Baş belası bürokrasi

BELGE SAPIKLIĞI

1-e-Devlet çıktı, çok şeyi çözdü ama

2-İşin devlet dairesine düşmeye görsün;

3-Seni belge ile mahvetmeye bürokrat orada bekliyor.

4-İşler zaten kesat;

5-Bir de bu belge sapıklarıyla uğraşmanız gerekecek.

İşin tembellik ve beceriksizlik yanı bir yana, her şeyi yokuşa sürmek için belge sapıklığı başka bir yana… 

Bürokratik oligarşinin en büyük silahı, belge sapıklığı

Gereksiz belge üretme saplantısı.

Toplumumuz yüzyıllardır yoğun ve katı bürokrasi ile yaşamış olsa da bilişim imkânları sayesinde bu cendereden kurtulması gerekirdi.

Ama olmadı, olmuyor, olamıyor.

Bürokrasiyi düşman ilan edip, dışa açık büyüme dönemini başlatan Turgut Özal’dan bu yana, “işleri daha kolay kılmak” için çok şey başarıldı.

Misal şirket kurma, gümrük dönüştürüldü. e-devlet uygulamaları sayesinde dünün azap verici bürokratik işlemleri, “daha etkin, güvenli ve çabuk” halledilebiliyor.

Peki, sorun nedir?

Sorun, zihinlerin hala “katı bürokratik yapılara” kilitlenmiş olması…

Üstelik bu zihinleri, devlet dairelerinde veya kamu kesiminde değil, her yerde görebiliyorsunuz.

Hatta özel sektör firmalarında… 

Fotokopi nedir; faks nedir?

Hala bunları isteyebiliyorlar; ‘mevzuat böyle’ diyerek…

Bu sapıkları cezalandırmamız şart.

SİZ DE BELGE OBUR BÜROKRAT MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Tembel memur zulmü

BUGÜN GİT YARIN GELME ÖRGÜTÜ

1-e-Devlet çözümleri var ama,

2-Kimlik pasaport için ayağına gidiyoruz.

3-Yasadan aldığı güçle tiranlaşıyorlar

4-Bugün git yarın gel diyorlar.

5-Memurun vatandaşa zulmü kaderimiz mi?

Memur denince akan sular durur.

Derhal savunmaya geçilir, neredeyse vekiller kadar dokunulmazdırlar.

İşini eksik veya kötü yapsa da…

Hatta yan gelip yatsa da…

Bugün git, yarın gel’ dese de…

Devlet dairesine işiniz düşmesin, o noktada Allah size yardım etsin

E-Devlet çözümlerine rağmen memurun ayağına gitmek zorunda kalıyorsunuz.

Misal kimlik çıkaracaksınız; online randevu filan iyi de…

Oraya vardığınızda ya bir güvenlik görevlisi veya bir tembel memur; hayatı size zindan edebilir.

Ya da pasaport için illa ki devlet kapısına gidilecek.

Tam da bu noktada o tembel memur, size hayatı zindan etmek için hazır bekliyor olacaktır.

Tembel memura hesap soramazsın.

Çalışırken size vereceği zarar, çakma raporlu iken devlete bindirdiği yükten daha az değildir.

İş güvencesi, katsayısı, zammı, mesaisi, 9 günlük bayram tatili, ikramiyesi, yeşil pasaportu her şeyi vardır.

Ama size acıması yoktur.

Tembel memurun zulmüne bizi muhatap etmemek için e-devlet çözümlerine rağmen bizi ezebiliyorlar.

  NEDEN BUGÜN GİDİP YARIN GELİYORUZ?

DEVAMINI OKU

e-devlet dersi konulsun

SANAL HAYAT BİLGİSİ

1-e-devlet uygulaması harika kolaylık getirdi.

2-Sorun; bunu yetkin kullanma becerimizde.

3-Okullara e-devlet dersi konulsun;

4-Kullanabilelim ki kamu ve yurttaşlar,

5-Bu imkandan yararlanabilsin.

Teknolojinin sunduğu imkân ve kolaylıklardan biri e-devlet uygulaması oldu.

Bu sayede devlet dairesi ekranımıza geldi.

Pek çok zaman öldürücü rutin, parmak marifetiyle çözüldü.

Ancak e-devlet uygulamaları, kimine rahat gelirken kimileri ise bu hizmeti kullanmakta güçlük çekiyor.

Daha da önemli olanı, e-devlet sayesinde ne tür imkânlara sahip olduğunun bilemiyor.

Uzun yıllar; devlet kapısında ‘bugün git yarın gel’ savsaklaması yaşayanlar, zahmetli süreçlerin e-devlet ile ortadan kalktığından haberdar bile değil.

Bu yüzden önerim; ilkokul müfredatına e-devlet dersi konulsun.

Hayat Bilgisi veya Yurttaşlık Bilgisi gibi dersler zaten insanları hayata hazırlamak, yurttaşlık hak ve sorumluluklarını öğretmekti.

Şimdi bu yeni dünyanın hayatımızdaki artan önemine paralel olarak ya hayat bilgisi veya yurttaşlık dersleri güncellensin ya da başlı başına e-devlet dersleri oluşturulsun.

Buna dair akademik çalışmalar başladı bile…

Yapılacak olan; eğiticileri eğiterek e-devlet dersinin içeriğini hızlıca oluşturmaktır.

 ÇOK DAHA AZ BÜROKRASİ İSTENMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Baş belası bürokrasi

BELGE SAPIKLIĞI

1-e-Devlet çıktı, çok şeyi çözdü ama

2-İşin devlet dairesine düşmeye görsün;

3-Seni belge ile mahvetmeye bürokrat orada bekliyor.

4-İşler zaten kesat;

5-Bir de bu belge sapıklarıyla uğraşmanız gerekecek

İşin tembellik ve beceriksizlik yanı bir yana, her şeyi yokuşa sürmek için belge sapıklığı başka bir yana… 

Bürokratik oligarşinin en büyük silahı, belge sapıklığı

Gereksiz belge üretme saplantısı.

Toplumumuz yüzyıllardır yoğun ve katı bürokrasi ile yaşamış olsa da bilişim imkânları sayesinde bu cendereden kurtulması gerekirdi.

Ama olmadı, olmuyor, olamıyor.

Bürokrasiyi düşman ilan edip, dışa açık büyüme dönemini başlatan Turgut Özal’dan bu yana, “işleri daha kolay kılmak” için çok şey başarıldı.

Misal şirket kurma, gümrük dönüştürüldü. e-devlet uygulamaları sayesinde dünün azap verici bürokratik işlemleri, “daha etkin, güvenli ve çabuk” halledilebiliyor.

Peki, sorun nedir? Sorun, zihinlerin hala “katı bürokratik yapılara” kilitlenmiş olması…

Üstelik bu zihinleri, devlet dairelerinde veya kamu kesiminde değil, her yerde görebiliyorsunuz.

Hatta özel sektör firmalarında… 

Fotokopi nedir; faks nedir?

Hala bunları isteyebiliyorlar; ‘mevzuat böyle’ diyerek…

Bu sapıkları cezalandırmamız şart.

   SİZ DE BELGE OBUR BÜROKRAT MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Tembel memur zulmü

BUGÜN GİT YARIN GELME ÖRGÜTÜ

1-e-Devlet çözümleri var ama,

2-Kimlik pasaport için ayağına gidiyoruz.

3-Yasadan aldığı güçle tiranlaşıyorlar

4-Bugün git yarın gel diyorlar.

5-Memurun vatandaşa zulmü kaderimiz mi?

Memur denince akan sular durur. Derhal savunmaya geçilir, neredeyse vekiller kadar dokunulmazdırlar.

İşini eksik veya kötü yapsa da… Hatta yan gelip yatsa da… ‘Bugün git, yarın gel’ dese de…

Devlet dairesine işiniz düşmesin, o noktada Allah size yardım etsin

E-Devlet çözümlerine rağmen memurun ayağına gitmek zorunda kalıyorsunuz.

Misal kimlik çıkaracaksınız; online randevu filan iyi de…

Oraya vardığınızda ya bir güvenlik görevlisi veya bir tembel memur; hayatı size zindan edebilir.

Ya da pasaport için illa ki devlet kapısına gidilecek.

Tam da bu noktada o tembel memur, size hayatı zindan etmek için hazır bekliyor olacaktır.

Tembel memura hesap soramazsın. Çalışırken size vereceği zarar, çakma raporlu iken devlete bindirdiği yükten daha az değildir.

İş güvencesi, katsayısı, zammı, mesaisi, 9 günlük bayram tatili, ikramiyesi, yeşil pasaportu her şeyi vardır. Ama size acıması yoktur.

Tembel memurun zulmüne bizi muhatap etmemek için e-devlet çözümlerine rağmen bizi ezebiliyorlar.

      NEDEN BUGÜN GİDİP YARIN GELİYORUZ?

DEVAMINI OKU

Nasıl olmuyor?

DEĞİŞİMİN HIZ TÜMSEĞİ: BÜROKRASİ

1-En akla yakın

2-Kamu yararı taşıyan projeyi dahi

3-Yavaşlatabilir engelleyebilir.

4-Kendini barındırmayan hiç bir geleceğe izin vermez

5-Farklı olanı yok etme becerisi inanılmazdır

Eğer akla yakın bir proje; ‘nasıl oluyor da olmuyor?’ diye merak ediyorsanız, bürokratik oligarşiye hoş geldiniz.

Bürokrasi, devletin omurgasında var. Değişimin en büyük tehdidi, var olanı korumanın da bilinen en kullanışlı aracı…

Talat Sait Halman’ın “Eski Mısır’dan Şiirler” kitabında da bürokrasiden şikâyet vardı.

Hatta 3800 yıl önce kralı olduğu Babil’de, işleri ağırdan alan kendi bürokratından yakınan Hammurabi’yi biliyoruz.

Özal’ın “bürokrasiden şikâyeti”  hala kulaklarımda…

Her devirde kendini gerekli kılacak tedbirleri, “yasa üzerinden” var eden bürokrasi, hız tümseği gibi işleviyle, “işi ağırdan” almasıyla eleştirilir ama var olanı koruma becerisiyle de hayatımızdadır.

Pet şişe gibidir, doğa yok edemez kendisi de yok olmaz. Azaltabilirsiniz ama asla ortadan kaldıramazsınız.

Oligarşi gibi dar zümrenin yönetimi zaten kendi başına “sorun” iken, bunu bürokrasiyle harmanlayınca ülke yerinde sayar.

BÜROKRATİK OLİGARŞİ YOK EDİLEMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Zaman hırsızına ceza

BÜROKRATİK OLİGARŞİ

ÜLKENİN HIZ TÜMSEĞİ

İşini geciktiren bürokrat neden ceza almaz?

Ülkenin zamanını çalanlardan hesap sorulmalı.

4 dakikada üretilen işe 21 günde onay vermek?

Zaman hırsızından hesap sorulsun.

Para kaybedersin, yerine konulabilir, servetini yitirirsin yeniden kazanabilirsin. Ancak zaman asla geri getirilmez. Ama para çalan cezalandırılır da zaman çalana ceza yok.

Araba üretim bandından 4 dakikada çıkıyor, üzerine soğutucu takmak, 21 gün sürüyor. ‘Bu neden böyle?’ diye soruyor küçük sanayici… Türk Standartları Enstitüsü (TSE) neden üretim hızında iş yapmaz? Oysa daha hızlı hizmet verebilmesi için organlar yönetmeliği dahi değişti.

Ancak kafalar aynı kaldı. Misal soğutucu ünitesi montaj projesini 21 günde onaylayan TSE’nin hangi çağda kaldığı merak konusudur. Başvuru oluşturma, uzman incelemesi, havale süreci, teknik komisyon tetkiki, revizyon döngüsü…

Bu döngü ile sadece küçük sanayici değil, Türkiye zaman kaybediyor. Zaman kadar hayati maliyet yoktur ve bunun hesabı sorulmalıdır. ‘Standart onayı önemlidir, işime özen gösteriyorum’ mazereti geçerli değildir. Üretim bandının beklemeye tahammülü yoktur. Yavaş bürokrat ceza almalı.

        GECİKEN ONAYIN MALİYETİ UMURUNDA MI?

DEVAMINI OKU

Belge sapıklığına son

BAŞ BELASI BÜROKRASİ
e-Devlet çıktı, çok iyi işliyor.
Ama işin devlet dairesine düşmeye görsün;
Seni belge talebine boğacak birileri orada bekliyor.
Özel sektör farklı mı? Değil.
Sorun; zihindeki belge sapıklığımızda.

İşin tembellik ve beceriksizliği bir yana, her şeyi yokuşa sürmek için; belge sapıklığı başka bir yana…

Bürokratik oligarşinin en büyük silahı, belge talebidir. Toplumumuz yüzyıllardır yoğun ve katı bürokrasi ile yaşanmış olsa da bilişim imkânları sayesinde bu cendereden kurulması gerekirdi.

Ama olmadı, olmuyor, olamıyor. Bürokrasiyi düşman ilan edip, dışa açık büyüme dönemini başlatan Turgut Özal’dan bu yana; işleri daha kolay kılmak için çok şey başarıldı.

Misal şirket kurma kolaylaştırıldı, gümrük dönüştürüldü. e-devlet uygulamaları sayesinde dünün azap verici bürokratik işlemleri, etkin, güvenli ve çabuk halledilebiliyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bu alanda devleti çevik kılmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Peki sorun nedir? Sorun; zihinlerin hala ‘katı bürokratik yapılara’ kilitlenmiş olması. Üstelik sadece kamuda değil özel sektörde de yaygın. Kamu; ‘mevzuat’ der, özel; ‘şirket kuralı’ der.

Fotokopi mi kaldı, faks nedir yahu? Ayıptır.

       SEN BELGE OBUR GİBİ Mİ DAVRANIYORSUN?

DEVAMINI OKU

Nasıl olmuyor?

DEĞİŞİMİN HIZ TÜMSEĞİ: BÜROKRASİ
En akla yakın ve kamu yararı taşıyan projeyi dahi yavaşlatabilir, engelleyebilir.
Kendini barındırmayan hiç bir geleceğe izin vermez.
Farklı olanı yok etme becerileri inanılmazdır.

Eğer akla yakın bir proje; ‘nasıl oluyor da olmuyor?’ diye merak ediyorsanız, bürokratik oligarşiye hoş geldiniz.

Bürokrasi, devletin omurgasında var. Değişimin en büyük tehdidi, var olanı korumanın da bilinen en kullanışlı aracı…

Talat Sait Halman’ın “Eski Mısır’dan Şiirler” kitabında da bürokrasiden şikâyet vardı. Hatta 3800 yıl önce kralı olduğu Babil’de, işleri ağırdan alan kendi bürokratından yakınan Hammurabi’yi biliyoruz. Özal’ın “bürokrasiden şikâyeti”  hala kulaklarımda…

Her devirde kendini gerekli kılacak tedbirleri, “yasa üzerinden” var eden bürokrasi, hız tümseği gibi işleviyle, “işi ağırdan” almasıyla eleştirilir ama var olanı koruma becerisiyle de hayatımızdadır.

Pet şişe gibidir, doğa yok edemez kendisi de yok olmaz. Azaltabilirsiniz ama asla ortadan kaldıramazsınız.

Oligarşi gibi dar zümrenin yönetimi zaten kendi başına “sorun” iken, bunu bürokrasiyle harmanlayınca ülke yerinde sayar.

BÜROKRATİK OLİGARŞİ YOK EDİLEMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Kamu zararlısı

KAMU YARARI GÖZETİRKEN
KAMUYA ZARAR VERMEYİN
Liyakatsiz kamu, kımıl zararlısından beter…
Kararı elinde tutanın bilgisizliği, kamu yararı gözeteyim derken kamuya zarar verebiliyor.
Çözüm; liyakati tercihte…

Kamu yararı; kamu adına yarar sağlamayı tanımlar. En azından kamunun zarara uğratılmaması anlamı taşır. Hatta “kamu yararı gözeterek” atılan her adımın toplum ve ülke adına daha hayırlı sonuçlar vereceği düşünülür.

Kamu yararı gözetmeyene de “kımıl zararlısı” gözüyle bakılır. Kamu yararı iyi de; ‘kamu’dan ve ‘yarar’dan, kimin ne anladığı önemli. Eğer kamu diye ait olduğun sosyal sınıf veya çıkar grubunu tanımlıyorsan, üreteceğin fayda da ona göredir.

Misal “kamu” diye sana oy verecekleri tanımlıyor ve gerisini iplemiyor olabilirsin. General Motors’un Amerikan halka pompaladığı kamu yararı” tanımı şuydu; “GM için iyi olan, Amerika için de iyidir.” Böyle olmadığını ancak, GM batınca kavrayabildiler.

Yarar kavramı da göreceli… Yakın tarihimizdeki pek çok ekonomik yaptırıma bakın; yarar diye alınmış çoğu karar, “zarar” getirmiştir.

Finans bilmeyen yargıcın finansal etkileri olan hayati kararlar vermesi, ticaretten bihaberin yasa diye yasak getirmesi gibi…

LİYAKAT SAHİBİ MİSİN?

DEVAMINI OKU