Kafanı kuma gömme

MÜCADELENİN 5 ÖDÜLÜ

1-Sorunları kabul edersin

2-Saklanmak yetmeyecektir

3-Kaçmaz, savaşırsın

4-Gecikmeden tedbir alırsın

5-Hayat, cesura güler Sorunu kabullen ki çözüm gelebilsin

Korkarak kaçanlar, görmezden gelenler için “deve kuşu gibi başını kuma gömme” denir.

Devekuşu uçamaz ama 60 km hızla koşabilir.

Yumurtalarını tehlikeden korumak için derin çukurlarda saklar.

Günde birkaç kez kafasını kuma sokarak yumurtalarını çevirmesi gerekir.

Eğer tehlike sezerse hemen yumurtaların üzerine çöker ve avcılar tarafından  görülme riskini azaltır.

Bu pozisyondayken fark edilmesi gerçekten çok zor.

Ama o esnada kafasını kuma gömmüş olur.

İşte bu görüntü ve zaman zaman yumurtaları kontrol etmek için onlara doğru uzanmaları birleştirilerek, kafalarını kuma gömerek saklanmaya çalıştıkları mitine dönüştürüldü.

Peki, insan hayatındaki mitler?

Haksızlığı görür başını çevirirfakirliği görür yönünü öte çevirirhırsızlığı görür arkasını döner, görmezden gelir de sayfa sayfa dil döker.

Devekuşu kafasını gömmüyor. Sen de gömme.

Sürekli geliş, geliştir, eleştiriyi kabul et, saklanma.

Kafanı kuma gömme ki gerçekle yüzleşip tedbir alabilesin…         

KAÇMAK SAKLANMAK YERİNE MÜCADELE ETMEYİ DENESEN?

DEVAMINI OKU

Emeğin karşılığı var

EMEĞİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Ödülün hakkedilmişidir

2-Ganimet değil, helal kazançtır

3-Emeksiz yemek olmaz

4-Olsa da her öğün olmaz

5-Emeğe saygı duyan kazanır, kazandırır

Uğruna emek verilmemiş her kazanç, kolay harcanasıdır.

Bir amaca yönelik harcanana güç… İnsanın bilinçli olarak giriştiği çalışma süreci. Beden veya zihin ile bir hedefe ulaşmaya yönelik gösterilen gayret.

Bir şeyin yapılmasına, bir eserin ortaya çıkarılmasına sarf edilen çalışma süresi.

Emeğin karşılığı vardır. Boşa harcanmış emek dahi, bunu sarf edene bedensel performans, ruhsal olgunluk kazandırabilir. 

Emek çekilmiş her şey, olduğundan da değerli hale gelir.

İster özenle örülmüş bir duvar, ister özenle davranılmış bir ilişki, emeğin ödülüyle gelir. Bu da mutluluktur.

Yunus Emre, atandığı kadılığı terk ederek Taptuk’un dergahına 15 yıl odun taşıdı. Hepsi düzgün, budanmış idi.

Taptuk sordu; –Yunus, bunların eğrisi yok muydu? Cevap;, en yüce emeğin tanımıydı; –Bu kapıya eğri odun yaraşmaz.

Bu menkıbede dahi emeğin bir rızaya talip olduğu görülür.

Nitekim Yunus;  emeksiz yemeği dörtlükleştirir; “emeksiz zengin olanın / Kitapsız bilgin olanın / Sermayesi din olanın / Rehberi şeytan olmuştur.”

        EMEĞİN HAKKINI VERENLERDEN MİSİN?

DEVAMINI OKU