Vicdansızlaşma

BİNDİĞİN DALI KESME

1-Piyasada etik dışı davranışlar çoğaldıkça,

2-Sosyal hayat da bozulur.

3-Biz halimizi güzelleştirmedikçe,

4-İşlerimiz de düzelmez.

5-Vicdan, bedendeki yük değil, içimizdeki sigortadır.

İş dünyasındaki ilişkilerin evrensel kabul görmüş değerler üzerinden yürümesini savunan iş etiği yaklaşımı var.

Bizde de pek çok kurum, uygulamasa dahi iş etiğini reddetmeyecek algı düzeyine ulaştı.

Zaten mayamızdaki ahiliklonca gibi kurumlar, kadim zamanlarımızda iş yapma kültürümüzün DNA’sıydı.

Fakat temel sorun; iş etiğinin “yavaşlattığı”, etik olmayan rakipler karşısında “rekabet dezavantajı” yarattığı ve “masraflı” olduğu önyargısıdır.

Öyle ya bir yandan vergini ödeyecek, çalışanını soymayacak ve müşterini kazıklamayacaksın.

Öte yandan bunları yapmayan rakibinle, iç-dış vahşi pazarda, fiyat rekabeti yapacaksın.

Kabaca, etiğin bir külfet olduğu söylenebilir.

Dinin de vicdanın da etik davranmayı, ahlaki ve toplumsal değerlere saygıyı emretse bile, “rekabet şartları” gerekçesiyle “başkasında güzel ama biz yapamayız” çıkmazına saplanıyoruz.

Oysa biliyoruz ki serbest piyasa vicdansızlaşırsa vahşileşir ve çözdüğünden daha fazla sorun çıkarır.

SİZ VİCDANLI BİRİ MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU

Vicdansızlaşma

BİNDİĞİ DALI KESME

1-Piyasada etik dışı davranışlar çoğaldıkça,

2-Sosyal hayat da bozulur.

3-Biz halimizi güzelleştirmedikçe,

4-İşlerimiz de düzelmez.

5-Vicdan, bedendeki yük değil, içimizdeki sigortadır.

İş dünyasındaki ilişkilerin evrensel kabul görmüş değerler üzerinden yürümesini savunan iş etiği yaklaşımı var.

Bizde de pek çok kurum, uygulamasa dahi iş etiğini reddetmeyecek algı düzeyine ulaştı.

Zaten mayamızdaki ahiliklonca gibi kurumlar, kadim zamanlarımızda iş yapma kültürümüzün DNA’sıydı.

Fakat temel sorun; iş etiğinin “yavaşlattığı”, etik olmayan rakipler karşısında “rekabet dezavantajı” yarattığı ve “masraflı” olduğu önyargısıdır.

Öyle ya bir yandan vergini ödeyecek, çalışanını soymayacak ve müşterini kazıklamayacaksın.

Öte yandan bunları yapmayan rakibinle, iç-dış vahşi pazarda, fiyat rekabeti yapacaksın.

Kabaca, etiğin bir külfet olduğu söylenebilir.

Dinin de vicdanın da etik davranmayı, ahlaki ve toplumsal değerlere saygıyı emretse bile, “rekabet şartları” gerekçesiyle “başkasında güzel ama biz yapamayız” çıkmazına saplanıyoruz.

Oysa biliyoruz ki serbest piyasa vicdansızlaşırsa vahşileşir ve çözdüğünden daha fazla sorun çıkarır.

SİZ VİCDANLI BİRİ MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU

Bindiğin dalı kesme

VİCDANSIZLAŞMA
Korona bize ayna tutuyor.
Piyasada etik dışı davranışlar çoğaldıkça sosyal hayat bozuluyor.
Biz; halimizi güzelleştirmedikçe işlerimiz de düzelmez.
Vicdan; bedendeki yük değil, içimizdeki sigortadır.

İş dünyasındaki ilişkilerin evrensel kabul görmüş değerler üzerinden yürümesini savunan iş etiği yaklaşımı var. Bizde de pek çok kurum, uygulamasa dahi iş etiğini reddetmeyen algı düzeyine ulaştı. Zaten mayamızdaki ahilik, lonca gibi kurumlar, kadim zamanlarımızda iş yapma kültürümüzün DNA’sıydı.

Fakat temel sorun; iş etiğinin ‘yavaşlattığı’ etik olmayan rakipler karşısında ‘rekabet dezavantajı’ yarattığı ve ‘masraflı’ olduğu önyargısıdır. Öyle ya bir yandan vergini ödeyecek, çalışanını soymayacak müşteri kazıklamayacaksın.

Öte yandan bunları yapmayan rakibinle, iç-dış pazarlarda fiyat rekabeti yapacaksın. Kabaca; etiğin bir külfet olduğu söylenebilir. Dinin de vicdanın da etik davranmayı, ahlaki ve toplumsal değerlere saygıyı emretse bile ‘rekabet şartları

 gerekçesiyle, ‘başkasında güzel ama biz yapamayız’ çıkmazına saplanıyoruz. Oysa biliyoruz ki serbest piyasa vicdansızlaşırsa vahşileşir ve çözdüğünden daha fazla sorun çıkarır. Bu da insanın bindiği dalı kesmesi demektir.

         İŞ DÜNYASINDA SEN VİCDANLI BİRİ MİSİN?

DEVAMINI OKU

Vicdanlı ekonomi mümkün

ZOR ZAMANLARDA VİCDANI TERK ETME
#Korona bahanesiyle vicdanı külfet sayma.
Serbest piyasa, kural tanımazlık değildir.
Vicdan yoksa ekonomi vahşileşir.
Vicdansızlaşmak, çözdüğünden(!) fazla sorun çıkarır.

Ekonomi ile vicdan, yan yana gelebilir mi? Google’a sorarsan gelmez; ‘vicdanlı ekonomi’ yazdım, ‘tırnakları at öyle ara’ dedi ve beni; ‘vicdanlı kapitalizm yoktur’ başlıklı sitelere attı. Kapitalizmin vicdanı olmasa da bizim var ve iş etiği ile bunu ekonomik hayatta kullanabiliyoruz. ‘Ahlaklı, insaflı olmak rekabette dezavantaj doğurur’ söylemi doğru değil.

Yaygın ezber; vicdanlı olmanın iş hayatında işleri yavaşlatıp rekabeti olumsuz etkilediğidir. Vicdanın ‘külfet’ olduğunu savunanlar, kısa dönemde başarılı olsalar da uzun dönemde sürdürülebilir olamıyorlar.

Din ve vicdan, ahlaki değerlere saygıyı emretse de “rekabet şartları” diyerek “başkasında güzel ama biz yapamayız” çıkmazına saplanıyoruz. Yanlış!

Bazı kurumlarımız iş etiğine dair gayret gösterse de zor zamanlarda, mesela kriz anlarında etik ve vicdan bir tarafa atılabiliyor. Müşteriyi kandırmaktan, çalışanını istismara, devleti dolandırmaya, ortağını batırmaya kadar gemi azıya alabiliyoruz. Oysa vicdanlı ekonomi mümkündür, gereklidir.

AHİLİK, LONCALAR İŞ KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİL MİYDİ?

DEVAMINI OKU