Yüklerinden kurtul

YÜKÜNÜ ATMANIN 5 ÖDÜLÜ

1-Hafiflersin

2-Hayatın kolaylaşır

3-Sırtındaki keneler gider

4-Ekonomin düzelir

5-Daha hızlı koşarsın

Kuşa kanadı ağır gelmez ama sana kanat

olmayan, sırtındaki en ağır yük olacaktır

Yük; taşıdığın şeylerin tümü… 

Ağırlıkların, altında ezildiğin, isteksizliğin, sıkıntıların, yapmak istemediklerin, ağzına, boğazına dek dolmuşluğun, zorunlulukların… 

Sırtındakiler

Bu yükleri sırtından indirdiğin kadar karışırsın hayata…

Göremediklerini görür, işitmediklerini işitir, tatmadıklarını tadarsın.

Yürüdüğün yol kısalır, omuzların daha dik durur.

Cebindeki yük, borçlarındır.

Ekonomideki yük; işsizliktir, enflasyondur, üretememenin, kendi kendine yetememenin fukaralığıdır.

Bunu hissetmen kolaydır da bu yükleri sana yükleyeni idrak etmen zordur.

Seni taşısın diye seçtiğin, omuzundaki en ağır yük olur.

Çözdüğünden daha fazla sorun çıkaranlar da yük olur sana…

Sürekli yük altında ezilenler, gelişemez.

Seni taşıma iddiasındakiler, senin yükün olmuştur.

Ülkenin sırtına yük olanlar senin de yükün halini alınca; çare üretmek kaçınılmaz olacaktır.

Çare; yüklerini sırtından atmaktır.

Bu yükleri sırtından atmak senin kurtuluşun, refahın, hafiflemenin, sağlığın olacaktır.

SIRTINA YÜK OLANLARIN ACABA FARKINDA MISIN?

DEVAMINI OKU

Zor zamanları yönetmek

NE DEM BAKİ, NE GAM BAKİ

1-Yaşadığın zor günler sürgit olamaz.

2-Tıpkı iyi günlerinin olmadığı gibi…

3-Kendi krizinden çıkış rotası çiz.

4-Umudunu hiç kimse çalamaz. 5-Belirsizlik içinde yol almayı dene…

İyi günde herkes dost. 

Durgun suda herkes kaptan. 

İşler yolunda giderken herkes iyi…

Ancak hayatın gereceğiyle zor zamanda yüzleşirsin.

Belli ki gündelik şartlar hayli zor.

Hatta sürgit kriz içinde bir ekonomide, hayat pahalılığıgeçim sıkıntısı, yarınsızlık ortamında morallerimiz bozuk.

Bunlardan daha da kötüsü; insanların gelecek beklentisini kaybetmesi, belirsizlik yumağı içinde kalmaları…

İşte tüm bunlardan kurtulmanın yolu; 

1-Umudu asla kaybetmemek ve 2-kendine zor zamanlara dair bir rota çizmek…

Bilgeler; ‘ne dem baki, ne gam baki’ der. Sefa da cefa da geçicidir. 

Şartlar çok zor olsa da bilmemiz gereken, zor anların geçeceğidir.

Burada fark, kötü koşullar içinde senin en iyi yapabildiğine odaklanmakzor zamanlarını yönetmek ve kendi geleceğine bir kapı aralamak.

Çıkan her şey inerdar günün ömrü az olur.

Sen şimdi kendi geleceğine sahip çıkmazsan seni yönetemeyenin becerileriye sınırlanrsın.

Her durumda bir çıkış olduğunu bil ve ona göre davran.

   HANGİ KARANLIK GECE VAR Kİ SABAH OLMAMIŞ?

DEVAMINI OKU

Dert benim derman bende

DERDİN 5 DERMANI

1-Dert ettiklerine dikkat et

2-Neyi dert edersen derman üzerinden akar

3-Dert etmezsen çözülecek dertlerin var

4-Zehir çoğu kez panzehirini de barındırır

5-Derdinden beslenen ruh halinden çık

“Dertleri zevk edindim / Bende neşe ne arar?” der eski gramofondaki ses.

Derdinden beslenen ruh halini anlatır. Peki ya kendine sorun etmezsen ne olur?

Dert ortadan kalkmasa da senin derdin olmaktan çıkar.

Dert, toplum hafızasında en fazla iz bırakanlar manzumesidir.

Dert anlamına gelen kelime zenginliğimiz, bunun adeta ispatı gibidir; Gerilim, melal, inkisar, gam, gussa, keder, ıstırap, kasvet, hüzün, kahır, yeis, efkar, tasa, elem, üzüntü, kaygı, sıkıntı, enduh, küduret, dilhun, stres

Halk dilinde dert, hastalıkla bir tutulur genelde… Hiçbir doktor derdine çare bulamamıştır.

Dert bu bağlamda, bedende meydana gelen sorunları ifade eder. Beden hasta düşmüştür ve zihin bunu dert etmiş, bu derdi doktoruna iletmiştir.

Dua da buna göre gelir; “Allah dert verip derman aratmasın.” Amin…

Eski metinlerde dert, derman ile bir tutulur. Neyi dert ettiğin üzerinden derman akıtılır sana…

“Derdü meni, devayı men” der Mevlana; dert benim, dermanı da bende…

DERDİNİN DERMANI OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Rıza Bey Apartmanı

ÇÜRÜMENİN 5 BELİRTİSİ

1-Birey; içindeki vicdanı dışlar

2-Kamu; sorumluluktan kaçınır

3-Mağdur; suçlu hale getirilir

4-Adalet; siner, sistem; zalimi tutar

5-Yanlışlar kanıksanır.

Ahlaksızlık yeni normal halini alır.

Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, toplum bireylerinin yüksek ahlaki değerleri üzerinden ölçülür.

Ahlaki değerler yara almışsa, çürüme Kaçınılmazdır. Hastalıklı bir değişim süreci başlar. Görev istismarları, kayırmacılık, liyakatsizlik boy gösterir.

Toplum görevini yapmayanların zulmüne açık hale gelir. Kaygı, korku, kararsızlık, kavga, tartışma, tiksinme, tembelliksorumluluktan kaçma, sıkıntı, sevgisizlik, pişmanlık, duyarsızlık, öfke, unutkanlık, bir şeyi zamanında yapmamak toplum psikolojisi halini alır.

Örnek mi? Rıza Bey Apartmanı’ndan… İzmir’de 6,6’lık depremde 36 kişinin Can verdiği Rıza Bey Apartmanı davasında ifade veren inşaat mühendisi, kontrol için inşaat alanına hiç gitmediğini söyledi.

Mühendisin açıklaması da şöyle: “3 bin proje hazırlamışımdır. Hepsini kontrol etme imkânım yok. O inşaatın fenni mesulü müteahhidi vardır. Telefonum hep açıktır. Bana sorsalardı..”

Çürüme; sorunu üretmek ve sonra da sorunu kendi sorumluluk alanının dışına ötelemektir.

       HAYATINIZDA RIZA BEY APARTMANI VAR MI?

DEVAMINI OKU