Ocak; hayatiyettir…

OCAĞINA SAHİP ÇIK! ÇÜNKÜ…

1-Ocağın; hayatiyetindir, var kalmandır

2-Sana enerji sunandır

3-Hain hanede ise kapın kilit tutmaz

4-Ocağın, aile bütünlüğündür

5-Birliğindir, dirliğindir, vatanındır

Birinin ocağını batırmak istiyorsan, o haneye nifak sok. Birinin ocağını yapmak istiyorsan; dilini, töresini koru; yeter…

Birinden yardım istersin; ocağına düşersin. Zira ocak; hayatiyettir. Enerji saçandır.

Zaten ocağı batmak, yuvası yıkılmak demektir. Ailesi dağılan insanın ocağı söner. Çünkü ocaktaki ateşi sürdürecek kimse kalmamıştır.

Ocak, ailenin dirlik, birlik ve beraberlik sembolü olarak bilinir. Dilimizde hala gazla ısıtılan araç gerece ocak desek bile güçlü anlamı, aileye dair olandır.

Bizde ocak, kutsiyet taşır. Ocak ihanete açıktır. Ateşi söndüren ocağın hainidir. Dedem Korkut; “hain hanedeyse, kapı kilit tutmaz oğul” der. Ocak; dışarıdan değil, içeriden söndürülür.

Nice ocağı, hanedeki hainler söndürmüştür. Neticede ocak; bizi hayata bağlayan mekânın rahmi, sıcaklığıyla bize hayat sunan plasentası, sönmesi halinde bizi de söndürecek olandır.

Ocağını söndürmeden önce düşün; sönen ocak, beraberinde hayatları da söndürecektir.

Ocak yıkmak buna değer mi?

OCAĞINA İNCİR DİKİLMESİNE GÖZ YUMAR MISIN?

DEVAMINI OKU

Neden adil olmalıyız?

ADALETİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Hayatın mülkün temelidir

2-Toplumu ayakta tutar

3-Adalet güçlü ise erdemdir

4-Güçsüz adalet acizliktir

5-Adil olmayan yönetim ülkeyi bitirir

Güç; adaletle dengelenmezse felakettir.

Adalet; orta yol, istikamet. Arapça kelime…

Bizde yüklendiği anlam; yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanımını sağlamak…

Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, herkese uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme ve doğruluk ifadesi

Peki, neden adaletli olmak zorundayız? Gücüm varsa zulmetmekten beni alıkoyan nedir ki?

Adalet, bireysel sorumluluklar penceresinden dürüstlük ilkesine dayanır. Ancak temel içgüdü; bireyin kendini korumasıdır.

Adaletsizliğin eninde sonunda can yakacağı bilinir ve bu yüzden “en yüce erdem” diye nakşedilir zihinlere…

Adalet güçlü olmak zorundadır. Adaleti sağlayan iki dinamik vardır; 1-erdem, 2-güç.

Bu yüzden güçsüz adalet acizlik, adaletsiz güç ise zulümdür. Güç; adalet ile dengelenir.

Eğer adalet yoksa, en güçlü sistem, en büyük yıkımla sonlanacaktır.

Öyle ki gaddar pek çok kral taht sürmüştür de adaleti sağlayamayan çoğu iyi kralın sonu çabuk gelmiştir.

Adalet, hayattır.

        SEN ADİL DAVRANDIĞINA İNANIYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Taş yoksa kemer yok

DAYANIŞMANIN 5 GETİRİSİ

1-Taşlar birbirine dayanışırsa kemer olur

2-Kemer sağlamsa yük taşıyabilir

3-Kemeri ayakta tutan; kaynaşmadır

4-Kilit taşı, kemeri yönetendir

5-Her bir taş; kemerin kendisidir

Kemer; İki ucu birbirine bağlayan… Bele doladığımız bağ… Bir şeyleri tutsun diye kullanırız. Kemer olmasa, yükseğe taşınmış çok şey yere düşerdi. Kemer, yük taşıyandır.
Ekonomik olarak kemer sıkmak zorunda olan bir ulusa önerilecek olan; külfeti toplumun tüm kesimlerine eşit dağıtacak politikalar üretmesidir.

IMF’nin kemer sıkması; insansız ekonomi yaklaşımı taşır ve bireylerin ölümüyle fazlaca ilgili değildir. “Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer bağlayıp bir kişinin karşısında ayakta durmaktan iyidir.“  Gülistan eserinde  Şeyh Sadi Şirazi

Marco Polo, tek tek her taşıyla bir köprüyü anlatıyor. ‘Peki köprüyü taşıyan taş hangisi?‘ diye sorar Kubilay Han. ‘Köprüyü taşıyan; şu taş ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavsi‘ der Marco.

Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür. Sonra ekler: ‘Neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey; o da kemer…’ Marco cevap verir: ‘Taşlar yoksa kemer de yoktur.‘

            SENİN KEMERİNİN KİLİT TAŞI HANGİSİ?

DEVAMINI OKU

Suçlu haddi aşandır

İSTEK İLE İHTİYAÇ FARKI

1-İsteklerin genelde sonsuzdur

2-İhtiyaçların ise daima sınırlıdır

3-Sınırlı kaynakla sonsuz istek karşılanmaz

4-Haddini aşan er geç zıddına döner

5-Suç; had ve hak sınırında oluşur

Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Suçlarsın, kurtulursun. İspat külfetini suçladığına yıkarak… Bu hale gelmiş toplum, çürümüştür ve suçlu üretmeye başlamıştır.

Zaten çoğu suçlar, yasanın tanımından oluşur. Suçların özüne inilirse fark edilebilir ki en büyük suçlar, zaruri olanı değil, fazla olanı elde etmek için işlenenlerdir.

Açlıktan dolayı ekmek çalan Sefiller’in baş kahramanı Jan Valjean’ı ölesiye izleyen sistemin adamı Javert, vicdanı bu ağır vicdani yükü kaldıramadığı için kendini cezalandırıp canına kıymıştır.

Yasası bol ulusların suçluları da bol olur. Hele ki toplumun çürüme döneminde ortalık yasadan geçilmez.

Yasa koyucu, güçlüler hukukunu devreye almış, hukukun gücünü ortadan kaldırmıştır.

Neticede suç; vicdanın hükmüdür. Yasanın hükmü, cezadan yola çıkarak suçu tanımlayacaktır. Toplumu dönüştürenler, ilerletenlerin tümü, başardığı için kahraman olmuştur.

Topluma karşı çıkanların suçu; başaramamışlıkları olacaktır. Tıpkı Hammurabi’nin çaldığı için değil de yakalandığı için suç saydığı gibi.

Haddini aşan zıddına döner.

          HADDİNİ VE HAKKINI AŞANLARDAN MISIN?

DEVAMINI OKU

Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez

HAREKETİN 5 GETİRİSİ

1-Söylem yetmez eylem gerekir

2-Hareket eden yol alır

3-Ömrü hareket değerli kılar

4-Enerjisi yürekten gelir

5-Rotasını zihin çizer

Hiçbir hareket, evrende etki bırakmadan sönümlenmeyecektir.

Düşünmek iyidir de ödül, harekete verilir. Fil düşünene kadar tazı dağı aşar.

Bizler harekete geçtiğimiz için şimdi buradayız. Duran hiçbir şey, hayatiyetini koruyamaz. Hareketin ölümü, eylemsizliktir.

İlginç olan, eylemsizlik yasasının dahi tanımını hareketten almasıdır. Bir cisme dışarıdan müdahale edilmedikçe hareketini sonsuza dek koruyacaktır.

Sonsuza uzanan koridorun da başlangıcında ilk adımın hareketi vardır.

Kişinin sözüne değil de hareketine bak der eskiler… Haklıdırlar da… Hareketinle gösterirsin ilginin derinliğini…

Harekete geçirilmemiş her söylem, laf kalabalığıdır. Nitekim hareketler; kelimelerden daha fazla konuşur, çok daha fazla şey ifade ederler.

Neticede insan, umutlarıyla söz verir ve korkularıyla harekete geçer. Durmak zamanı değil, hareket zamanıdır senin ömrünü değerli kılan, sana can kazandıran.

Hareketin ihtiyaç duyduğu enerji, yürekten çıkar zihin ona rota  çizer.

          KIPIRDAMIYORSAN YOL ALABİLİR MİSİN?

DEVAMINI OKU

İfade barajı; sansür

SANSÜRÜN 5 ÖZELLİĞİ

1-Gerçekleri ifadeye set çeker

2-Kamuyu koruma adına yapılır

3-Aslında sansürleyeni korur

4-Gerçeğin bilinmesini 1 süreliğine erteler

5-Ama asla bunu sonsuza dek başaramaz

Sansür; yasaklama, bilinmesini istememe, engelleme, yayından alıkoymadır.

Sansürcünün mantığı; toplumu korumak için hangi bilginin engelleneceğine karar verme yetisi sahibi olduğuna inanmaktır.

Toplum, her bilgiye ulaşmamalı. Her şeyi bilmemeli. Zira galeyana gelebilir, huzuru kaçabilir, gerilim çıkabilir.

Ancak temel endişe, yönetici sınıfın çıkarlarını korumak üzerinedir.

Sansür, aslında halkı değil, bilginin odağındakini korumak ister.

Osmanlı’da, Cumhuriyet döneminde ve bugün de sansür, değişik boyutlarda hayatımızdadır.

Özgürlükler alanı olarak nam salan sosyal medya dahi, platform kurucuları tarafından sansüre tabi tutulmakta, “maksadını(!) aşan paylaşımlar ya silinmekte, paylaşanlar engellenmektedir.

Neticede eğer sansür yiyorsanız, ifade ettiğiniz kesinlikle otoritenin işine gelmemesindendir.

Tehlikesiz fikir, fikir denmeyecek kadar değersiz olabilir. Sansürleniyorsan, ısrar et.

Sansürlenip yok edilen gerçek olmamıştır zira…


                  SİZ DE SANSÜRLENİYOR MUSUNUZ?

DEVAMINI OKU

Nitelik bir ihtiyaçtır

NİTELİĞİN 5 ŞARTI

1-Bizden insan değil, bilen insan

2-Bilim ve tecrübe bileşkesi

3-Yetenek ve zeka birincil tercih

4-Doğru zaman, doğru zemin, doğru zat

5-İşi ehline verme ilkesi

Nitelik; hayatın olmazsa olmazıdır. Nitelikli çoğunluk, bireylerinin kalitesine dair tüm iyi şeylerin öyküsüdür.

Nitelikli azınlık ise iktidarda olmasa dahi, niteliksiz çoğunluğa tercih edilendir. Aksi halde niteliksiz çoğunluğun iktidarıyla tüm değerler alt üst olur.

O toplumun yüzyıllar içinde biriktirdiği değerler, estetik normlar, kültürel referanslar, hoyratça yok edilir.

Niteliksizlik, bin yıllık eserin gül ağacından yapılmış kündekâri şaheserini “bu eskidi” diye söküp yerine plastik doğrama takmaktır.

Nitelikli çoğunluğa dayalı kararlar, en hayati olanlara dairdir. Parmak sayısı yerine parmak sahiplerini hesaba katmaktır.

Açık beyin ameliyatının hangi yöntemle yapılacağı seçkisini, niteliksiz hastane personeli değil, işinin ehli beyin cerrahları yapabilmelidir. Eğer oylamaya tüm hastane katılacaksa, o cerrahlar grubu, azınlık olsalar da nitelikli çoğunluğa galebe çalacaktır.

Karar süreçlerinde nitelik sorgusu; 1-Gerekli mi? 2-Doğru zaman mı? 3-Doğru insan mı? 4-doğru nitelik mi? 5-Doğru zemin mi?

DEVAMINI OKU

Alın teri kurumadan emeğin hakkını ver…

EMEĞİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Nimeti hak ediştir

2-İş başarandır

3-Zaman değirmenidir

4-Bedeni, zihni yorgun bırakır

5-Hakkını almazsa daima sorundur

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Bu söz, toplumsal barışın korunmasına dair bilgeliği sunar bize.  

Emeğin kaynağı, bilinçli eylemdir. Bilinç amacı, eylem ise gayreti simgeler.

Emek, yorgun bırakır. Emek, kalori tüketir. Emek, zaman değirmenidir.

Emek; vücudun her azasında olandır. Herhangi bir aza, bedeni hayatta tutma amacının gerektirdiği emeği göstermez ise, sorun çıkar.

Emeği genelde pazularla ilişkilendirsek dahi vücuttaki 2 ortam, kafile başı olur. 1-beyin, 2-kalp

Uykuda tüm diğer organlar düşük yoğunluklu emek moduna geçse dahi bu ikisi sürgit çalışmak zorundadır.

Rüyada dahi beyin yoğun emek harcar. Kalbin bir saniyelik molasına, kalp krizi deriz.

Neticede emek, ödülün hakkedilmişidir. Ganimetten farkı, emek oluşturmuştur. Uğruna emek verilmemiş her kazanç, kolay harcanasıdır.

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Emeğin hakkını anında ver…

        EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALABİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Hayati kararlar öncesi

İSTİHARENİN 5 ADIMI

1-Önce ÇOK kişiyle konuşursun

2-Sonra AZ kişiyle tartışırsın

3-Nihayet TEK başına karar aşamasına gelirsin

4-Niyet eder üzerinde uyursun

5-Uyandığında kendi kararın oluşur

Hayati kararları almadan önce…

1-ÇOK kişiyle konuş, 2-AZ kişiyle tartış ve 3-TEK başına karar ver.

Çok kişiyle konuşup, ham bilgi toplarsın. AZ kişiyle tartışır bu bilgilerden alternatif görüşler elde edersin. (istişare) ve nihayetin TEK başına karar vereceksin.

İş dünyası da istihare kullanır. Adına istihare değil; “üzerinde uyumak” diyerek…

Misal çok önemli bir yatırım kararı öncesi, çok kişiyle saatlerce, günlerce hatta haftalarca tartışılır, bilgi toplanır, araştırma yapılır, sunum hazırlanır.

Sonrasında karar haftası gelir, çatar… AZ kişiyle (genelde yönetim kurulu ve danışmanlar) müzakere eder, 360 derece değerlendirmeler yapılır.

Sonra şu karar alınır; 2 gün üzerinde uyumak… Ve karar toplantısında herkes, nihai fikrini açıklar; evet ya da hayır. Yapalım veya yapmayalım. Kabul veya ret

Neticede istihare, İnsanın içindeki bilgeliği açığa çıkarmak ve kararları daha nitelikli hale getirmek için neden kullanılmasın ki?

Hayırlı istihareler…

       HAYATİ KARARLARIN SANA İLHAM OLMAZ MI?

DEVAMINI OKU

Bastıramadığın acıyla mücadele kararlılığı…

4 AŞAMADA MÜCADELE

1-İnkâr; 2-Öfke, 3-Pazarlık, 4-Kabullenme

Bu kademelerden geçilince mücadele başlar; beden zihin kalp müttefik güçleri oluşturur ve %80 zafer. Kabullenme; çözümün giriş kapısıdır.

Kabullenme; Çaresizseniz, çare sizsiniz kıyılarına varma hali…

Başa çıkılası olmayan şartların tanımı ve alternatif yolları aramanın başlangıcı… Bastıramadığın acıyla mücadele kararlılığı

Kabullenmek, kadere boyun eğmek de değildir. Aksine, kaderin hükmüne “gördüm, rest çekiyorum” demektir.

Bazen kabullenme, değersiz bir tartışmayı yönlendirmenin yoludur. Bir aptal ile tartışırken, “peki” dersin, saçma argümanı kabul ettiğini anlatmaz bu…

Sadece bu tartışmanın aptalca olduğunu kabullenip kendini dışarı atmanın yoludur. Örnek diyaloga buyurun;’ –Bir aptalla tartışmamalı… –Buna itirazım var.    –Peki, haklısın…’

Neticede kabullenme; yenilmek veya vazgeçmek değil, aksine mücadeleyi başlatma adımdır.

Kabullenilen her ne ise ona yenik düşmeyeceğinin sessiz ifadesidir.

Sorun ile savaş ilanının, ikrar ile kabulüdür.

         SORUNU KABULLENMEKTE ZORLANIR MISIN?

DEVAMINI OKU