Deprem otoritesi şart

DEPREM BİNASINI LİYAKAT KURMALI

1-Depremler sürüyor.

2-Yeni bina yeni zihin inşa etmeli.

3-Liyakatlilerden deprem otoritesi kuralım.

4-Öyle ki başkan dahi ona karışamasın.

5-Ancak bu sayede depremde ölmeyiz.

Deprem yağmuru sürüyor.

Bize anlatmak istedikleri var.

Diyor ki; 2 büyük deprem ve onlarca artçısı size öğretemediyse, öğrenene dek ders sürecek.

Nitekim Hatay’da adeta deprem fırtınası yaşanıyor.

Buna rağmen hala aynı yerde şehir kurmaktan söz ediyoruz, aynı zihin yapısıyla, hiç ders çıkarmamış gibi davranabiliyoruz.

Çadır bile kurmaktan aciz liyakatsizlerin bölgede şehir kurduğunu düşünmek dahi istemiyorum.

Bize bu aşamada acilen deprem otoritesi gerekiyor.

Öyle ki bu otorite; bakanlıklar üzerinde yaptırım yetkisiyle donatılmalı, yetkin, liyakatli kadrolardan oluşmalı…

Bu otoriteden izin almaksızın hiçbir bina yapılmamalı.

Siyasetin başı otoriteye emir veremesin.

Bu bina olmaz’ diyorsa saraydan, bakandan, başkandan torpil işlememeli.

Uygun zemin yoksa ‘yapamazsın’ diyebilmeli.

Hakkına razı olmayan malike; ‘olmaz’ diyebilmeli.

Gerektiğinde depreme hazırlık dersleri için eğitime talimat dahi verebilmeli.

Deprem ülkesiyiz ve bizler depremle yaşamayı ancak bu sayede öğreneceğiz.

  ÇADIR DAHİ KURAMAYANLAR   BÖLGEDE ŞEHİR KURABİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Proje mi öykü mü?

PROJE GEREKLİ AMA ÖYKÜ VAZGEÇİLMEZDİR

1-Tarih, öykü oluşturamayanların

2-Sadece projeyle var olamayacağını söylüyor

3-Kentler gelecek öykülerini projelendirerek

4-tarih sahnesinde kalabilirler

5-Senin öykün var mı?

Her kentin bir öyküsü var. Hele ki bu öykü, uygun dille anlatıldığında, başkalarının da ilgisini çeker.

Rekabetin ülkeler kadar kentlerin yarışına dönüştüğü dünyada bu öyküleri bir arada duyabileceğiniz yerlerden biri de sıkça katıldığımız MIPIM gibi gayrimenkul fuarları…

Baharın bu mevsiminde Fransa’nın Cannes kentinde buluşan gayrimenkul profesyonelleri ve inşaat sektörü temsilcileri, belediyeler, tasarımcılar; bu fuar aracılığıyla kendinin, kentinin öyküsünü sunar.

Ortak payda, kentlerin yarınıdır ve bu yarın, katılımcıların zihninde olan bitendir.

Fuardaki stantlar da zaten bu öykülerin vücut bulduğu yer olur. Bizim sorunumuz; elimizde öyküleştirecek yüzlerce renk var ama bunu görsel şölene dökemiyoruz.

Onların başarısı; son derece sınırlı öykülerini muhteşem hikâyeye dönüştürüp sunabilmeleri…

Sonuçta en başarılı proje dahi, bunu bir öyküye oturtmadığı z      zaman “hikâye” oluveriyor. SENİN ÖYKÜN NEDİR?

DEVAMINI OKU

Proje mi öykü mü?

PROJE GEREKLİDİR AMA ÖYKÜ VAZGEÇİLMEZDİR
Tarih, öykü oluşturamayanların sadece projeyle var olamayacağını söylüyor bize.
Kentler de gelecek öykülerini projelendirerek tarih sahnesinde kalabilirler.

Her kentin bir öyküsü var. Hele ki bu öykü, uygun dille anlatıldığında, başkalarının da ilgisini çeker.

Rekabetin ülkeler kadar kentlerin yarışına dönüştüğü dünyada bu öyküleri bir arada duyabileceğiniz yerlerden biri de sıkça katıldığımız MIPIM gibi gayrimenkul fuarları…

Baharın bu mevsiminde Fransa’nın Cannes kentinde buluşan gayrimenkul profesyonelleri ve inşaat sektörü temsilcileri, belediyeler, tasarımcılar; bu fuar aracılığıyla kendinin, kentinin öyküsünü sunar. Ortak payda, kentlerin yarınıdır ve bu yarın, katılımcıların zihninde olan bitendir.

Fuardaki stantlar da zaten bu öykülerin vücut bulduğu yer olur. Bizim sorunumuz; elimizde öyküleştirecek yüzlerce renk var ama bunu görsel şölene dökemiyoruz.

Onların başarısı; son derece sınırlı öykülerini muhteşem hikâyeye dönüştürüp sunabilmeleri…

Sonuçta en başarılı proje dahi, bunu bir öyküye oturtmadığı z      zaman “hikâye” oluveriyor.

SENİN ÖYKÜN NEDİR?

DEVAMINI OKU