Deprem ve tedbirsizlik

DEPREME 5 HAZIRLIK

1-Altında fay hattı olduğunu bil

2-Deprem değil bina öldürür

3-Mutlaka tatbikat yap

4-Afet yönetimine gönüllü ol

5-Deprem tedbirlerini al

Oturduğun ev depreme dayanıklı mı?

Her insan, depremin tanığı olmuştur. Depremin sorumlusu, tedbir geliştirmeyen anlayıştır.

Bunu sadece yönetime bağlamak yetmez, bireylerin de tedbirler manzumesinde yapması gerekenler vardır.

Deprem bilinci gelişmiş ülkelerde halk, çözüme dâhil edilmiş, toplum esaslı çözümler benimsenmiştir.

Bizde ise vatandaş, çözümün parçası değil, potansiyel depremzededir.

Japonya, depremle birlikte yaşayan bir ülkedir. Çünkü depreme çok kurban vermişler ve tedbir geliştirmişlerdir.

Binalar jiroskoplu, kritik tesisler erken uyarı sistemine sahip, halk da deprem bilinciyle donatılmıştır.

Bu yüzdendir ki 8 şiddetinde bir deprem, Japonya’da “hasar” diye geçiştirilirken Türkiye’de böylesi bir deprem sonrasında ortada kent diye bir şey kalmayabiliyor.

Deprem; yönetilebilir afettir. Eğer erken uyarı sistemleri kurar, binaları buna göre sağlamlaştırır ve halkı deprem anında nasıl davranacağı konusunda eğitirseniz, hayatta kalırsınız.

           DEPREME KARŞI HANGİ HAZIRLIĞIN VAR?

DEVAMINI OKU

Tedbir yok tespit var

AFET ÖNCESİNE ODAKLANMALIYIZ

Hz. Nuh gemisini, yağmur başlamadan önce yapmıştı.

Bu sayede Tufan geldiğinde onu yönetebildi.

Biz ise afeti yönetmiyor, enkaz kaldırıyoruz.

Neler olacağını tespit ediyor ama tedbir almıyoruz.

Türkiye, deprem kuşağında… Ancak depremle yaşamayı bilmiyoruz. Bu yüzden deprem geldiğinde canımızı alıyor malımızı mahvediyor.

Son İzmir depremi gösterdi ki neler olacağını bilmemize rağmen, tedbirini almamışız.

İstanbul büyük bir deprem bekliyor ve 48 bin binanın ilk sallantıda yıkılacağını tespit etmişiz. Fakat tedbir geliştirmemişiz.

Afet yönetimi, afet öncesi başlar. Sonrasında olan biten; enkaz kaldırmak, ölülerimiz ağlamaktır.

Afet öncesinde tedbir için 1 lira harcamayan, afet sonrası 100 lira afet maliyetiyle yüzleşir. Ekonominin üçte biri İstanbul’da ve muhtemel depremde Türkiye, uzun süreli ekonomik kriz içine girebilir.

Tespitini yapıp tedbirini geliştirmediğimiz böylesi bir deprem, milli güvenlik sorunudur ve tüm ülkeyi etkileyecektir.

Çare? Tedbir, tedbir, tedbir. Ne olacağını da neler yapılacağını da biliyoruz ama tedbir almıyoruz.

Afet yönetim anlayışımız; enkaz kaldırmak…Toplum tabanlı değil. Biz halkı çözüm paydaşı değil, depremzede sayıyoruz.

        DEPREMDE NE YAPACAĞINI BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Kolonlarını kestirme

EV ALIRKEN BODRUMUNA BAK

Herkesin gözü evinin manzarasında.

Balkonu var mı, salonu nereye bakıyor?

İyi de bakalım o bina sağlam mı?

Konut alırken bodrumuna baksan?

Kolonları kesilmiş, demirleri paslanmış mı?

Ne tuhaf bir başlık… Ama deprem gerçeğimizİzmir’deki depremde yine gündeme geldi. Bir yanı çöküveren binanın altındaki işyerlerinde kolonların kesildiği iddiası var.

İddialar nereye varır bilinmez ama binaların alt katlarında kolonları kesildiğini bizzat gördüm. 2011 Van Depremi sırasında bölgedeydim. Hasarlı binanın alt katı otopark idi. Giriş-çıkış rahat olsun diye 4 taşıyıcı kolon kesilmişti.

Benzer manzaraları deprem olmadan da gözleme fırsatım oldu. İşyerinde vitrin oluşsun, mekan geniş görünsün diye kolon eksilten dahi var. Daha da vahimi, iç duvarları yıkıp alan kazananlar söz konusu…

Oysa kolon kadar hayati olmasa da duvarlar, deprem anında birkaç saniye direnç ile hasarın şiddetini azaltabiliyor. Altları pasaj binalar acaba yeterince kolon sahibi mi? İnşaatta elektrik kabloları ve su tesisatı geçirmek için kolon zayıflatanlar hatta boruları kolonu kırıp içinden geçirenleri biliyoruz.

Önerim şu; bodrum katınızdaki kolonlara sahip çıkın, onları kesmiş olabilirler. Tadilat sesi duyan daha da dikkat etsin.

         KOLON OLMADAN BİNA AYAKTA DURUR MU?

DEVAMINI OKU

Savaş Afet Kıtlık Salgın

MAHŞERİN 4 ATLISI

Batı dinlerinde kıyamet alameti bunlar

Genelde savaş, kıtlık, afet ve salgın ile temsil edilir.

Şu anda hepsi aynı anda mevcut.

Savaş çok yerde

Kıtlık; ekonomik kriz

Deprem afeti

ve Korona.

Bu dörtlü, eğer aynı anda dünyada bulunuyor ise insanlık zor zamanlar geçiriyor olduğu varsayılır. Batı dinlerinde kıyamet alameti (zor zamanlar) olarak gösterilirler ve adına Mahşerin 4 Atlısı denir; Savaş, Afet, Kıtlık, Salgın

Savaş; dünyanın farklı bölgelerinde çatışmalar sürüyor. Kur savaşları, ticaret savaşları, jeopolitik riskler de cabası…

Afet; Deprem, yangın, sel, indifa… En son İzmir’de içimizi yakan deprem ve hala enkaz altında kalan insanlarımız…

Kıtlık; Afrika’da her zaman var. Ekonomik kriz her yerde…

Salgın ise Korona kılığında tüm dünyayı tehdit ediyor. Ne zaman kontrol altına alınacağını ise tahmin etmek çok zor.

Tüm bu tehditlerle dünya aynı anda baş edebilmek için yoğun çaba içinde… Türkiye’nin etrafındaki savaşlar, İzmir depremiyle afet belası, ekonomik krizle dövizin kıtlık tehdidi ve ikinci dalganın korona vakalarını tırmandırması…

İnsanoğlu tarih boyunca bu 4 atlı ile mücadele etti, durdu.

Şimdi de mücadele ediyoruz. Başarı; birlikte davranmakta…

         FELAKETLERLE MÜCADELEDEN YILACAK MIYIZ?

DEVAMINI OKU

Afet fırsatçıları

ÖLÜMLERDEN BESLENMEYİN
Tıpkı Akbabalar gibi afet fırsatçıları var.
Kirayı arttıran, kendini görünür kılan…
Kendi krizini fırsata çevirebilirsin.
Ancak başkasının krizini fırsata dönüştürmek, alçaklıktır.

Soma’da 301 canımız gider, anında ortaya çıkarlar. Ankara’da 102 gencimiz katledilir, yine ortalığa dökülürler. Paris’te insanlık faciası yaşanır, yine üşüşürler posta kutumuza…

Elazığ’da deprem olur, krizi fırsata çevirip kirayı arttırır, ya da şahsi reklamını yapar. Tek istekleri vardır; faciadan yararlanıp görünürlüklerini arttırmak.

Trajediler üzerinden reklam fırsatı doğurmak; akbaba davranışıdır. Japonya’da deprem olur, yardım ekipleri kurulur, sessiz sedasız para toplanır. Yardım yapanlar kendilerini saklar, sessiz sedasız ihtiyaç sahibine ulaşılır.

Van depreminde de vardı bu akbabalar, depremzedeler üzerinden depremZADE olma gayretiyle boy gösterdiler.

Türkiye’de afet hukuku da zayıf. ABD’de afet sonrası fiyat artışı yasaktır. Afet öncesi fiyat neyse onu belli bir süre değiştiremezsin. Elazığ’da ise evi kullanışsız hale gelenler kiraların katlandığından şikayetçi. Tıpkı afet sonrası İstanbul’da taksicilerin tarifeyi 3’e katlaması gibi.

   AFET HUKUKUNU GÜÇLENDİRMEK GEREKMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Depremde duyduğunu değil önceden yaptığını hatırlarsın

İMAR AFFEDER DEPREM AFFETMEZ
Deprem değil bina öldürür.
Bizi hayatta tutacak olan yıkılmayan bina inşa etmektir.
İmar afları binalarımızı sakat bırakıyor.
Sakat binalar da bizi depremde öldürüyor.

Fay hattı üzerindeki ülkemizde depremle yaşama pratiğini henüz edinemedik. Meteoroloji ve Afet Yönetimi hocası Mikdat Kadıoğlu; ‘depreme hazırlık evden başlar’ diyor. Toplum Tabanlı Depreme Hazırlık yapılırsa ancak bu sayede depremin zararları en aza indirilebilir. 81 ilin 55’i birinci derece deprem riski taşıyorsa bunu yönetmeliyiz.

Risk yönetimi deprem öncesini tanımlar. Afet yönetimi ise deprem sonrasını… Riski yönetmek için harcamadığımız her 2 lira, afet sonrası bize  100 liralık maliyet yükleyecektir. Deprem değil bina öldürür gerçeğinden hareketle yıkılmayan bina inşa etmek şart.

Kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşüm alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Kadıoğlu’nun önerisi olabildiğince özet hazırladığı ‘DEPREM AFFETMEZ’ gibi bir kitapçığı daima cebinde taşımak ve afet öncesi, sırası ve sonrasında okuyup ona göre eylem almamızdır.

          SİZ HİÇ DEPREM TATBİKATI YAPTINIZ MI?

DEVAMINI OKU