Etiketlerde sıfır salgını

UTANMIYOR MUYUZ?

1-Enflasyonu saldık gitti.

2-Herkes enflasyondan beslenir oldu.

3-Etiketleri keyfi sıfırlarla donattık.

4-Fiyatlandırma davranışını bozduk

5-Sıfır, liranın da etiketin de vebasıdır

Enflasyonun en büyük yıkımı, ahlak üzerinde olur.

Nimeti alıp külfeti bir başkasına yıkma, yaygın hale gelir.

Fiyatlandırma davranışı bozulur.

Maliyetler ile fiyat arasındaki bağ kopar, keyfi hale geliverir.

Nitekim bizde de öyle oldu.

Dikkat ettiniz mi; fiyat etiketlerinde çok sayıda sıralı sıfır oluştu.

Etin fiyatı 400 idi, derken 600 oluverdi, biftek filan ise anından 700 liraya fırlayıverdi.

Ette durum böyle de giyimde farklı mı?

Geçenlerde ucuzluğun kalesi olan Tahtakale’de dolaşıyordum;

Bir sıra etiketler aynen şöyle sıralanıyordu; 100, 200, 300, 400

Bu nasıl bir fiyatlandırma davranışıdır? 

Etiketlerdeki veba gibi bu sıfırlar

Önce fiyat etiketlerine dadanıyorlar, sonra da liranın üzerine kuruluyorlar.

Kayıp yıllar dediğim 90’larda; yüksek enflasyon zamanlarında her 3-4 yılda bir, liramız fazladan sıfır alıyordu.

Bugün 20 liranın karşılığı olan 20,000,000 lira dahi vardı.

Şimdi aynı sıfırlar, kurnazların eliyle etiketlerde kendini göstermeye başladı.

Enflasyon bugün artık ekonomiden ziyade sosyolojinin konusu ve toplumsal çürümenin ifadesi.

Sıfırı tüketeceğiz bu gidişle

SIFIRLARINDAN UTANMIYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Etiketlerde sıfır salgını

UTANMIYOR MUYUZ?

1-Enflasyonu saldık gitti.

2-Herkes enflasyondan beslenir oldu.

3-Etiketleri keyfi sıfırlarla donattık.

4-Fiyatlandırma davranışını bozduk

5-Sıfır, liranın da etiketin de vebasıdır

Enflasyonun en büyük yıkımı, ahlak üzerinde olur.

Nimeti alıp külfeti bir başkasına yıkma, yaygın hale gelir.

Fiyatlandırma davranışı bozulur.

Maliyetler ile fiyat arasındaki bağ kopar, keyfi hale geliverir.

Nitekim bizde de öyle oldu.

Dikkat ettiniz mi; fiyat etiketlerinde çok sayıda sıralı sıfır oluştu.

Etin fiyatı 300 idi, derken 400 oluverdi, biftek filan ise anından 500 liraya fırlayıverdi.

Ette durum böyle de giyimde farklı mı?

Geçenlerde ucuzluğun kalesi olan Tahtakale’de dolaşıyordum; Bir sıra etiketler aynen şöyle sıralanıyordu; 100, 200, 300, 400

Bu nasıl bir fiyatlandırma davranışıdır? 

Etiketlerdeki veba gibi bu sıfırlar

Önce fiyat etiketlerine dadanıyorlar, sonra da liranın üzerine kuruluyorlar.

Kayıp yıllar dediğim 90’larda; yüksek enflasyon zamanlarında her 3-4 yılda bir, liramız fazladan sıfır alıyordu.

Bugün 20 liranın karşılığı olan 20,000,000 lira dahi vardı.

Şimdi aynı sıfırlar, kurnazların eliyle etiketlerde kendini göstermeye başladı.

Enflasyon bugün artık ekonomiden ziyade sosyolojinin konusu ve toplumsal çürümenin ifadesi.

Sıfırı tüketeceğiz bu gidişle

SIFIRLARINDAN UTANMIYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

1 lira mı 1 dolar mı?

LİRAYI 5 İTİBARSIZLAŞTIRAN

1-Kaygı; Enflasyonda param erir

2-Güvensizlik; Yönetim ne yapar bilmem

3-Belirsizlik; Her an bir şey olur

4-İnançsızlık; $ yükselir TL yerinde sayar

5-Kuşku; Hayatım zora girer

Bugün 1 liranız mı olsun isterdiniz? Yoksa 1 dolarınız mı?

Türkiye’de halkın yarıdan fazlası 1 dolarının olmasını istiyor.

1 lira ile bir ekmek alamıyorsunuz. Ekmek 1 lira 75 kuruş.

Yani kendi paranızla kuru ekmekle bile karın doymuyor.

1 dolar 8,39 TL.  Bir dolar ile 4,8 ekmek alabiliyorsunuz.

Elin parası ile 4 defa kuru ekmekle karnınızı doyuruyor 139 kuruş da sizde kalıyor. Ülkede halk maaşını alır almaz döviz alıyor. Hatta dövizini çekiyor yastığının altında saklıyor.

Bunu nasıl anlıyoruz? Döviz mevduat hesapları 12 Şubat’ta 235,6 milyar $ seviyesindeydi. 16 Nisan itibari ile 225 milyar $’a indi. Fakat dolar 7,03’ten 8,39’a çıktı. Halk dövizini bozduruyor olsa idi kur düşerdi. Kur düşmediği gibi tırmanışa geçti. 10 milyar $’lık döviz mevduat hesaplarında azalma olacak ve kur yükselecek; Bu nasıl mümkün olur?

Paramızla kuru ekmek dahi alamıyorsak, liramızın olmasının ne anlamı var. Elin parasını talep ede ede değerlendirip duruyoruz. Yüzde 19 faiz veriyoruz ona bile itibar eden yok.
       SİZ DE LİRASINDAN KAÇANLARDAN MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Liran burada geçmez

TASARRUFUM DOLARKEN EKONOMİM BOŞALIYOR

Liramdan alıp dolara çevirdiğim yüzüm;

Türkiye’yi döviz dertleriyle yüzleştiriyor.

Bendeki bu dolar aşkı yüzünden ülkem;

70 sente muhtaç hale geliyor.

Kendi parana sahip çıkmazsan onun yerde sürünmesine razı olmuşsun demektir. Doları doldurur, ekonomini boşaltırsın.

Zaten korona kıskacındaki ekonominde, başına döviz belası açmış olursun. Lâtife; ‘sende bu mecnunluk hevesi varken

Çölünü de kendin yaparsın gönül’ der. Bende bu $ hevesi varken liraya mezar kazan da ben olurum elbette… Üç beş doları olan da beyhude sevinir durur; ‘birikim değer yaptı’ diye. Oysa tasarrufu dolarken ekonomisi boşalıyordur.

Ben bunun, kendi ekonomisine güven eksikliğinden doğduğuna inanıyorum. Çift paralı ekonomilerde yerli para (liramız) kötü adam muamelesi görüp, çarşıya pazara koşuştururken elin parası (misal $) ihtiyat akçesi haline geliyor. 

Bizler Merkez Bankası gibi, kefen parası kabilinden dolarları biriktiriyoruz. Kamu tedbir aldıkça tasarrufu dolarlaştırıp liradan güveni kaldırıyoruz.

Korona ile daralan ekonominin bizler üzerine yüklediği yükü de böylece arttırabiliyoruz.

Döviz fiyatlarının her geçen gün rekor kırmasına şaşmayın.

     LİRAMIZ BURADA GEÇMEZ İSE NEREDE GEÇECEK?

DEVAMINI OKU

Liradan kaçışı durdurun

LİRADAN KAÇIP DOLARA SIĞINIYORUZ

Enflasyon bizi dolar obezi yaptı.

Bankalarda 217 milyar $ mevduat var.

Getirisi enflasyona yetmeyince Liramıza güven kalmadı.

Çare; enflasyonla topyekun mücadele.

Bir ulus kendi parasından kaçar mı? Eğer parası durduk yerde değer kaybediyorsa kaçar. Hem de çok hızlı kaçar.

Kayıp Yıllar 1990’larda enflasyon yüzünden liramızı öyle hızlı terk ettik ki bugünkü 1 lira değerinde 6 sıfırlı banknotumuz oluştu.

Bugün enflasyon yine tırmanışta ve Türk Lirası mevduatı, enflasyonun ancak yarısı kadar gelir sağlayabiliyor.

Hangi kanalı açsak, gazeteye baksak benzer başlıklar; Dolara hücum, altına hücum, borsaya hücum, konuta hücum, otoya hücum… İ

şin doğrusu bir yere hücum filan yok, liradan kaçış var. Belki de başlıklar, dolara sığınma, altına sığınma vs. diye atılmalı.

Bizlere düşen, kendi liramıza itibar etmektir. Banka mevduatının yarıdan fazlası döviz olmuş.

İlan edilenin çok üzerinde hissedilen enflasyon karşısında Liramız erirken, onu değerli kılacak eylem ortada yok.

Bazı bebek adımları atılmış ancak onlar da yılbaşına dek. Kalıcı soruna geçici çözüm işe yaramaz.

Dolarizasyondan şikayet edenlerin çare üretmesi gerekir.

YÖNETİME GÜVEN YOKSA LİRAYA GÜVENİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Liran burada geçmez

TASARRUFUM DOLARKEN EKONOMİM BOŞALIYOR
Liramdan alıp dolara çevirdiğim yüzüm;
Türkiye’yi döviz dertleriyle yüzleştirecek.
Bendeki bu dolar aşkı yüzünden ülkem;
70 sente muhtaç hale geliyor.

Kendi parana sahip çıkmazsan onun yerde sürünmesine razı olmuşsun demektir. Doları doldurur, ekonomini boşaltırsın.

Zaten korona kıskacındaki ekonominde, başına döviz belası açmış olursun. Lâtife; ‘sende bu mecnunluk hevesi varken

Çölünü de kendin yaparsın gönül’ der. Bende bu $ hevesi varken liraya mezar kazan da ben olurum elbette… Üç beş doları olan da beyhude sevinir durur; ‘birikim değer yaptı’ diye.

Oysa tasarrufu dolarken ekonomisi boşalıyordur. Ben bunun, kendi ekonomisine güven eksikliğinden doğduğuna inanıyorum. Çift paralı ekonomilerde yerli para (liramız) kötü adam muamelesi görüp, çarşıya pazara koşuştururken elin parası (misal $) ihtiyat akçesi haline geliyor. 

Bizler Merkez Bankası gibi, kefen parası kabilinden dolarları biriktiriyoruz. Kamu tedbir aldıkça tasarrufu dolarlaştırıp liradan güveni kaldırıyoruz.

Korona ile kapanan ekonominin bizler üzerine yüklediği yükü de böylece arttırabiliyoruz. Döviz fiyatlarının her geçen gün rekor kırmasına şaşmayın.

     LİRAMIZ BURADA GEÇMEZ İSE NEREDE GEÇECEK?

DEVAMINI OKU