Kovmak mı veda mı?

HOŞÇA KAL DEMENİN DE BİR ADABI OLMALI
İşe alırken adeta iğne deliğinden geçir.
İşten çıkarırken edebiyle değil adeta kovala.
Bu tutum kovulanı üzer, kalanı da tedirgin eder.
Veda ederken onur kırmak niye?

Korona işsizliği patlattı. Kapanan, geliri düşen  işletmeler çok sayıda insanı evine gönderdi. Her ne kadar işçi çıkarma geçici olarak yasaklansa da çalışanı işsiz bırakma yaygın.

İşe alım kadar işten çıkarma da o kurumun kalibresini belirler. İnsan Kaynakların (İK) kalitesi de bu süreçte ortaya çıkar. Çalışanından korkan, onunla gönül bağı kurmamış işletmeler, işten çıkarmayı; ‘pusu kültürüne’ indirger. Tuzak kurar, habersiz giriş kartını iptal eder. Evine tebligat gönderir, süt izninde kovar.

Böylesi şirket çalışanı da kurumuna sadakat beslemez; ‘ben zamanınım şu kadarını bunlara kiralıyorum. Bunlar da bana genişletilmiş alım gücü sağlıyor.’ İşinin hakkını veren İK’cılar ise işten  çıkarmayı, yasaya, edebe göre yapar, yüz yüze konuşur. Sebep bildirir, el sıkışır.

Yönetim danışmanı Hülya Mutlu hoşça kal demenin de bir adabı olmalı’ diyor. Zaten işsiz bıraktığın insanın özgüvenini sarsmaya, utanca boğmaya, onun ruhunda yara açmaya ne gerek var ki? Edep Ya Hû

   BÖYLESİ PATRON BİR GÜN İŞİNDEN OLMAZ MI?

DEVAMINI OKU