Bindiğin dalı kesme

VİCDANSIZLAŞMA
Korona bize ayna tutuyor.
Piyasada etik dışı davranışlar çoğaldıkça sosyal hayat bozuluyor.
Biz; halimizi güzelleştirmedikçe işlerimiz de düzelmez.
Vicdan; bedendeki yük değil, içimizdeki sigortadır.

İş dünyasındaki ilişkilerin evrensel kabul görmüş değerler üzerinden yürümesini savunan iş etiği yaklaşımı var. Bizde de pek çok kurum, uygulamasa dahi iş etiğini reddetmeyen algı düzeyine ulaştı. Zaten mayamızdaki ahilik, lonca gibi kurumlar, kadim zamanlarımızda iş yapma kültürümüzün DNA’sıydı.

Fakat temel sorun; iş etiğinin ‘yavaşlattığı’ etik olmayan rakipler karşısında ‘rekabet dezavantajı’ yarattığı ve ‘masraflı’ olduğu önyargısıdır. Öyle ya bir yandan vergini ödeyecek, çalışanını soymayacak müşteri kazıklamayacaksın.

Öte yandan bunları yapmayan rakibinle, iç-dış pazarlarda fiyat rekabeti yapacaksın. Kabaca; etiğin bir külfet olduğu söylenebilir. Dinin de vicdanın da etik davranmayı, ahlaki ve toplumsal değerlere saygıyı emretse bile ‘rekabet şartları

 gerekçesiyle, ‘başkasında güzel ama biz yapamayız’ çıkmazına saplanıyoruz. Oysa biliyoruz ki serbest piyasa vicdansızlaşırsa vahşileşir ve çözdüğünden daha fazla sorun çıkarır. Bu da insanın bindiği dalı kesmesi demektir.

         İŞ DÜNYASINDA SEN VİCDANLI BİRİ MİSİN?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir