Üretmeyen teknoloji

KLAVYE Mİ yoksa MOUSE MU?

1-Soru: “en fazla mouse’u mu?

2-Yoksa klavyeyi mi kullanıyorsun?”

3-Cevapların dağılımı ilginç; %80 mouse, %20 klavye.

4-Klavye; genelde ÜRETİMİ,

5-Mouse ise TÜKETİMİ temsil ediyor.

Neredeyse bütün dünya; kimi yoğun kimi kısmen teknoloji kullanıyor.

Ama teknolojiyi üretmiyorsanız büyük ihtimalle tüketicisi olmuşsunuz demektir.

Bizde; üretim süreçlerinde akıllı ve gereği kadar teknoloji kullananlarımız çoğunlukta.

Sorun, üretmeyen teknolojinin tüketicisi olanlarımızda…

Çeyrek asır önce bilişim konferanslarında sıkça uyguladığım test şuydu; ‘Bilgisayarı olan el kaldırsın.’

Önceleri tek tük ama sonraları, salonun neredeyse tamamı el kaldırır oldu.

Bilgisayarı olanlara şunu sorardım; ‘En fazla mouse’u mu yoksa klavyeyi mi kullanıyorsunuz?’ 

Gelen cevapların genel dağılımı ilginçti; %80 mouse%20 klavye.

Benim bu duruma yaptığım yorum klavyenin üretimi mouse’un tüketimi temsil ettiğiydi.

Gerçi mouse ile üretim yapan tasarımcı benzeri işler de söz konusu ama geneli fazlaca etkilemez.

Bugün cep telefonları bilgisayarlaştıkça mouse’un yerini parmak aldı.

Şimdi soru şu; o parmaklar ile katma değeri olan ne gibi üretim yapıyoruz?

Üretmeyen teknoloji bizi tüketiyordur.    

TEKNOLOJİ İLE ÜRETİCİ MİSİN TÜKETİCİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Tüketici sorumluluğu

YASA KORUMASI BİR YERE KADAR

1-Tüketiciyi koruma yasaları

2-Bize sunduğu haklar yanı sıra

3-Sorumluluklar da yüklüyor

4-Ayıplı malı ayıplı hizmeti ayıplı fiyatı

5-Fark etme külfeti tüketicinin üzerinedir

Töre köylerin, yasa kentlerin düzenleyicisidir. Kente dair ilk yasaların şekillendiği Babil’de bundan 3 bin 800 yıl önce Hammurabi; çok önemli bir adım attı.

Yasalarını, Babil sokaklarında dev tabletlere kazıyarak, bilinmelerini sağladı.

Bir yasanın gücü, yapanından ziyade uygulayanın enerjisinden gelir.

En modern yasa, ona sahip çıkmayan insanın elinde tarihin belge arşivini boylar. Bu, vergiden cezaya dek bütün yasalar için geçerlidir.

Ancak tüketici yasaları için daha da geçerlidir. Tüketiciye yasa ile sunulan haklar, yeterli düzeydedir ancak tüketicinin de haklarını bilme sorumluluğu vardır.

Devlet koruması, yasa ile sınırlı olsa da tüketici, hakkını bilme ve talep etme sorumluluğu göstermek zorundadır.

Önüne uzatılan belgeyi incelemeden imzalamış ve yığınca külfetin altına girmişsen, mahkemeleri meşgul etmeden önce  neyin altına imza attığını bilmelisin.

İnternet çağında para ödediğin şirketin aslında var olmadığı için zarara uğradıysan; ‘devlet beni korusun’ diyemezsin.

SORUMLULUĞUNU BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Üretmeyen teknoloji

KLAVYE Mİ yoksa MOUSE MU?

Soru: “en fazla mouse’u mu

yoksa klavyeyi mi kullanıyorsun?”

Cevapların dağılımı ilginç;

%80 mouse, %20 klavye.

Klavye; genelde ÜRETİMİ,

mouse ise TÜKETİMİ temsil ediyor.

Neredeyse bütün dünya; kimi yoğun kimi kısmen teknoloji kullanıyor. Ama teknolojiyi üretmiyorsanız büyük ihtimalle tüketicisi olmuşsunuz demektir.

Bizde; üretim süreçlerinde akıllı ve gereği kadar teknoloji kullananlarımız azınlıkta… Sorun, üretmeyen teknolojinin tüketicisi olanlarımızda…

Çeyrek asır önce bilişim konferanslarında sıkça uyguladığım test şuydu; ‘Bilgisayarı olan el kaldırsın.’ Önceleri  tek tük ama sonraları, salonun neredeyse tamamı el kaldırır oldu.

Bilgisayarı olanlara şunu sorardım; ‘En fazla mouse’u mu yoksa klavyeyi mi kullanıyorsunuz?’  Gelen cevapların genel dağılımı ilginçti; %80 mouse, %20 klavye. Benim bu duruma yaptığım yorum klavyenin üretimi mouse’un tüketimi temsil ettiğiydi.

Gerçi mouse ile üretim yapan tasarımcı benzeri işler de söz konusu ama geneli fazlaca etkilemez. Bugün cep telefonları bilgisayarlaştıkça mouse’un yerini parmak aldı.

Şimdi soru şu; o parmaklar ile katma değeri olan ne gibi üretim yapıyoruz? Üretmeyen teknoloji bizi tüketiyordur.

     TEKNOLOJİ İLE ÜRETİCİ MİSİN TÜKETİCİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Raf terörüne çare!

YA RAF DIŞISIN YA DA SAF DIŞI

Kârın %70’i markete gidiyorsa üretici nasıl yaşayacak?

Raf parasını tarla parasına dek yükseltmeyin.

Tarladan mutfağa değer zincirini koparmayın.

Raflar enflasyonu beslemesin…

Bir soru; raf, bir gıda maddesi midir? Yada giyilebilir mi? Tavuk; süpermarket rafında mı yetişir? Ne saçma soru böyle? Haklısınız; en az fahiş raf parası kadar saçma…

yük mağazaların bazıları, üretici ve tedarikçinin iliğini kurutma düzeyine dek, raf ücretlerini abartmış durumda.

Tarladan mutfak tezgahına uzanan süreçte eskiden hal, kabzımal benzeri aracılardan yakınır, enflasyona ivme veren adımların buralardan geldiğine tanık olurduk. Bugün üretici ile tüketici arasındaki köprü olan büyük marketlerin değer zincirinden aldıkları pay, fiyatlar genel seviyesi, enflasyon üzerinde “belirgin”  baskı kuracak düzeye erişti.

Aracılar, gereklidir. Her birimiz Antalya’daki seraya gidip domatesi elimizle koparıp eve taşıyacak değiliz. Ya da eti, sütü; merada koyun otlatan mandıracıdan alacak halimiz yok. Modern hayatın agoraları olan AVM’ler, süpermarket, bu eksiği tamamlar. Fakat bunu yaparken tedarikçinin, kanını emme, tüketiciyi “yok etme” hakları yoktur.

  ÜRETİCİ YAŞAMAZSA MARKET VAR OLABİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Üretmeyen teknoloji

KLAVYE Mİ yoksa MOUSE MU?
Soru: “en fazla mouse’u mu yoksa klavyeyi mi kullanıyorsun?”
Cevapların dağılımı ilginç; %80 mouse, %20 klavye.
Klavye; genelde ÜRETİMİ, mouse ise TÜKETİMİ temsil ediyor.

Neredeyse bütün dünya; kimi yoğun kimi kısmen teknoloji kullanıyor. Ama teknolojiyi üretmiyorsanız büyük ihtimalle tüketicisi olmuşsunuz demektir. Bizde; üretim süreçlerinde akıllı ve gereği kadar teknoloji kullananlarımız çoğunlukta. Sorun, üretmeyen teknolojinin tüketicisi olanlarımızda…

Çeyrek asır önce bilişim konferanslarında sıkça uyguladığım test şuydu; ‘Bilgisayarı olan el kaldırsın.’ Önceleri  tek tük ama sonraları, salonun neredeyse tamamı el kaldırır oldu. Bilgisayarı olanlara şunu sorardım; ‘En fazla mouse’u mu yoksa klavyeyi mi kullanıyorsunuz?’ 

Gelen cevapların genel dağılımı ilginçti; %80 mouse, %20 klavye. Benim bu duruma yaptığım yorum klavyenin üretimi mouse’un tüketimi temsil ettiğiydi.

Gerçi mouse ile üretim yapan tasarımcı benzeri işler de söz konusu ama geneli fazlaca etkilemez. Bugün cep telefonları bilgisayarlaştıkça mouse’un yerini parmak aldı.

Şimdi soru şu; o parmaklar ile katma değeri olan ne gibi üretim yapıyoruz? Üretmeyen teknoloji bizi tüketiyordur.

     TEKNOLOJİ İLE ÜRETİCİ MİSİN TÜKETİCİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Tüketici sorumluluğu

YASA KORUMASI BİR YERE KADAR
Tüketiciyi koruma yasaları bize sunduğu haklar yanı sıra sorumluluklar da yüklüyor.
Ayıplı malı ayıplı hizmeti ayıplı fiyatı fark etme külfeti tüketicinin üzerinedir.

Töre köylerin, yasa kentlerin düzenleyicisidir. Kente dair ilk yasaların şekillendiği Babil’de bundan 3 bin 800 yıl önce Hammurabi; çok önemli bir adım attı. Yasalarını, Babil sokaklarında dev tabletlere kazıyarak, bilinmelerini sağladı.

Bir yasanın gücü, yapanından ziyade uygulayanın enerjisinden gelir. En modern yasa, ona sahip çıkmayan insanın elinde tarihin belge arşivini boylar. Bu, vergiden cezaya dek bütün yasalar için geçerlidir. Ancak tüketici yasaları için daha da geçerlidir.

Tüketiciye yasa ile sunulan haklar, yeterli düzeydedir ancak tüketicinin de haklarını bilme sorumluluğu vardır. Devlet koruması, yasa ile sınırlı olsa da tüketici, hakkını bilme ve talep etme sorumluluğu göstermek zorundadır.

Önüne uzatılan belgeyi incelemeden imzalamış ve yığınca külfetin altına girmişsen, mahkemeleri meşgul etmeden önce  neyin altına imza attığını bilmelisin. İnternet çağında para ödediğin şirketin aslında var olmadığı için zarara uğradıysan; ‘devlet beni korusun’ diyemezsin.

SORUMLULUĞUNU BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Raf terörüne çare!

YA RAF DIŞISIN YA DA SAF DIŞI
Kârın %70’i markete gidiyorsa üretici nasıl yaşayacak?
Raf parasını tarla parasına dek yükseltmeyin.
Tarladan mutfağa değer zincirini koparmayın.
Raflar enflasyonu beslemesin.

Bir soru; raf, bir gıda maddesi midir? Yada giyilebilir mi? Tavuk; süpermarket rafında mı yetişir? Ne saçma soru böyle? Haklısınız; en az fahiş raf parası kadar saçma…

yük mağazaların bazıları, üretici ve tedarikçinin iliğini kurutma düzeyine dek, raf ücretlerini abartmış durumda.

Tarladan mutfak tezgahına uzanan süreçte eskiden hal, kabzımal benzeri aracılardan yakınır, enflasyona ivme veren adımların buralardan geldiğine tanık olurduk. Bugün üretici ile tüketici arasındaki köprü olan büyük marketlerin değer zincirinden aldıkları pay, fiyatlar genel seviyesi, enflasyon üzerinde “belirgin”  baskı kuracak düzeye erişti.

Aracılar, gereklidir. Her birimiz Antalya’daki seraya gidip domatesi elimizle koparıp eve taşıyacak değiliz. Ya da eti, sütü; merada koyun otlatan mandıracıdan alacak halimiz yok. Modern hayatın agoraları olan AVM’ler, süpermarket, bu eksiği tamamlar. Fakat bunu yaparken tedarikçinin, kanını emme, tüketiciyi “yok etme” hakları yoktur.

  ÜRETİCİ YAŞAMAZSA MARKET VAR OLABİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Tüketici bilinci şart



BİLİNÇ; TÜKETİCİNİN GÜCÜDÜR
Tüketici bilincinden daha etkin yasa olur mu?
Tercih gücüyle kötü üreticiyi terbiye eder, kendi haklarını korur, ekonomiye nitelik kazandırır.

Bilinçli her tüketici, üreticiyi terbiye etmiyor aynı zamanda kaynakların daha akıllıca kullanılmasını sağlıyor.

Kötü üreticiler akıllanıyor, hileli satıcılar iflas ediyor.

Bunu da ancak iyi ürün talep eden, kalite bilinci gelişmiş tüketici başarabiliyor. Tüketicinin haklarından söz ederken aynı zamanda sorumluluklarını da tanımlamış oluyoruz.

Bu sorumluğun başında, bilinci tüketme, haklarının farkında olma, sağlığı tehdit eden ürünleri tanıma geliyor.

Haksızlığa karşı tepki vermeyen, kandırıldığı halde buna sessiz kalan bilinçsiz tüketici, hem kendine hem de ekonomiye zarar vermiş oluyor. Kaynaklarını heba eder.

Neticede üretimi gerekli kılan; tüketicidir. Üreticiyi var eden de odur. Hepimiz bir yönümüzle üretici iken genelde tüketiciyiz. İşimizde değer üretiriz, para kazanırız.

Satın alma gücümüz artar, tüketici haline geliriz.

Üretenlerin amacı; onların mallarına daha çok para harcamamızdır. Tüketicinin gücü ise bilincinden gelir.

Bilinçsiz tüketim, zarardır. BİLİNÇLİ MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU