Gram akıllandık mı?

PEKİ BİZ BUNCA EZİYETİ NİYE ÇEKTİK?
Koronadan ders çıkarmamız gerekirdi.
Oysa açılalım derken saçılıverdik.
Yeni normal oluşamadan eski normalimize dönüverdik.
Gram akıllandık mı? Hayır!

Zannederdik servet ile rahat artar / Umardık ki rahat ile taat artar / Bulduk bir ehli tahkik sorduk hakikatinden /
Dedi; Servetle gaflet, rahatla illet artar. Şairi meçhul bu dörtlük diyor ki; rahat ile illet artar. Konfora düşen kişinin sorunları çoğalır. Mücadele, sağlıklı kalmanın bildik yöntemi.

Söylemek istediğim şu; 1 Haziran’da resmi açılışı yapılan Korona süreci; bazılarımız hariç çoğumuzu eksi normalin içine getiriverdi. Olayı; sosyal mesafe & maske üzerinden değil de ekonomi dahil daha geniş çerçeveden okuduğumda gördüğüm şudur; gram akıllanmadık.

Hani isteklerimiz ile ihtiyaçlarımızı ayırt etmiştik? Hani fazla hırsın bünyeye zarar verdiğini kavramıştık? Hani komşusu açken uyumamak gerekirmiş? Hani diğerine yardım, kendimize yardımmış?

3 ay kapalı kalan; açılır açılmaz kaçırdığı tüm kazançların peşinden doludizgin koşmaya, zamsız geçen günlerini acısını çıkarmaya başladı bile. Şimdi; korona zamları yağmur gibi.

Görünen o ki rahata erdiğimiz an, illetler artmaya başladı.

   VİRÜS BİLE AKILLANDIRAMIYORSA ÇARE NEDİR?

DEVAMINI OKU

Sen bitti dediğinde

TEDBİR AZALDIKÇA TEHDİT ARTIYOR
Koronadan bıktık fakat #korona henüz bıkmadı.
Oysa çoğumuz bitmiş gibi anında normalleşmiş(!)
Virüs kafada değil bedende bitmeli.
Aşısı bile bulunmadı ki.

Korona tedbirleri kapsamında 10 Nisan’dan beri uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarının olmadığı ilk hafta sonunda İstanbullular, güneşli havada sokaklarda idi. Çoğunun maske kullanmadığı, fiziki mesafe kuralına  uymadığını gördük.

Burada sorun, sen bitti dediğinde Covid19’un bitmeyişidir.

Herkes fazla normalleşmiş görünse de Korona süreci kendi doğal seyrinde devam ediyor. Virüs etkisini azaltmış olsa da pusuya yatmış bekliyor.

Bakan; ‘tedbir azaldıkça tehdit artıyor’ uyarısında fakat dinleyen yok. Bu durum sağlıkçılar için ilave külfetler çıkaracak. Zira takılmayan her maske onlara yeni vaka riski yüklüyor.

Ekonominin açılma süreci de adeta doludizgin… Henüz talep tarafı canlanmamış fakat işletmelere, kapalı kaldıkları ayların acısını, haftalar içinde çıkarmak için adeta yarış halindeler.

Etiketlerini anında değiştirenler, verdiği hizmete zam yapanlar ve henüz az olan müşteriye korona eziyeti yapanlar türedi.

Sen bitti dediğinde bitmiyor oysa. Tedbiri boşlamanın cezası olacak.

      SENİN İÇİN KORONA SÜRECİ SONA ERDİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Halkı aşağılamayın

NORMALE DÖNME HEYECANINI KÜÇÜMSEME
Bugünden itibaren normalleşme hızlanıyor.
Maske, hijyen, mesafe kuralına uyarak;
çocuklar, yaşlılar normalleşemez mi?
Onların hayata dönme heyecanlarını
küçümsemek kötücül tutumdur.

Korona salgını etkisi zayıflarken hayat, normale dönmeye başladı. Bu süreçte en fazla kısıtlamaya tabi olan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlarımızın hayata dönme heyecanını küçümseyenler de çoğaldı.

Oysa herkesin moral bulmaya ihtiyacı var. Korona kısıtlarının getirdiği psikolojik travma söz konusu iken bir de normal hayat taleplerini aşağılamak, son derece kötü bir tutum.

Sosyal medya, TV’ler, böylesi sorumsuzların ürettikleriyle dolup taşıyor. Verilen izin süresince kendisini sokağa atan yaşlılar, küçümseniyor. İzin süresini sokakta değerlendiren gençlerin normal hayata dönme arzusuyla alay ediliyor.

Şüphesiz fiziksel mesafe kuralına uymamız şart. Covid-19’un kötücül etkisiyle başka türlü baş edilemeyeceğini artık öğrendik. Yine de maske kuralına, sosyal, fiziksel mesafeye uymayanların sorumsuz davranışları söz konusudur.

Bunlara yönelik yaptırımları destekliyoruz. Bugünden itibaren normalleşme adımlarına çocuklar ve yaşlıların katılmasını küçümsemek köhneliktir.

        ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR NORMALLEŞEMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Normalleşiyor muyuz?

ONCA KORONA EZİYETİNİ BOŞUNA MI ÇEKTİK?
Ekonomiler giderek açılıyor ancak çoğumuz salgından gram akıllanmadan geçmişiz gibi görünüyor.
Eski ihtiraslar, birbirini yemeler, aşırılıklara kaldığı yerden devam.

Koronanın afrası tafrası geçiyor gibi… Bu da tüm ülkeleri, kapanan ekonomileri açma, hayatı normalleştirme sürecine soktu. Şimdi sorun, hangi normale dönüleceği. Sorun zaten normalin kendisiydi. Yeniden sorunlu normale mi dönüyoruz?

Çok ciddi çatışma ile başladık yeni hayata… Trafikten tut işyerindeki işleyişe dek… İşler kapalı iken bu kadar rekabet yoktu. Gördüğüm; pek çoğumuzun birbirini yeme gayreti…

Evde kaldığımız sürede kafalarımız hangi yönde değişti ki? Oysa korona ile hayatın işleyişinde köklü değişiklikler var. Görünen o ki uyum sürecinde  herkesin rehabilitasyondan geçmesi gerekecek.

Çoğu kişi, kurum, şirket, kaldığı yerden devam iddiasında. Eskisi gibi sürdürmek, ötekinin hakkına tecavüz, rakibini yok etme, yandaşını kayırma ve hayatını bıraktığı yerden devam ettirebileceği inadında, iddiasında…

Oysa olağanüstü bir dönemden geçtik ve akıllanmalıydık.

Sanki kapalı kaldığı sürece kaçırdığı tüm imkanları yeniden ve tümünü birden yakalama paniği, kaotik yarışı başlamış…

     NORMALLEŞME; BİRBİRİMİZİ HARCAMAK MIDIR?

DEVAMINI OKU