Acısını anısını yaşatmak yerine ömürlerini uzatsak?

BİZE GEREKEN 5 ERDEM

1-Öldürmeyelim, yaşatmaya çalışalım

2-Muktediri değil mazlumu tutalım

3-Kibri terk edip mütevazı olalım

4-Utancı mahcubiyeti hatırlayalım

5-Şiddeti dilden, hayattan atalım

Bu dünyada bir nesneye / Yanar içim, göynür özüm /
Yiğit iken ölenlere / Gök ekini biçmiş gibi…’

Yunus Emre böyle sesleniyor yüzyıllar öncesinden ve sanki bugünümüzü anlatır gibi.

Gencecik insanlar, kadınlarımız, acılarıyla yürek dağlayanlar…

Kadına şiddete verdiğimiz canlar… Gencecik insanların ‘acısını’ ve ‘anısını’ yaşatmak yerine ömürlerini uzatsak?

Cenazelerde ‘ölmez’, ‘ölmez’ naraları atmak, gözyaşı dökmek tamam da…

Öldükten sonra değil, hayattayken yaşatmak için… 

Dağda, şehirde, sınırda, kışlada, madende ölenin annesinin kederini anlamak, babasının acısını paylaşmak için… Nasırlarından ellerini göremediğimiz yalınayak çocuklar için…

Yokluğun acısını, yoksulun cefasını anlamak için..

Tecavüze uğrayana eteği boyunu, sokağa çıktığı saati sormamak için…

Zulme seyirci kalmadan, ortak olmadan yaşamak için…

Güçlüyü değil, ezileni görmek için…

Gelin; ömürleri uzatmayı düşünelim.

        AĞITLARDA ÇOK İYİYİZ DE YA YAŞATMAKTA?

DEVAMINI OKU

Hayattan öğrendiklerim

BİLİNÇLİ BİLGİSİZLİK VE İLGİSİZLİK

66 yılda kavradığım şu oldu;

Her şeyi öğrenemem.

Öğrendiğimi hayata geçiremiyorsam

ömrü ziyan ederim.

Bilinçli bilgisizlik ve ilgisizlik alanlarım

olmalı ki ömrüme değer katabileyim

Bugün benim doğum günüm. 66 yılda neler öğrendiğime dair bilanço çıkarmak istedim.

Öncelikle öğrendikçe cehaletimin arttığını öğrenim.

Okudukça daha nice kitap okuma gerektiğini kavradım.

Yargılamak yerine anlamaya çalışmak daha değerliymiş, öğrendim. Gayretin zekadan değerli olduğunu öğrendim.

Kolay olmadığını ancak mümkün olduğunu öğrendim.

Hatalarımdan öğrendim. Benimkilerle yetinmeyip başkalarının hatalarından da öğrenmem gerektiğini öğrendim.

Biriktirdiklerimin değil paylaştıklarımın bana ait olduğunu öğrendim.

Dakikliğin erdemini, zamana saygının yüceliğini, sürdürülebilirliğin faydasını, verilen sözü tutmanın hayatiyetini öğrendim.

Çalışma disiplini nitelikli gayetle birleşince her müşkülün çözülebileceğini öğrendim.

Kuralların keyfiyet için değil hayatın temposu için olduğunu öğrendim.

Trafiğin ömür törpüsü olduğunu öğrendim.

Üretenin takdir etmeyi, benimsemediklerimi hayatıma monte etmemeyi öğrendim.

        BU KADAR CEHALETİ NASIL BİRİKTİRMİŞİM?

DEVAMINI OKU

Öğrenme ömür öğütür

BUGÜN HAYATA DAİR NE ÖĞRENDİN?

Bizler öğrenerek hayatta kalırız.

Ömür boyu eğitim;

yürürken dahi öğrenme becerisidir.

Bildiğini sanan biliyorum diyen öğrenemez.

Her gün cehaletinden bir parçayı eğit.

Öğrenme, zaman değirmenidir. İçinde bir ömrü öğütür.

Her yeni bilgi ile daha da yaşlanır, her farklı beceri ile daha da mükemmelleşir, her yenisiyle giderek olgunlaşırsın.

Ancak mükemmelliğin sonucunda daima entropi artacaktır.

Entropi; öğrendiklerinle değiştirdiğin zihin yapının; bir daha eski ham haline asla ve asla dönemeyecek olmasıdır.

Bir parça şeker, un ve yağ ile helva yapabilirsin fakat hiçbir güç, helvadan yola çıkıp başlangıçtaki şekeri, unu ve yağı; eski haline getiremeyecektir. Ateş helvanın öğrenme yöntemidir ve sönen bir ateşten geriye ancak kül kalır ki mükemmellik kavanozuna konulandır bu… Sana lazım olan…

Öğrenme; hayata tutunma halatını her an yeniden örmek demektir. Bizler öğrenerek hayatta kalırız.

Yürürken dahi öğrenebilen hale gelenler; birer öğrenme makinesine dönüşür ve hayatını, hayatları ancak onlar yönetebilir.

Öğrenmeyenler? Onlar boşa geçen ömürle öğrenen olurlar.

Her gün yeni şeyler öğrenmeye, söylemeye, anlamaya bak!

       SEN NE ÖĞRENDİĞİNİN FARKINDA MISIN?

DEVAMINI OKU