Evinde üşüyor musun?

GÖĞÜ ISITAMAZSIN

1-Aydınlatma, elektrik faturasının ancak %5’i

2-Asıl maliyet; soğutma ve ısıtmadan

3-Üstelik soğutma, ısıtmanın 3 katı

4-Yalıtım sayesinde fatura %50 azalır

5-Enerji pahalıyken yalıtım hayatidir

Soğuklar başladı. Her ne ile ısınıyorsanız, zamlar yüzünden giderek pahalı hale geliyor. Evinde kombi, kalorifer açmak yerine kazakla oturur hale geldik.

Peki, bu durum bizi daha verimli enerji kullandırmaya yönlendiremez mi?

Misal şu anda oturduğunuz odaya bakın ve ısı kaynağınızın sizi mi yoksa gökyüzünü mü ısıttığını düşünün…

Göreceğiniz şudur; yalıtımsız evler sebebiyle göğü ısıtıyorsunuz.

Çünkü evin yalıtımı ya eksik ya hiç hesaba katılmamış. Yazın da soğuk olacak diye elektrik enerjisini, göğü soğutmak için harcıyor idik.

Oysa kadim binaları hatırlayın. Kalın dış duvarlar ve önünde rahatça oturacak cumba pencereler

Mimarisi ve estetik yanı sıra  bu kalınlık, duvar için gerekliydi zira ısıtma soğutma yükleri pahalıydı.

Sonra petrol, doğalgaz, elektrik yaygınlaştı, duvarlar inceldi. Isıtma ve soğutma araçları her eve girdi. Ama şimdi faturalar cep yakıyor.

Atalarımız gibi 50 cm duvar örmek zorunda değiliz. Modern yalıtım malzemeleriyle sorunu 8-12 santimle çözebiliyoruz.

        EVİNE YALITIM YAPMAYI DÜŞÜNMEZ MİSİN?

DEVAMINI OKU

Taş yoksa kemer yok

DAYANIŞMANIN 5 GETİRİSİ

1-Taşlar birbirine dayanışırsa kemer olur

2-Kemer sağlamsa yük taşıyabilir

3-Kemeri ayakta tutan; kaynaşmadır

4-Kilit taşı, kemeri yönetendir

5-Her bir taş; kemerin kendisidir

Kemer; İki ucu birbirine bağlayan… Bele doladığımız bağ… Bir şeyleri tutsun diye kullanırız. Kemer olmasa, yükseğe taşınmış çok şey yere düşerdi. Kemer, yük taşıyandır.
Ekonomik olarak kemer sıkmak zorunda olan bir ulusa önerilecek olan; külfeti toplumun tüm kesimlerine eşit dağıtacak politikalar üretmesidir.

IMF’nin kemer sıkması; insansız ekonomi yaklaşımı taşır ve bireylerin ölümüyle fazlaca ilgili değildir. “Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer bağlayıp bir kişinin karşısında ayakta durmaktan iyidir.“  Gülistan eserinde  Şeyh Sadi Şirazi

Marco Polo, tek tek her taşıyla bir köprüyü anlatıyor. ‘Peki köprüyü taşıyan taş hangisi?‘ diye sorar Kubilay Han. ‘Köprüyü taşıyan; şu taş ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavsi‘ der Marco.

Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür. Sonra ekler: ‘Neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey; o da kemer…’ Marco cevap verir: ‘Taşlar yoksa kemer de yoktur.‘

            SENİN KEMERİNİN KİLİT TAŞI HANGİSİ?

DEVAMINI OKU