Krizden çıkış zamanı

5 AŞAMADA KRİZDEN KURTULMAK

1-‘Devlet malı deniz yemeyen domuz’ deme

2-Ürettiğinden fazlasını tüketme

3-Kazandığından fazlasını harcama

4-Enflasyon külfetini herkese eşitçe dağıt

5-Çalma, çırpma, liyakati göreve getir

Ekonomi, enflasyon pençesinde kıvranıyor.

Her ne kadar adına ekonomik kriz denmese de ağır koşullar altında halk yaşamaya çalışıyor.

Gelir dağılımı bozulmuş, dar gelirliler açlığın sınırına dayanmış iken daha ağır kriz şartları yolda.

Üst üste 2 çeyrek küçülünce, ekonomik kriz resmileşecek.

Ancak bu noktaya varmadan kriz havası dağılabilir mi?

Elbette… Bunun için ekonominin ehilce yönetilmesi gerek.

Enflasyonu tetikleyen kurun ‘garanti’ ile ve maliyetli freni yerine piyasalara güven veren yönetimle bunu yapmalıydık.

Enflasyonla mücadele ise asıl tedavi olmalıydı fakat seçim sürecindeki hükümetin bunu yapması, ekonomi açısından doğru olsa da siyaseten ‘kamikaze intiharı’ sayılıyor.

Hal böyle olunca kriz sürecinden çıkış; seçimden sonra gelecek olan iktidara kalıyor ve onların da yapacakları belli; Kendine IMF olmak

Yani; acı reçete, ücretleri dondurmak, zamları otomatiğe bağlamak, faizi olağanüstü artırmak, popülizme son vermek, kemer sıktırmak, emekli, memur, işçiye zor zamanlar yaşatmak ve devlet malını müsrifçe kullanmamak.

      SİZCE BU İKTİDAR KRİZİ ÇÖZEBİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Ölmüşe acı ilaç mı?

ACI İLACI KİM İÇSİN?

Ekonomi, krizin ve salgının çapraz ateşinde…

Şimdi acı ilaçtan söz ediliyor.

Ancak acı ilacı önce kim içmeli?

Elbette bu ilacı hazırlayanlar…

Halkın acı ilaç içecek hali kalmadı.

Ekonomide yönetim değişikliğinin getirdiği olumlu hava devam ediyor. Faiz kararı ardından Merkez Bankası’na güven arttı. Şimdi sıra sözü verilen ekonomik reformlarda.

Cumhurbaşkanı, reform yanı sıra acı reçeteden söz etti.

Acı reçete; acı ilaçları kapsar. Önceki krizlerde öylesine çok içtik ki yeni acı ilaçları halkın midesi kaldıramayacak.

İnsansız ekonomi isteyen IMF’nin reçetelerindeki ilaçlar belli idi; zam, kemer sıkma, düşük maaş, bastırılmış ücret

Salgın yüzünden işini kaybetmiş, krizde aşını yitirmiş, milyonlarca insanlara acı ilaçları içirmeye kalkamazsınız.

Eğer acı ilaç kaçınılmaz ise buna en fazla ihtiyacı olan, kamunun bizzat kendisidir. Savurganlığı, bitmez tükenmez israfı, gereksiz yatırımlara milyarlık harcamaları vs…

Önceliği olmayan alanlara kaynakları gömme yerine bunları üretken alanlara harcamayı düşünmeli kamu… Kepçeyle saçtığı kredileri kaşıkla toplama sürecinde zaten ölmüş olan aile bütçelerine yeni yükler getirmek, düşünülmemeli bile…

        SEVGİLİ KAMU, ACI İLACI ÖNCE SEN İÇSEN?

DEVAMINI OKU

Ekonomiler küçülecek

İHTİYAÇLAR KISITLI İSTEKLER SONSUZ
#Korona Korona bize gerçeği hatırlattı.
Ülkeler şimdi #küçülme hesabında.
Daha az #talep ekonomilere şekil veriyor.
Yeni normalde büyüme yarışı yerini;
#kalkınma gayretine bırakacak.

Dünya böylesine büyük felaketi uzun süredir yaşamadı. Her ülke, korona salgınıyla birlikte doğan ekonomik maliyetleri karşılamak zorunda.

1929 Büyük Buhran, 1974 petrol krizi, 2008 küresel kriz ve dünya savaşları… Her birinin ekonomi üzerindeki etkileri dramatik boyutta olmuştu. Ancak şimdi çok daha büyük bir ekonomik yıkım söz konusu…

İnsanların talepleri, kalıcı olarak azalıyor. Harcama yerine tasarrufa yöneliyoruz. IMF, Dünya Bankası, düşünce kuruluşları, daha az harcama neticesinde; ülke ekonomilerinde 2020’de çift haneli küçülme rakamları bekliyor.

Ancak koronanın tedavisi için henüz kalıcı yöntem bulunmuş değil. Bundan 2 ay önce ekonomiler 1 puan küçülür derken şimdi %10-15 küçülme tahmini yapılıyor. Fakat daha şimdiden sosyal etkileri de hesaplandığında dünya ekonomisinin üçte bir oranında geri gideceği söyleniyor.

Büyüme rakamları yerini küçülme oranı hesabına bıraktı bile. Rekabet artık, daha az hasarlı olmak üzerinden yapılıyor. Korona geçse bile talep eğrisi eskisi gibi olmayacak. 

KORONA SENİ NE KADAR KÜÇÜLTÜR?

DEVAMINI OKU