Türkçe yetmez insanca kibarca da bilmek şart

HALKLA İLİŞKİLER Mİ HALKLA ÇELİŞKİLER Mİ?

1-İletişimi bilmeyen, adını adresini yazmaktan aciz,

2-Kaba, diksiyonu bozuk,

3-Halka tepeden bakanları,

4-İletişim birimlerinde sakın kullanma,

5-İtibarınızı kemirirler.

Şu halkla iletişim alanlarında çalışanlar, çalıştırılanlar…

Görevleri bilgi vermek, soru cevaplandırmak ve iletişim kurmak iken, neden iletişim özürlüleri arasından seçilir?

Diksiyonun kötülüğü bir yana, eksik bilgi vermeleri, soru soranı azarlamaları da cabası…

Oturdukları o mini koltuk dahi ayarlarını bozmuş, vatandaşa bilgi desteği vermek yerine koltuktan aldıkları güçle azar makinesi olmuşlar.

Onlarca örnekten yalnızca biri; Belediyenin abonmanlık gişelerindekiler. Orada bulunma amacınız belli; kartla ilgili sorununuzu çözmek

Belediye; oraya koyduğu memuruna dikkat etmeli.

Zira insanlara ‘beyhanım’ eklemeden ismiyle hitap ediliyor, anlamayan azarlanıyor.

İnsanca kibarca dilleri bilinmiyor.

Memurenin ‘istediğine şikayet et’ küstahlığı da cabası…

Sadece kamu değil tüm şirketler, halkla iletişim birimlerine eğitim vermeli.

Zira onlar sizin görünen yüzünüz…

İnsanca kibarca bilmemiz şart.

SİZ DE AZARLANIYOR MUSUNUZ?

DEVAMINI OKU

Medeniyetimiz bizden kaçıyor

ÇÜRÜMENİN 5 EMARESİ

1-Akıl dumura uğrar, işlevsizleşir

2-Sebep-Sonuç ilişkisi yok olur

3-Doğru-Yanlış ekseni silikleşir

4-İyi-Kötü ayırtı bulanıklaşır

5-Görgüsüzlük toplumu kaplar

Hak edilmemiş konfor; çürümeyi tetikler.

Bizler, büyük devletler kurmuş, uygarlık talebi olan bir toplumduk.

Şimdi; lümpen, görgüsüz, cahil ama fütursuz cesaret sergileyen kaba saba hoyrat bir toplum haline gelmeye başladık.

Çocuklarımız bu Recep İvedik rol modellerine özeniyor.

En kötüsü; ekonomik bozulma, parasızlık, enflasyon, yoksulluk değil, bir toplumun onu var eden yüce değerlerini kaybetmesidir.

Birbirimize saygımızı yitirmemiz, aşağılama kurnazlık arsızlık hırsızlık görgüsüzlük

Seni sen yapan değerlerin çürüdüğünde, başka bir şeye dönüşürsün.

Çocuklarımız Türkiye’yi terk ediyor.

Burasını yaşanabilir olmaktan çıkararak, geleceğimizi uzaklaştırıp, Ortadoğu uluslarına yer açıyoruz.

Paranın ve bizim aptalca hayranlığımızın şımarttığı görgüsüz sanatçılar(!) ortalıkta…

Ceketini çıkarmak için seyircisinden izin alan, terini sileni elini öpen Neşet Ertaş’tan, şampanyayı beğenmeyip garsonun başına dökenler dönemine ne ara geldik?

   SİZCE ORTADOĞULULAŞTIRILIYOR MUYUZ?

DEVAMINI OKU