahil olduğunu bilmeyen, en tehlikeli türdür.

Hele ki yöneten ise

Cehalet; giderilebilir. 

Bilmediğini kabul edersin, öğrenirsin.

Ancak cehaletin bir de giderilemeyeni vardır.

Bunlara öğretilemez cahiller diyoruz.

Ne yazık ki sayıları tahmin ettiğinizden de fazla…

1-Bildiğini sandığı için öğretemezsin. Çünkü her şeyi bilir(!)

2-Diploma sahibidir, sormaya çekinir, bilir gibi davranır.

3-Koca prof olmuştur, bu kadar cehalet ancak tahsille olur.

4-Bilmediği halde o alanda kendini otorite sanır, öğrenmez.

5-Şöhret, makam, mevki sahibidir, cahilliğini saklayabilir.

Etrafınıza bakın, bildiğini sandığından dolayı, öğrenmeye son vermiş nice insan görürsünüz.

Öğretilemez cahillerdir.

Misal çoğu USTA, bu durumdadır.

Usta; öğrenmeye son verme halidir.

Bu yüzdendir ki usta diye yücelttiklerimiz; çözdüklerinden daha fazla sorun üretiyorlardır Kalfa; öğrenme sürecindeki insanın adıdır.

Usta; ‘bildim’ dedi cehaleti seçti.

Kalfa; öğreniyorum’ dedi, yücelebildi.

Bilgide tam olduğunu sanancehaletin doruğuna çıkmıştır.

Bugün etrafımız, öğretilemez cahillerle dolu ne yazık ki…

Onlardan uzak durun.

–BEN BİLMİYORUM,   BANA ÖĞRETİR MİSİNİZ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Organize cehalet

CEHALETİ YAYMA BİLİMİ

1-Gerçek cahil; bilmeyen değil,

2-Bilgiye ihtiyaç duymayandır.

3-Agnotoloji; şirketlerin,

4-Kişilerin menfaatleri gereği,

5-Nasıl yanlış bilgi yaydığını inceleyen bilgisizlik bilimidir.

Cehalet, giderilebilir bir şeydir.

Cahil olduğunu bilirsin, merak ettiğini, öğrenirsin; geçer.

Ancak cehaletin bir türü var ki onunla baş edilemez; cahil olduğunu dahi bilmemek.

Günümüzde bu echel-ü cahil (cehaletinin de cahili)  tipler, teknoloji ve medya sayesinde giderek organize oluyorlar.

Misal deprem mi var? Biliyorlar. Misal korona virüsü mü?

Gam değil, uzmanlık derecesinde biliyorlar.

Dünyayı tehdit eden virüsü kelle paça yiyerek alt edeceğini söyleyen prof lakaplı olabiliyorlar.

Einstein; ‘cehalet ne güzel; her şeyi biliyorsun’ der.

Üstelik bu cehalet, giderilemeyen türden olmanın yanı sıra teknolojik imkanlarla donatılmış durumda.

Misal bilgisayarı, TV ekranını cehaletin hizmetine verirsen daha organize ilkellikler üretmiş olursun.

Çünkü cehaleti organize etmiş, güçlendirmiş olursun.

O zaman bu cehalet, geniş halk kitlelerini etkiler, cehaleti yayar…

Çernobil patladığında; ‘aha bak bana bir şey olmuyor’ diye çayı ekran karşısında içen bakan olur, koronaya kelle paça önerirsin.  

HER ŞEYİ BİLEN(!) CAHİLLERDEN BIKMADIN MI?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Ezberi arar olduk

KAYIP KUŞAK MI GELİYOR?

1-Eğitim Türkiye’nin kanayan yarası.

2-Hiçbir öğrenci, başladığı sistemle okulunu bitiremedi.

3-Eğitim reformu gümbürtüye gitti.

4-Zaten yığınca dirençle karşılaşıyor.

5-Peki, neticesi ne olacak?

Cumhuriyet ne zaman ilan edildi?

Ta ilkokuldan itibaren öğretilen bilgilerden biri. 

Bayramı kutlarız, coşkusunu yaşarız ve 29 Ekim diye biliriz.

Bu, ezbere dayalı eğitimin bize kazandırdıklarıdır.

Ancak yeni nesil; ‘Cumhuriyet ne zaman ilan edildi?’

sorusunun cevabını bilmiyor. 23 Nisan diyen var 19 Mayıs diyen…

Hatta Noel diyene dahi rastladım.

Yıllarca ezbere dayalı eğitime karşı çıkarak proje odaklı eğitim yapalım dedik. 

Midye midesini ezberlemeyelim de hayatta işimize yarayacakları bilelim dedik.

Ama geldiğimiz noktada; ezberi dahi arar olduk.

Karekökü üniversiteli dahi unuttu.

Çocuklar çarpım tablosu ezberlememiş. 

Kıbrıs Türkiye’nin kuzeyinde olduğunu iddia edecek kadar da özgüven(!) sahibiler üstelik.

Ezber kuşağı dahi şimdiki kayıp nesilden daha donanımlıydı.

Soru şudur; bu yapışkan cehalet ile nasıl başa çıkacağız?

Bilmeyen, bilmediğini de bilmeyenler ile nasıl bir yarın inşa edilir?

Merak etmeyen, öğrenmeye direnenlerle başımız belada…

YAPIŞKAN CEHALETLE NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Hakikati karartma

BİLMESİNLERCİLİK

1-İnsanlar bilgiyle aydınlandıkça;

2-Yönetenlerin keyfi davranışları kısıtlanır.

3-Bilen, sorgular, hesap sorar.

4-Bu yüzden muktedir; bilgiyi tekelinde tutar;

5-Gerçeği karartır, yasaklar.

Bilgiyi tekelinde tutanların bu gücü ellerinden kaçırmamak için geri kalanların bilgiye erişimini zorlaştırmak, imkansız kılma çabalarına BİLMESİNLERCİLİK deniyor.

Orta Çağ Avrupa’sında üretildi; dini ve entelektüel sahada ölü bir dil olan Latincenin kullanılması, böylece eski Yunan ve Roma’dan  miras kalan bilgi, Rönesans’a kadar kilisenin tekelinde saklandı.

Bilmesinlercilik, Obskürantizm veya Obskürasyonizm, gerçeğin; toplumun bazı sınıf kesimlerce bilinmesinin kasıtlı olarak önlenmesi.

Genelde gücü elinde tutanlar, bazı kanaat önderleri ve politikacıların silahıdır.

Bilmesinlerci tavrın temelinde yönetenlerin kullandıkları öğretilerin hakikatle tutarsızlıklarının olması ve bilginin yayılmasıyla yıpranacaklarına ilişkin kaygı yatar.

Kısacası “bizden başka kimse bilmesin” diyenler için üretilmiş bir terim.

Sadece biz biliriz’ ifadesi yasakçılar dışında gerçeği geveleyen, saptıran, saklayan, böylece kendine sınıf imtiyazı sağlayanların cehaleti yayma tutumudur.

 BİLENİ SEVMEYEN AYDIN DESPOTİST MİSİN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Bilgi yoğun cehalet

ÇER ÇÖP BİLGİDEN UZAK DUR

1-Ortada bilgiden ziyade bilgisizlik varsa,

2-İnternet sayesinde;

3-Bilgisizliği örgütlersin.

4-Teknolojiyi cehaletin emrine verdiğinde;

5-Daha donanımlı ilkellikler elde edersin.

Nitelikli bilgi, asla ortalıkta değil. Sıradan değersiz bilgi ise hemen her yerde bizimle

Misal Internet’te, birbirinin neredeyse kopyası fikirler, bilgiler, düşünceler, uçuşup duruyor.

Eğer daha önce o konuda siz de bir şeyler üretmişseniz, bunları da aynı yerlerde buluyorsunuz.

Peki işe yarıyor mu? Pek sanmıyorum.

Neticede ortada çok fazla bilgi dolaşsa da “nitelikli bilgi” son derece az.

Bir başka sıkıntı, işe yarayacak bilgi arayışındaki süreçlerin tuzaklarla dolu olmasında yatıyor.

Kendiniz bile üretmiş olsanız, karışınıza çıkan bilginin referanssızlığı yüzünden kafanız karışabiliyor.

Eskilerin bir sözü vardır; “köyün girişinde uydurduğun yalana, köyün çıkışında seni de inandırırlar”.

Sizin “yeterince referansı olmayan” ham bilginiz, bir süre sonra, diğerleri tarafında da kullanılınca, siz de bu “ham bilgiyi”, eskisinden daha “nitelikli (!)” sanıyorsunuz.

Oysa başkasının kopyalaması bilginize nitelik kazandırmıyor sadece “daha yaygın” hâle getiriyor.

NİTELİKSİZ BİLGİ SENİN İŞİNE YARIYOR MU?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Bilgisizlik tehlikesi

SİBER VAROŞ OLMAYIN

1-Gezegen; daha bilgililerin yönetimine giriyor.

2-Makineler bile giderek akıllanıyor.

3-Bilgiyi reddedenler uygarlığın taşrasına düşecek.

4-Bilgisizlerimiz;

5-Siber varoşların habitatı olacaklar

Bilgi, güçtür. Bilgisizlik ise güçsüzlük…

İnsanların zenginlik derecesini anlamada hangi coğrafyada yaşadıkları önemli ancak bilginin etkisiyle bu önem yerini, bulunduğu ‘eğitim düzeyine’ bırakmaya başladı.

Bilgiye erişimin zenginlikle ilişkisi nedir?

Bill Gates’in bu soruma cevabı şuydu: ‘bir insanın zenginliğini anlamak için coğrafyasına bakardık. Eğer bu kişi Somali’de ise fakir, Londra’da ise zengin idi.

Ama şimdi; eğitim düzeyine bakıyoruz. Londra’daki kişi eğitimsizse aynı aile içinde, Somalili birinden fakir olabilir.’

Burada önemli nokta, bilgi uçurumunungelir uçurumunu derinleştirdiğidir.

Zengin ile yoksulun derinleşen refah farkı, bilgi ile ölçülebiliyor artık.

Zira bilgi; üretim faktörü olarak tanımlanıyor.

Üretemiyorsan SİBER VAROŞ olacak, uygarlığın taşrasına düşecek, dijital uçurumun kaybedeni haline geleceksin. 

Eğitim sistemi bu yüzden daha hayati hale geldi ve ısrarla bu bilgisizliği çoğaltan yapıyı daha iyi hale getirmiyor; bilgiyi, bilgiliyi sistematik aşağılıyoruz.

 BİLGİ FAKİRİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Öğretilemez cahiller

BİLMEYE DAİR:

1- Bildiğini bilmiyorsa UYANDIR

2- Bilmediğini biliyorsa ÖĞRET

3- Bildiğini biliyorsa İZLE

4- Bilmediğini bilmiyorsa KAÇ

Cahil olduğunu bilmeyen, en tehlikeli türdür.

Hele ki yöneten ise…

Cehalet; giderilebilir. Bilmediğini kabul edersin, öğrenirsin. Ancak cehaletin bir de giderilemeyeni vardır. Bunlara öğretilemez cahiller diyoruz.

Ne yazık ki sayıları fazla…

1-Bildiğini sandığı için öğretemezsin. Çünkü her şeyi bilir(!)

2-Diploma sahibidir, sormaya çekinir, bilir gibi davranır.

3-Koca prof olmuştur, bu kadar cehalet ancak tahsille olur.

4-Bilmediği halde o alanda kendini otorite sanır, öğrenmez.

5-Şöhret, makam, mevki sahibidir, cahilliğini saklayabilir.

Etrafınıza bakın, bildiğini sandığından dolayı, öğrenmeye son vermiş nice insan görürsünüz.

Öğretilemez cahillerdir.

Misal çoğu USTA, bu durumdadır. Usta; öğrenmeye son verme halidir.

Bu yüzdendir ki usta diye yücelttiklerimiz; çözdüklerinden daha fazla sorun üretiyorlardır Kalfa; öğrenme sürecindeki insanın adıdır.

Usta; ‘bildim’ dedi cehaleti seçti.

Kalfa; öğreniyorum’ dedi, yücelebildi.

Bilgide tam olduğunu sanan, cehaletin doruğuna çıkmıştır.

Bugün etrafımız, öğretilemez cahillerle dolu ne yazık ki…

Onlardan uzak tutun kendinizi…

BEN BİLMİYORUM, BANA ÖĞRETİR MİSİNİZ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Kopyalayıp yapıştırma

CEHALETİ ÜRETME, ÇOĞALTMA!

1-Ortada bilgiden çok bilgisizlik varsa

2-İnternet sayesinde bilgisizliği örgütlersin

3-Teknolojiyi cehaletin emrine verirsen

4-Daha donanımlı ilkelliklerin olur

5-Cehaleti kopyalamasan?

Nitelikli bilgi, asla ortalıkta değil. Sıradan değersiz bilgi ise hemen her yerde bizimle

Misal Internet’te, birbirinin neredeyse kopyası fikirler, bilgiler, düşünceler, uçuşup duruyor.

Eğer daha önce o konuda siz de bir şeyler üretmişseniz, bunları da aynı yerlerde buluyorsunuz.

