Aynı ufka bakmak

ZEYTİNYAĞI İLE SU İŞBİRLİĞİ YAPAR MI?

1-Yapmaz, yapmıyor, yapamıyor.

2-Çünkü özgül ağırlıkları farklı…

3-Üniversite ile sanayi işbirliği yapacaksa:

4-Aynı ufka bakmalı.

5-Kurumsal egolarını bir kenara bırakmalı.

Eğer aynı ufka bakmıyorsak, ayrı yönlerde yol alıyoruz demektir. 

Aynı yöne gitmiyorsak, işbirliği ve işbölümüne gerek duymaz, her birimiz kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kalırız.

Tıpkı üniversite ve sanayimiz gibi…

Şu üniversite-sanayi işbirliğini ben, zeytinyağı ile su ilişkisine benzetiyorum.

Aynı kavanoza koyup karıştırsanız dahi; işbirliği-işbölümü üretmek yerine, kimin zeytinyağı olarak üste çıkacağı çekişmesi ortaya çıkıveriyor.

Hal böyle olunca verim alınamıyor, zaman heba ediliyor, kaynaklar israf, umutlar ziyan ediliyor.

Ancak lafla peynir gemisi yürümüyor, işbirliğine muhtaç alanda nal topluyoruz.

Peki, sorun nedir?

Sorun, özgül ağırlıklarının arasındaki fark, aynı ufka bakmıyor olmaları… 

Özgül ağırlık; amaç birlikteliğidir. 

Aynı ufuk; daha iyi bir Türkiye özlemidir.

Bilime inanan sanayici azlığıdır. Endüstriyi küçümsemeyen bilim insanı kıtlığıdır.

ÇareAkıl ve vicdan tutulmasını bir yana bırakmak, işbirliğine gitmektir. 

YÖK başka çaresi…

DAHA İYİ BİR TÜRKİYE TALEBİNİZ YOK MU?

DEVAMINI OKU

Yeni dünya kuruluyor

ASYA-PASİFİK’TE NELER OLUYOR?

Tarihin en büyük serbest ticaret anlaşması imzalandı.

ABD ve AVRUPA dışarıda kaldı.

Çin, yeni dünyanın açık ara lideri oluyor.

Biz; kendi kısır gündemimizde sıkıştık kaldık.

Uzak-Doğu; dünyanın yeni güç merkezi haline geliyor.

8 yıl süren müzakereler ardından ASEAN ülkeleri, dünyanın en büyük serbest ticaret anlamasına imza attı.

ABD ve Avrupa dışarıda bırakıldı. Çin; bölgenin lideri… Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) Anlaşması 2,1 milyar nüfusu ve dünya gelirinin üçte birini kapsıyor.

Peki, bundan bize ne? 55 yıl Batı’nın kapısından girmeyi bekledik durduk. Şimdi Pasifik’te kurulan yeni dünyayı izliyoruz. Neler olup bittiğinden şimdi haberimiz olabildi.

ASEAN ülkeleri; Brunei, Kamboçya, Endonezya, Vietnam, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Laos; birliğin diyalog ortaklarından Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda, bu anlaşma için 8 yıl çalıştı.

Türkiye, Atlantik ile Pasifik güç merkezlerinin ortasında duruyor ve kendi kısır iç gündeminden kafasını kaldırıp dünyada neler olup bittiğiyle ilgilenmiyor. Yeni dünyalar inşa edilirken seyretmekle yetinmek, en büyük gaflettir.

         BİZ BU YENİ DÜNYALARIN NERESİNDEYİZ?

DEVAMINI OKU

Cennet vatanda cinnet

GAYRET YOKSA SIÇRAMA OLMAZ
Sürekli geçmişiyle övünenler, patatese benzer;
İyi tarafları toprağın altında kalmıştır.
Bize bu cennet vatan atalarımızın gayretiyle kaldı.
İyi de biz torunların gayreti yoksa sıçrama olmaz ki

Zenginliği; gayrete dayandırmak yerine, mirası üzerinden anlatmayı seven ruh halimiz var. ‘Cennet vatan’ ile övünüp, eylemleriyle; ‘cinnet vatanı’ inşa eden tutumumuz sürüyor.

Petrolümüz var (!) ama çıkaramıyoruz. Uranyum da öyle…

Hele ki bor, dünyayı sallayacağız ama…

Fındığın üçte ikisini biz üretiriz ama fiyatını Avrupa belirler.

Çayın iyisi bizde ama Zihni Derin’den beri fidanına bilim katamadık.

Peki ya üniversitelere ne demeli? Bin kişiye düşen hoca, profesör sayısında ilk 10’a girdik bile. Ancak elin oğlu bizim ülkede bilim insanı, matematikçi bulamadığından, gider parayı Rusya’da Yandex’e yatırır.

Faunası, florası, 4 mevsimi, 7 iklim bizde, suyumuz havamız şahane ama endemiklerimizin bilgisini İsrail’den, Amerikalılardan dinleriz. Bize kala kala Pandemisi kalır.

Bana göre eksik olan, organize gayrettir. Gayretlilerimiz işbirliği yapabilse, süreçlerimiz daha akil olsa, Türkiye’yi zıplatmak işten bile değildir.

Potansiyeliyle övünenlerin gayreti eksik olunca sıçrama başarılamıyor.

        SENİ POTANSİYELİNE ERİŞTİRMEYEN NEDİR?

DEVAMINI OKU

Durma, dağı taşı ek…

TARIMDA TÜRKİYE ŞANSLI ÜLKE AMA
Ülkemizde 4 mevsim, 7 iklim, hava, su, fauna, flora, endemik, biyo çeşitlilik var fakat tarım aklımız eksik.
Dünya koronada gıdanın önemini anladı.
Biz ise henüz slogan düzeyinden öteye geçemedik.

Korona bize, tarımın önemini bir kez daha hatırlattı. Gıda ihtiyacının önemi ortada ve Türkiye tarımdaki avantajlarını henüz kullanabilmiş değil. Bakanlık, ‘dağı taşı ekelim’ diyor ama henüz düz ovaları ekemedik. Bize gereken akıllı tarım ancak bizim yapabildiğimiz geçimlik tarım. Henüz tarlalara bile ne ekeceğimiz konusunu çözemedik. Oysa bilim bize ne yapacağımızı söylüyor.

1-Önce bilime kulak verip ülkenin tarım arazilerinde hangi ürünlerin ekileceğine, piyasa talep şartlarına göre karar verilmeli,

2-araziler bütünleştirilmeli,

3-miras hukuku değiştirilip, miras ürünü bölüştürmeli ama tarım arazisinin bütünlüğü korunmalı.

4-Üreticilerin birlikte hareket etmesi sağlanmalı, örgütlenmeli.

5– Perakende yasası çıkartılarak kârın %80’inin marketlere ve aracılara gitmesi önlenmeli.

6-toprağa tohum yanı sıra bilgi ekilmeli.

7-atama bekleyen binlerce ziraat mühendisi, tarım alanında kullanılmalı.

8-tarladan mutfağa giden yolda lojistik ağı iyileştirilmeli,

9– Haller, aracılar yeniden düzenlenmeli.

       DARI AMBARI ÜZERİNDE AÇLIK ÇEKİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Soğuk Savaş 2.0 dönemi

KORONA SONRASI SÜPER GERİLİM
Çin-ABD gerilimi dünyayı yeni bir soğuk savaşa sürükledi.
ABD, virüsten Çin’i sorumlu tutarken, Batı dünyası trilyonlarca $’lık tazminat talebine hazırlanıyor.

İkinci Dünya Savaşı ardından, 45 yıl süren gerilim dönemi; soğuk savaş olarak bilinir. 1947’den 1991’e dek ABD ile Sovyetler Birliği önderliğinde doğu bloku arasında siyasi ve askeri gerilime bu ad verilmişti.

Bugün dünya Koronanın tetiklediği yeni bir soğuk savaş dönemine giriyormuş gibi görünüyor. Bu defa blokların iki süper gücü olarak Çin ile ABD önderliğinde Batı dünyasını görüyoruz.

Bu yeni sürüm soğuk savaşın safları da netleşmeye başladı. ABD Devlet Başkanı Trump, küreselleşmenin bittiğini, korumacılık çağı başladığını savunurken Çin Lideri Şi Cinping aksi fikirde…

Aslında kapışma, Çin’in yeni süper güç olarak ABD’den pek çok alanda pay koparmaya başladı. Tehditsiz yaşayamayan ABD ise Çin’i doğrudan kendisine hedef alıyor.

Tarihte ilk siyasi rehine olan Huawei Finans direktörünü tutuklatması, ticaret savaşı yanı sıra siber kapışmalar, vergi dayatmaları ile gerilim giderek tırmanıyor.

Şimdi de dananın kuyruğunu; Çin’den trilyonlarca $’lık virüs tazminatı talebi koparacak…

TÜRKİYE SOĞUK SAVAŞ 2.0’IN HANGİ TARAFINDA?

DEVAMINI OKU

Mars haritasında Türkiye nerede?

KEŞFİN ADINI KÂŞİF KOYAR
Gitmediğin, gidemediğin coğrafyada hiç kimse sana yer açmaz.
Mars, ay, uzay, ilgi alanımız dışında kalırsa, yarına dair iddiamız kalmaz.
Uzay Ajansımız ne yapıyor acaba?

Kızıl gezegen Mars’ın (Merih) fiziki haritası tamamlandı. NASA’nın binlerce uydu fotoğrafı ve sondaj cihazlarıyla derlediği haritayı paylaştığımda, dünya görüntüsüne alışık olanların tepkisi; ‘Türkiye nerede?’ oldu. Aslında ironik bir soru bu… Mars’ın yakında siyasi haritasının da çizileceği noktaya doğru gidiyoruz. “Orda bir Mars var uzakta
O Mars bizim Marsımızdır… Gitmesek de görmesek de…” Çocukluğumda bize fazlaca söyletilen vesayet kokulu bu şarkıyı hatırladım. Gitmediğin KÖYÜN bizim olamayacağını gördük ve şükür ki gittik. Mars, güneş sisteminde dünyaya en yakın gezegenlerden… Sahibi; bütün dünya mı yoksa sadece oraya varabilen, haritalayan mı olacak? Bunu ömrü vefa edenlerimiz görecek kuşkusuz. Ama bizim de Mars’a araç hatta insan gönderme geri getirme projemiz olmalı.Yarın, uzayda oluşuyor.

MARS OLMAK İSTER MİSİN?

DEVAMINI OKU

Google’da Turkey ara ilk 30’da hindi geliyor

TÜRKİYE Mİ TURKEY Mİ?
Google’a “Turkey” yazınca ilk 30’da ülkemiz değil;
hayvan görselleri geliyor.
Bu derece beceriksiz bir marka yönetimi var ülkemin.
Hindi yaygınsa kullanalım mı?

Her gün milyon kere girip çıktığımız internet kapısı Google arama motoruna ‘Turkey’ diye yazınca gelen fotoğraflara bakın; ilk 30’darkiye değil hindi görselleri gelecektir.

Peki, neden sizce? Çünkü ülkemizin tanıtımında aczimiz söz konusudur. İtibar yönetiminde beceriksizliğimizin ilanıdır.

Bu arada Turkey (hindi) yerine Türkiye kelimesi kullanılsın gayreti var. Gördüğüm şudur; şayet ülkemizi küresel arenada tanıtmakta beceriksizliğimiz ortada ise mevcut durumdan yararlanabilir miyiz? Birleşmiş Milletler’de 196 ülke var ve İngilizce’de hayvan odaklı yalnızca Türkiye.

Hindi aslında Amerikan yerlisi bir hayvan. Hatta sembol olarak almak isteyince ‘Türkiye ile karışır’ diyerek kartal kullandılar. Acaba biz hindiden utanmak yerine onun yaygın kullanımından yararlanıp ülke tanıtımında daha akıllı adımlar atamaz mıyız?

TURKEY KELİMESİ ARAYINCA HİNDİ YERİNE TÜRKİYE GÖRÜNEBİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU