Başarabiliyormuşuz

GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM

1-Bu söz; Büyük İskender’in ziyaret ettiği;

2-Fıçının içinde yaşayan Dijojen’e ait.

3-Elinde fenerle dolaşıp,

4-‘Adam arıyorum’ diyen bilgeden mesaj var;

5-Farklı olanınızı engellemeyin, yeter…

Yıllardır AR-GE’ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin, arzulanan başarıya neden ulaşamadığımızı sorguladım.

Yasa sorunu vardı, çözdük, kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik eksikti verdik.

Peki, neden AR’aştırdığımız kadar GE’liştiremiyoruz?

Kaçımız bu açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki idrak gecikmesi var bizde…

Farklı olandan KORKU,

bize benzemeyenden NEFRET,

rakiple düello yerine PUSU,

akıl yerine KURNAZLIK,

sabır yerine TELÂŞ,

merak yerine BİAT,

bilgi yerine KANAAT,

özgün yerine TAKLİT,

Ödül yerine CEZA.

İnovasyon, “eski köye yeni adet” getirmek ise, “yeni” alternatifleri üretmeye izin verilmesi gerekmez mi?

Bizler eğer idrak gecikmesi sorununu aşabilirsek, ihtiyaçları daha erken fark edecek, bunun doğal neticesinde gereken icatları  daha sık çıkarabiliriz.

Gençlerimizin milyarlarca $’lık unicornu ile başarabildiğimizi gösterdik.

Şimdi bize düşen; daha niceleri başarı yolunda koşarken, gençlerimizin önünü kesmemektir.

FARKLI DÜŞÜNEN GENÇLERDEN BU KORKULARINIZ NİYE?

DEVAMINI OKU

Merakıma dokunma

AR’aştırıyoruz ama neden GE’liştiremiyoruz?

Farklı olandan KORKU

Bize benzemeyenden NEFRET

Rakiple düello yerine PUSU

Akıl yerine KURNAZLIK

Sabır yerine TELÂŞ

Merak yerine BİAT

Bilgi yerine KANAAT

Özgün yerine TAKLİT

Ödül yerine CEZA

Oysa icat çıkaran gencimiz çok.

@serefoguz

Ben çocuğum… 

Merak benim işim.

Her gün yüzlerce soru sorarım ebeveynime; ‘Bu NE?’ diye…

Bıktırırım bazen onları.

Dedim ya ben çocuğum; Merak benim var olma biçimim…

Biraz büyüyünce ana sorum; ‘NASIL?’ olur.

Bu sayede evren nasıl çalıştığını öğretir bana. 

Mühendislik sürecim başlar.

Genç olurum, merakım hala benimle ise bu defa sorularım değişir; ‘NEDEN?’ halini alır.

Bu süreçte evrenin mimarisi şekillenir zihnimde.

Ben gencim ve MERAK hala elimden alınmamışsa nihai soruya ulaşırım; ‘NEDEN OLMASIN?’

Tek isteğim vardır; merakımı elimden alma!

Ama sen ey eğitim sistemi; önce ana-babam merakımı zedeler; ‘sormayapmauslu dur.’

Sonra sen devreye girersin. 

Günde 400 soru soran ben; ilköğretim-lise eğitimi ardından üniversite kapısında tek soruya indirgenirim; ‘Sınavda ne çıkacak?’

Oysa bıraksan, merakımı elimden almazsan; Lagari olurum, Fatih olurum, Vecihi olurum, Killigil olurum, Devrim olurum, Bandırma Feza Kulübü olurum, mucit olurum, BEN olurum.

  MERAK EDİYORUM; MERAKIMLA DERDİN NE?

DEVAMINI OKU

Taklit etme ilham al

SİZ HİÇ KANAT ÇIRPAN UÇAK GÖRDÜNÜZ MÜ?

1-Kuşlardan ilham aldık, uçağı icat ettik; kopyalamadık.

2-Nimeti (orijinal) alıp,

3-Külfeti (geliştirme) öteleyenlerin;

4-Sürgit başarısı olamaz.

5-Her kopyanın; aslını yüceltmesi de bundandır

Taklit, çocukluk döneminin öğrenme yöntemi olabilir.

Fakat özgün olmayı sağlamaz.

Taklitte ısrar eden aslını güçlendirir, size de sureti kalır, taklidin yüzüne bakılmaz.

Tabiat boşluktan, hayat kopyadan nefret eder.

Birbirinin tıpatıp aynısı 2 kar tanesi dahi yoktur.

Ancak her damla bir diğerinin ilhamı, her insan bir başkasının rol modeli olabilir.

Kopyası olmak; gerekmez… T

aklit sektöründen, kopyacılıktan söz ediyoruz.

Üretimden yazılıma, yasalardan iş modellerine dek; başkasının başarısını tıpatıp kopyalama saplantısından…

Saplantı diyorum zira kopya; üzerine değer koymadan var olanı çoğaltma kurnazlığıdır.

Ayıptan öte aptallıktır.

İlham ise muhteşem bir şeydir. 

Tabiattan aldığımız ilhamlar bugün etrafımızı kuşatan hayatı şekillendirmiş, teknolojiden biyolojiye dek bütün dev adımlar, bu ilham sayesinde yeşermiştir.

Çocuk, kopyalayarak öğrenir ama yetişkin hale gelmesi, özgün ilhamlar sayesinde sağlanır.

  SEN ÖZGÜN MÜSÜN YOKSA KOPYA MISIN?

DEVAMINI OKU

ARaştırıyoruz ama GEliştiremiyoruz…

KAYNAK DEĞİL İDRAK SORUNU

1-Başarılı AR-GE projelerine bakın;

2-Buradaki düşünceler özgür,

3-Gençleri meraklı,

4-Farklı fikirleri cezasız.

5-Bırakın çocuklar merak etsin, onların merak repertuvarını daraltmayın, genişletin.

Eğitim sistemi, günde 400 soru soran çocuğun elinden merakı alınca sorular teke iner; ‘sınavda ne çıkacak?’

Hal böyle olunca araştırma, geliştirme işi kültürel dirençle karşılaşır.

Yıllarca soru sordum: ‘Neden AR’aştırdığımız kadar GE’liştiremiyoruz?

Vardığım sonuçları objektif olarak inceleyin derim:

1-Farklı olandan KORKU,

2-Bize benzemeyene NEFRET,
3-Rakiple düello yerine PUSU,

4-Akıl yerine KURNAZLIK,

5-Sabır yerine TELAŞ,

6-Merak yerine BİAT,

7-Bilgi yerine KANAAT,

8-Özgün yerine TAKLİT,

9- Kazan yerine KAYBET,

10-Ödül yerine CEZA

Hal böyle olunca AR-GE; ‘Arakla, Getir’ halini alıyor.

        ARAMAYI BİLMEZSEN BULABİLİR MİSİN?

DEVAMINI OKU

Başarabiliyormuşuz

GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM

1-Bu söz; Büyük İskender’in ziyaret ettiği;

2-Fıçının içinde yaşayan Dijojen’e ait.

3-Elinde fenerle dolaşıp,

4-‘Adam arıyorum’ diyen bilgeden mesaj var;

5-Farklı olanınızı engellemeyin, yeter…

Yıllardır AR-GE’ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin, arzulanan başarıya neden ulaşamadığımızı sorguladım.

Yasa sorunu vardı, çözdük, kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik eksikti verdik.

Peki, neden AR’aştırdığımız kadar GE’liştiremiyoruz?

Kaçımız bu açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki idrak gecikmesi var bizde…

Farklı olandan KORKU,

bize benzemeyenden NEFRET,

rakiple düello yerine PUSU,

akıl yerine KURNAZLIK,

sabır yerine TELÂŞ,

merak yerine BİAT,

bilgi yerine KANAAT,

özgün yerine TAKLİT,

Ödül yerine CEZA.

İnovasyon, “eski köye yeni adet” getirmek ise, “yeni” alternatifleri üretmeye izin verilmesi gerekmez mi?

Bizler eğer idrak gecikmesi sorununu aşabilirsek, ihtiyaçları daha erken fark edecek, bunun doğal neticesinde gereken icatları  daha sık çıkarabiliriz.

100 gencimizin 1.8 milyar $’lık unicornu ile başarabildiğimizi gösterdik.

Şimdi bize düşen; daha niceleri başarı yolunda koşarken, gençlerimizin önünü kesmemektir.

  FARKLI DÜŞÜNEN GENÇLERDEN BU KORKULARINIZ NİYE?

DEVAMINI OKU

Merakıma dokunma

AR’aştırıyoruz ama neden GE’liştiremiyoruz?

Farklı olandan KORKU

Bize benzemeyenden NEFRET

Rakiple düello yerine PUSU

Akıl yerine KURNAZLIK

Sabır yerine TELÂŞ

Merak yerine BİAT

Bilgi yerine KANAAT

Özgün yerine TAKLİT

Ödül yerine CEZA

Oysa icat çıkaran gencimiz çok.

@serefoguz

Ben çocuğum… 

Merak benim işim.

Her gün yüzlerce soru sorarım ebeveynime; ‘Bu NE?’ diye…

Bıktırırım bazen onları.

Dedim ya ben çocuğum; Merak benim var olma biçimim…

Biraz büyüyünce ana sorum; ‘NASIL?’ olur.

Bu sayede evren nasıl çalıştığını öğretir bana. 

Mühendislik sürecim başlar.

Genç olurum, merakım hala benimle ise bu defa sorularım değişir; ‘NEDEN?’ halini alır.

Bu süreçte evrenin mimarisi şekillenir zihnimde.

Ben gencim ve MERAK hala elimden alınmamışsa nihai soruya ulaşırım; ‘NEDEN OLMASIN?’

Tek isteğim vardır; merakımı elimden alma!

Ama sen ey eğitim sistemi; önce ana-babam merakımı zedeler; ‘sormayapmauslu dur.’

Sonra sen devreye girersin. 

Günde 400 soru soran ben; ilköğretim-lise eğitimi ardından üniversite kapısında tek soruya indirgenirim; ‘Sınavda ne çıkacak?’

Oysa bıraksan, merakımı elimden almazsan; Lagari olurum, Fatih olurum, Vecihi olurum, Killigil olurum, Devrim olurum, Bandırma Feza Kulübü olurum, mucit olurum, BEN olurum.

MERAK EDİYORUM; MERAKIMLA DERDİN NE?

DEVAMINI OKU

Taklit etme ilham al

SİZ HİÇ KANAT ÇIRPAN UÇAK GÖRDÜNÜZ MÜ?

1-Kuşlardan ilham aldık, uçağı icat ettik; kopyalamadık.

2-Nimeti (orijinal) alıp,

3-Külfeti (geliştirme) öteleyenlerin;

4-Sürgit başarısı olamaz.

5-Her kopyanın; aslını yüceltmesi de bundandır

Taklit, çocukluk döneminin öğrenme yöntemi olabilir.

Fakat özgün olmayı sağlamaz.

Taklitte ısrar eden aslını güçlendirir, size de sureti kalır, taklidin yüzüne bakılmaz.

Tabiat boşluktan, hayat kopyadan nefret eder. Birbirinin tıpatıp aynısı 2 kar tanesi dahi yoktur.

Ancak her damla bir diğerinin ilhamı, her insan bir başkasının rol modeli olabilir.

Kopyası olmak; gerekmez…

Taklit sektöründen, kopyacılıktan söz ediyoruz.

Üretimden yazılıma, yasalardan iş modellerine dek; başkasının başarısını tıpatıp kopyalama saplantısından…

Saplantı diyorum zira kopya; üzerine değer koymadan var olanı çoğaltma kurnazlığıdır.

Ayıptan öte aptallıktır.

İlham ise muhteşem bir şeydir. Tabiattan aldığımız ilhamlar bugün etrafımızı kuşatan hayatı şekillendirmiş, teknolojiden biyolojiye dek bütün dev adımlar, bu ilham sayesinde yeşermiştir.

Çocuk, kopyalayarak öğrenir ama yetişkin hale gelmesi, özgün ilhamlar sayesinde sağlanır.

    SEN ÖZGÜN MÜSÜN YOKSA KOPYA MISIN?

DEVAMINI OKU

ARaştırıyoruz ama GEliştiremiyoruz…

KAYNAK DEĞİL İDRAK SORUNU

1-Başarılı AR-GE projelerine bakın;

2-Buradaki düşünceler özgür,

3-Gençleri meraklı,

4-Farklı fikirleri cezasız.

5-Bırakın çocuklar merak etsin, onların merak repertuvarını daraltmayın, genişletin.

Eğitim sistemi, günde 400 soru soran çocuğun elinden merakı alınca sorular teke iner; ‘sınavda ne çıkacak?’

Hal böyle olunca araştırma, geliştirme işi kültürel dirençle karşılaşır.

Yıllarca soru sordum: ‘Neden AR’aştırdığımız kadar GE’liştiremiyoruz?

Vardığım sonuçları objektif olarak inceleyin derim:

1-Farklı olandan KORKU,

2-Bize benzemeyene NEFRET,
3-Rakiple düello yerine PUSU,

4-Akıl yerine KURNAZLIK,

5-Sabır yerine TELAŞ,

6-Merak yerine BİAT,

7-Bilgi yerine KANAAT,

8-Özgün yerine TAKLİT,

9- Kazan yerine KAYBET,

10-Ödül yerine CEZA

Hal böyle olunca AR-GE; ‘Arakla, Getir’ halini alıyor.

        ARAMAYI BİLMEZSEN BULABİLİR MİSİN?

DEVAMINI OKU

Kopyala yapıştır kültürü

HAZIRA KONMA FİKRİ TEMBELLİK MODASI

1-Bize ait olanı keşfetmek yerine

2-Başarılı olanı taklit eğilimindeyiz

3-Oysa nimeti (orijinal) alıp

4-Külfeti (geliştirme) öteleyenin

5-Sürdürülebilir başarısı olmamıştır

Bozkırın Tezenesi rahmetli Neşet Ertaş; ‘biz çekmediğimiz acının türküsünü yakmadık’ der. Anlatmak istediği, çilesi çekilmeden, içselleştirilmeden kopyala yapıştır olmayacağı.

Başkasının kendi kültürel ve fiziki şartları için geliştirdiği modeller, bize ne kadar uyar?

Şüphesiz ilham alma noktasında faydalıdır da bire bir kopyalamak, doğru değildir. Zira kopya, aslına hizmet eder, bize değil…

Tabiat boşluktan, hayat kopyadan nefret eder. Birbirinin tıpatıp aynısı 2 kar tanesi dahi yoktur.

Ancak her damla bir diğerinin ilhamı, her insan bir başkasına rol modeldir.

Kopyacılıktan söz ediyoruz. Üretimden yazılıma, yasalardan iş modellerine dek; başkasının başarısını tıpatıp kopyalama saplantısından… S

aplantı diyorum zira kopya; üzerine değer koymadan var olanı çoğaltma kurnazlığıdır.

Endüstri 4.0 mı moda? Kopyala- yapıştır. Uysun, uymasın.

Çevrecilik şimdilerde moda mı? kopyala yapıştır, senindir.

Aslında değildir, kopyaladığın asla senin olmamıştır. Kendi özgün çözümün şarttır.

KOPYACILARDAN MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Coğrafi işaretlerimiz yeni kavga sebebimiz

BİZE HER YER ANTEP BAKLAVASI

1-Coğrafi işaret sayesinde taklit önlenecekti

2-Ama olmadı, taklitçileri türedi

3-Batılı coğrafi işaretin kaymağını yiye dursun;

4-Biz birbirimizi yiyoruz

5-Varlık içinde kaybediyoruz

Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretin adı.

Misal; Finike portakalı, İskoç viskisi, Rokfor peyniri gibi…

Ünlü Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım; Coğrafi işaretin amacını: Özellikleri bir yöreden, bilgi beceriden (know-how) kaynaklanan bir coğrafi adı, sahte ve taklitlerine karşı çiftçi gelirlerini yükseltmek olarak açıklıyor.

Ancak biz coğrafi işareti alıp kavga ediyoruz.

İncir Aydın’ın mı İzmir’in mi diye çekişiyor, çiğ köfte için Adıyaman ile Urfa birbirine giriyor. İşareti alan da yan gelip yatıyor.

Yöresel ürünler uzmanı Prof. Yavuz Tekelioğlu bu durumu şöyle açıklıyor; ‘araba üretip tekerleği olmaması…’ 

Bizler kapışa duralım, AB bizim coğrafi işaret sayesinde bizim ürünleri daha iyi koruyor.

BİZ NEDEN BÖYLEYİZ?

DEVAMINI OKU