Peki işe yarıyor mu? Pek sanmıyorum.

Neticede ortada çok fazla bilgi dolaşsa da “nitelikli bilgi” son derece az.

Bir başka sıkıntı, işe yarayacak bilgi arayışındaki süreçlerin tuzaklarla dolu olmasında yatıyor.

Kendiniz dâhi üretmiş olsanız, karışınıza çıkan bilginin referanssızlığı yüzünden kafanız karışabiliyor.

Eskilerin bir sözü vardır; “köyün girişinde uydurduğun yalana, köyün çıkışında seni de inandırırlar”.

Sizin “yeterince referansı olmayan” ham bilginiz, bir süre sonra, diğerleri tarafında da kullanılınca, siz de bu “ham bilgiyi”, eskisinden daha “nitelikli (!)” sanıyorsunuz.

Oysa başkaları tarafından kopyalanmış olması bilginize nitelik kazandırmıyor sadece “daha yaygın” hâle getiriyor..

Cehalet ömre zararlıdır, unutma.

       NİTELİKSİZ BİLGİ İŞİNE YARIYOR MU?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

280 karakterle bilim insanı olmak imkansız

ENFORMATİK CEHALET

1-Sizi bilmem ama ben kendimi her geçen günde,

2-Daha da cahil hissediyorum.

3-Okudukça cehaletim artıyor.

4-Cehalet tahsil ediyor gibiyim.

5-Bilmem gerekenleri daha fazla fark ediyorum.

Twitter 140 karakter limiti 280’e çıkarılınca mesajların uzunluğu daha da kısalmış ama atılan twit sayısı artmış.

Soru şu; 280 karakterle bilim olur mu? Olmaz tabii ki…

Olsa olsa malumatfuruşluk olur ki bu da insanı ‘yarım porsiyon aydın’ yapar. Münevver değil

Günde 5 saat televizyon ve internetle meşgul iken yılda ancak 10 saat kitap okuyarak uygarlık mirasımızın hakkını veremeyiz.

Bildiğim şudur; arama motoru ile 280 karaktere sığdırılmış aforizmalarla gerçek bilgiye sahip olunmaz.

Gün bitmeden değerini yitiren bilgiyle zamana meydan okuyan eserler verilemez.

Bilgi için daha fazla emek harcamak gerekir. Yüzeysel bilgi bilim için yetersizdir.

Derinleşmek ise daha fazla okumak, daha nitelikli bilgi talebiyle olur.

Cebimize akan bilgiyle alim değil, sosyal medya fenomeni olursunuz.

O da ertesi güne kalmaz. Buna enformatik cehalet diyoruz.

         BİLİM İNSANI OLMAYI DÜŞÜNÜR MÜYDÜNÜZ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Bilgi değersizleşirse…

BİLGİNİN 5 HALİ

1-Bilmediğimi bilmiyorum; öğret

2-Bildiğimi bilmiyorum; uyandır

3-Bildiğimi biliyorum; öğren

4-Bilmediğimi bilmiyorum; kaç

5-Cehalet giderilebilir, öğretirsen geçer

Ama bilgiye değer vermeyene öğretemezsin

Bilgi; bir şeyi öğrenmiş, anlamış olmak, bilim, sanat veya zenaat alanında yeterli bilgi sahibi olmak.

Hatırlamak, tanımak, öğrenmek, o işin elinden geliyor olması, varsaymak, sanmak, haberi bulunmak, haberdar olmak, olacağına inanmak, birinin bir şeyden sorumlu tutmak.

Kulağın duyup zihnin kavradığı…

Bir sonraki adımı, bilinen bilgiden yola çıkıp o bilginin yönergesinde yapabilmek eylemine varılır.

Ben bilmiyorum; o halde öğrenebilirim.

Ben biliyorum; o halde öğretebilirim.

Ben bilmediğimi dahi bilmiyorum; o halde benden uzak durun.

Ben bildiğimi biliyorum; kulak verebilirsin.

Cehalet; henüz bilmemenin tanımıdır. Giderilebilir bir şeydir; bildirirsin, öğretirsin geçer.

Ancak cehaletin cehlinde olmak (echelü cahilin) tedavisi olmayan bir haldir ve tüm bilgeler böylesi birinden uzak durmayı önermiştir.

Çünkü seni bu iklime çeker ve bilginin değer verilmediği diyarda kesinlikle mahveder.

         CAHİLLE TARTIŞACAK KADAR CESUR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU