Saygı ruhu yüceltir

SAYGININ 5 HİKMETİ

1-Saygı gören, saygı gösterir

2-Sevgi, saygısız yaşayamaz

3-Saygı satın alınamaz, kazanılır

4-Saygı düzenin anahtarıdır

5-Kendine saygı, disiplindir

Saygı kayığına binmeden sevgi denizi geçilmez.

Saygı; Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiramdır.

Saygının var olduğu bir zincir, değer üretme azmi taşır. Taşı taşın üzerine koyma enerjisi vardır.

Saygı görmek istiyorsan, saygı görmek istediklerine sen saygı göstermelisin.

Saygı hayatın basit bileşenlerinde gösterir kendini… İleri toplum sosyolojisini gösterir.

Bir başkasının hakkını ezmeyecek mimari yapılanma, kendine yeterlilik, ben’i değil biz’i önceleyen.. mütevazı, doğa ile dost…

İleri uygarlık bu değilse nedir? Sevgi ile birlikte anılır genelde…

Soru şudur, saygı mı sevgi mi önce gelir? Benim cevabım; önce saygıdır. Zira sevgi, saygı ile korunur, çerçevelenir, sürdürülebilir hale gelir.

Sevgi bağı, saygı olmadan fazlaca dayanamaz. Saygı, sevgiyi besleyen, koruyan, geliştirendir.

Saygı kayığına binmeden sevgi denizi geçilmez.

Saygı satın alınmaz, kazanılır. Saygı ruhu yücelten en önemli unsurdur.

         SAYGI GÖRMEMİŞ BİRİ, SAYGILI OLUR MU?

DEVAMINI OKU

Ektiğini biçeceksin

5 KRİTİK SEBEP-SONUÇ İLİŞKİSİ

1-Sevgi eken barış biçer

2-Nefret eken savaş biçer

3-Huzur eken saadet biçer

4-Kibir eken kaos biçer

5-Değer eken değer biçer

Bağırarak yönetenler; toplumu kutuplaştırıyor.

Ekmek; bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmektir. Bir başlangıçtır. İlk adımdır. Yeşertme niyetidir, ürün isteğidir.

Bir tarlaya ne ekersen onu biçersin. Bilgi ekersin verimlilik biçersin. Teknoloji ekersin, hız biçersin. Sanat ekersin görsel bir şölen biçersin.

Ektiğin birikimindir, biriktirdiğindir. Çoğaltansa büyütür, eksiltense kaybolur.

Hayat ekini var olabilme yetisini; sevgiden, dürüstlükten, doğruluktan, huzurdan, iyilikten alır. Saygıdan yükselir.

Ekini; değerler toplumu olanın elinde gelişmişlik vardır. Dünyada söz sahibi olma iddiası vardır.

Kibri, karamsarlığı, huzursuzluğu, ayrılığı ekenin ocağı gün yüzü görmez. Talana, yağmaya açık olur. Gelenin gidenin yol geçen hanı olur.

Eğer nifak tohumu ekersen, ayrılık, iç savaş, kargaşa, kavga, kaos biçersin.

Toplum bir tarla ise eğer, bireyleri kutuplaştırır, sürekli azarlar, bağırır, çağırırsan; eninde sonunda insanları bir ötekine düşman hale getirir, ülkeyi perişan hale sokarsın.

        SEN NE EKTİĞİNE DİKKAT EDİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Başarı gayretten gelir

BAŞARMANIN 5 ŞARTI

1-Niyeti billurlaştırmak

2-Gayreti sürgit kılmak

3-Güçlüklerde vazgeçmemek

4-Olumsuzlara kulak tıkamak

5-Hazzını hakkıyla yaşamak

KOLAY demedik MÜMKÜN dedik.

Başarı, yılmayan bir gayret ve çabadır. İnsanı yaşama bağlayan enerjidir.

Hayatın aurasıdır. Başarı sonu zaferle sonuçlandığı için değil, yükselten direnç sağlayan bir güç olduğu için değerlidir.

Başarı iyi niyetle ve azimle gelir. Soluklanmayan bir inançla beslenir. Başarının gözleri engelleri atlanacak kulvarlar olarak görür.

Önüne çıkan çukurları doldurarak aşar. Başarı söz değildir. Sözden ötesidir; eylemdir, tutumdur, duruştur, harekettir. Başarının hazzı ürettiğindir.

Üretmeyen insan sadece tüketir. Sürekli tüketen insan hayatın en değerli duygusundan mahrum kalır. Başarmak; birlikteliktir. Aynı sesi duyabilmektir.

Konuşmaktır. İletişimdir. Bütün zorluklara rağmen adım atabilme azmidir. Başarı ışıldar, sesi duyulur, heyecanı yürek çarpıntısıdır.

Başarı süreçtir, plandır. İstikrardır. Başarı gelirken seni yükseltir. Yol aldırır. Başarının temelinde, sürdürülebilir gayret vardır.

Başaramayanlara bak; yarı yolda vazgeçenleri görürsün.

        DİLEDİĞİNİ BAŞARACAĞINI BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Düzen restorasyonu

DÜZENİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Bireyini hayatta tutar

2-Değer üretir

3-Değişim enerjisi dışarıdan gelir

4-Eninde sonunda çökmeye mahkûmdur

5-Farklılıklara yeniliklere düşmandır

Her düzen bozulası, her kaos düzene varılasıdır.

Aristo; “Devlet” eserinde; “değiştirilemeyen bir düzen, kötüdür” der bize… Doğrudur. Zira her düzen, artan entropi ile çürümeye, kokuşmaya ve dağılmaya yüz tutmuştur.

İçine, düzeni tazeleyecek unsurlar koyma başarısını gösterenler, daha uzun süre dayanan yönetimler kurabilmişlerdir. Hayatın düzen bozucusu; ölümdür.

O bile bir başka düzenin kurucusu sıfatını taşıyacaktır. Hiçbir düzen kendi rızasıyla değişmez, bunun için değişim enerjisinin dışarıdan gelmesi gerekir.

Bu bir tehdit, düşman, virüs, savaş, afet olabilir.

 Düzenin güçlü yanı, değer üretme becerisidir. Zayıf yanı, farklılıklara, yenilenmeye düşmanlığıdır.

Fırsatı; gelişme, tehdidi ise topyekûn yok oluş kaderidir.

Neticede hayat; düzen içre yürür. Her düzen bozulası, her karmaşa düzene varılası enerji taşır. Düzen koyucu isen bil ki düzenin bozulacaktır.

Bu yüzden arada düzen restorasyonu yapsan iyi olur. Bunun da yolu, ahengini kendi içinde arayıp bulmaktan geçer

   İÇİNDE OLDUĞUN DÜZENİNDEN MUTLU MUSUN?

DEVAMINI OKU

‘Ben senin yerinde olsam…’

HEMHAL OLMANIN 5 ŞARTI

1-Kendini karşındakinin yerine koy

2-Duygularını hisset

3-Anladığını ona ifade et

4-Karşındakini yoğun yaşa

5-Ruhuna göç et, onunla bütünleş

“Hamdım, yandım, piştim” diyebilmen için..

Bu sözle başlayan cümle kadar boş, gereksiz, yaygın ve kullanışsız ifade var mıdır acaba?

Kadim kültürde “hemhal” kelimesi kullanılırdı. Günümüz dilinde “empati”… Hemhal, yani karşındakinin haliyle bütünleşme, onun haline bürünme.

O üşüyorsa senin de titremen, onun içinde volkanlar kaynıyorsa senin de kıpır kıpır olman anlamında…

Hamdım, yandım, piştim’ Pişene dek hemhal olamazsın. Pişmek ancak tüm değer yargılarından arınıp; karşındakine göç etmek ile mümkündür.

Ötekini anlar, daha da önemlisi yaşarsın. 3 kuraldan söz edilir;

1– bir insanın kendisini karşısındakinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakma gayreti,

2-karşısındakinin duygu ve düşüncelerini doğru anlama ve hissetme,

3– Karşısındaki kişiyi anladığını o kişiye ifade etme… Ben bu üçlemeyi eksik bulurum. “hemhal” kelimesine doğru kayarak;

4-karşısındakini yaşama” boyutunu eklerim. Ancak bu durumda empati, işlevini icra edecek ve bütünleşme sayesinde sorun her ne ise kendiliğinden çözülecektir.

Birinin yerinde olmak budur.

         HEMHAL OLABİLDİĞİN KAÇ DOSTUN VAR?

DEVAMINI OKU

Okumayı alışkanlık haline getirmek zor

OKUMANIN 5 FAYDASI

1-Cehaletini azaltır

2-Bilgelerle tanışırsın

3-Akıcı konuşursun

4-Kendini iyi ifade edersin

5-Kelime hazinen genişler

İlim, insanın yitik malıdır, nerede görse eğilir alır.

Okumak; sayfaya eğilip onu almaktır.

Bana okudun mu diye sormayın / Kitap okumadım insan okudum / Kitabı insandan ayrı görmeyin / İnsanı sınırsız umman okudum.”

Okumayı öğrenmek kolaydır da bunu alışkanlık haline getirmek; zordur.

Çileli iştir. Satırları izler durur gözlerin… Gözü bozar, beli kamburlaştırır, mürekkebi yalatır, uykusuz bırakır…

Ama buna değer. Zira her okuma ile bir önceki andan daha az cahil olacaksındır.

Bir şeyin anlamını çözersin; onu okumuş olursun. Tıpkı insan okumak gibi…

General Patton; can düşmanı Çöl Tilkisi Rommel’in Tank Savaşı kitabını, barut kokuları içinde çadırında bitirince şu cümleyi sarf eder; “kitabını okudum Rommel.” Aslında kitabından yola çıkarak Alman generalini okumuştur. Ve bu okumuşluğuyla onu yenmeyi başaracaktır.

Neticede okumak, insanı primattan ayıran en değerli eylemlerdendir ve hayatta kalma repertuarını genişletir.

         OKUMA ALIŞKANLIĞI EDİNMEYİ DÜŞÜNSEN?

DEVAMINI OKU

Taş yoksa kemer yok

DAYANIŞMANIN 5 GETİRİSİ

1-Taşlar birbirine dayanışırsa kemer olur

2-Kemer sağlamsa yük taşıyabilir

3-Kemeri ayakta tutan; kaynaşmadır

4-Kilit taşı, kemeri yönetendir

5-Her bir taş; kemerin kendisidir

Kemer; İki ucu birbirine bağlayan… Bele doladığımız bağ… Bir şeyleri tutsun diye kullanırız. Kemer olmasa, yükseğe taşınmış çok şey yere düşerdi. Kemer, yük taşıyandır.
Ekonomik olarak kemer sıkmak zorunda olan bir ulusa önerilecek olan; külfeti toplumun tüm kesimlerine eşit dağıtacak politikalar üretmesidir.

IMF’nin kemer sıkması; insansız ekonomi yaklaşımı taşır ve bireylerin ölümüyle fazlaca ilgili değildir. “Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer bağlayıp bir kişinin karşısında ayakta durmaktan iyidir.“  Gülistan eserinde  Şeyh Sadi Şirazi

Marco Polo, tek tek her taşıyla bir köprüyü anlatıyor. ‘Peki köprüyü taşıyan taş hangisi?‘ diye sorar Kubilay Han. ‘Köprüyü taşıyan; şu taş ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavsi‘ der Marco.

Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür. Sonra ekler: ‘Neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey; o da kemer…’ Marco cevap verir: ‘Taşlar yoksa kemer de yoktur.‘

            SENİN KEMERİNİN KİLİT TAŞI HANGİSİ?

DEVAMINI OKU

Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez

HAREKETİN 5 GETİRİSİ

1-Söylem yetmez eylem gerekir

2-Hareket eden yol alır

3-Ömrü hareket değerli kılar

4-Enerjisi yürekten gelir

5-Rotasını zihin çizer

Hiçbir hareket, evrende etki bırakmadan sönümlenmeyecektir.

Düşünmek iyidir de ödül, harekete verilir. Fil düşünene kadar tazı dağı aşar.

Bizler harekete geçtiğimiz için şimdi buradayız. Duran hiçbir şey, hayatiyetini koruyamaz. Hareketin ölümü, eylemsizliktir.

İlginç olan, eylemsizlik yasasının dahi tanımını hareketten almasıdır. Bir cisme dışarıdan müdahale edilmedikçe hareketini sonsuza dek koruyacaktır.

Sonsuza uzanan koridorun da başlangıcında ilk adımın hareketi vardır.

Kişinin sözüne değil de hareketine bak der eskiler… Haklıdırlar da… Hareketinle gösterirsin ilginin derinliğini…

Harekete geçirilmemiş her söylem, laf kalabalığıdır. Nitekim hareketler; kelimelerden daha fazla konuşur, çok daha fazla şey ifade ederler.

Neticede insan, umutlarıyla söz verir ve korkularıyla harekete geçer. Durmak zamanı değil, hareket zamanıdır senin ömrünü değerli kılan, sana can kazandıran.

Hareketin ihtiyaç duyduğu enerji, yürekten çıkar zihin ona rota  çizer.

          KIPIRDAMIYORSAN YOL ALABİLİR MİSİN?

DEVAMINI OKU

Nitelik bir ihtiyaçtır

NİTELİĞİN 5 ŞARTI

1-Bizden insan değil, bilen insan

2-Bilim ve tecrübe bileşkesi

3-Yetenek ve zeka birincil tercih

4-Doğru zaman, doğru zemin, doğru zat

5-İşi ehline verme ilkesi

Nitelik; hayatın olmazsa olmazıdır. Nitelikli çoğunluk, bireylerinin kalitesine dair tüm iyi şeylerin öyküsüdür.

Nitelikli azınlık ise iktidarda olmasa dahi, niteliksiz çoğunluğa tercih edilendir. Aksi halde niteliksiz çoğunluğun iktidarıyla tüm değerler alt üst olur.

O toplumun yüzyıllar içinde biriktirdiği değerler, estetik normlar, kültürel referanslar, hoyratça yok edilir.

Niteliksizlik, bin yıllık eserin gül ağacından yapılmış kündekâri şaheserini “bu eskidi” diye söküp yerine plastik doğrama takmaktır.

Nitelikli çoğunluğa dayalı kararlar, en hayati olanlara dairdir. Parmak sayısı yerine parmak sahiplerini hesaba katmaktır.

Açık beyin ameliyatının hangi yöntemle yapılacağı seçkisini, niteliksiz hastane personeli değil, işinin ehli beyin cerrahları yapabilmelidir. Eğer oylamaya tüm hastane katılacaksa, o cerrahlar grubu, azınlık olsalar da nitelikli çoğunluğa galebe çalacaktır.

Karar süreçlerinde nitelik sorgusu; 1-Gerekli mi? 2-Doğru zaman mı? 3-Doğru insan mı? 4-doğru nitelik mi? 5-Doğru zemin mi?

DEVAMINI OKU

Alın teri kurumadan emeğin hakkını ver…

EMEĞİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Nimeti hak ediştir

2-İş başarandır

3-Zaman değirmenidir

4-Bedeni, zihni yorgun bırakır

5-Hakkını almazsa daima sorundur

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Bu söz, toplumsal barışın korunmasına dair bilgeliği sunar bize.  

Emeğin kaynağı, bilinçli eylemdir. Bilinç amacı, eylem ise gayreti simgeler.

Emek, yorgun bırakır. Emek, kalori tüketir. Emek, zaman değirmenidir.

Emek; vücudun her azasında olandır. Herhangi bir aza, bedeni hayatta tutma amacının gerektirdiği emeği göstermez ise, sorun çıkar.

Emeği genelde pazularla ilişkilendirsek dahi vücuttaki 2 ortam, kafile başı olur. 1-beyin, 2-kalp

Uykuda tüm diğer organlar düşük yoğunluklu emek moduna geçse dahi bu ikisi sürgit çalışmak zorundadır.

Rüyada dahi beyin yoğun emek harcar. Kalbin bir saniyelik molasına, kalp krizi deriz.

Neticede emek, ödülün hakkedilmişidir. Ganimetten farkı, emek oluşturmuştur. Uğruna emek verilmemiş her kazanç, kolay harcanasıdır.

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Emeğin hakkını anında ver…

        EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALABİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU