Doludizgin borçlanma

DÜN KONUT İÇİN KREDİ ALINIRDI
BUGÜN KREDİ İÇİN KONUT ALINIYOR
Ucuz krediye hücum var.
Herkes ihtiyacı olsun olmasın borçlanma yarışında…
“Akarken doldur” fırsatçılığı bu…
Ama bu borçları kim nasıl ödeyecek?

Düşük faiz ve normalleşme sürecinde hükümetin kredileri özendirmesiyle borçlanma yarışı başladı. Yarış diyorum zira ihtiyacı olsun, olmasın herkes; ‘bu fırsat kaçmaz’ kabilinden kredi almaya koşuyor. Özellikle konut kredisine hücum var.

Eskiden ev almak için kredi çekilirdi şimdi kredi çekmek için ev alınıyor. Peki, ne var bunda? Şu var ki kredi, borç demek ve vadesi geldiğinde ödenmesi gerekecek. Krediye koşanlar ihtiyaçtan ziyade yatırım amaçlı davranıyor.

Çektiği kredi ile altına koşan var. Aldığı ucuz faizli krediyi dövize yatıran var. Hatta kredi alıp Borsa’ya girenlerin kazanma/kaybetme öyküleri gelmeye başladı bile…

Ekonomi canlansın diye kredi pastasını büyütme yöntemiyle yol alıyoruz fakat bu yol bizi nereye götürecek? Benim uyarım; tatlı tatlı kredilenmenin acı acı ödemesine dairdir.

2000 yılında bizler benzer bir tutum sergilemiş ve adeta balo havasında har vurup harman savurmuştuk. 2001 krizinde ise balonun faturasını ödemek için evdeki gümüşleri satmak zorunda kalmıştık. Hatırlayın!

  BORÇ YİĞİDİN KAMÇISI DA KAMÇI ÖLDÜRMEZ Mİ?

DEVAMINI OKU

Faiz düşmüş neyime Zam damlar yüreğime

HAYDAN GELEN HUYA GİDERSE
Konut faizleri rekor aşağıda.
Ancak konut fiyatları da rekor artışta.
Sektör, fahiş kâr huyundan vazgeçmedi.
Faiz kolaylığına el koyuverdiler.
Konutta ikinci durgunluk dalgası geliyor.

Söz konusu konut olunca zam; damlamıyor, adeta yağıyor. Konut kredi faizleri, sektör canlansın diye rekor düşürüldü. Ancak fiyatları da tırmanmaya başladı.

Bankadan kredi alan müteahhide koştu fakat bir gün önce anlaştıkları konuta en az %25 zam geliverdi. Parasını enflasyon karşısında korumaya çalışanlar şimdi parasını müteahhit karşısında korumak zorunda kalıyor. Zira faizden gelen avantaj anında bina sahiplerinin cebine akmaya başladı.

Sorun, zaten duran sektörün bu yüzden yeniden duraklayacağıdır. Korona’da ikinci dalga konuşulurken konutta ikinci durgunluk dalgası kaçınılmaz biçimde geliyor.

Serbest piyasa kuralları içinde fiyatlar, arz ve talebe göre belirleniyor. Zaten alım gücü gerileyen süreçte konuta getirilen fırsat zamları, konut sektöründe ikinci durgunluk sürecini başlatacak gibi.

Zira faiz sıfır dahi olsa alıcıya faydası yoksa, konut satılamaz.

         KONUT ALMAK BAŞKA BAHARA MI KALIYOR?

DEVAMINI OKU

Sosyal konut dönemi

NOHUT ODA BAKLA SOFA
Dar gelirliye konut, Özal zamanında denenmiş, küçük ama satın alınabilir konutlar üretmiştik.
Şimdi TOKİ yeniden deniyor.
Ancak bu konutları üretmek için zihin devrimi şart.

Bizler müteahhidi merkeze koyup, ev sahibi olmak isteyeni, bankayı, belediyeyi etrafına dizerek çoğu yatırım amaçlı pahalı rezidanslar, konutlar ürettik ve bugünlere geldik.

Bir yandan yüzbinlerce pahalı konut stoku diğer yanda yüzbinlerce ucuz konut ihtiyacı… Şimdi TOKİ 81 vilayette %10 peşinatla ayda 894 ₺ taksitle 240 aya varan vadeyle sosyal konut üretecek. Dikey mimari yerine yatay  mimari 2+1 brüt 7585 m2 ile 3+1 brüt 100 mt projelendirilecek.

Son derece yerinde bir adım. Ancak sadece TOKİ yetmez, özel sektörün de işe girmesi şart. Bunun için ev sahibi olmak isteyeni merkeze alıp, bankayı, belediyeyi, kamuyu, müteahhidi onun etrafına dizerek çözüm aramak gerekiyor.

Belediye ucuz arsa üretebilmeli, banka uzun vadeli düşük faizli kredi verebilmeli, kamu, sosyal konut politikalarını desteklemeli ve müteahhitler, yatırımlık değil oturumluk konut üretmeyi iş edinebilmeli. Sosyal konut döneminde bize gereken yeni zihin yapısına sahip müteahhit, bankacı belediyecilerdir.

UCUZA ‘EV’LENEBİLECEK MİYİZ?

DEVAMINI OKU