Hayat cesura güler

DENEYİMİN 5 YARARI

1-Yetkinliklerin gelişir

2-Hayatta kalma repertuvarın genişler

3-Gelen fırsatları karşılarsın

4-Gelen tehditleri göğüslersin

5-Cesura herkes yol açar

Hayat cesura güler, korkak tavşana değil.

Benim hayatım, deneyimlerimin kayıtlarından ibarettir. Deneyim ise cesaret gerektirir.

Hayatımdan deneyimleri alınca, Benjamin Button gibi bebekliğime dönerim. Deneyim hızı, farkındalık derecesinden gelir.

Farkındalık düşük ise etrafımızda akıp giden hayattan devşireceklerimiz azaltır. Olayları kavrama zekamız, deneyimin maliyetini azaltır.

Zaman, dünün deneyimlerini, bugünün koşullarında yarına aktaran olaylar getirir bize…

Kimimiz bunu önceden tahmin eder, ona göre hazırlık yaparız. Kimimiz, dalga üzerimizden geçince, hasar tespiti ardından deneyimlenmiş bilgiye ulaşırız.

Gelecek; tıpkı dalgalı bir denizde yol alan tekne içinde üzerimize doğru gelir. Eğer onu kafadan karşılar isek, dalganın üzerine çıkar, onu aşarız. Ancak bordadan alırsak, alabora olur, başkalarının deneyimine ilham oluruz. 

Ekonomi; piyasa dinamiklerini deneyimler. Gazete, tirajı deneyimler, şirket; satışları, lider; itibarı, CEO ise yılsonu faaliyet raporunu…

Hayat, cesurca deneyimleyene güler…

         HAYATI DENEYİMLEME CESARETİN VAR MI?

DEVAMINI OKU

Şişik ego oyun bozar

EKOSİSTEM Mİ? EGOSİSTEM Mİ?

Biri sıkça ekosistem diyorsa, bunu diyenin egosuna bak.

Üretimi artırmak mı istiyor, egosuna meze mi arıyor?

Bizdeki ekosistem denemelerinin başarısızlığı altında işte bu egolar yatıyor.

Fikri; çilesini çekip üretmeyip, ondan bundan kopyalayan; sloganlara meraklı olur. Her moda kavramı alıverir ve içini boşaltıverir. Tıpkı ekosistem kelimesi gibi…

‘Batılı sözünü çok ediyor, başarıların altında bu kavram var. O halde biz de dilimize sakız edersek, bu iş tamamdır.’

Aslında değil. Ekosistem; bir bölgede bulunan, canlı, cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sistemin adı….

Etkileşimle gelişen olgular sayesinde birlikte iş yapma, daha çok üretim, katma değer üretme.

Eğer sistemin unsurları aynı yönde hareket etmez, bu birliktelikten bazıları bireysel kazanç sağlama kurnazlığını seçerse, en iyi tasarlanmış ekosistem dahi egosistem halini alır.

Nedir bu EGOSİSTEM? Nimeti alıp külfeti öteleme kurnazlığı… Sorunu kendi sorumluluk alanı dışına itme kolaycılığı

Ekosistemin değer üreten parçası olmak yerine kendi egosunu besleme aracı haline getirme ahmaklığıŞ

işirilmiş egolarla ekosistem kuramazsın. Biri ekosistemden söz ediyorsa, egosuna meze arıyor olabilir.

  EKOSİSTEME GİRERKEN EGONU TERKEDER MİSİN?

DEVAMINI OKU

Emeksiz yemek tuzağı

MAL HIRSININ 5 FELÂKETİ

1-Bozulan nimet-külfet dengesi

2-Aniden zengin olma isteği

3-Ahlaki değerlerde çözülme

4-Kolay para şehveti

5-Helâl kazançtan uzaklaşma

Borsa; sabırsızların sabırlılara para aktardığı yerdir.

Büyük kazanç; emeksiz, çaba harcanmadan sıçrama yaşamak, hayali bir gerçekliğin içerisinde var olma hırsıdır.

Bu hırs; vurguncular, hırsızlar, talancıların malzemesi haline gelinmesine neden olur.

Ekonomik döngülerin yara aldığı dönemlerde; birdenbire ve  büyük kazanç fırsatları; tefeciler, dolandırıcılar, tosuncuklar için gelir kapısıdır. Zira hiç sahip olunamayacak bir geleceğin hayalini satarlar.

Oysa bedava peynir sadece fare kapanında bulunur.

Uzanılan her bedava, yüksek, vadedilen zenginlik; tutsaklığa başka bir adımdır.

Kripto parada bir günlük zenginlik, borsalarda bir masa iki sandalye şirketlerle bir haftalık zenginlik, tosuncuklarla bir aylık zenginlik; yılın sonunda yaşam enerjinizi de alıp götürebilir.

Emeksiz yemek, akıllı insan için tuzaktır.

     BİR GECEDE ZENGİN OLMAK MÜMKÜN MÜ?

DEVAMINI OKU

Boğaz tokluğuna çalışmak

GELİR DAĞILIMI BOZULDUĞUNDA

1-Açlık en büyük kitle imha silahı olur

2-Toplumsal barış tehlikeye girer

3-Tok, açın halinden anlamaz olur

4-İhtişam da sefalet de abartılır

5-Sistem fakirden alır zengine verir

Bir ülkede bir kesim sürekli zenginleşiyor, diğer kesim fakirleşiyor ve boğaz tokluğuna çalışıyorsa ülkenin gelir adaletsizliği aşırı artmış demektir.

Boğaz tokluğuna çalışmak asgari geçim standardında yaşamaktır. Geneli bu halde yaşayan bir ülke; bilime, eğitime, teknolojiye odaklanamaz. Sadece yaşamaya çalışır.

Gelir dağılımı böylesine bozulunca toplumsal barış da tehlikeye girer. Komşusu açken uyuyan bizden değildi güya… Oysa bırak uyumayı, yoksullara aldırmıyoruz bile.

Ülkeye kayıt dışı para girişi arttı ve onun getirdiği sanal bir rahatlık var.

Kimileri konut, araba almaya devam ediyor.

Kimileri de açlık sınırında hayatta kalmaya çalışıyor.

Bulabildiği işte; boğaz tokluğunda çalışmaya razı oluyor.

Hal böyle olunca da orta gelir tuzağında debeleniyor Türkiye…

      KOMŞUSU AÇKEN UYUYABİLEN MİSİN?

DEVAMINI OKU

Seni yarattım ya…

BAYRAM; YOKSULLARA DA GELİR

Bizler; ‘yardım edilmiş yoksullar’ değil,

‘giderilmiş yoksulluk’ istemeliyiz.

Bizler; biriktirdiklerimizle değil,

Paylaştıklarımızla yoksulluğu yenebiliriz.

Bugün yoksulla bayramı paylaşsak…

Adamın biri karlı bir kış günü, son model arabasıyla giderken camına yaklaşan bir kız çocuğu görür.

Ayakları çıplak kızın soğukla nasıl baş edebildiğini ve hayatta kalabildiğini  merakla, içi sızlar.

Tam da bir şeyler yapacakken, yeşil ışık yanar ve gaza basar. Ama vicdanı kırmızı ışıkta kalmıştır;

‘-Allahım; bu yoksullar neden var ve yoksullara yardım için neden bir şeyler yapmıyorsun? Ve içine o anda bir ses ilham olur; ‘Seni yarattım ya!

Hayırseverlerimizi özenle ayrı tutarak diyorum ki; Yoksullarımızı görmezden geliyor, iş ve aş vermiyor, önemsemiyor, ‘hâlin nicedir?’ diye sormuyoruz.

Halbuki bize; ‘komşusu aç iken uyuyan bizden değildir’ demişlerdi. Zekât kurumumuz vardır. Fitre vardır. Bayram sadece bizlere değil yoksula da gelir.

  BAYRAMDA YOKSUL İÇİN NE YAPACAKSIN?

DEVAMINI OKU

Kişisel gelecek tarihimiz

BAHTINI AÇACAK 5 ŞEY

1-Şans; genelde doğru çıkan bir tahmindir

2-Hayat, her zaman yokuş sunmaz

3-Fırsatları gelirken gör

4-Talihine küsme, onunla barış

5-Geleceğin; senin öngördüklerindir

Bahtın, onu nerede aradığınla ilgilidir. Kişisel gelecek tarihimiz; kaçınılmaz olarak başımıza geleceklerdir.

Bir bakıma ön yüklemeli CV gibi… Henüz gerçekleşmeyen veya şimdi gerçekleşmiş bize dair olup bitenler… Şans, talih, kısmet, nasip

İlahi gücün önceden bizim için çizdiği yol…

Dilimizdeki baht; kader, talih, kısmet, nasip eşanlamlarıyla Farsçadan gelen bir kelimedir.  Fransızcadan aldığımız “şans” ile eşanlamlı kullanılsa da Arapçadan gelen “dehr, zaman” ve Farsça “çarh” kelimeleriyle daha yakın içeriğe sahiptir.

Sonuçta hayatın önceden düzenlenmiş tasarlanmış programından çok, bu programı düzenleyen güç anlamında kullanılır.

Kulübemde fırtına, sis, yağmur veya güneş, bahtıma çıkandır. Eğer başına gelecekleri önceden kabul edersen, bahtına ne çıkarsa ona sıcak bakarsın.

Ancak sürekli güneşli hava talebin varsa, 3 bin metre yukarıdaki kulübenden, güneşli sahil kasabasına taşınsan iyi olur.

Zira bahtın, onu nerede aradığınla ilgilidir.

Bahtınız açık olsun.

         SENİN YILDIZIN BAHT DÖNECESİNDE Mİ?

DEVAMINI OKU

Görgüsüzlük müsilajı

GÖRGÜSÜZLERİN 5 EMARESİ

1-Parası değerlerinden önce gelir

2-Zenginleşmiştir ama gelişmemiştir

3-Zarafet tevazu barındırmaz

4-Gücü ve nüfuzu ile ezer

5-Kibarlık semtine uğramamıştır

Görgüsüzler toplumun geleceğini çalar.

Toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları; terbiyedir, görgüdür. Görgü; bir kimsenin yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim ve inceliktir.

Toplumda bireyler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden doğan töre, adet, gelenek ve görenekler, din kuralları gibi görgü kuralları da yazılı olmayan normlardır.

Görgüsüzlük; değerler erozyonudur. Bir yanda abartan zenginlik, vurgun hırsız enflasyonu yaşanırken; fakirlik alıp başını gidiyorsa; görgüsüzlük de kanatlanıyordur.

Sanal zenginlik kayıtdışı ile artıyordur, insanlar refah içinde vurgusu yaratılarak sürekli vurguncu tosuncukların çantaları dolduruluyordur.

Etrafına bak; anlayamadığın büyümeler, kavranamayan zenginleşmeler görüyor, borç hanenin sürekli kabardığını üzülerek izliyorsan; işte bu görgüsüzlüğün müsilajıdır.

Gelişmek ile zenginleşmek, farklı şeyler… Biz zenginleşmek istiyoruz, gelişmek değil…

Nüfuzlu ve paralılara özenilmesi, toplumun görgüsüzlerce zehirlendiğinin en açık örneğidir.

         SEN DE GÖRGÜSÜZLERİN MAĞDURU MUSUN?

DEVAMINI OKU

Çünkü ben böyleyim…

CAM TAVANIN 5 ZARARI

1-Başaramayacağına inandırılmak

2-Olumsuzluğu kadere bağlamak

3-Denememek

4-Kabiliyetlerine karşı körlük

5-Sürgit kaybeden olduğunu sanmak

Her deneyen başaramayabilir ama başaranlar; deneyenlerdir.

Kendini sürekli kaybedenlerden sanıyorsan sebebini sorgula.

Cevaplarından biri; “çünkü ben böyleyim” ise kaybettiğin için sızlanmayı bırak ve sebebini sorgula.

İnsan sürgit kaybetmez. Tıpkı sürgit kazanamayacağı gibi.

Fakat sen sürekli kaybediyorsan, sebebi; dışındaki şartlar değildir.

Zihnin, kaybetmeye programlanmıştır ve kazanmaya dair fırsatları ıskalıyorsundur.

Fırsat, gelirken, önü kesilerek yakalanır, ardından koşarak değil. Hele ki ‘çünkü ben böyleyim’ sızlanmasıyla hiç değil…

Zihnindeki cam tavanı kendinin oluşturduğun gerçeğini kabul et ve kayıplarını azaltmanın yollarını ara.

Cam tavan; girişimden, dönüşümden değişimden, ilerlemeden alıkoyar insanı…

Değişimi zihninde, gelişimi bedeninde, dönüşümü nefesinde hissetmeye çalış.

Göreceğin şudur; ‘Çünkü ben böyleyim’ tuzağındasın ve seni oradan çıkaracak olan, zihnindeki bu karamsarlık üreten kıymık imiş…

Takıntılarını listele, seni aşağı çeken insanları teşhis et ve egosunu beslemek için seni küçültenleri bil…

        SÜREKLİ KAYBETTİĞİNİ SANA KİM SÖYLÜYOR?

DEVAMINI OKU

Kuran ol kurulan değil

KURUCU OLMANIN 5 ÖDÜLÜ

1-Varacağın limanı sen belirlersin

2-Taklit değil özgün olursun

3-Kendi geleceğini inşa edersin

4-Sağa sola savrulmazsın

5-Hayatında başrol oynarsın

Dubayı dalgalar savurur da mendirek hep oradadır

Kuran ve kurulan olmak… Bir iş kurmak; yoktan var ederek düşünmek, tasarlamak, hayata geçirmek

Bir programı kurmak; belirlenen bir zaman için hazır olmak… Her gün çalışmaya uyanmak için saati kurmak

Toplumlar ikiye ayrılır. 1– Kendi işini kuranlar, 2-Maliyetine katlanarak yoktan var edenler…

Bir de konfor alanından çıkmayarak saat kuranlar yani kurulmuş olanlar…

Ülke olarak kendin kurar kendin üretirsin merkez olursun. Başkası kurar, başkası çalışır; kurulursun…. Yolgeçen hanı olursun.

Girişimi ve girişimciliği destekle, iyi projeleri hayata geçir. Kurmayı hayat felsefesi haline getir, kurulmayı değil

Kuranlar okur, hedef koyar, fikir  üretir, değişimi kabul eder. Kurulanlar; yer, içer, harcar, söyleneni yapar, her şeyin en iyisini bildiğini düşünür. Emir altında Yaşar.

Biri sizin yerinize hayatınızın dümeninde ise, onun çizdiği rota, kaderiniz olacaktır.

Duba, kaderini dalgalara bırakandır. Mendirek ise dalgalar dövse de daima yerini koruyandır.

        HAYATININ DÜMENİNDE SEN Mİ VARSIN?

DEVAMINI OKU

Yorulduysan ara ver

YORGUNLUĞUN 5 BELİRTİSİ

1-İstemiyorsun

2-Ayakların geri gidiyor

3-Bıkmışsın

4-Rutinlerin batıyor

5-Yenilenemiyorsun

İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır

Stres artıyor, her şey üzerine üzerine gelmeye başlıyorsa, odaklanmakta zorlanıyor, sürekli aksilikle karşılaşıyorsan, ara ver.

İçine sinmiyorsa; yapmak zorunda değilsin. Başka şey dene. İstemiyorsan hayır de.

Hayatı; rutininin kölesi haline gelenler, ancak rutinine hizmet etmek için çalışırlar. Düşünecek, yaratacak vakitleri kalmaz. Zira sistemi daha fazla beslemek, daha çok çalışmak zorunda kalacaklardır.

Yorulduklarını fark edemezler. Çalışmadıkları zaman bunu eksiklik olarak görürler.

Yorulduysan ara ver, bir gözden geçir. Belki yapmak isteyip yapamadıklarını da görürsün. Zaman varken yaratmaya başlarsın.

Seni kimler ve neler yoruyor? Bir envanter çıkarmayı denesen? En az 12 adet seni yoran ama değer üretmeyen alan, insan, rutin bulsan?

Sonra da bunları önemli ve öncelikli olarak, cesurca, akıllıca hayatından çıkarmayı denesen?

Göreceğin şudur; Enerjin geri gelmiş, hayatın lezzeti artmış, hava kasvetli olsa bile sabahlarına güneş açmış biri olursun. Çünkü ara vermişsin…

       YORGUNLUK ENVANTERİ ÇIKARMAYI DENESEN?

DEVAMINI OKU