Neden adil olmalıyız?

ADALETİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Hayatın mülkün temelidir.

2-Toplumu ayakta tutar.

3-Adalet güçlü ise erdemdir.

4-Güçsüz adalet acizliktir.

5-Adil olmayan yönetim ülkeyi bitirir. Güç; adaletle dengelenmezse felakettir

Adalet; orta yol, istikamet. Arapça kelime…

Bizde yüklendiği anlam; yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanımını sağlamak…

Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, herkese uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme ve doğruluk ifadesi

Peki, neden adaletli olmak zorundayız?

Gücüm varsa zulmetmekten beni alıkoyan nedir ki?

Adalet, bireysel sorumluluklar penceresinden dürüstlük ilkesine dayanır.

Ancak temel içgüdü; bireyin kendini korumasıdır.

Adaletsizliğin eninde sonunda can yakacağı bilinir ve bu yüzden “en yüce erdem” diye nakşedilir zihinlere…

Adalet güçlü olmak zorundadır.

Adaleti sağlayan iki dinamik vardır; 1-erdem, 2-güç.Bu yüzden güçsüz adalet acizlikadaletsiz güç ise zulümdür.

Güç; adalet ile dengelenir.

Eğer adalet yoksa, en güçlü sistem, en büyük yıkımla sonlanacaktır.

Öyle ki gaddar pek çok kral taht sürmüştür de adaleti sağlayamayan çoğu iyi kralın sonu çabuk gelmiştir.

Adalet, hayattır.

  SEN ADİL DAVRANDIĞINA İNANIYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Çürük toplum hapishanesi

ÇÜRÜMENİN 5 EMARESİ

1-Vicdanı dinlemez olursun

2-Çıkarların değerlerinin önüne geçer

3-Haklıyı değil güçlüyü tutarsın

4-Sana dokunmayan yılan bin yıl yaşar

5-Ahlak yük olmaya başlar

Unutma; KONFOR ÇÜRÜTÜR.

Çürüme tepeden başlartabana yayılır. Çürüme bir kez tetiklenince, toplumsal değerler ihlal edilir.

Demokrasi talebi değil, imtiyaz talebi vardır.

Otorite talebi de eşanlı yükselir.

Ancak otoritenden beklenti, çıkar olur.

Aile yapısı bozulur, ortak değerler yok olunca aile bireyleri menfaat yığınına dönüşür.

Bireyin çürümesi de değer kaybıyla oluşur.

Önce içindeki tanrıyı (vicdanı) susturur sonra konfor devreye girer.

Konfor, çürütür. Hem de lime lime yapar tüm benliğini insanın…

Aklı dumura uğratır, organları işlevsiz kılar, mücadele etmeyi unutur ve çürüme hükmünü icra eder.

Sebep-sonuç ilişkisi yok olur. 

Doğru-yanlış ekseni silikleşir, iyi-kötü ayırtı bulanıklaşır, güzel-çirkin gri bulamaçta buluşuverir.

Neticede çürük toplumbireylerinin içinde çürüdüğü hapishaneye dönüşecektir.

Çürümeye dair akılda kalmasını umduğum şudur ki çürüme, başladığında durdurulamayacağıdır.

Bu yüzden senin sağlam olman yetmez, çürüklerden uzak durman gerekecektir.

Başka kurtuluş yoktur

   ÖZ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKIYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Bu hale nasıl geldik?

TOPLUMSAL ÇÖZÜLME

1-Değerler toplumundan ilişkiler toplumuna evirildik.

2-İş ahlakı bozuldu.

3-Toplumsal sorunlar devasa boyutta.

4-Ahlak, etik, hak hukuk zedelendi.

5-Ya düzeleceğiz ya düzeleceğiz.

Son çeyrek yüzyılda, toplumsal çözülmenin geldiği nokta; dikkat çekici… Böyle bir nesil ile ne yapılır?

1-İktidara oy verir, muhalefetten hesap sorar.

2-Düello mertliğinde değil, trolluk pususundadır.

3-Kendine benzemeyenden nefret eder.

4-Farklı olandan ölesiye korkar.

5-Bilgi sahibi değildir, her konuda kanaat serdeder.

6-Merak etmez, birilerine biat ile yetinir.

7-Akıllı değil, kurnazdır. Nimeti alır, külfeti öteler.

8-Özgün olanı değil, taklidi sever.

9-Ödülden ziyade ceza ile çalışır.

10-Sabrı bilmez, panik ve telâş içindedir.

Böylesi bir nesille bir ülkenin zenginleşmesi, büyüme veya kalkınması kolay mıdır? Mümkün müdür?

Önerim şudur ki böylesi insanları;

Altın olsa kesenizde,

Bal olsa kâsenizde,

Para olsa kasanızda tutmayın, uzak durun…

İçinden geçilen ekonomik krizin, enflasyonun bize yüklediği külfetler, siyasetin geldiği çözümsüzlük, tüm bu tutum ve davranışlarımızdan kaynaklanıyor.

HALİMİZİ  GÜZELLEŞTİRELİM Mİ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Şeytanlık yapma!

ŞEYTAN; KAYBETMEYE MAHKÛM

OYUNUN KURUCUSUDUR

1-Bu yüzden kaybetmek;

2-Şeytanın tanımında var…

3-Temel prensip, fırsatları şeytanca tutumlarla,

4-Heba etmek yerine, etik prensiplerle,

5-Değer üreterek kazanan olmaktır.

Halka açılma sürecinde Sergey ve Larry; başında oldukları Google için, bütün internet kullanıcılarını kapsayan sosyal paydaşlarına yönelik stratejileri şuydu; ‘şeytanlık yapma!’.

Anlatmak istedikleri, ‘ne vaat ettiysen onu ver’ idi ve ‘arama sonuçları arasına istenmeyen siteleri sıkıştırarak para kazanmayı deneme’ güvenini yaratmaktı.

Bundan 26 yıl öncesinde Microsoft; benzer bir yaklaşımı; ‘anlaşma yaparken adil ol’ ilkesi peşinden gidiyordu.

Daha pek çok dünya devi şirket; müşterilerini dolandırmanın ayıp, ortağına kazık atmanın ‘gerizekalıca’ olduğu ilkesinde…

Hele ki sizin hisse senedinizi almış, küçük ortağınız ise…

Peki, bunun pratikte denetimi nasıl olacak?

Şeytanlık yapma deklarasyonun dahi olsa, birinin ‘küçük ortağını’ dolandırmadığından ‘halka açık hisseler üzerinden’ paydaşlarına kazık  atmadığından  emin olmanın yolu; ‘bağımsız yönetim kurulu üyeliği’ prensibi…

Ancak korku şu ki; ‘şirketlerimiz yabancıların eline geçecek.’

Oysa dert başka..  Dert; şeytanlık…

SEN HESAP VERMEYENLERDEN MİSİN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Aynayı tuttum yüzüme

NAZAR KILDIM BEN ÖZÜME

KENDİM GÖRÜNDÜM GÖZÜME

1-Depremde sebep aradım.

2-Kendimi sebepler arasında buldum.

3-Halimi güzelleştirmeliymişim.

4-Deprem en iyi yapı denetim şirketiymiş.

5-Ancak ücreti ödenesi değilmiş.

Aynayı tuttum yüzüme; kendim göründüm gözüme


Deprem öncesi tedbir almadığım göründü gözüme.

Konutun temeline bakmadığım göründü gözüme.

Dikkat edince kolonunun kesildiği göründü gözüme.

Zemin etüdüne aldırmadığım göründü gözüme.

Deprem sonrası fırsatçılığım göründü gözüme.

Konteynerleri saklamayıp sattığım göründü gözüme.

Deprem göçerinden fahiş kira göründü gözüme.

Enkazları yağmalayabileceğim göründü gözüme.

Borsayı kapatmayıp kâr edeceğim göründü gözüme.

Kâr hırsım ar damarımı çatlatmış göründü gözüme.

Daha fazla mal-mülk hırsım olduğu göründü gözüme.

İskân alırken rüşvet verdiğim göründü gözüme.

Çalmayan müteahhit sevmediğim göründü gözüme.

Denetimden asla hazzetmediğim göründü gözüme.

Hakkıma düşene razı olmadığım göründü gözüme.

İmarımı affedene oy verdiğim göründü gözüme.

Depremde bilimi önemsemediğim göründü gözüme.

Felaketleri kadere yüklediğim göründü gözüme.

Bilim insanlarını asla dinlemediğim göründü gözüme.

Nasılsa deprem olmaz aymazlığım göründü gözüme.

NAZAR KILSAN SEN ÖZÜNE, KİM GÖRÜNÜRDÜ GÖZÜNE?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Sahi, tek yürek miyiz?

BU KAFA RANT KAFASI

1-İmarını affettiren yıkıldı.

2-Denetlenenin binası ayakta kaldı.

3-Felakette yardıma koşan da bizden.

4-Deprem fırsatçısı da bizden…

5-Bizi ayrıştırıp aynı ufka baktırmayanlara lanet.

Deprem; içimizdeki fay hatlarını kırdı ve karakterimizi görünür kıldı.

Deprem bölgesine ait plakayı görünce, yemek ücreti almayacak kadar alicenap olan; bizden…

Deprem yüzünden göç ettiği Mersin’de normal kiralar 10 bin lira iken, 25 bin lira kira isteyen de bizden…

Aynı ufka bakmıyoruz.

Oysa deprem ufkumuzu aynı kılmalı, siyasetçisinden esnafına, depremzedesinden yardımseverine her birimizi ortak kamusal anlayışta birleştirmeliydi.

Krizler fırsat doğurur

Doğrudur. Bu, kendimizi etkileyen fırsatlar için doğru ve ahlakidir.

Ancak başkasının krizinden yararlanmak; fırsatçılıktır.

Hele ki bu kriz; toplumsal felaket ise burada fırsat kovalamak, gaflettir, ihanettir, hıyanettir, aşağılık ruh halidir.

Ayrıca suçtur, hem de toplumsal yıkım suçudur.

Yardım toplarken kullandığımız slogan şuydu; Türkiye Tek yürek

Fakat gördük ki kamu kurumları arasında kaynak aktarımı yapılmış.

Neden her birimiz buna daha fazla katkı vermedik?

Sebebi; güven unsuru zayıftı.

Siyaset bizi bölmüş, deprem bölgesinde dahi seçim için fırsat kollanmış, ‘ben’ ve ‘öteki’ ifadeleriyle toplum ayrıştırılmış, üst yönetimin nefret dili vatandaşımıza şefkat aktaramamıştı.

Sahi, biz tek yürek miyiz?

Bu felaket bile bizi birleştiremiyorsa, halimiz yaman…

DEPREM BİZİ NEDEN BİRLEŞTİREMEDİ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Haksız kazanç haramdır

YASAL OLAN HELAL Mİ?

1-Krizden fırsat çıkarılır da…

2-Başkasının acısından fırsat kovalanmaz.

3-Mağduriyetlerden kazanç üretenler var.

4-Haksız kazançların önünü almalıyız.

5-Ahlak çökünce toplum enkaz altında kalır.

Mağduriyetler üzerinden kazanç helâl değildir.

Hangi mağduriyet olursa olsun; bunun üzerinden kazanç sağlamak, rant elde etmek, zenginleşmek; yıkıntılar üzerinden yükselmek, acılar üzerine merdiven dayamak helâl değildir.

Ülkemizde peş peşe iki büyük deprem yaşanmışken Borsanın deprem sırasında kapatılmamış olması kabul edilebilir değildir.

Depremin 8. Gününe girildiğinde ilk iki günde mağduriyet gören bölge halkı için yapılan işlemlerin iptal edilmemiş olması; inanılası değildir.

Olayda ihmali olan bürokratların; yetkilerini kötüye kullananların sessiz kalması doğru değildir.

Depremde yıkılan bizim binalarımız değil ahlakımızın çöküşüdür.

Faylar üzerinde yaşayan ülkemiz; çürük demir, deniz kumu itirafçılarının dudak arasındadır.

Sormayan, sorgulamayan bir toplum yıkıntılar arasında kalmaya mahkumdur.

Ayrıca hukuki olan adil midir?

Yasal olan helal midir?

Haksız kazanç peşinde koşanlar, muktedir olsalar dahi gönüllerde iktidar olamayacaklar.

Bölgede insanlar can derdinde iken, bu durumdan fırsat üretenleri nasıl değerlendirmeliyiz?

Kriz fırsat üretir ama başkasının krizinden felaketinden fırsat çıkaran nasıl bir yaratıktır ki toplumda itibar görebilsin?

Ahlak;  sığınabileceğimiz en büyük ve güvenli limandır.

AHLAKLI TOPLUM YIKINTI ALTINDA KALIR MI?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

İş ahlakımız çürürse…

HAYVAN YULARINDAN İNSAN SÖZÜNDEN TUTULUR

1-#enflasyon sözünü tutmamanın bahanesi olmuş.

2-Kriz içimizdeki hırsı azaltacağına;

3-Bazılarımızı daha da beter hale getirmiş.

4-Oysa iş ahlakı çürürse;

5-Ortada #piyasa kalmayacak.

İşimiz zor. İmkanı olduğu halde borcunu ödemeyene dair şikayetler çoğaldı. 

Taahhüdlerini yerine getirmeyenin öyküleri etrafa yayılıyor. 

Kriz şartlarını bahane edip anlaşmaları çiğnemek, verdiği krediyi geri çağırmak veya benzeri ahlak-etik dışı davranışlar, bindiği dalı kesmektir.

İş dünyasındaki ilişkilerin evrensel kabul görmüş değerler üzerinden yürümesini savunan iş ahlakı çökünce çürüme başlıyor.

Bizde pek çok kurum iş etiğini reddetmiyor ama uygulamıyor da…

Oysa mayamızda ahiliklonca gibi kurumlar bir zamanlar iş yapma kültürümüzün DNA’sıydı.

Tuhaf olan iş ahlakının bizi ‘yavaşlattığı’, etik olmayan rakip karşısında ‘rekabet dezavantajı’ oluşturduğunun savunulmasıdır.

Etik ve vicdanı bir tarafa atınca, müşteriyi kandırmak, çalışanı istismar, devleti dolandırma, ortağı batırma; yaygınlaşıyor.

Enflasyon sürecinde gördük ki daha hırslı, etik dışı olabiliyormuşuz.

Oysa bize zamanında ayna tutan virüs, hatalarımızdan kurtulmaya vesile olmalıydı…

DEĞERLERİN ÇÜRÜRSE SEN VAR KALABİLİR MİSİN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Sen niye dürüstsün?

SİLGİ DİYARINDA KALEM OLMAK

1-İş etiğine uyan kurnazlığa sapmayan

2-Yasal davranınca enayi yerine konulmayan

3-Dürüstlerini hırpalamayan toplum olmalı

4-Dürüstlük olması gerekendir

5-Yanlış olan dürüstü enayi zannetmektir

Şener Şen; ‘Namuslu’ filminde, söyleniyor; ‘En namuslu sözler, en namussuzların dilinde…’

Biz namusu, dürüstlük olarak alıp günümüzde olan bitene göz gezdirelim; Acaba dürüstlük niçin bu kadar değerli hale geldi?

Zaten normal olan dürüstlük değil midir? 

Madalya mı takmalı dürüste?

Sorun, etik olmanın, namuslu tutumun, dürüstlüğün rekabet zaafı gibi algılanmasında…

Vergisini zamanında ödeyeni, aflarla enayi yerine koyar, hazine arazisini işgal etmeyip yasal davrananı ahmak sayarsan, borcuna sadık olanı; işini bilmez kabul edersen, çalıp çırpmayana değersizleştirirsen dürüst nadir olur.

Şener Şen filmde parasını soyguncuya kaptıran bir mutemedi canlandırır.

Çevresi, ailesi dahi onun dürüst olabileceğini düşünmez.

Parayı zimmetine geçirdiğini savunurlar.

Üstelik bu inançla ona olan itibarları artıverir.

Namussuz diye bilinmek bir anda tüm ilgiyi üzerine toplar.

Yıllardır onu hakir görüp alay edenler saygıda kusur etmez.

Gerçeğine kimseyi inandıramaz parayı çalmış gibi davranır.

SENCE DÜRÜSTLÜK NEDEN ENAYİLİK OLUVERDİ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Neden adil olmalıyız?

ADALETİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Hayatın mülkün temelidir.

2-Toplumu ayakta tutar.

3-Adalet güçlü ise erdemdir.

4-Güçsüz adalet acizliktir.

5-Adil olmayan yönetim ülkeyi bitirir.

Güç; adaletle dengelenmezse felakettir

Adalet; orta yol, istikamet. Arapça kelime…

Bizde yüklendiği anlam; yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanımını sağlamak…

Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, herkese uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme ve doğruluk ifadesi

Peki, neden adaletli olmak zorundayız?

Gücüm varsa zulmetmekten beni alıkoyan nedir ki?

Adalet, bireysel sorumluluklar penceresinden dürüstlük ilkesine dayanır.

Ancak temel içgüdü; bireyin kendini korumasıdır.

Adaletsizliğin eninde sonunda can yakacağı bilinir ve bu yüzden “en yüce erdem” diye nakşedilir zihinlere…

Adalet güçlü olmak zorundadır.

Adaleti sağlayan iki dinamik vardır; 1-erdem, 2-güç.

Bu yüzden güçsüz adalet acizlikadaletsiz güç ise zulümdür.

Güç; adalet ile dengelenir.

Eğer adalet yoksa, en güçlü sistem, en büyük yıkımla sonlanacaktır.

Öyle ki gaddar pek çok kral taht sürmüştür de adaleti sağlayamayan çoğu iyi kralın sonu çabuk gelmiştir.

Adalet, hayattır.

   SEN ADİL DAVRANDIĞINA İNANIYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU