Türkçe yetmez insanca kibarca da bilmek şart



HALKLA İLİŞKİLER Mİ, HALKLA ÇELİŞKİLER Mİ?
İletişimi bilmeyen, kaba, diksiyonu bozuk ve halka tepeden bakanları sakın iletişim birimlerinde kullanmayın, itibarınızı kemirirler.

Şu halkla iletişim alanlarında çalışanlar, çalıştırılanlar… Görevleri bilgi vermek, soru cevaplandırmak ve iletişim kurmak iken, neden iletişim özürlüleri arasından seçilir?

Diksiyonun kötülüğü bir yana, eksik bilgi vermeleri, soru soranı azarlamaları da cabası… Oturdukları o mini koltuk dahi ayarlarını bozmuş, vatandaşa bilgi desteği vermek yerine koltuktan aldıkları güçle azar makinesi olmuşlar.

Onlarca örnekten yalnızca biri; İBB Kadıköy Rıhtımda İstanbul Kart abonmanlığı 14 no’lu gişesindesiniz. Orada bulunma amacınız belli; kartla ilgili sorununuzu çözmek

Belediye; oraya koyduğu memuruna dikkat etmeli. Zira insanlara ‘bey, hanım’ eklemeden ismiyle hitap ediliyor, anlamayan azarlanıyor. İnsanca kibarca dilleri bilinmiyor.

Memurenin ‘istediğine şikayet et’ küstahlığı da cabası…

Sadece kamu değil tüm şirketler, halkla iletişim birimlerine

       eğitim vermeli. SİZ DE AZARLANIYOR MUSUNUZ?

DEVAMINI OKU

Bilginin efendisi değilsen kölesisin



MAHREM DEĞİLSEN MAHRUM OLURSUN
Bilgi güçtür. Onu elinde tutana avantaj sağlar.
Elindeki cihaz bilgi fabrikası gibi.
Ama bu bilginin mahremiyeti?

Gezegende 7,5 milyar insan yaşıyor. İlginçtir, dünyadaki sim kart ve tablet sayısı, dünya nüfusunu aştı.

Öyle ki her saniye 2 çocuk doğarken 10 sim kart aktif hale geliyor. Bütün insanlık kapsama alanında artık.

Herkesin, her yerden, her yere, her şeyle, her zaman bağlanabildiği bu dünyada oluşan riskleri ve doğan fırsatları bilmez isek, başımıza neler gelir? Söyleyeyim, bilgi kirliliği mağduru ve başkalarının bilgisinin kurbanı oluruz. Kapsama alanında olmak, aynı zamanda kapsandığınızı da gösterir. Yalnızca para işlemlerinde değil, sosyal medya paylaşımları ve konum cihazları sayesinde ardınızda bıraktığınız iz, zaten sizin mahremiyetinizi “kendi elinizle ifşa” niteliğinde…

Kendi ürettiğin bilginin mahremiyetini koruyamazsan, özgürlükten mahrum olursun. FARKINDA MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Tüketici bilinci şart



BİLİNÇ; TÜKETİCİNİN GÜCÜDÜR
Tüketici bilincinden daha etkin yasa olur mu?
Tercih gücüyle kötü üreticiyi terbiye eder, kendi haklarını korur, ekonomiye nitelik kazandırır.

Bilinçli her tüketici, üreticiyi terbiye etmiyor aynı zamanda kaynakların daha akıllıca kullanılmasını sağlıyor.

Kötü üreticiler akıllanıyor, hileli satıcılar iflas ediyor.

Bunu da ancak iyi ürün talep eden, kalite bilinci gelişmiş tüketici başarabiliyor. Tüketicinin haklarından söz ederken aynı zamanda sorumluluklarını da tanımlamış oluyoruz.

Bu sorumluğun başında, bilinci tüketme, haklarının farkında olma, sağlığı tehdit eden ürünleri tanıma geliyor.

Haksızlığa karşı tepki vermeyen, kandırıldığı halde buna sessiz kalan bilinçsiz tüketici, hem kendine hem de ekonomiye zarar vermiş oluyor. Kaynaklarını heba eder.

Neticede üretimi gerekli kılan; tüketicidir. Üreticiyi var eden de odur. Hepimiz bir yönümüzle üretici iken genelde tüketiciyiz. İşimizde değer üretiriz, para kazanırız.

Satın alma gücümüz artar, tüketici haline geliriz.

Üretenlerin amacı; onların mallarına daha çok para harcamamızdır. Tüketicinin gücü ise bilincinden gelir.

Bilinçsiz tüketim, zarardır. BİLİNÇLİ MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU