İşte büyümenin gerçek formülü

ORTAKLIK KÜLTÜRÜ KAZANDIRIYOR

1-Bölgesel güç, küresel marka olmak için;

2-Güç birliği, ortaklık şart.

3-Üstelik birleşerek büyümek,

4-Büyüyünce ittifak kurmaktan,

5-Çok daha fazlasını sağlıyor bizlere.

Aslında formül sade; Birleşip büyümek, büyüyüp birleşmekten çok daha iyidir.

2 ile 5 hacmindeki iki şirket, ayrı ayrı 3’e katlanıp birleşirlerse, ulaşacağı değer 133 birim ise…

Bu iki şirket önce birleşip 7 hacmine ulaştıktan sonra 3’e katlandığında ulaşacağı değer; 343 birim olur.

İlkokul matematiği kadar basit bu.

Mademki dünya bizi yenilenmeye zorluyor, bu yeni yolda yeni ayakkabılarla yürümek daha akıllıca olmaz mı?

Zihin yapımızı “azıcık aşım, kaygusuz başım” ölçeğinden taşısak?

Misal; daha fazla işbirliği ve işbölümüne gitsek?

Birlikte iş yapma becerisi, bir yandan ölçek ekonomisini oluştururken diğer yanda kabiliyet havuzunu geliştiriyor.

Pazar risklerini azaltıyor ve rakiplere karşı üstünlük sağlıyor.

Sorun; iyiler ittifakı olmayışında…

Ortaklık KOBİ dolu ama işbirliği yapanlar çabucak BOBİ (büyük ve orta boy işletme) olabiliyor.

Gelişiyor, serpiliyor ve hızla büyüyor.

Ortaklık kültürünü benimsesek diyorum.

BÜYÜMEK İSTEMİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Ortağını dolandırma

ÖTEKİNE GÜVENEBİLMEK

1-Allah buyuruyor ki:

2-“Biri diğerine ihanet etmediği müddetçe,

3-İki ortağın üçüncüsü ben olurum.

4-Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.”

5-Ortaklık; ötekine güvenmeyi gerektirir.

Dünya Değerler Araştırması Türkiye sonuçları diyor ki; Başkalarına güvenmiyoruz! Hatta öyle ki bırakın komşumuzu, kardeşimize karşı “güven” sorunumuz var.

Beylik söylemi biraz değiştirirsek; bizim, bizden başka dostu yok! Bu algı düzeyi, küresel oyuncu iddiasıyla çelişiyor. Ç

ünkü küresel arenada “ölçek sorunu” belirleyici oluyor ve ortaklık kültürüne sahip olamayanlar, kendilerini “küçük” ve “mutlu” dünyalarına hapsediyorlar.

Temel sorun; küçük ölçekli yatırım zihin yapısındaki direnç… “Ortakla kim uğraşacak” kaygısı, birlikte iş yapma kültürünün gelişmesine “set” vuruyor.

Oysa zenginliğin yolu, “ölçekten” geçiyor. Bu da ötekine güvenin fonksiyonu…

Sanayiden hizmet sektörüne dek farklı alanlarda ülkemiz, uygun ölçeğe varabilmek için, ailesi, arkadaşı, yerli, yabancı ortağı, hatta rakibi ile işbirliği yapmak zorunda…

Halbuki ortağımıza güvenmiyor, ilk fırsatta onu dolandırıyoruz.

Ortağına güvenenin başarılarını da gururla okuyabiliyoruz.

         ORTAKLIĞIN; HASILATI PAYLAŞANA DEK Mİ?

DEVAMINI OKU

KOBİrleşin büyüyün

İŞBİRLİĞİ İŞ BÖLÜMÜ ŞART

1-Türkiye KOBİ cenneti

2-Ancak her biri başına davranma sevdalısı

3-Oysa dünya işbirliği iş bölümü yapmayanı yaşatmıyor

4-Bize ölçek ekonomisi şart

5-OBİ’leşmeliyiz

Anadolu Kaplanları; üzerine düşeni yaptı. Yerel kalkınmanın dinamosu, ihracatın akıncısı, ekonominin can simdi oldular.

Rahmetli Özal’dan sonra başlayan ihracata dayalı dışa açık büyüme sürecinde, KOBİ sayesinde Anadolu’nun gücü fark edildi, krizlerden çabucak çıkmamız temin edildi.

Ancak şimdi Türkiye, farklı vitesteÖlçek değişti, işler daha karmaşık hale geldi, küresel rekabetin şartları çetinleşti.

Hal böyle olunca Anadolu Kaplanlarının “aslanlaşma” zorunluluğu doğdu. Artık örgütlü ve ölçekli yapılardan geliyor. Kaplan, hayatta kalma stratejisiyle var olur.

KOBİ’ler ve Anadolu sermayesi, darbelere rağmen yok edilemedi ve rüştünü ispat etti. Fakat şimdi bize aslan gerekiyor.

Aslan, bir arada yaşayan, avlanma dâhil her adımında strateji geliştiren, sosyal zekâsı yüksek ve en vahşi ormanda dahi “kral” işler yapan örgütlenme biçimidir.

Son 25 yıldır hep aynı şeyi haykırıyorum; Anadolu’nun tüm KOBİ’leri…

Birleşiniz, kurumsallaşınız ve OBİ’leşiniz

         KOBİ’LER; BÜYÜMEK İSTEMİYOR MUSUNUZ?

DEVAMINI OKU

İri olmak diri olmak

AKILLI İLE KURNAZ FARKI

1-Ortaklıkların %15’i 5 yıl sürüyor

2-Uzun sürelilerin oranı %5

3-Akıllıların ortaklığı sürüyor da;

4-kurnazların ortaklığı, hasılatı paylaşana dek.

5-Ortağını dolandırma.

Küresel riskler katar katar üzerimize gelirken kaçınılmaz bir şekilde işbirliği-güç birliği de gündemimize oturuyor.

KOBİ cenneti Türkiye’de ne yazık ki ölçek ekonomisiyle başımız hoş değil.

Azıcık aşım, Kaygusuz başım deriz ancak her biri kendi ölçeğindeki 1,3 milyon şirketin ancak binde düzeyindekileri büyüktür. ama ekseriyeti küçüktür.

Güç birliği, değişen rekabet şartlarında hayatta kalmanın yoludur ancak diğerine güvensizlik yüzünden yetersizdir.

Oysaki Anadolu Kaplanlarını bölgesel güce dönüştürmek için buna ihtiyacımız çok yüksek. Biliyoruz ki yörede nitelikli

KOBİ, bölgesel güç ve küresel marka olmak için ortaklık şart.

Fakat ortağını dolandırmamak da şart…

İnanç iklimimiz ortaklığa uygun aslında…

Mesaj gayet net; “Allah buyuruyor ki: biri diğerine ihanet etmediği müddetçe, iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.”

Bu coğrafyada işbirliği yapmayana yer bırakmıyor küresel haydutlar…

    İNSAN ORTAĞINDAN NEDEN KURTULMAK İSTER?

DEVAMINI OKU

Bize yeni öykü gerek

3T ODAĞI: TARIM TEKNOLOJİ TURİZM

Türkiye, bu 3 alanda derinleşme imkanı bulabilir.

Bu da bizi orta gelir tuzağından kurtarabilir.

Üretimlerimizi; katma değer, ölçek, kalite, verimlilik esasına göre yapmalıyız.

Dünya, bir yandan küresel krizler, jeo-politik riskler ve Covid-19 salgınıyla zor günlerden geçiyor. Türkiye de bu güçlüklerle baş etme gayretinde…

Bildik dünya düzeninde köklü değişiklikler yolda. Bu süreçte bize yeni bir öykü gerekiyor. Zira mevcut yapılarla krizle baş edebilmek her gün daha da zorlaşıyor.

Yeni öykünün ben, kendi kabiliyet alanlarımızda odaklanma ile yazılabileceğine inanıyorum.

Eğer 3T’ye odaklanabilirsek orta gelir tuzağından çıkarız.

Tarım; henüz zıplama yapamadığımız kabiliyetimizdir. Hava su, fauna, flora, 7 iklim 4 mevsim bizde. Ama akıl da gerek.

Turizm; 100 milyar $ harcadık ve yılda 40 milyar $ üreten bir makine haline getirdik. Bu alanda derinleşmek gerekir.

Teknoloji; dünyanın gittiği yer burası. Gençlerimiz pek çok kabiliyet geliştirdi. Eğer ıskalarsak uygarlığı kaybederiz.

Ancak atacağımız her adımda, katma değeri, verimliliği, ölçek ekonomisini ve kaliteyi gözetmek zorundayız.

Bildik her ezber, hikaye oldu. Şimdi bize yeni öykü gerekiyor.

        SENİN KENDİNE AİT YENİ ÖYKÜN VAR MI?

DEVAMINI OKU

Paramparça tarım

TARLAYI DEĞİL ÜRÜNÜ BÖLELİM

Her nesilde 4’e bölünen tarım arazisi;

eninde sonunda halı saha boyutuna iniyor,

tarım yapılamıyor, mirasçıları fakirleşiyor.

Gelin; tarlayı bölmeyelim üstündeki ürünü paylaşalım.

Türkiye’de 23,8 milyon hektar tarım arazisi, 3 milyon tarımsal işletme ve bunların 40 milyon hissedarı var.

Ortalama işletme büyüklüğü 5,9 hektar ve işletme başına düşen parsel sayısı 10, her parselin 13 hissedar bulunuyor.

Hissedar olup arazileri kullanmayan kişi sayısı 37 milyon.

Oysa Avrupa Birliği’nde misal Fransa, Almanya, İspanya’da ortalama işletme büyüklükleri 52 ilâ 13 hektar arasında değişiyor. Bizde  5.9 hektarlık ölçek, paramparça bir tarımın ifadesi…

Türkiye şu anda miras yasasını, arazi toplulaştırması odağına çekmediği sürece, geleceğinden yiyor, torunlarına kötülük ediyor.

Zira parçalı ve hisseli araziler modern işletmecilik esaslarıyla bütünleşmedikçe, ölçek ekonomi şansımız kalmıyor.

Yapılması gereken, toprak paydaşlığı ile ürün paydaşlığını ayrıştırmak…

Tarımsal işletmenin ölçeğini korurken, miras üzerinden “ürünü” yani bu işletmenin zenginliğini pay etmek…

Ölüm hak miras helal diyorsan; paramparça tarımı bütünleştir.

        HALI SAHA KADAR TARLADA TARIM OLUR MU?

DEVAMINI OKU

Ötekine güvenebilmek

ORTAĞINI DOLANDIRMA

Allah buyuruyor ki: biri diğerine ihanet etmediği müddetçe, iki ortağın üçüncüsü ben olurum.

Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.”

Ortaklık, ötekine güvenmeyi gerektirir.

Dünya Değerler Araştırması Türkiye sonuçları diyor ki; Başkalarına güvenmiyoruz. Hatta öyle ki bırakın komşumuzu, kardeşimize dahi ‘güven’ sorunumuz var.

Beylik söylemi biraz değiştirirsek; bizim, bizden başka dostu yok. Bu algı düzeyi, küresel oyuncu olma iddiasıyla çelişiyor. Çünkü küresel arenada ‘ölçek sorunu’ belirleyici oluyor ve ortaklık kültürüne sahip olamayanlar, kendilerini ‘küçük’ ve ‘mutlu’ dünyalarına hapsediyorlar.

Temel sorun; küçük ölçekli yatırım zihin yapısındaki direnç… ‘Ortakla kim uğraşacak’ kaygısı, birlikte iş yapma kültürünün gelişmesine  ‘set’ vuruyor. Oysa zenginliğin yolu, ‘ölçekten’ geçiyor. Bu da ‘ötekine güvenin’ fonksiyonu…

Sanayiden hizmet sektörüne dek farklı alanlarda ülkemiz, uygun ölçeğe varabilmek için, ailesi, arkadaşı, yerliyabancı ortağı hatta rakibi ile dahi iş yapmak zorunda… Halbuki ortağımıza güvenmiyor, ilk fırsatta onu dolandırıyoruz.

Ortağına güvenenin başarılarını da gururla okuyabiliyoruz.

        ORTAKLIĞIN; HASILATI PAYLAŞANA DEK Mİ?

DEVAMINI OKU

İşbirliği işbölümü şart

1 MT DERİN 20 KUYU MU?
20 MT DERİN 1 KUYU MU?
Bize lazım olan 20 metre derinliğinde 1 kuyu.
Zira su o derinlikte…
Oysa her birimiz; 1’er metre derinliğinde 20 kuyu açmakla meşgulüz.
İYİLER İTTİFAKI şart.

Türkiye’de ölçek ekonomisiyle başımız dertte… Ölçek veya kapsam; üretimi artırarak maliyetleri düşürmeyi hedefler.

Bize gereklidir ama fazla rağbet etmeyiz. Neden? Çünkü; ‘azıcık aşım Kaygusuz başım.’ ‘Az olsun ama benim olsun.’

Bu tutum; gayretimizi, zamanımızı, enerjimizi heba ediyor.

Ülkemizdeki 1,3 milyon şirketimiz işbirliğini pek sevmez. Güç birliği, değişen rekabet şartlarında hayatta kalmanın yoludur ancak bu konudaki gayretimiz, bir diğerine güven duymadığımız için yetersizdir.

Ortaklıklar zaten azdır ve olanlarının ömrü kısadır. Kasaya yakın duran ortak, diğer ortaktan daha çok kazanır nedense…

Bunu önlemek için 2012’de yasa çıkaralım dedik, son anda yine patronlar bunu metinden çıkarmışlardı. Biliyoruz ki yörede nitelikli KOBİ, bölgesel güç ve küresel marka olmak için işbirliği şart.

Oysa Allah buyuruyor ki: ‘biri diğerine ihanet etmediği müddetçe, iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.’ Bizde durum bu…

 ACABA ORTAKLIĞIMIZI NİÇİN SÜRDÜREMİYORUZ?

DEVAMINI OKU

Paramparça tarım

TARLAYI DEĞİL ÜRÜNÜ BÖLELİM
Her nesilde 4’e bölünen tarım arazisi eninde sonunda halı saha boyutuna iniyor, tarım yapılamıyor, mirasçıları fakirleşiyor.
Gelin tarlayı bölmeyelim üstündeki ürünü paylaşalım.

Türkiye’de 23,8 milyon hektar tarım arazisi, 3 milyon tarımsal işletme ve bunların 40 milyon hissedarı var.

Ortalama işletme büyüklüğü 5,9 hektar ve işletme başına düşen parsel sayısı 10, her parselin 13 hissedar bulunuyor.

Hissedar olup arazileri kullanmayan kişi sayısı 37 milyon.

Oysa Avrupa Birliği’nde misal Fransa, Almanya, İspanya’da ortalama işletme büyüklükleri 52 ilâ 13 hektar arasında değişiyor. Bizde  5.9 hektarlık ölçek, paramparça bir tarımın ifadesi…

Türkiye şu anda miras yasasını, arazi toplulaştırması odağına çekmediği sürece, geleceğinden yiyor, torunlarına kötülük ediyor. Zira parçalı ve hisseli araziler modern işletmecilik esaslarıyla bütünleşmedikçe, ölçek ekonomi şansımız kalmıyor.

Yapılması gereken, toprak paydaşlığı ile ürün paydaşlığını ayrıştırmak… Tarımsal işletmenin ölçeğini korurken, miras üzerinden “ürünü” yani bu işletmenin zenginliğini pay etmek…

Ölüm hak miras helal diyorsan; paramparça tarımı bütünleştir.

        HALI SAHA KADAR TARLADA TARIM OLUR MU?

DEVAMINI OKU

İri olmak diri olmak

AKILLI İLE KURNAZ FARKI
Ortaklıkların %15’i 5 yıl sürüyor
Daha uzun süreli ortaklıkların oranı %5
Akıllıların ortaklığı sürüyor da;
kurnazların ortaklığı, hasılatı paylaşana dek.

Küresel riskler katar katar üzerimize gelirken kaçınılmaz bir şekilde işbirliği-güç birliği de gündemimize oturuyor. KOBİ cenneti Türkiye’de ne yazık ki ölçek ekonomisiyle başımız hoş değil. Azıcık aşım, Kaygusuz başım deriz ancak her biri kendi ölçeğindeki 1,3 milyon şirketin ancak binde düzeyindekileri büyüktür. ama ekseriyeti küçüktür.

Güç birliği, değişen rekabet şartlarında hayatta kalmanın yoludur ancak diğerine güvensizlik yüzünden yetersizdir. Oysaki Anadolu Kaplanlarını bölgesel güce dönüştürmek için buna ihtiyacımız çok yüksek. Biliyoruz ki yörede nitelikli KOBİ, bölgesel güç ve küresel marka olmak için ortaklık şart. Fakat ortağını dolandırmamak da şart… İnanç iklimimiz ortaklığa uygun aslında… Mesaj gayet net; “Allah buyuruyor ki: biri diğerine ihanet etmediği müddetçe, iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.” Bu coğrafyada işbirliği yapmayana yer bırakmıyor küresel haydutlar…

    İNSAN ORTAĞINDAN NEDEN KURTULMAK İSTER?

DEVAMINI OKU