Yardım nasıl yapılır?

HAYATA DESTEK VERMEK..

1-Binlerce can depremde gitti.

2-Yardım yapmak insanlığın gerek şartı.

3-Ancak yeter şart; nasıl yapılacağını bilmek.

4-Bunu en acı yoldan öğrendik.

5-“Etkin yardımsever” olmalıyız.

Deprem, yardımlaşmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha bize anlattı.

Zorda olan, darda olana yardım yapmak, insan olmanın refleksi

Hele ki ortak felaket yaşıyorsak, yardımlaşma, var olmakla yok olmak arası kavram haline gelir.

Depremde enkaza koştuk, elimizde ne varsa paylaşmak istedik.

Fakat yardım yapmanın bir yolu yordamı olduğunu ancak deneyerek öğrenebildik.

İhtiyacı belirlemek gerektiğini anladık.

Kaynaklarımız neler olduğunu bilsek de bu kaynakları, ihtiyaçlarla nasıl buluşturacağımızı bilmek zorundaymışız meğer.

Koordinasyon; herkesin diline doladığı kelime oldu ve bu depremde eksikliğini, canlarımızla ödedik.

Yardımın zamanla yarışı vardır.

Vaktinde gelmeyen yardım, yok hükmündedir.

Misal enkaza geç müdahale edince orada binlerce insanımız soğuktan donuverdi.

Zamanı planla yönetmek gerektiğini fark ettik. Y

ardım yapacaksan, önce ihtiyaç sahibini, yerini ve zamanını hesap etmek zorundasın.

Yetmiyor, lojistik kanallarını bilmek gerek.

Kaçımız, elimizdeki kaynağı depremzedelere ulaştırmak için hangi yolu kullanmak gerektiğini düşünmedik ki…

İçimizdeki yardımlaşma duygusu, insan olmanın gerek şartıdır.

Ancak yeter şart; bu yardımı nasıl, ne zaman, ne ile ve hangi yolla yapacağımızı bilmekten geçiyor.

                      SEN YARDIMINI NASIL YAPTIN?

DEVAMINI OKU

Yer kabuğu kıyamete kadar hareket edecek

DEPREM SALLAYACAK, SEN SAĞLAM DUR

1-Deprem, pazarlık yapmaz.

2-Geleceğini bilirsin ama kesin zamanı bilinmez.

3-Sen tedbir alırsan, deprem seni fazla üzmez.

4-Gafil davranırsan bedelini ödetir.

5-Yere sağlam basmayı dene.

Deprem; yönetilebilir afettir.

Eğer erken uyarı sistemleri kurar, binaları buna göre sağlamlaştırır
ve halkı deprem anında nasıl davranacağı konusunda eğitirseniz, afet yönetiminde başarı sağlarsınız.

Depremi tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir.

Zira bu; insan hünerinin ve teknoloji kabiliyeti dışındaki olgudur.

Yer kabuğu, kıyamete dek hareket halinde olacak ise depremler de daima gezegenin gerçeği olacaktır.

Depremle birlikte yaşamak…

Bu, bilinçlendirme cümlesidir ve kaderci toplumlarda hiçbir işe yaramaz.

Tıpkı uçakta koridoru uzun süre işgal edip arkasındaki yolcuya geçit vermeyenler için yapılan anonslar gibi

Ses çıkıyordur fakat duyulmaz.

Duyulsa dahi içeriğine aldırılmaz.

Depremle yaşamak denilen olgu, eğitim düzeyi yüksek ve bilimin iktidar olduğu uluslar için geçerlidir.

Neticede deprem, durması gerekenin hareketi, hareket edenin akışının bozulması, yolunda gidenin altındaki yolun kaybıdır.

Hayatından deprem geçmiş birini, daha sağlam zeminler aramaya iten, depremin pazarlık yapmıyor olmasıdır.

Pazarlık yapmayan depremle ancak tedbirle baş edilir.

DEPREMDEN SEN NE DERS ÇIKARDIN? 

DEVAMINI OKU

Zemini çekme altından

NEYİN ÜZERİNDE OTURUYORSUN?

1-Uygun zemin yoksa bina yıkılacaktır.

2-Malzeme, statik, mühendislik tam olsa da…

3-Zemini güçlendirmeden inşaat olmaz.

4-Olursa da depreme kadar ayakta kalır.

5-Dayandığın zemine dikkat et.

Zemini çekilen ayakta kalır Zemin; taban, yer, döşeme…

Dayanak, temel, ortam, yeryüzü

Zeminden beklenen, istikrar ise istikrarsızlığı, deprem olgusunu tanımlar.

Tanımlamakla kalmaz; tetikler

Altından zemin kaymıştır ve binanın dayanacak yeri kararsızlaşmıştır.

Zemin; daima bir temele dayanır.

Üzerinde karar kılacağı zemin olmadığında, coğrafya dahi değişir.

Zemin mekaniği, bu değişimin nicelik ve niteliğini araştırır.

İnşaatta zemin, binanın temelinin bastığı yerdir.

Altından zemin çekilmiş her yapı, yıkılmaya mahkûmdur.

Çoğu yıkım, zeminsizliktendir.

1999 Marmara Depremi öncesi; imar iskân izni alırken zemin etüdü, sadece bir formaliteydi.

Evrakın arasına sıkıştırılan birkaç banknot ile imzalanıverirdi o ruhsat.

Sonra 17 Ağustos sabaha karşı tabiattan mesaj geldi: Zemin önemlidir

Binlerce canımızdan olduk.

Zemine dikkat etmemenin bedelini çok ağır ödedik.

Ekonomimiz ödedi, büyüme rakamlarımız ödedi.

Hatta 2001 krizi depremle inşa edildi denilebilir.

Yetmedi; siyasi cephe de bugünkü iktidarı var etti.

Bugün daha ağır deprem ile karşı karşıyayız.

Hangi toplumsal değişimleri ortaya çıkaracak, belli değil.

Ama bir kez daha öğrendik ki zemini önemsenmemiş her yapı, deprem kurbanı olur.

BİNANIN DAYANACAK ZEMİNİ VAR MI?

DEVAMINI OKU

Çadır, tuvalet, bekleyiş

YARDIM SELİ SÜRMELİ

1-Depremin hasarı giderek belirginleşiyor.

2-Belli ki aylarca bu enkaz kalkamayacak.

3-Evsiz barksız milyonlarımız var.

4-Aç, susuz, soğuk, barınaksız

5-Yardımlar sürmeli ki kurtulanları kurtarabilelim

Belki bir çok açığımız olabilir. Ancak şimdi gözümüz iki şeyi görüyor bölgede; Çadır ve tuvalet açığımızı…

Zira depremin henüz 9. günündeyiz ve ihtiyaçlar daha da belirginleşmeye başladı.

Bölge halkımız enkaz kaldırma çalışmalarını bekliyor.

El ayak çekilince tek bir şey kalıyor, ateş başında is kokusu ve acılı bekleyiş

Merdiven boşluğunda yoğunlaşan cesetler; deprem bilincimizin olmadığını, kiriş ve kolonun önemini bilmenin hayatta kalmak olduğunu hatırlattı.

Deprem altında kalan canlarımız için son umut ışığı çırpınışları

Büyük sarsıntı yaşadığımız; acıdan kıvrandığımız bugünlerde.

Artık “kurtarın!” çığlıkları duyulmaz oldu.

Canla başla çalışılmasına rağmen sesler duyulmuyor.

Sanki kara bir kâbusu yaşıyoruz ve uyandığımızda geçecekmiş gibi

Uyanmak için, tedbir almak için, bizi bekleyen yeni depremler için daha hangi uyaranı bekliyoruz?

İçimiz yanarken başladık mı çalışmaya?

Aklımız fikrimiz enkaz altında hala kurtarılmayı bekleyen canlarımızda…

Kurtulanların yaralarını sarmada

Yardım selinin daha uzun süre devam etmesi gerekiyor.

Zira her geçen gün deprem felaketinin dev hasarı daha belirgin hale geliyor.

Çadır, tuvalet ihtiyacı ve hala umutlu bekleyiş…

      TEDBİRİN BİR HAYAT BİR CAN OLDUĞUNU BİLİYOR MUYUZ?

DEVAMINI OKU

Haksız kazanç haramdır

YASAL OLAN HELAL Mİ?

1-Krizden fırsat çıkarılır da…

2-Başkasının acısından fırsat kovalanmaz.

3-Mağduriyetlerden kazanç üretenler var.

4-Haksız kazançların önünü almalıyız.

5-Ahlak çökünce toplum enkaz altında kalır.

Mağduriyetler üzerinden kazanç helâl değildir.

Hangi mağduriyet olursa olsun; bunun üzerinden kazanç sağlamak, rant elde etmek, zenginleşmek; yıkıntılar üzerinden yükselmek, acılar üzerine merdiven dayamak helâl değildir.

Ülkemizde peş peşe iki büyük deprem yaşanmışken Borsanın deprem sırasında kapatılmamış olması kabul edilebilir değildir.

Depremin 8. Gününe girildiğinde ilk iki günde mağduriyet gören bölge halkı için yapılan işlemlerin iptal edilmemiş olması; inanılası değildir.

Olayda ihmali olan bürokratların; yetkilerini kötüye kullananların sessiz kalması doğru değildir.

Depremde yıkılan bizim binalarımız değil ahlakımızın çöküşüdür.

Faylar üzerinde yaşayan ülkemiz; çürük demir, deniz kumu itirafçılarının dudak arasındadır.

Sormayan, sorgulamayan bir toplum yıkıntılar arasında kalmaya mahkumdur.

Ayrıca hukuki olan adil midir?

Yasal olan helal midir?

Haksız kazanç peşinde koşanlar, muktedir olsalar dahi gönüllerde iktidar olamayacaklar.

Bölgede insanlar can derdinde iken, bu durumdan fırsat üretenleri nasıl değerlendirmeliyiz?

Kriz fırsat üretir ama başkasının krizinden felaketinden fırsat çıkaran nasıl bir yaratıktır ki toplumda itibar görebilsin?

Ahlak;  sığınabileceğimiz en büyük ve güvenli limandır.

AHLAKLI TOPLUM YIKINTI ALTINDA KALIR MI?

DEVAMINI OKU

Kurtulanları hayatta tut!

ŞİMDİ İŞBİRLİĞİ ZAMANI

1-Enkazda hala canlarımız var.

2-Kurtarabildiklerimizi hayata tutmalı.

3-Yardım seli yüreğimize su serpti.

4-İhtiyaçla kaynağı buluşturmada zayıfız.

5-Daha fazla işbirliği şart.

Bugün depremin 7. Günü.

Ülkede hasarı tespit etmeye kayıpları değerlendirmeye çalıştığımız bir süreç.

Acımız ise büyük.

Yardım ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.

İlaç, barınma, gıda gibi ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz.

Bu dönemden sonra özel sektör, sivil toplum kuruluşları koordinasyonu çok önemli.

Ancak bir taraftan yağma, istismar ve tacizlerle uğraşıyoruz.

Ülkenin dört bir yanından seferberiz; fakat içimizdeki kötüleri ve açığa çıkan yağmacıları engellemede eksik kalıyoruz.

Yüzyılın felaketini koordinasyonsuzluğumuz ile çözmeye çalışıyoruz.

El yordamıyla mücadele ediyoruz. Deprem travmatik bir durum ve en önemli konulardan biri sağlık

Deprem sonrası sağlık sorunlarının önlenmesi için hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının daha fazla işbirliği yapması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve sağlık malzemelerinin sağlanması gerekiyor.

Herkes gece gündüz deprem bölgesinde…

Sorunların çözümü için tüm tarafların işbirliği yapması şart.

Yabancıların yardım önerilerine seviniyoruz.

Elimizdeki yardım gücünü, daha fazla can kurtarmaya yönlendiremediğimiz için üzülüyor ve kahrediyoruz.

Kurtulanları hayatta tutmak şimdi en önemli uğraşımızdır.

Gayretlilerden Allah razı olsun.

ENKAZDAN YENİ MUCİZELER BEKLER MİYİZ?

.

DEVAMINI OKU

Depremden sonra 6. gün

İSTİSMARCILARA DİKKAT ZAMANI

1-Canlarımız hala enkaz altında

2-Çocuk istismarcıları türedi

3-Yağmacılar fırsat kolluyor.

4-Kurtarıcılarımız canla başla çalışıyor.

5-Depremzedeyi siyasi malzeme yapmayın.

Bölgede hâlâ kurtarma çalışmaları var.

Hâlâ yıkıntılar arasından canların kurtulma ihtimalinin olduğu mucize zamanlar

Seslerin cılızlaştığı ama sığınacak bir liman aradığı zamanlar

Bölgeye yardımın maddi, manevi, fiziksel yapıldığı dönemler

Duyarlılıkların en üst düzeyde tutulması gereken dönemler.

Sağlık hizmetlerinin en üst düzeyde çalıştığı dönemler

Bu süreç hemen her kesimin; halkın, deprem mühendislerinin inceleme yaptığı dönemler olmalıdır.

Zira çıkarılacak dersleri gözlemlediğimiz dönemlerdir.

Depremin altıncı günü bölgeden ayrılan depremzedeler AFAD ile irtibatta olmalıdır.

Zira haklarını öğrenmeleri için kanaldır.

Birlikte olunması gereken bu süreçte depremzedelerin yaşadığı zorluklar ve kargaşa, yağmacıların işine yarayabilecek fırsatlar sunabilir.

Çocuk tacirleri, depremzede çocukları kendilerine veya diğerlerine satmak için kaçırabilir veya istismar edebilir.

Güvenlik güçleri ve güvenlik tedbirleri daha da artırılmalı.

Bu dönem; güvenliğin sağlanması gereken, deprem lojistiğinin çözülmesi gereken bir dönem.

Bölge hala ihtiyaçlar ile kaynakları kavuşturabilmiş değil.

Bu süreçte canla başla çalışan kurtarıcılara minnetimiz var.

Artçıları devam ettiği süreçte dikkatimiz dağılmamalı.

DEPREMZEDE İÇİN BUGÜN SEN NE YAPTIN?

DEVAMINI OKU

Biz büyük bir milletiz

YÜREĞİMİZ ENKAZ ALTINDA

1-Deprem bizi bir kez daha birleştirdi.

2-Fırsatçı, ayrılıkçıları da açığa çıkardı.

3-Enkazdakilerde aklımız…

4-Varımızı yoğumuzu paylaşmaya başladık.

5-Bu; büyük millet olma vasfıdır…

Felaketler, gerçek karakteri ortaya çıkarır derler.

Doğrudur; deprem içimizdeki fay hatlarını kırınca ne olduğumuzu daha iyi anladık.

Öncelikle kötülerimizi açığa çıkardı bu deprem; fırsatçı, yağmacı, kötüleri…

Ancak onların sayısı iyilerimizin yanında devde kulak.

Gördük ki felaketler bizi birleştirebiliyor.

Elinde fazla yokken dahi yardıma koşabiliyoruz.

Kendisi muhtaç iken zordaki komşusuna el uzatabiliyor.

Tanımadığı insan enkaz altında iken rahat uyuyamıyor, atlayıp gidiyor. Ekmeğini bölüşüyor, parasını aktarıyor.

Yemek, yatak, uyku beni utandırıyor’ diyebiliyor.

Yüreğine işleyen deprem acısı, onu yüzlerce kilometrelik zorlu yollara koşabiliyor.

Bugün bedeni başka yerde olsa da yüreği depremde, enkaz altındaki canlarda olan milyonlarımız var.

Bu haslet sahibi millet, tereddüt dönemleri olsa bile felaketlerde büyüklüğünü gösterir.

Nitekim bu kez gösterdi ve kötülere rağmen iyilik kazandı.

Yardım elini uzattı. 

Mağduriyetleri gidermek için varını yoğunu ortaya koydu.

Pek çoğumuz, öksüz yetim çocuklar için koruyucu aile olmaya hazır.

Pek çoğumuz, evini barkını depremzedeye açmaya hazır.

Hal böyle olunca aramızda bulunan fırsatçılara, borsa farelerine izin vermiyoruz.

DEPREMDE HEPİMİZ TEK YÜREK OLMADIK MI?

DEVAMINI OKU

Önce yaraları saralım sonra hesabını soralım

İÇİMİZDE KIRILAN FAY HATLARI

1-Sistemi el birliğiyle çürüttük.

2-Deprem, çürük fay hatlarımızı kırdı.

3-Hatalarımız, ihmalimiz açığa çıkıverdi.

4-Şimdi yaraları sarma zamanı

5-Sonra sistemi yeniden inşa şart

Bu felâket, sistemin çürümüşlüğünü ortaya çıkardı.

Boş vermişliğimiz, konfor alanlarımız, aldırmayışımız, adam sendeciliğimiz, bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın aymazlığımız, kaçma-karışma-çalışma gibi pek çok ahlaki zaafımız bir anda gözümüzün önüne serildi.

Bu sistemden beslenenler sanıyor ki birkaç gün sonra bu acılar unutulur, eski çürümüşlüğümüze geri döneriz.

HayırAsla

Önce yaralarımızı saralım.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerimizi çıkaralım.

Yaralılarımızı iyileştirelim.

Açlarımızı doyuralım.

Öksüzlerimize yuva, yetimlerimize aile bulalım.

Ama tüm bunları yaptıktan sonra, hesap soralım; neden bu kadar canımız gitti?

Ne yapmalıydık ve yapmadık?

Deprem öncesi hangi hataları yaptık?

Deprem sırası neden bu kadar zayiat verdik?

Deprem sonrası niçin binlerce canımızı donmadan önce kurtaramadık?

Yığınca sorular…

Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.

Her birimizi sınadı bu afet.

Herkes eline kağıt kalem alsın ve bu felaketten kendi payına düşen sorumlulukları, gafleti, ihmalkârlığı, suçu, nasihati yazsın.

Göreceğiz ki her birimiz sorumluyuz.

BU DEPREMDE BEN NELERDEN SORUMLUYUM?

DEVAMINI OKU

Depremin acı gerçekleri

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRENLERE DİKKAT

1-Krizden fırsat çıkarmak övülür.

2-Ama başkasının krizinden fırsat çıkarılmaz.

3-Deprem içimizdeki iyiliği görünür kıldı.

4-Ancak kötülerimizi de açığa çıkardı

5-İyilik kazanacak.

Kamunun yaptırdığı binalar en fazla çökenler oldu.

Bunları yapanın denetleyenin aynı kişiler imiş meğer.

Deprem ile 00 liralık battaniyeyi 250 liraya çıkardık.

Krizi fırsata çeviren alçaklar,  mallara %300 zam yaptı.

Yağmacı anında işbaşı yaptı enkaz soygunu başladı.

‘O komşumla aram açık başka enkazı kurtaralım dendi.

Deprem mesajı üzerinden kendini görünür kılanlarımız

Acıları dahi siyasi ikbaline alet eden siyasetçilerimiz.

Ekranlar bir anda deprem uzmanlarıyla doldu taştı.

Gayretli kurtarma ekiplerini karalayanlar peyda oldu.

Depremle dikkat çekmeye çalışan STK soytarılarımız.

Yardım malzemelerini talan etmeye çalışan namussuzlar.

AFAD üyesiyim evi boşalt diyen aşağılık soyguncular.

Sosyal medyada ortalığı ayağa kaldıran şarlatanlar.

Kirli bilgi yayarak kendi ideolojisini savunan faşistler.

Yapılan yardımları küçümseyip hiçbir şey yapmayanlar.

Tüm çabasıyla bölgeye ulaşmaya çalışanı eleştirenler.

Elinden geldiğince malzeme göndereni küçümseyenler.

Olan biteni dinden çıkmanın neticesi sanan güruhlar.

Binlerce insanımızın can kaybına rağmen eğlenebilenler.

İletişim ağlarını boş yere meşgul eden gafillerimiz.

Yardım malzemesinden haksız pay peşinde olanlar.

Bunlara rağmen canını dişine takarak yardıma koşanlar.

İYİ GÜN DOSTLARI, DAR GÜNDE HANİ?

DEVAMINI OKU