Depremi unutuverdik

ÇÜRÜK BİNADAN SAĞLAM ÇIKAMAZSIN

İzmir depremi üzerinden ay geçmedi, unutuluverdi.

Oysa deprem unutmuyor ve yine gelecek.

Çürük binalar da unutmuyor, ilk depremde yıkılacaklar.

Sorun şu ki bizde tespit var da tedbir yok…

Deprem ile yaşama gerçeğini yıllardır kabullenemiyoruz.

Ancak şunu öğrendik ki bina değil, deprem öldürür.

Öğrendik ama gereğini yapıyor muyuz? Netice ortada…

Sadece İstanbul’da ilk depremde yıkılması beklenen 48 bin bina var. Bu acı gerçeği tespite rağmen, hala tedbir yok.

Bütünleşik bakış açısıyla Afet Çerçeve Kanunu çıkarabilir ve afet yönetimini ‘toplum tabanlı’ hale getirebilmeliydik.

Vatandaşı paydaşımız değil, depremzede kabul ediyoruz.

Şimdi ağlayıp sızlamak için (Allah korusun) yeni depremi bekliyoruz. Yine seferber olacak, enkaz altındaki canları çıkarmak için didineceğiz.

Yaraları sarmada gösterdiğimiz gayreti, yaralar olmasın diye gösterebilsek, bu acıları asla yaşamayacağız.

Türk Meteoroloji ve Afet Yönetimi Prof’u Mikdat Kadıoğlu; ‘deprem sırasında insan, okuduğunu değil, yaptığını hatırlar’ diyor.

Japonya’da 1 Ekim günü; tüm ülkede imparator dahil herkes için deprem tatbikatı günüdür. İstanbul depremi yaklaşıyor; tatbikat yapalım!

         İMAR AFFEDER DE DEPREM AFFEDER Mİ?   

DEVAMINI OKU

Tedbir yok tespit var

AFET ÖNCESİNE ODAKLANMALIYIZ

Hz. Nuh gemisini, yağmur başlamadan önce yapmıştı.

Bu sayede Tufan geldiğinde onu yönetebildi.

Biz ise afeti yönetmiyor, enkaz kaldırıyoruz.

Neler olacağını tespit ediyor ama tedbir almıyoruz.

Türkiye, deprem kuşağında… Ancak depremle yaşamayı bilmiyoruz. Bu yüzden deprem geldiğinde canımızı alıyor malımızı mahvediyor.

Son İzmir depremi gösterdi ki neler olacağını bilmemize rağmen, tedbirini almamışız.

İstanbul büyük bir deprem bekliyor ve 48 bin binanın ilk sallantıda yıkılacağını tespit etmişiz. Fakat tedbir geliştirmemişiz.

Afet yönetimi, afet öncesi başlar. Sonrasında olan biten; enkaz kaldırmak, ölülerimiz ağlamaktır.

Afet öncesinde tedbir için 1 lira harcamayan, afet sonrası 100 lira afet maliyetiyle yüzleşir. Ekonominin üçte biri İstanbul’da ve muhtemel depremde Türkiye, uzun süreli ekonomik kriz içine girebilir.

Tespitini yapıp tedbirini geliştirmediğimiz böylesi bir deprem, milli güvenlik sorunudur ve tüm ülkeyi etkileyecektir.

Çare? Tedbir, tedbir, tedbir. Ne olacağını da neler yapılacağını da biliyoruz ama tedbir almıyoruz.

Afet yönetim anlayışımız; enkaz kaldırmak…Toplum tabanlı değil. Biz halkı çözüm paydaşı değil, depremzede sayıyoruz.

        DEPREMDE NE YAPACAĞINI BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Kolonlarını kestirme

EV ALIRKEN BODRUMUNA BAK

Herkesin gözü evinin manzarasında.

Balkonu var mı, salonu nereye bakıyor?

İyi de bakalım o bina sağlam mı?

Konut alırken bodrumuna baksan?

Kolonları kesilmiş, demirleri paslanmış mı?

Ne tuhaf bir başlık… Ama deprem gerçeğimizİzmir’deki depremde yine gündeme geldi. Bir yanı çöküveren binanın altındaki işyerlerinde kolonların kesildiği iddiası var.

İddialar nereye varır bilinmez ama binaların alt katlarında kolonları kesildiğini bizzat gördüm. 2011 Van Depremi sırasında bölgedeydim. Hasarlı binanın alt katı otopark idi. Giriş-çıkış rahat olsun diye 4 taşıyıcı kolon kesilmişti.

Benzer manzaraları deprem olmadan da gözleme fırsatım oldu. İşyerinde vitrin oluşsun, mekan geniş görünsün diye kolon eksilten dahi var. Daha da vahimi, iç duvarları yıkıp alan kazananlar söz konusu…

Oysa kolon kadar hayati olmasa da duvarlar, deprem anında birkaç saniye direnç ile hasarın şiddetini azaltabiliyor. Altları pasaj binalar acaba yeterince kolon sahibi mi? İnşaatta elektrik kabloları ve su tesisatı geçirmek için kolon zayıflatanlar hatta boruları kolonu kırıp içinden geçirenleri biliyoruz.

Önerim şu; bodrum katınızdaki kolonlara sahip çıkın, onları kesmiş olabilirler. Tadilat sesi duyan daha da dikkat etsin.

         KOLON OLMADAN BİNA AYAKTA DURUR MU?

DEVAMINI OKU

Savaş Afet Kıtlık Salgın

MAHŞERİN 4 ATLISI

Batı dinlerinde kıyamet alameti bunlar

Genelde savaş, kıtlık, afet ve salgın ile temsil edilir.

Şu anda hepsi aynı anda mevcut.

Savaş çok yerde

Kıtlık; ekonomik kriz

Deprem afeti

ve Korona.

Bu dörtlü, eğer aynı anda dünyada bulunuyor ise insanlık zor zamanlar geçiriyor olduğu varsayılır. Batı dinlerinde kıyamet alameti (zor zamanlar) olarak gösterilirler ve adına Mahşerin 4 Atlısı denir; Savaş, Afet, Kıtlık, Salgın

Savaş; dünyanın farklı bölgelerinde çatışmalar sürüyor. Kur savaşları, ticaret savaşları, jeopolitik riskler de cabası…

Afet; Deprem, yangın, sel, indifa… En son İzmir’de içimizi yakan deprem ve hala enkaz altında kalan insanlarımız…

Kıtlık; Afrika’da her zaman var. Ekonomik kriz her yerde…

Salgın ise Korona kılığında tüm dünyayı tehdit ediyor. Ne zaman kontrol altına alınacağını ise tahmin etmek çok zor.

Tüm bu tehditlerle dünya aynı anda baş edebilmek için yoğun çaba içinde… Türkiye’nin etrafındaki savaşlar, İzmir depremiyle afet belası, ekonomik krizle dövizin kıtlık tehdidi ve ikinci dalganın korona vakalarını tırmandırması…

İnsanoğlu tarih boyunca bu 4 atlı ile mücadele etti, durdu.

Şimdi de mücadele ediyoruz. Başarı; birlikte davranmakta…

         FELAKETLERLE MÜCADELEDEN YILACAK MIYIZ?

DEVAMINI OKU