Sivil toplum sivil mi?

YARDIMIM DOĞRU İHTİYACA ULAŞTI MI?

1-Açları doyurayım derken gözü açları besleme.

2-Aç doyar da gözü aç doymaz.

3-Güvenilmez STK, hayırsevere zulümdür.

4-Hesap verebilir denetlenebilen STK lazım bize;

5-Organize Çıkar Örgütü değil.

Sivil toplum örgütüne güven, sürekli azalıyor.

Acaba neden?

Bireysel Bağışçılık Hayırseverlik Araştırmasına göre STK faaliyetlerine katılma oranı; %20’lerden %10’lara gerilemiş.

Görünen ilk etki, desteğin öncelikle; aile, yöresel veya hemşerilik bağları alanlarına gittiğidir. 

STK’lara değil

Hayırseverlerin en büyük hayal kırıklığı, hayrının amaç dışı kullanımıdır.

Bu, zekâtını emanet ettiğin birinin, fitreni zimmetine geçirmesi olabilir.

Plastik tabak desteğinin engelliye gitmeyişi de… 

Tekerlekli sandalye için aldığın engelli tiyatro biletinin sahteliği de…

Okul diye bağışladığın arsanın, birilerinin cebine gitmesi de…

İlkokulda fitre zarfları içinde Türk Hava Kurumu bağışının, yöneticilerin uçakla tatil finansmanına gittiğini hatırlıyorum.

Düzenli kan bağışçısı olduğum Kızılay’ın kan toplama çadırlarının yanına artık yaklaşmıyorum.

Neden? Çünkü 17 Ağustos depreminde öğrendik ki bir Kızılay’ımız yokmuş meğer.

Şimdi de bağışın nereye gittiğinin denetimsizliği, bende güvensizlik ve kaygı üretiyor.       

 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNE GÜVENİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Sivil toplum sivil mi?

YARDIMIM DOĞRU İHTİYACA ULAŞTI MI?

1-Açları doyurayım derken gözü açları besleme.

2-Aç doyar da gözü aç doymaz.

3-Güvenilmez STK, hayırsevere zulümdür.

4-Hesap verebilir denetlenebilen STK lazım bize;

5-Organize Çıkar Örgütü değil.

Sivil toplum örgütüne güven, sürekli azalıyor.

Acaba neden?

Bireysel Bağışçılık Hayırseverlik Araştırmasına göre STK faaliyetlerine katılma oranı; %20’lerden %10’lara gerilemiş.

Görünen ilk etki, desteğin öncelikle; aile, yöresel veya hemşerilik bağları alanlarına gittiğidir. 

STK’lara değil

Hayırseverlerin en büyük hayal kırıklığı, hayrının amaç dışı kullanımıdır.

Bu, zekâtını emanet ettiğin birinin, fitreni zimmetine geçirmesi olabilir.

Plastik tabak desteğinin engelliye gitmeyişi de… 

Tekerlekli sandalye için aldığın engelli tiyatro biletinin sahteliği de…

Okul diye bağışladığın arsanın, birilerinin cebine gitmesi de…

İlkokulda fitre zarfları içinde Türk Hava Kurumu bağışının, yöneticilerin uçakla tatil finansmanına gittiğini hatırlıyorum.

Düzenli kan bağışçısı olduğum Kızılay’ın kan toplama çadırlarının yanına artık yaklaşmıyorum.

Neden?

Çünkü 17 Ağustos depreminde öğrendik ki bir Kızılay’ımız yokmuş meğer.

Şimdi de bağışın nereye gittiğinin denetimsizliği, bende güvensizlik ve kaygı üretiyor.        

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNE GÜVENİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Sivil Toplum sivil mi?

YAPTIĞIM YARDIM DOĞRU İHTİYACA ULAŞTI MI?
Açları doyuralım derken gözü açları beslemeyelim.
Aç doyar da gözü aç doymaz zira…
Güven oluşturmayan STK, hayırsevere zulümdür.
Hesap verebilir, şeffaf, denetlenebilen STK lazım bize; Organize Çıkar Örgütü değil.

Sivil toplum örgütüne güven, sürekli azalıyor. Acaba neden?

Bireysel Bağışçılık Hayırseverlik Araştırmasına göre STK faaliyetlerine katılma oranı; %20’lerden %10’lara gerilemiş.

Görünen ilk etki, desteğin öncelikle; aile, yöresel veya hemşerilik bağları alanlarına gittiğidir. STK’lara değil

Hayırseverlerin en büyük hayal kırıklığı, hayrının amaç dışı kullanımıdır. Bu, zekâtını emanet ettiğin birinin, fitreni zimmetine geçirmesi olabilir. Plastik tabak desteğinin engelliye gitmeyişi de… Tekerlekli sandalye için aldığın engelli tiyatro biletinin sahteliği de…

Okul diye bağışladığın arsanın, birilerinin cebine gitmesi de… İlkokulda fitre zarfları içinde Türk Hava Kurumu bağışının, yöneticilerin uçakla tatil finansmanına gittiğini hatırlıyorum.

Düzenli kan bağışçısı olduğum Kızılay’ın kan toplama çadırlarının yanına artık yaklaşmıyorum. Neden? Çünkü 17 Ağustos depreminde öğrendik ki bir Kızılay’ımız yokmuş meğer. Şimdi de bağışın nereye gittiğinin denetimsizliği, bende güvensizlik üretiyor.

        SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNE GÜVENİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Haydi pamuk eller cebe

ODALAR STK’LAR SENDİKALAR NEREDE?
Salgın sürecinde sağlıkçılarımızın fedakarlığı müthiş.
Onlara şükran borçluyuz.
Aynı performansı;
Sivil Toplum Örgütleri
sendikalar ve odalardan da bekleriz.

Korona süreci zirve yaptı mı? Artık salgın geri mi gidiyor? Normalleşme başladı mı? Şimdilerde böylesi umut dolu sorulara cevap aranıyor. Bana göre Korona aşısı bulunmadı ve erkenden normalleşme, ikinci bir dalgaya yol açabilir.

Kaldı ki virüs tepe yaptıysa da yol açtığı ekonomik krizler tepe yapmaktan çok uzak. Ülkeler, ekonomik yıkıma karşı 9 trilyon $ kaynak ayırdı. Bizim ayırdığımız, 200 milyar Tl.

Ancak yalnızca kamunun değil, sivil toplum örgütleri, oda ve sendikaların; korona sürecinde dara düşmüş işsize, esnaf  ve şirketlere destek vermesi gerekir.

TOBB, 360 odanın imkanlarını birleştirip ‘Nefes Kredisi’ çözümünü oluşturdu. Kamu 4,4 milyon eve 1000’er lira veriyor. Sosyal yardım bütçeleri arttırılıyor.

Tüm bunlar güzel şeyler. Evet ama yetmez; zira hala ‘KREDİ’ diyoruz. Oysa ‘HİBE’ demeliyiz.

Misal sendikalar, yıllardır işçiden ‘dayanışma aidatı’ toplar.

Peki, şimdi işsiz kalmış üyesiyle dayanışma vakti değil mi?

STK’ların; ‘EvdeKalTürkiye’ sloganı ötesin geçmesi gerekir.

       ODALARIN ÜYELERİNE YARDIMI GEREKMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU