Kriz beklenmeden gelir

HER KRİZ FIRSATA DÖNÜŞMEZ

1-En ölümcül hata krizi kabul etmemektir.

2-Krize götüren zihin yapısı dönüştürülmeden,

3-Kök sebebe inilmeden çözüm gelmez.

4-Devamlı gündem değiştirmekle,

5-Kriz ertelenebilir ama engellenemez.

Bir mekanizmanın mevcut konumunu ve geleceğini etkileyen hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve genelde önlem alınmakta geç kalınan olumsuz durumdur.

Ülkenin, ekonominin, örgütün üst düzey hedeflerini ve işleyişini tehdit eder.

Krizde çalışmak, ilerlemekten ziyade hayatta kalmaya odaklıdır.

Sürgit krizde yaşanmaz.

Ezberler gözden geçirilir, alışkanlıklar çöpe atılır ve krize götüren zihin yapısı sorgulanır.

Zaten kriz, eylemsizliğe izin vermez.

Ancak krize girdiği halde yönetim anlayışını değiştirmeyenler de değiştirilir.

Zira hayatta kalmak en önemli amaç olmuştur.

Krizle baş etmek 3 temel prensibe bağlı;

1-krizi kabullen,
2-kök sebepleri bul, 

3-dönüşümü sağla.

Kriz, öngörüldüğü halde tedbir alınmıyorsa, buna gaflet denir ki sistemleri çökerten bu yönetim anlayışıdır.

Krizle karşılaşınca yapılan 2 temel hata; 

1-krizi inkâr, 

2-tedbiri geciktirmek..

Bu durumda kriz içinde kriz doğar.

Krizden çıkış maliyetini arttırır, ülkeyi, sistemi, yapıyı felakete sürükler. Krizi fırsata çevirmek için kök sebepleri bulmak zorunludur.

 KRİZİNİ KENDİN İNŞA EDİYOR OLMAYASIN?

DEVAMINI OKU

Topluma en büyük zulüm tedbirsizlik

TEDBİRSİZİN 5 BAHANESİ

1-Başkasını suçlamak.

2-Yangında bile poz vermek.

3-Alevlerden siyaset çıkarmak.

4-Canlıları hiçe saymak.

5-Enkaz kaldırmayla göz boyamak.

Doğa, ona ihanet edeni cezalandırır.

Riskleri bilmek, görmek; tedbir almamak bir topluma yapılabilecek en büyük zulümdür.

Milyonlarca para harcarsın, muhteşem tesisler kurarsın, Bütün sermayenin yatırsın, tedbirsizliğin kurbanı olur, bir gecede hepsi erir.

Paran erir, evin yanar, su altında kalırsın.

Doğal afetlerin merkezi haline gelirisin.

Bir ülke aldığı tedbirlerle en büyük tasarrufu yapar.

Var olanı koruyabilmek zenginliğin en büyük parçasıdır.

Bir sabah uyandığında paranın değeri pul olmaz, is kokuları içerisinde uyanmazsın.

Tedbirsizlik; kalkanı duvara asarken, etrafta gezinen düşmana dikkat etmemektir.

Tedbiri olmayanların enkazları olur.

Tedbir azaldıkça tehditler artar.

Palyatif tedbir; geçici tedbirdir.

Biz ne zaman palyatif tedbirleri bırakacağız?

Tedbir al; ciğerlerini korursun, ormanlarından kül yağmaz, ölmezsin.

Ekonomin iflasa sürüklenmez…

  FELAKETİN ADI TEDBİRSİZLİK DEĞİL MİDİR?

DEVAMINI OKU

Kriz amortisörleri

TOPLUMSAL DAYANIŞMANIN 5 FAYDASI

1-Krizlere karşı durabilme yetisi.

2-Dış şoklara direnç.

3-Hasarı hafifletme.

4-Krizden daha çabuk çıkma.

5-Kriz çıkaranları defetme.

Krizle gelenler krizle giderler

Türkiye’yi krizlere ve doğal afetlere karşı koruyan dört önemli amortisör var.

Bunlar;

1-rıza ve kadercilik duygusu,

2-aile içi yardımlaşma,

3-coğrafi zenginlikler ve

4– sosyal devlet çalışmaları.

Kriz amortisörleri kavganın döğüşün içinde kaldığında, ülke gündemi birlik ve beraberlikten uzaklaştığında devreye girer.

Ancak bu dönemlerde bağrış çağrış sırasında amortisörlerimizi unutabiliyoruz.

Oysa süreçler, tepeden tabana, leviathan (kadiri mutlak) bir anlayışla yürümüyor.

Birbirinden farklı ve çelişen milyonlarca bilgiyi yönetmek için hiyerarşik bir bilgi katmanı değil, network içinde rütbesiz bilgi yönetimi gerekiyor.

Yangınlar, sel felaketleri, musilajlar, salgın hastalıklar, ekonomik krizler, depremler sürdükçe doğa; daha fazla isyanla geliyor.

Belli ki gelmeye devam edecek.

Biz doğayı çoraklaştırdıkça, doğa bozulan iklim dengesiyle, sarsıntıları ile bizleri uyaracak, daha fazla sıcak olacak, daha fazla kuraklık hissedilecek.

Kriz amortisörlerimizi bu gibi zamanda hatırlarsak toplumsal barışı koruyabiliriz.

SENİN KRİZ AMORTİSÖRLERİN NELERDİR?

DEVAMINI OKU

Sokağa çıkabilmek

SOKAĞIN DİLİYLE 5 UYARI

1-Açlık en büyük kitle imha silahıdır

2-Sokak bu silahın yankılandığı yerdir

3-Sokağa kulağını tıkayan kaybeder

4-Sokağı sindirmiş olman yetmez

5-Sessizliğin sağır ediciliği seni bulur

Evden adım attığında, pencereni araladığında, hayata dokunduğunda; sokaktasındır.

Sokak; iki yanında ev olan, caddeden dar ve kısa olan yoldur.

Sokak, halkın sesini duyabildiğin dinamik mekandır.

Ekonomideki büyük çöküş dalgaları, sokağın sesi ile inler.

Zira sokak artık bir ses olmuştur.

Kulak veren için uyarı, kulağını sokağa tıkayan için ise gaflet…

Sokağa çıkmak daha önce kıyafetinle, sözünle güçlü bir duruş gerektirirdi.

Pazara geç giden, çöpten beslenen, kıt kanaat geçinmeye çalışan insanlar sokaktan çekilince…

Ağzını açamayan, konuşamayan insanlar haline gelince…

Kendi söylediği sözleri bir gün sonra ‘yanlış söylemişim’ diye yalanlayan insanlar dolmaya başlayınca, sokağın da anlamı değişti.

Enflasyonun %80’e dayandığı, gerçek enflasyonun ise %120’ye koştuğu ortamda, bunun sorumlularının sokağa çıkabilme cüreti göstermesi, tam da bu yüzdendir.

Sokak sessizleştirildi, ses çıkarana haddi(!) bildirildi.

Sokak, buna rağmen açlığın sessiz çığlığıyla yankılandığı yerdir hâlâ…

SESSİZ ÇIĞLIKLARI DUYABİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Kriz beklenmeden gelir

HER KRİZ FIRSATA DÖNÜŞMEZ

1-En ölümcül hata krizi kabul etmemektir.

2-Krize götüren zihin yapısı dönüştürülmeden,

3-Kök sebebe inilmeden çözüm gelmez.

4-Devamlı gündem değiştirmekle,

5-Kriz ertelenebilir ama engellenemez.

Bir mekanizmanın mevcut konumunu ve geleceğini etkileyen hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve genelde önlem alınmakta geç kalınan olumsuz durumdur.

Ülkenin, ekonominin, örgütün üst düzey hedeflerini ve işleyişini tehdit eder.

Krizde çalışmak, ilerlemekten ziyade hayatta kalmaya odaklıdır.

Sürgit krizde yaşanmaz.

Ezberler gözden geçirilir, alışkanlıklar çöpe atılır ve krize götüren zihin yapısı sorgulanır.

Zaten kriz, eylemsizliğe izin vermez.

Ancak krize girdiği halde yönetim anlayışını değiştirmeyenler de değiştirilir.

Zira hayatta kalmak en önemli amaç olmuştur.

Krizle baş etmek 3 temel prensibe bağlı;

1-krizi kabullen,
2-kök sebepleri bul, 

3-dönüşümü sağla.

Kriz, öngörüldüğü halde tedbir alınmıyorsa, buna gaflet denir ki sistemleri çökerten bu yönetim anlayışıdır.

Krizle karşılaşınca yapılan 2 temel hata; 

1-krizi inkâr, 

2-tedbiri geciktirmek..

Bu durumda kriz içinde kriz doğar.

Krizden çıkış maliyetini arttırır, ülkeyi, sistemi, yapıyı felakete sürükler.

Krizi fırsata çevirmek için kök sebepleri bulmak zorunludur.

 KRİZİNİ KENDİN İNŞA EDİYOR OLMAYASIN?

DEVAMINI OKU

İşler ters gidiyorsa…

TEHLİKENİN 5 SİNYALİ

1-işler sürekli ters gidiyordur

2-Beklemek sorunu büyütüyordur

3-Hayatının akışı aksamıştır

4-Günlük rutinler bozulmuştur

5-Konforun seni çürütmüştür

Çözümü zamana bırakma.

Hareket vaktidir şimdi.

Bir şeyler ters gitmeye başladıysa, ne yapmayı düşünürsün?

Sinsi bir baş ağrısı, gözlerde kaygılı dalmalar, göğsünün üzerinde biri oturuyormuş gibi baskı ve midede yanma

Der ki; bir şeyler ters gidiyor ya da yolunda gitmiyor.

Hal böyleyken bu konuda ne yapmayı düşünürsün

Kendiliğinden geçmesini beklemeyi mi, eyleme geçmeyi mi?

Böyleyken beynimin bir kısmını; “yarıcıya” vermiş gibi olurum.

Hani, tarlasını kendi ekmeyip biçmeyip, ürünün yarısı karşılığında başkasına işleten gibi..

Beynin bir yarısı rahattır.

Ancak diğer yarısı henüz çözülememiş problemgiderilmemiş kaygı ve yönetilmemiş risklerin hesabı derdindedir.

İnsan, rahatı karşılığında bedel öder ve kendi hapishanesinde gözetim altında kalır.

İşin tuhafı, kendine gardiyan olduğu bu hapishanede çok farklı duygular ve düşünceler üretebiliyor olacağıdır.

İnsan, soru sorarArayışı vardır. 

Unutabilme yetisi ile var olabilir.

Ancak işe yarar olan, işler ters gidiyorsa, düşünmek ve çözmektir.

Çözümü zamana bırakırsan işlerin daha da ters gidebilir.

HAREKETE GEÇME ZAMANIN GELMEDİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Kriz amortisörleri

TOPLUMSAL DAYANIŞMANIN 5 FAYDASI

1-Krizlere karşı durabilme yetisi.

2-Dış şoklara direnç.

3-Hasarı hafifletme.

4-Krizden daha çabuk çıkma.

5-Kriz çıkaranları defetme.

Krizle gelenler krizle giderler

Türkiye’yi krizlere ve doğal afetlere karşı koruyan dört önemli amortisör var.

Bunlar; 1-rıza ve kadercilik duygusu, 2-aile içi yardımlaşma,3-coğrafi zenginlikler ve 4– sosyal devlet çalışmaları.

Kriz amortisörleri kavganın döğüşün içinde kaldığında, ülke gündemi birlik ve beraberlikten uzaklaştığında devreye girer.

Ancak bu dönemlerde bağrış çağrış sırasında amortisörlerimizi unutabiliyoruz.

Oysa süreçler, tepeden tabana, leviathan (kadiri mutlak) bir anlayışla yürümüyor.

Birbirinden farklı ve çelişen milyonlarca bilgiyi yönetmek için hiyerarşik bir bilgi katmanı değil, network içinde rütbesiz bilgi yönetimi gerekiyor.

Yangınlar, sel felaketleri, musilajlar, salgın hastalıklar, ekonomik krizler, depremler sürdükçe doğa; daha fazla isyanla geliyor.

Belli ki gelmeye devam edecek.

Biz doğayı çoraklaştırdıkça, doğa bozulan iklim dengesiyle, sarsıntıları ile bizleri uyaracak, daha fazla sıcak olacak, daha fazla kuraklık hissedilecek.

Kriz amortisörlerimizi bu gibi zamanda hatırlarsak toplumsal barışı koruyabiliriz.

 SENİN KRİZ AMORTİSÖRLERİN NELERDİR?

DEVAMINI OKU

Yol açık, yola çık

KARMAŞADA YOL ALMAK

1-Asude kalmak ister isen gelme cihana…

2-Krizler, dünyanın dinginliğini aldı.

3-Geriye karmaşa, tedirginlik bıraktı.

4-Şimdi bu gerginlikte yol almak gerekecek.

5-Sakin deniz bekleyen, limanda çürüyebilir.

Dünya hiç bu kadar zengin ve bir o kadar karmaşık süreçler içinde olmamıştı.

Özellikle korona ile küresel arenanın siyaset ve ekonomi iklimini krizler çağı diye adlandırmak mümkün.

Aslında ‘krizlerden öğrenen’ yapısıyla Türkiye, bu alanda  ‘bedeli fazlasıyla ödenmiş’ beceri sahibi sayılabilir.

Bunun anlamı şu; ‘artık istikrar diye bir şey yok, olsa bile bundan böyle sürdürülebilir değil.

İstikrarsızlık kalıcı hale geliyor ise ‘yeni normal’ diye tanımlanabilmeli.’

Bu da zihin yapılarımızı derinden etkileyecek farklı enerji türüdür.

Küresel karmaşa varken ‘istikrar arayışı’ eski ezber artık.

Bir kez karmaşada yol almayı becerince de tüm ‘iş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerini’ buna göre yapılandırılabiliyor, ardından ‘sürdürülebilir istikrarsızlığı sürekli inşa etmeye başlıyorsunuz.

Ticaret savaşlarısalgınafetlerkuraklıkküresel ısınma ve silahlı çatışmalar.

Dünyamızın yakın geleceğinde istikrar geri gelir umudu taşıyanlara uyarı; ‘limanda çürüme riskiniz hayli yüksek.’ 

Yol açık, yola çık…

LİMANDA ÇÜRÜYECEK   KORKAK TEKNE MİSİN?

DEVAMINI OKU

İşler ters gidiyorsa…

TEHLİKENİN 5 SİNYALİ

1-işler sürekli ters gidiyordur

2-Beklemek sorunu büyütüyordur

3-Hayatının akışı aksamıştır

4-Günlük rutinler bozulmuştur

5-Konforun seni çürütmüştür

Çözümü zamana bırakma.

Hareket vaktidir şimdi.

Bir şeyler ters gitmeye başladıysa, ne yapmayı düşünürsün?

Sinsi bir baş ağrısı, gözlerde kaygılı dalmalar, göğsünün üzerinde biri oturuyormuş gibi baskı ve midede yanma

Der ki; bir şeyler ters gidiyor ya da yolunda gitmiyor.

Hal böyleyken bu konuda ne yapmayı düşünürsün

Kendiliğinden geçmesini beklemeyi mi, eyleme geçmeyi mi?

Böyleyken beynimin bir kısmını; “yarıcıya” vermiş gibi olurum.

Hani, tarlasını kendi ekmeyip biçmeyip, ürünün yarısı karşılığında başkasına işleten gibi..

Beynin bir yarısı rahattır. Ancak diğer yarısı henüz çözülememiş problemgiderilmemiş kaygı ve yönetilmemiş risklerin hesabı derdindedir.

İnsan, rahatı karşılığında bedel öder ve kendi hapishanesinde gözetim altında kalır.

İşin tuhafı, kendine gardiyan olduğu bu hapishanede çok farklı duygular ve düşünceler üretebiliyor olacağıdır.

İnsan, soru sorarArayışı vardır. 

Unutabilme yetisi ile var olabilir.

Ancak işe yarar olan, işler ters gidiyorsa, düşünmek ve çözmektir.

Çözümü zamana bırakırsan işlerin daha da ters gidebilir.

 HAREKETE GEÇME ZAMANIN GELMEDİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Kriz beklenmeden gelir

HER KRİZ FIRSATA DÖNÜŞMEZ

1-En ölümcül hata krizi kabul etmemektir.

2-Krize götüren zihin yapısı dönüştürülmeden,

3-Kök sebebe inilmeden çözüm gelmez.

4-Devamlı gündem değiştirmekle,

5-Kriz ertelenebilir ama engellenemez.

Bir mekanizmanın mevcut konumunu ve geleceğini etkileyen hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve genelde önlem alınmakta geç kalınan olumsuz durumdur.

Ülkenin, ekonominin, örgütün üst düzey hedeflerini ve işleyişini tehdit eder. Krizde çalışmak, ilerlemekten ziyade hayatta kalmaya odaklıdır.

Sürgit krizde yaşanmaz.

Ezberler gözden geçirilir, alışkanlıklar çöpe atılır ve krize götüren zihin yapısı sorgulanır.

Zaten kriz, eylemsizliğe izin vermez.

Ancak krize girdiği halde yönetim anlayışını değiştirmeyenler de değiştirilir.

Zira hayatta kalmak en önemli amaç olmuştur.

Krizle baş etmek 3 temel prensibe bağlı; 1-krizi kabullen, 2-kök sebepleri bul, 3-dönüşümü sağla.

Kriz, öngörüldüğü halde tedbir alınmıyorsa, buna gaflet denir ki sistemleri çökerten bu yönetim anlayışıdır.

Krizle karşılaşınca yapılan 2 temel hata; 1-krizi inkâr, 2-tedbiri geciktirmek..

Bu durumda kriz içinde kriz doğar.

Krizden çıkış maliyetini arttırır, ülkeyi, sistemi, yapıyı felakete sürükler.

Krizi fırsata çevirmek için kök sebepleri bulmak zorunludur.

 KRİZİNİ KENDİN İNŞA EDİYOR OLMAYASIN?

DEVAMINI OKU