Ormanların sahibi kim?
SAHİPSİZLİK FELSEFESİ:
‘Herkese ait olan, aslında hiç kimseye ait değildir.’
Herkes ancak kendine ait olana özen gösterir.
Ormanlarımız herkesin malıdır.
Bu yüzden kimse sahip çıkamaz.
Balta, kibrit, keçi, parazit eritir.
Bugün ormanlarımız, ülke ekonomisine neredeyse hiçbir katkı sağlamıyor. Her yıl %1.5’ini heyelan, erozyon kurban alıyor. Yılda 330 bin hektarlık alan, tarla, imar açmak için yakılıyor veya orman tanımı dışına çıkarılıyor.
Burada kritik soru; ormanlar kime ait olmalı? Ormanı, yangından, erozyondan, bitki kültürü dejenerasyonunda koruyamayan devlete mi? Yoksa ormanı işleyen, ürününü ihraç eden orman köylüsüne mi? ‘
Orman, kamunun ortak malıdır. El sürülemez, buradan ağaç kesemez, mülkiyeti devredilemez.’ Yasa böyle diyor da ormanlar eriyor. Şu anda Kaçkar yaylalarındayım. Manzara şu;
Köylü, ihtiyacını kaçak göçek karşılıyor. Hasta ağaçları ormancı kesmiyor, köylüler de kesemiyor. Ağaç kurutan hastalık ormanı giderek kaplıyor. Ormanda yere düşen ağacı dahi alamazsın. Hastalıklıyı kesemezsin.
Ormanın içinde ormana hasret. Ormanla yasak aşk yaşarsın. Oysa köylüsüne emanet etsek, gelişmesinden köylüyü sorumlu tutsak, sahipsizlik felsefesine gömmesek?
ORTAK MALIMIZ ORMANI KORUYABİLİYOR MUYUZ?
DEVAMINI OKU