Kötülere birkaç sözüm var

ŞEYTANIN AVUKATI OLMAK MI
ŞEYTANA AVUKAT KESİLMEK Mİ?
Sosyal medyada ne zaman kötüleri eleştiren şeyler paylaşsam; onları koruyanlar türeyiveriyor.
Kötüyü, yanlışı, çirkini savunanların sayısı
sandığınızdan fazla…

Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içindedir derler.

Sosyal medya; insanın içindeki kötülükleri görünür kılıyor..

Korona sürecinde bizler maske takınca bazılarının maskesi düşüyor demiştim. Bu; sosyal medya üzerinden yaptığım paylaşımlarda kendini gösteriyor. Ne zaman iyiliğe örnek paylaşsam altında çapanoğlu arayanlar sıraya giriyor adeta.

Ancak daha da beteri ne zaman kötüye, çirkine, yanlışa dair bir olay veya görsel paylaşsam, onları savunanlar bir anda ortaya çıkıyor. Savunmalara bakıyorum; vicdansızlık kadar akılsızlık örnekleriyle dolu cümleler ve çok kez hakaretler söz konusu oluyor.

Kimi, ‘ben buradayım, beni fark et’ gibi güdülerle, kimi de sırf kendini fenomen yapma gayretiyle tuhaf eleştiriler hatta hakaretler yapıyor. İsimsiz trolleri anlarım da işi gücü mesleği ortada iken kötüleri savunanları anlamak mümkün değil.

Üstelik bunu yaparken, kendilerini gerçeğin peşinde koşan, zehir hafiye  gibi gözünden hiçbir şey kaçmayan tutumları…

Komikten öte düşündürücü olan budur. Güya gerçeği arıyor ama iblisten yana saf tutuyor.

      SÜREKLİ KÖTÜLERİ TUTMAK ZORUNDA MISIN?

DEVAMINI OKU

Toplum zararlıları

NİMETİ ALIP KÜLFETİ ÖTELEYENLER
#Korona sürecinde daha fazla göze batar oldular.
İşlerini kötü yapanlar.
Sen çalışırken yan gelip yatanlar.
Aldığı parayı hak etmeyenler.
Kötü yönetenler, kötüleri kollayanlar.

Ürüne zarar veren kımıl ya da süne zararlısı gibi, işini kötü yapanları toplum zararlıları diye niteliyorum. Kamu, özel fark etmez; üretenin baş belalarının başında böyleleri gelir.

Onları her yerde görebilirsin. Bazen gişede bilet satandır, garson, banka görevlisi, taksi şoförü veya devlet memuru

Azami ücret talebiyle asgari iş yapma kurnazlığındadırlar.

Bazen bizzat sizin yöneticinizdir. Hem işi bilmez hem de kurumun kaynaklarını, makamının gücü sayesinde sömürür.

İşletmeye değer katmadığı gibi üreteni de bizar eder

İki adım ötedeki spor salonuna  kurumun arabasıyla gider. Bazen işletmenizin insan kaynaklarının başıdır. İş tanımının gerektirmediği yetkinlikleri arar durur iş başvurularında…

Bazen çağrı servisindekidir. Seni özensiz dinler, düzensiz cevaplar, çözdüğünü sandığından fazla dert açar başınıza.

Bazen bu haydutlar, çalışma arkadaşınızdır.  Siz işinizi tam yapabilmek için çırpınırken, o takım oyununu savsaklar. Sizi yarı yolda bırakır, hayatın ritmini aksatır. Sorum şudur;

      KÖTÜLERİ NEDEN HAYATIMIZDA TUTUYORUZ?

DEVAMINI OKU

Kötüden vazgeçmedikçe İyileri yeşertemiyoruz

LİYAKAT ŞART
Anladık ki lafla gemisi yürümüyormuş.
Milyonları kazanan şöhretlere değil;
asgari ücretle dahi hayatını riske atıp,
bizi hayatta tutan liyakat sahibi
sağlık çalışanına ihtiyacımız varmış.

Korona sürecinden bir kez daha anladık ki neyi beslersen o büyütürsün. Misal; bilgiyi büyüteceksen, onu üreteni beslemelisin. Ancak bilgiye öncelikle yer açmalı, kötülerden vazgeçmelisin. Zira aynı anda ikisini birlikte tutamazsın.

Bilimin bir keyfiyet değil, zorunluluk olduğunu daha net gördüğümüz salgın günlerinde, bize gerekenin, boş şöhret veya ekran şarlatanları değil, bilim insanları imiş.

Giderek daha fazla itibar ettiğimiz bu insanların ortak özelliği, her biri kendi alanında bilgi sahibi iyiler olduğudur. Eski kötü alışkanlıklarımızın eseri olanlardan vazgeçebildiğimi ölçüde bu iyi insanlara kulak kabartır, bilime itibar eder olduk.

Gördük ki bizi sağlıklı tutmak için canla başla çalışanlara, milyonlar ödediğimiz futbolculardan daha fazla itibar etmeliymişiz. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bir sağlık çalışanının insanlığa katkısı ile milyonları akıttığımız ekran şöhretleri bir değilmiş.

SENİN TERCİHİN KİMLER?

DEVAMINI OKU