Aynayı tuttum yüzüme

NAZAR KILDIM BEN ÖZÜME

KENDİM GÖRÜNDÜM GÖZÜME

1-Depremde sebep aradım.

2-Kendimi sebepler arasında buldum.

3-Halimi güzelleştirmeliymişim.

4-Deprem en iyi yapı denetim şirketiymiş.

5-Ancak ücreti ödenesi değilmiş.

Aynayı tuttum yüzüme; kendim göründüm gözüme


Deprem öncesi tedbir almadığım göründü gözüme.

Konutun temeline bakmadığım göründü gözüme.

Dikkat edince kolonunun kesildiği göründü gözüme.

Zemin etüdüne aldırmadığım göründü gözüme.

Deprem sonrası fırsatçılığım göründü gözüme.

Konteynerleri saklamayıp sattığım göründü gözüme.

Deprem göçerinden fahiş kira göründü gözüme.

Enkazları yağmalayabileceğim göründü gözüme.

Borsayı kapatmayıp kâr edeceğim göründü gözüme.

Kâr hırsım ar damarımı çatlatmış göründü gözüme.

Daha fazla mal-mülk hırsım olduğu göründü gözüme.

İskân alırken rüşvet verdiğim göründü gözüme.

Çalmayan müteahhit sevmediğim göründü gözüme.

Denetimden asla hazzetmediğim göründü gözüme.

Hakkıma düşene razı olmadığım göründü gözüme.

İmarımı affedene oy verdiğim göründü gözüme.

Depremde bilimi önemsemediğim göründü gözüme.

Felaketleri kadere yüklediğim göründü gözüme.

Bilim insanlarını asla dinlemediğim göründü gözüme.

Nasılsa deprem olmaz aymazlığım göründü gözüme.

NAZAR KILSAN SEN ÖZÜNE, KİM GÖRÜNÜRDÜ GÖZÜNE?

DEVAMINI OKU

Sahi, tek yürek miyiz?

BU KAFA RANT KAFASI

1-İmarını affettiren yıkıldı.

2-Denetlenenin binası ayakta kaldı.

3-Felakette yardıma koşan da bizden.

4-Deprem fırsatçısı da bizden…

5-Bizi ayrıştırıp aynı ufka baktırmayanlara lanet.

Deprem; içimizdeki fay hatlarını kırdı ve karakterimizi görünür kıldı.

Deprem bölgesine ait plakayı görünce, yemek ücreti almayacak kadar alicenap olan; bizden…

Deprem yüzünden göç ettiği Mersin’de normal kiralar 10 bin lira iken, 25 bin lira kira isteyen de bizden…

Aynı ufka bakmıyoruz.

Oysa deprem ufkumuzu aynı kılmalı, siyasetçisinden esnafına, depremzedesinden yardımseverine her birimizi ortak kamusal anlayışta birleştirmeliydi.

Krizler fırsat doğurur

Doğrudur. Bu, kendimizi etkileyen fırsatlar için doğru ve ahlakidir.

Ancak başkasının krizinden yararlanmak; fırsatçılıktır.

Hele ki bu kriz; toplumsal felaket ise burada fırsat kovalamak, gaflettir, ihanettir, hıyanettir, aşağılık ruh halidir.

Ayrıca suçtur, hem de toplumsal yıkım suçudur.

Yardım toplarken kullandığımız slogan şuydu; Türkiye Tek yürek

Fakat gördük ki kamu kurumları arasında kaynak aktarımı yapılmış.

Neden her birimiz buna daha fazla katkı vermedik?

Sebebi; güven unsuru zayıftı.

Siyaset bizi bölmüş, deprem bölgesinde dahi seçim için fırsat kollanmış, ‘ben’ ve ‘öteki’ ifadeleriyle toplum ayrıştırılmış, üst yönetimin nefret dili vatandaşımıza şefkat aktaramamıştı.

Sahi, biz tek yürek miyiz?

Bu felaket bile bizi birleştiremiyorsa, halimiz yaman…

DEPREM BİZİ NEDEN BİRLEŞTİREMEDİ?

DEVAMINI OKU

Yardım nasıl yapılır?

HAYATA DESTEK VERMEK..

1-Binlerce can depremde gitti.

2-Yardım yapmak insanlığın gerek şartı.

3-Ancak yeter şart; nasıl yapılacağını bilmek.

4-Bunu en acı yoldan öğrendik.

5-“Etkin yardımsever” olmalıyız.

Deprem, yardımlaşmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha bize anlattı.

Zorda olan, darda olana yardım yapmak, insan olmanın refleksi

Hele ki ortak felaket yaşıyorsak, yardımlaşma, var olmakla yok olmak arası kavram haline gelir.

Depremde enkaza koştuk, elimizde ne varsa paylaşmak istedik.

Fakat yardım yapmanın bir yolu yordamı olduğunu ancak deneyerek öğrenebildik.

İhtiyacı belirlemek gerektiğini anladık.

Kaynaklarımız neler olduğunu bilsek de bu kaynakları, ihtiyaçlarla nasıl buluşturacağımızı bilmek zorundaymışız meğer.

Koordinasyon; herkesin diline doladığı kelime oldu ve bu depremde eksikliğini, canlarımızla ödedik.

Yardımın zamanla yarışı vardır.

Vaktinde gelmeyen yardım, yok hükmündedir.

Misal enkaza geç müdahale edince orada binlerce insanımız soğuktan donuverdi.

Zamanı planla yönetmek gerektiğini fark ettik. Y

ardım yapacaksan, önce ihtiyaç sahibini, yerini ve zamanını hesap etmek zorundasın.

Yetmiyor, lojistik kanallarını bilmek gerek.

Kaçımız, elimizdeki kaynağı depremzedelere ulaştırmak için hangi yolu kullanmak gerektiğini düşünmedik ki…

İçimizdeki yardımlaşma duygusu, insan olmanın gerek şartıdır.

Ancak yeter şart; bu yardımı nasıl, ne zaman, ne ile ve hangi yolla yapacağımızı bilmekten geçiyor.

                      SEN YARDIMINI NASIL YAPTIN?

DEVAMINI OKU

Haksız kazanç haramdır

YASAL OLAN HELAL Mİ?

1-Krizden fırsat çıkarılır da…

2-Başkasının acısından fırsat kovalanmaz.

3-Mağduriyetlerden kazanç üretenler var.

4-Haksız kazançların önünü almalıyız.

5-Ahlak çökünce toplum enkaz altında kalır.

Mağduriyetler üzerinden kazanç helâl değildir.

Hangi mağduriyet olursa olsun; bunun üzerinden kazanç sağlamak, rant elde etmek, zenginleşmek; yıkıntılar üzerinden yükselmek, acılar üzerine merdiven dayamak helâl değildir.

Ülkemizde peş peşe iki büyük deprem yaşanmışken Borsanın deprem sırasında kapatılmamış olması kabul edilebilir değildir.

Depremin 8. Gününe girildiğinde ilk iki günde mağduriyet gören bölge halkı için yapılan işlemlerin iptal edilmemiş olması; inanılası değildir.

Olayda ihmali olan bürokratların; yetkilerini kötüye kullananların sessiz kalması doğru değildir.

Depremde yıkılan bizim binalarımız değil ahlakımızın çöküşüdür.

Faylar üzerinde yaşayan ülkemiz; çürük demir, deniz kumu itirafçılarının dudak arasındadır.

Sormayan, sorgulamayan bir toplum yıkıntılar arasında kalmaya mahkumdur.

Ayrıca hukuki olan adil midir?

Yasal olan helal midir?

Haksız kazanç peşinde koşanlar, muktedir olsalar dahi gönüllerde iktidar olamayacaklar.

Bölgede insanlar can derdinde iken, bu durumdan fırsat üretenleri nasıl değerlendirmeliyiz?

Kriz fırsat üretir ama başkasının krizinden felaketinden fırsat çıkaran nasıl bir yaratıktır ki toplumda itibar görebilsin?

Ahlak;  sığınabileceğimiz en büyük ve güvenli limandır.

AHLAKLI TOPLUM YIKINTI ALTINDA KALIR MI?

DEVAMINI OKU

Kurtulanları hayatta tut!

ŞİMDİ İŞBİRLİĞİ ZAMANI

1-Enkazda hala canlarımız var.

2-Kurtarabildiklerimizi hayata tutmalı.

3-Yardım seli yüreğimize su serpti.

4-İhtiyaçla kaynağı buluşturmada zayıfız.

5-Daha fazla işbirliği şart.

Bugün depremin 7. Günü.

Ülkede hasarı tespit etmeye kayıpları değerlendirmeye çalıştığımız bir süreç.

Acımız ise büyük.

Yardım ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.

İlaç, barınma, gıda gibi ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz.

Bu dönemden sonra özel sektör, sivil toplum kuruluşları koordinasyonu çok önemli.

Ancak bir taraftan yağma, istismar ve tacizlerle uğraşıyoruz.

Ülkenin dört bir yanından seferberiz; fakat içimizdeki kötüleri ve açığa çıkan yağmacıları engellemede eksik kalıyoruz.

Yüzyılın felaketini koordinasyonsuzluğumuz ile çözmeye çalışıyoruz.

El yordamıyla mücadele ediyoruz. Deprem travmatik bir durum ve en önemli konulardan biri sağlık

Deprem sonrası sağlık sorunlarının önlenmesi için hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının daha fazla işbirliği yapması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve sağlık malzemelerinin sağlanması gerekiyor.

Herkes gece gündüz deprem bölgesinde…

Sorunların çözümü için tüm tarafların işbirliği yapması şart.

Yabancıların yardım önerilerine seviniyoruz.

Elimizdeki yardım gücünü, daha fazla can kurtarmaya yönlendiremediğimiz için üzülüyor ve kahrediyoruz.

Kurtulanları hayatta tutmak şimdi en önemli uğraşımızdır.

Gayretlilerden Allah razı olsun.

ENKAZDAN YENİ MUCİZELER BEKLER MİYİZ?

.

DEVAMINI OKU

Depremden sonra 6. gün

İSTİSMARCILARA DİKKAT ZAMANI

1-Canlarımız hala enkaz altında

2-Çocuk istismarcıları türedi

3-Yağmacılar fırsat kolluyor.

4-Kurtarıcılarımız canla başla çalışıyor.

5-Depremzedeyi siyasi malzeme yapmayın.

Bölgede hâlâ kurtarma çalışmaları var.

Hâlâ yıkıntılar arasından canların kurtulma ihtimalinin olduğu mucize zamanlar

Seslerin cılızlaştığı ama sığınacak bir liman aradığı zamanlar

Bölgeye yardımın maddi, manevi, fiziksel yapıldığı dönemler

Duyarlılıkların en üst düzeyde tutulması gereken dönemler.

Sağlık hizmetlerinin en üst düzeyde çalıştığı dönemler

Bu süreç hemen her kesimin; halkın, deprem mühendislerinin inceleme yaptığı dönemler olmalıdır.

Zira çıkarılacak dersleri gözlemlediğimiz dönemlerdir.

Depremin altıncı günü bölgeden ayrılan depremzedeler AFAD ile irtibatta olmalıdır.

Zira haklarını öğrenmeleri için kanaldır.

Birlikte olunması gereken bu süreçte depremzedelerin yaşadığı zorluklar ve kargaşa, yağmacıların işine yarayabilecek fırsatlar sunabilir.

Çocuk tacirleri, depremzede çocukları kendilerine veya diğerlerine satmak için kaçırabilir veya istismar edebilir.

Güvenlik güçleri ve güvenlik tedbirleri daha da artırılmalı.

Bu dönem; güvenliğin sağlanması gereken, deprem lojistiğinin çözülmesi gereken bir dönem.

Bölge hala ihtiyaçlar ile kaynakları kavuşturabilmiş değil.

Bu süreçte canla başla çalışan kurtarıcılara minnetimiz var.

Artçıları devam ettiği süreçte dikkatimiz dağılmamalı.

DEPREMZEDE İÇİN BUGÜN SEN NE YAPTIN?

DEVAMINI OKU

Biz büyük bir milletiz

YÜREĞİMİZ ENKAZ ALTINDA

1-Deprem bizi bir kez daha birleştirdi.

2-Fırsatçı, ayrılıkçıları da açığa çıkardı.

3-Enkazdakilerde aklımız…

4-Varımızı yoğumuzu paylaşmaya başladık.

5-Bu; büyük millet olma vasfıdır…

Felaketler, gerçek karakteri ortaya çıkarır derler.

Doğrudur; deprem içimizdeki fay hatlarını kırınca ne olduğumuzu daha iyi anladık.

Öncelikle kötülerimizi açığa çıkardı bu deprem; fırsatçı, yağmacı, kötüleri…

Ancak onların sayısı iyilerimizin yanında devde kulak.

Gördük ki felaketler bizi birleştirebiliyor.

Elinde fazla yokken dahi yardıma koşabiliyoruz.

Kendisi muhtaç iken zordaki komşusuna el uzatabiliyor.

Tanımadığı insan enkaz altında iken rahat uyuyamıyor, atlayıp gidiyor. Ekmeğini bölüşüyor, parasını aktarıyor.

Yemek, yatak, uyku beni utandırıyor’ diyebiliyor.

Yüreğine işleyen deprem acısı, onu yüzlerce kilometrelik zorlu yollara koşabiliyor.

Bugün bedeni başka yerde olsa da yüreği depremde, enkaz altındaki canlarda olan milyonlarımız var.

Bu haslet sahibi millet, tereddüt dönemleri olsa bile felaketlerde büyüklüğünü gösterir.

Nitekim bu kez gösterdi ve kötülere rağmen iyilik kazandı.

Yardım elini uzattı. 

Mağduriyetleri gidermek için varını yoğunu ortaya koydu.

Pek çoğumuz, öksüz yetim çocuklar için koruyucu aile olmaya hazır.

Pek çoğumuz, evini barkını depremzedeye açmaya hazır.

Hal böyle olunca aramızda bulunan fırsatçılara, borsa farelerine izin vermiyoruz.

DEPREMDE HEPİMİZ TEK YÜREK OLMADIK MI?

DEVAMINI OKU

Önce yaraları saralım sonra hesabını soralım

İÇİMİZDE KIRILAN FAY HATLARI

1-Sistemi el birliğiyle çürüttük.

2-Deprem, çürük fay hatlarımızı kırdı.

3-Hatalarımız, ihmalimiz açığa çıkıverdi.

4-Şimdi yaraları sarma zamanı

5-Sonra sistemi yeniden inşa şart

Bu felâket, sistemin çürümüşlüğünü ortaya çıkardı.

Boş vermişliğimiz, konfor alanlarımız, aldırmayışımız, adam sendeciliğimiz, bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın aymazlığımız, kaçma-karışma-çalışma gibi pek çok ahlaki zaafımız bir anda gözümüzün önüne serildi.

Bu sistemden beslenenler sanıyor ki birkaç gün sonra bu acılar unutulur, eski çürümüşlüğümüze geri döneriz.

HayırAsla

Önce yaralarımızı saralım.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerimizi çıkaralım.

Yaralılarımızı iyileştirelim.

Açlarımızı doyuralım.

Öksüzlerimize yuva, yetimlerimize aile bulalım.

Ama tüm bunları yaptıktan sonra, hesap soralım; neden bu kadar canımız gitti?

Ne yapmalıydık ve yapmadık?

Deprem öncesi hangi hataları yaptık?

Deprem sırası neden bu kadar zayiat verdik?

Deprem sonrası niçin binlerce canımızı donmadan önce kurtaramadık?

Yığınca sorular…

Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.

Her birimizi sınadı bu afet.

Herkes eline kağıt kalem alsın ve bu felaketten kendi payına düşen sorumlulukları, gafleti, ihmalkârlığı, suçu, nasihati yazsın.

Göreceğiz ki her birimiz sorumluyuz.

BU DEPREMDE BEN NELERDEN SORUMLUYUM?

DEVAMINI OKU

İyi mi mükemmel mi?

MÜKEMMELLİĞİN 5 ŞARTI

1- Önce iyi olmayı dene

2- Mükemmellik kriterlerini öğren

3-İleri iyileştirme alanlarını keşfet

4-Sırasıyla her birinden kurtul

5-Mükemmellik gayretini sürdür.

Başaramasan da iyiler safında olursun.

İyi; nitelik beğenilecek düzeyde olan, uygun ve istenilen nitelikleri taşıyan, yarar sağlayan, kazançlı, bol olan…

Mükemmel ise hiçbir kesiği kusuru bulunmayan, çok yetkin demek. 

Voltaire, Felsefe Sözlüğünde; ‘mükemmel iyinin düşmanıdır’ der.

Anlatmak istediği; mükemmel olmasını beklersen hiçbir hedefe tam olarak ulaşamayacağındır.

İyi ile başla, zamanla kusurları ayıklar; mükemmelleşirsin.

Mükemmel kişiliklere bak; bu hale önce iyi olmayı deneyip geldiler.

Mükemmel şirketlere bak; iyi işler çıkardılar, iyi değerler ürettiler ve sürdürülebilir iyileşme gayretiyle başardılar mükemmel olmayı…

İyi olmak, mükemmel olmaya engel değil, aksine onun mayasıdır.

Kaldı ki mükemmellik, hiçbir kusuru olmamak değil, kusurlarını görüp, cesurca onları ayıklama gayretidir.

İleri iyileştirme alanlarını bul ve onları iyileştir; varacağın yer; mükemmellik olacaktır.

Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır.

Mükemmellik arayan iyilerden de mahrum olur.

Sen iyilikler biriktirmeye bak.

MÜKEMMELLİK PEŞİNDEYKEN İYİ OLSAN?

DEVAMINI OKU

Görgü eğitimi şart

GÖRGÜ KURALLARI DERSİ ŞART OLDU

1-Kuralsız toplum;

2-Çürümeye mahkûmdur.

3-Ortalık kaba, hoyrat davranışlarla dolu.

4-Okullarımıza görgü kuralları dersi konulsun.

5-Bu sayede ötekine saygılı bireyler yetiştirebiliriz.

Hoyratlık, her yeri kaplamış durumda… 

Sokakta, iş yerinde, evde, her yerde, görgü kurallarına duyulan ihtiyaç artıyor.

Okullarımızda şiir, musiki, estetik, resim, felsefebeden terbiyesi ve güzel sanatları çıkardı.

Böylece bugünkü hoyratlığımızı inşa ettik.

Medeniyet talebinden vazgeçtik.

Zarafeti kovduk, sanatı harcadık.

Musikiye sağırlaştık.

Estetiği katlettik.

Görgü kurallarını unuttuk.

BENcilleştik. ÖTEKİne yabancılaştık,

Nihayet Recep İvedik 6’ya vardık.

Oysa eskiden okullarda görgü kuralları öğretilirdi.

İşte birkaç örnek; 

Ayakta bir şeyler yiyip içilmez. 

Başkasının kusuru ile alay edilmez.

Emanet eşyalar geciktirilmez.

Pazarlık yaparken mal kötülenmez.

Telefon eden önce kendini tanıtır.

Hiçbir yere ağızda sigara ile girilmez.

Alay ve kötüleme ima ile bile yapılmaz. 

Toplu yerlerde yüksek sesle konuşulmaz.

 Başkasının lafı kesilmez.

Aksırırken ağız elle kapatılır. 

Yere tükürülmez.

Araba kullanırken sinyal verilir.

Çekirdek kabuğu yere atılmaz. 

Hoyratlık, toplumsal çürümedir.

MUTLU MUYUZ BU HOYRATLIKLARIMIZDAN?

DEVAMINI OKU