10 yıl sonra ekonomi

NEREYE DOĞRU YOL ALIYORUZ?

1-Şimdiki zihin yapımızla ligden düşeceğiz

2-Potansiyellerimize odaklanırsak;

3-10 yıl sonra ancak 15’nci ekonomiyiz

4-Yönetim anlayışımız; çıkmaz sokak

5-Kaynak değil, idrak sorunumuz var

Bundan 10 yıl sonra Türkiye ekonomisinde neler olabilir?

Aslında geleceğe yönelik tahmin yapan kurumların bir fikri var.

Misal İSO’nun 7’nci Sanayi Kongresi’nde Goldman Sach araştırmasını aktaran Dr. Peter Cornelius, 2035’te dünyanın 9’ncu ekonomisi olabileceğini anlatıyordu; ‘Ülkenin insan kaynağı, coğrafi konumu, dinamizmi, enerji koridorları üstünde yer alması ve doymamış pazarlara yakınlığını iyi kullanabilirse…’

Ancak bu sunum 12 yıl önceydi ve bizler bu fırsatı harcadık.

Benim 10 yıl sonrasına yönelik tahminim;

Eğer zihin yapısı farklı bir yönetim üretebilirsek, 15’inci büyük ekonomi olabiliriz.

Fakat şimdiki zihin yapısı devamı iktidarlar eşliğinde, orta gelir grubundan bir alt kümeye düşeceğiz.

Bu da kalıcı yoksulluk demektir ve ülkemizin çok değerli dinamizmini harcayacağımızı gösterir.

Ülkemizin %5’i Cambridge düzeyinde ancak %85’i Bangladeş düzeyi eğitim yapısıyla varacağı daha iyi gelecek göremiyorum.

Şu anda patinaj yaptığımız orta gelir tuzağı bizi eritecektir.

        DAHA İYİ BİR TÜRKİYE SİZCE MÜMKÜN MÜ?

DEVAMINI OKU

KDV reformu şart

KDV SATIŞ VERGİSİ OLSUN
Batı’da satış vergisi ama bizde sanayiciye yük haline geldi.
Oysa üretim desteklenmeli.
KDV; satışta tüketici vergisi olarak dönüştürülmeli.

Katma Değer vergisi, hayatımıza girdiği 80’li yıllarda her birimizi adeta vergi müfettişi yapmış; ‘1 alışveriş 1 fiş’ sloganını dilimize dolamakla kalmamış devletin vergi geliri artmıştı. Ancak o dönemden bu yana güncellenmedi, üretim vergisi haline geldi.

Dün İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ile medya sanal buluşmasında ona KDV’nin reforma ihtiyaç gerekçelerini sordum. KDV konusu 1980’li yıllarda hayatımıza girdi. Önce tüketici vergisi dendi.

KDV, AB tarafından kazıklanmış bir vergi modeli. Çünkü bir üretim vergisi. Açık şekilde söylüyorum. Finansman gibi pahalı ve zor olan bir enstrümanı KDV ile devlete fon olarak çekiyorsunuz.

Sanayiden KDV yoluyla vergi transferi adı altında bir fon transferi yapılıyor. Desteklenmesi şart sektör, bir fon sağlıyor. Bu vergi, adeta geri dönmeyen bir şekilde sizden çekiliyor. Uzun yıllar geri ödenmeden devlet kasasında kalıyor.

Yatırım yaparken KDV, alırken KDV. Oysa organize perakende geliştiği ortamda satış vergisi haline  getirilebilir.

BATI, KDV’Yİ NASIL UYGULUYOR?

DEVAMINI OKU