Neden iş bulamıyorum?

İŞ ARAMAK İŞ HALİNE GELİRSE

1-İstikbal kaygısı kronik hale geliyor.

2-Başkasına muhtaç kalıyorsun.

3-İş görüşmelerinde aşağılayanlar çok.

4-Yeni mezundan tecrübe istiyorlar.

5-İşsizlik psikolojimizi bozuyor.

Çünkü iş yok. Çünkü istihdamı genişletmeyen büyüme var ve bu süreçte yen iş pozisyonları açılmıyor.

Çünkü KPSS ile atanacakların sayısı az. Yetmezmiş gibi KPSS sonuçlarına riayet yerine mülakat yöntemi sayesinde yandaşı, candaşı işe almaya pek meraklılar.

Çünkü liyakat yerine sadakat arayan patron sayısı hayli fazla.

Bu yüzde bilen insan yerine bizden insan tercih ediliyor ve torpili olmayanın iş bulması çok zor.

Çünkü önerilen ücret, işe gidip gelme ulaşım parasına yetmiyor ve siyasilerin; ‘iş çok çalışmak istemiyorlar’ demelerinden bıktım. İş önerileri mantıklı değil ki…

Çünkü önerilen pozisyon, eğitimimin karşılığı değil.

Çünkü yıllarca okuyarak aldığım diplomaya bakan yok.

Çünkü oturduğum yerde iş imkânları yeterli değil.

Çünkü kariyer siteleri cv dolu ama gerçekçi değiller.

Çünkü yeni mezundan tecrübe arayan embesil çok.

Çünkü aranan nitelikler öylesine yüksek ama verilen ücret öylesine düşük ki hiç adil de mantıklı da değil.

Çünkü siyasete sırtını dayamışlar, tüm pozisyonları kapattığından beceri ve tecrübe sahiplerin fırsat gelmiyor, kayırmacılık yüzünden işsizliğe mahkûmuz.

SEN DE İŞ ARAYANLARDAN MISIN? 

DEVAMINI OKU

İşsizlik en ağır iş

İŞİNİ KAYBETMİŞ BİRİ NE DÜŞÜNÜR?

1-Ekonomik güvencesi kaybolur

2-Ailesinin rızkını sağlayamaz

3-Temel ihtiyaçlarını karşılayamaz

4-Zaman ve düzen algısı yiter

5-İşsizini görmezden gelirsen sosyal sorunlarla boğuşursun

İşsizlik bir siyasetçi için büyük sorun olarak tanımlanabilir. Ancak önceliği değilse, “popülist” bir söylemdir sadece….

Ekonomi bürokratı için işsizlik, bir istatistikten başka bir şey olmayabilir. Kendisi işsiz kalmadığı sürece, bu rakamın “makul ölçülere indirilmesini” pekâlâ mırıldanabilir.

Kamu güvenliği açısından işsizlik, potansiyel suçlu anlamıdır.

Kaybedecek bir şeyi kalmamışsa toplumsal bomba olabilir.

İşi olanlar için işsizlik, “ben de kalabilirim” kaygısıdır.

Sendikacı için işsiz, dayanışma aidatı ödemiyorsa; yoktur. Akıllı işveren için işsiz, “henüz  veremediği” kişidir.

Akılsız işveren için işsiz, “daha önce işten kovduğu” kişidir.

Peki işsiz için durum nedir? Örgütsüz, sahipsiz ve toplumsal zenginliğin taşrasına itilmiş bu kesim kendini nasıl görür? Söyleyeyim; işsizlik aslında en ağır iştir.

Öyle ki sana ödeme yapmazlar, özgüvenin erir gider.

Her sabah bir umutsuzluğa uyanırsın, iç disiplinin bozulur.

Gelirden Mahrumiyet ve tecrit duygusu kaplar bedenini…

      İŞSİZLİK YALNIZCA İŞSİZİN SORUNU MUDUR?

DEVAMINI OKU

Beceri mi diploma mı?

DİPLOMA İŞE YARAMIYORSA

NEDEN PEŞİNDE KOŞALIM?

Dünya; beceriye muhtaç.

Biz daha muhtacız.

Oysa ortalık diplomadan geçilmiyor.

Diplomalı mühendis atama bekler

Becerili bahçıvanı mumla ararsın.

Genç işsizler en büyük sorunumuz. Her 3 gençten biri işsiz. Yüksek eğitimli işsiz sayısı ise zirve yapmış durumda.

Üniversiteye girebilmek için test çözmekten kalem tutamıyorsun. Mezun olduğunda diploma sahibisin fakat beceri edinememişsin. İş bulsa dahi patron seni yeniden eğitmek zorunda kalıyor.

Üniversite mezuniyetinin toplam maliyetine bakınca; en az 4 yıl ömür ve yüzbinlerce lira

Soru şudur; buna değer mi? Z kuşağı bu soruyu sormaya başladı bile. Mademki bana iş sağlamıyor, hayat kalitemi artıramıyor ve beceri kazandırmıyorsa neden girelim ki?

Hayatını kazanma ve kendini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğumuz şey; beceridir. Üniversite sana diploma verir ama beceri kazandırmaz. Meslek yüksek okulları, meslek kazandıran üniversiteler neyse de ya diğerleri?

Dünya diploma takıntısını terk ediyor, beceri peşinde koşuyor.

Biz ise diploma peşinde koşmaktan iflahımız kesiliyor. Ama ona erişince, becerisiz halde işsizler ordusuna yazılıyoruz.

     ÇÜN OKUDUN BİLMEZSİN YA NİCE OKUMAKTIR?

DEVAMINI OKU

En ağır iş; işsizlik

İŞSİZLİK YALNIZCA İŞSİZİN SORUNU MU?
İşten çıkarma yasak ama evler sokaklar işsizlerle dolu.
TÜİK; iş aramayanı işsizden saymıyor.
Umudunu yitirmiş ve aramaktan vazgeçmiş 7,5 milyon insanımız; işsiz; yarınsız, umutsuz…

İşsizlik siyasetçi için büyük sorun olarak tanımlanabilir.

Ancak önceliği değilse, ‘popülist’ bir söylemdir sadece…

Ekonomi bürokratı için işsizlik, bir istatistikten başka bir şey olmayabilir. Kendisi işsiz kalmadığı sürece bu rakamın ‘makul ölçüye indirilmesini’ pekâlâ mırıldanabilir medyada.

Kamu güvenliği açısından işsiz; potansiyel suçlu anlamıdır.

Kaybedecek bir şeyi kalmamışsa, toplumsal bomba olabilir.

İşi olanlar için işsizlik; ‘ben de kalabilirim’ kaygısıdır.

Sendikacı için işsiz; dayanışma aidatı ödemiyorsa; yoktur.

Akıllı işveren için işsiz; ‘henüz iş veremediği’ kişidir.

Akılsız işveren için işsiz; ‘daha önce işten kovduğu’ işçidir.

İşsiz için durum nedir?  Örgütsüz, sahipsiz ve toplumsal zenginliğin taşrasına itilmiş bu kesim; kendini nasıl görür?

Söyleyeyim; işsizlik aslında en ağır iştir. Öyle ki sana ödeme yapmazlar, özgüvenin erir gider. Her sabah bir umutsuzluğa uyanırsın, iç disiplinin bozulur. Maddi gelirden mahrumiyet ve tecrit duygusu kaplar bedenini, zihnini…

          İŞSİZİN ACIKMADIĞINI MI SANIYORSUN?

DEVAMINI OKU

Milyonlarca Ev Genci

EVDE KAL TÜRKİYE DEDİK FAKAT
SÜRGİT EVDE YAŞANSIN DEMEDİK
Ev Genci, işsizliğin yeni türü…
Ne çalışıyor, ne okuyor ne iş arıyor.
Sayıları salgın sürecinde hızla arttı.
Ailesinin imkanları içinde mutlu da…

Korona salgınının ardında bıraktığı en kalıcı sorun; işsizlik

Uluslararası Çalışma Örgütü hesaplamalarına göre dünyada 158 ila 242 milyon ilave işsizlik doğacak. Genç işsizler başı çekecek. Bu süreçte karşımıza yeni bir işsizlik türü çıkıyor.

Ev Genci olarak adlandırılan tür; ne çalışan, ne okuyan ve de ne iş arayanı ifade ediyor. Kapanan ekonomiler açılsa dahi yeni iş üretmenin giderek zorlaştığı mevcut ekonomik yapıların, ev genci sorununa çare bulamayacağı tahmini var.

Türkiye’de ev genci sayısının 5.7 milyon olduğu sanılıyor.

TÜİK’in böyle bir istatistiği yok.  Ancak araştırmalar bize gösteriyor ki bu yeni işsiz türünü yeniden üretime katmak hayli zor olacak. Ailesinin imkanlarıyla geçinen bu gençlerin beyanı daha da ilginç; konfor alanları geniş, iş aramıyorlar, okumuyor ve çalışmıyorlar.

Fakat diğer genç işsizlere göre daha mutlular. Ev kadını olmayı biliriz. Ev erkeği olmayı da fakat ev genci olmak, en verimli çağında gençlerin hayata katkı sunamaması demek. Korona sonrası baş sorunumuz bu.

         EV GENCİNİN GELECEK PLANI NEDİR ACABA?

DEVAMINI OKU

İşsizlik en ağır iş

İŞİNİ KAYBETMİŞ BİRİ NE DÜŞÜNÜR?
Ekonomik güvencesi kaybolur.
Ailesinin rızkını sağlayamaz.
Temel ihtiyaçlarını karşılayamaz.
Zaman ve düzen algısı yiter.
İşsizini görmezden gelirsen sosyal sorunlarla boğuşursun.

İşsizlik bir siyasetçi için büyük sorun olarak tanımlanabilir. Ancak önceliği değilse, “popülist” bir söylemdir sadece….

Ekonomi bürokratı için işsizlik, bir istatistikten başka bir şey olmayabilir. Kendisi işsiz kalmadığı sürece, bu rakamın “makul ölçülere indirilmesini” pekâlâ mırıldanabilir.

Kamu güvenliği açısından işsizlik, potansiyel suçlu anlamıdır.

Kaybedecek bir şeyi kalmamışsa toplumsal bomba olabilir.

İşi olanlar için işsizlik, “ben de kalabilirim” kaygısıdır.

Sendikacı için işsiz, dayanışma aidatı ödemiyorsa; yoktur. Akıllı işveren için işsiz, “henüz  veremediği” kişidir.

Akılsız işveren için işsiz, “daha önce işten kovduğu” kişidir.

Peki işsiz için durum nedir? Örgütsüz, sahipsiz ve toplumsal zenginliğin taşrasına itilmiş bu kesim kendini nasıl görür? Söyleyeyim; işsizlik aslında en ağır iştir.

Öyle ki sana ödeme yapmazlar, özgüvenin erir gider.

Her sabah bir umutsuzluğa uyanırsın, iç disiplinin bozulur.

Gelirden Mahrumiyet ve tecrit duygusu kaplar bedenini…

      İŞSİZLİK YALNIZCA İŞSİZİN SORUNU MUDUR?

DEVAMINI OKU

Diploma işe yaramıyorsa neden peşinde koşalım?

ORTALIK DİPLOMALI İŞSİZ DOLU
BECERİ SAHİBİ BULMAK ZOR
O halde üniversiteye girmek için yılları heba etmek yerine, hayata değer katacak beceri geliştirmek daha akıllıca değil mi?

Genç işsizlik %30’a yaklaştı. Yaklaşık 3 gençten biri işsiz. Yüksek eğitimli işsiz sayısı da zirve yapmış durumda.

Üniversiteye girebilmek için test çözmekten kalem tutamıyorsun. Mezun olduğunda diploma sahibisin fakat beceri edinememişsin. İş bulsan dahi patron seni yeniden eğitmek zorunda kalıyor. Üniversite mezuniyetinin toplam maliyetine bakınca; en az 4 yıl ömür ve yüzbinlerce lira

Soru şudur; Buna değer mi? Z kuşağı bu soruyu sormaya başladı bile. Mademki bana iş sağlamıyor, hayat kalitemi artıramıyor ve beceri kazandırmıyorsa neden girelim ki?

Hayatını kazanma ve kendini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğumuz şey; beceridir. Üniversite sana diploma verir ama beceri kazandırmaz. Meslek yüksek okulları, meslek kazandıran üniversiteler neyse de ya diğerleri? Dünya, diploma takıntısını terk ediyor, beceri peşinde koşuyor.

         SANA GEREKEN; DİPLOMA MI BECERİ Mİ?

DEVAMINI OKU