Yasalarla aldatma

YASAL AMA HELAL Mİ?

1-Yasalar ve piyasa şartları ne olursa olsun,

2-Gayriahlaki iş ve uygulamalar kabul edilemez.

3-Helalleşmek;

4-Dava kazanmaktan daha üstündür.

5-Çünkü her yasal hak; helal değildir…

Asıl olan, hakkın helal edilmesi olmalıdır.

Asıl olan helalleşmek olmalıdır.

Helalleşmek, mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır.

Alev Alatlı böyle diyor; ‘Çünkü her yasal hak, helal değildir ve olamaz.’

Misal; imar ruhsatı almış bir müteahhit, şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama helal değildir.

21’inci Yüzyılın en yaman toplum projesi, helal olanı, yasal olanla örtüştürmektir.

Seçimle gelen ve yasal yetkilerle donatılmış bir siyasetçi düşünün, bu kişinin kısa sürede ve anormal bir şekilde zenginleşmesi, parayla oynar hale gelmesi belki yasalara uygun olabilir ama helal midir?

Bir işadamı düşünün, vergi ödememek için, yeminli yeminsiz mali müşaviriyle yasaların boşluklarını sonuna dek kullanır.

Sonra da vicdanını rahatlatmak için devlete okul bile yaptırır ama helal midir?

Bir belediye başkanı, meclis üyesi hepsi yasal imar ruhsatlarıyla dere yatağına bina yaparlar, bunların tümü yasal olabilir ama helal midir? Helal ile yasal olanı karıştırıyor olmayasın?

ÇAKTIĞIN KAZIK YASAL OLABİLİR AMA HELAL Mİ?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Hukuk varsa hayat var

HUKUK; SEN NE İYİ ŞEYSİN

1-Hukuk reformu, hayatın en büyük ihtiyacı.

2-Hukukun olmadığı yerde;

3-Demokrasi de ekonomi de gelişemez.

4-Hukuk temelli yapısal reformlar bizi,

5-Orta gelir tuzağından kurtarır.

Türkiye’yi; orta gelir ve orta demokrasi tuzağından kurtaracak reformların başında hukuk geliyor. Aslında yeni yasalardan ziyade mevcutların iyi işletilmesine ihtiyaç var. Adalet hizmetinin hızlı ve kaliteli verilmesine ihtiyaç var.

Hukuk yoksa, ne hayatın akışını, ne devletin işleyişini ne de ekonomiyi düzenleyemiyorsunuz. 

Hukuk reformu kim için?

HALK; Zorba, hak yiyen kural tanımayana direnebilecek.

KADIN; Kadına şiddet uygulayanlar cesaret bulamayacak.

ÇOCUK; istismarcıları elini kolunu sallayıp dolaşamayacak.

İŞÇİ; iş kazasına göz yuman mevcut sistem düzeltilecek.

PATRON; bilecek ki girişimlerinin üzerine çökülmeyecek.

YATIRIMCI; geleceğe dair güven odaklı plan yapabilecek.

YABANCI; kârından, yatırımından, malından emin olacak.

TRAFİK; yollarda motorize haydutların hakimiyeti bitecek.

KOBİ; rekabet, gücü gücü yetene anlayışından uzaklaşacak.

MAHKEMELER; daha hızlı, adil, faydalı karar verebilecek.

ENGELLİLER; onları istismar eden alanlar temizlenecek.

BİZLER; daha iyi ve mutlu Türkiye’de yaşıyor olacağız.

İyi de biz zaten hukuk reformu yapmamış mıydık? Adına reform dediğimiz şeyden, yeni anayasa talebi çıkmıştı.

Hukuk alanında reformun adı hep var oldu ama kendisi yok.

    SENİN DAHA İYİ HUKUK TALEBİN YOK MU?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Hak yiyerek oruç açılır mı?

AŞİRET DEVLETİ DEĞİLİZ Kİ

1-Çakarlı araçlar çoğaldı.

2-Trafikte imtiyazlı sınıf doğdu.

3-Belki yasal ama helal midir?

4-İftara yetişmek için hak yemek olur mu?

5-Trafiği durdurup yol almak ayıp değil mi?

Yer; Dolmabahçe. İftara dakikalar var. Trafik adeta kilit.

Taksim’den Beşiktaş’a doğru araçları sağa sola savuşturan bir ekip arabası ve arkasından gelen çakarlı çakarsız en az 15 araç.

Aralarında transfer minibüsleri, en arkada ise ambulans dahi var.

Belli ki filanca bakanı ya da çok önemli kişiyi iftara yetiştiriyorlar.

Ama bir sorun var; trafikteki araçları durmaya zorlayıp, hatta stadın önünde karşı yönü de işgal edip ilerliyorlar.

Plakalara bakıyorum; polis aracı ve ambulans dışındakiler sivil plaka.

Çakarları, kornaları, tehditkar el işaretleriyle diğer araçları dura zorlayarak ilerleyip, gözden kayboluyorlar.

Sorum şudur; acaba bu bakan veya bakmayan, her kim ise, trafikteki insanların hakkını yiyerek açacağı orucun Hak nezdinde makbul olduğunu mu sanıyor?

Aşiret devleti görüntüsünde bu davranışın hangi makul, vicdani, dini ve medeni izahı var?

İmtiyazlı kesimlerin, cakasından, çakarından geçilmez ise bu nasıl bir adalettir?

Bu ilkelliğin izahı sizce nedir?

    SİZCE HAKLA ÇELİŞKİ, HALKLA İLİŞKİ MİDİR?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Nasıl gelişeceğiz?

ERDEMLİ İNSANIN 5 ÖZELLİĞİ

1-Daima ‘Ben ve Öteki’ ayırtındadır

2-Haklarını sorumluluklarıyla çerçeveler

3-Güç verince zalimleşmez

4-Güçten düşünce yozlaşmaz

5-Vicdanı; terazisi, ahlakı; denetimcisidir

Eleştirmezsek? Sorunları görmezden gelirsek, yokmuş gibi yaparsak, zarar veririz diye düşünürsek, nasıl gelişiriz?

Elbette gelişme; yanlışları dile getirerek.. Sorgulayarak

Şeref haysiyet denilen kavramlar var. İnsan; ‘hayır bu yanlıştır’ diyebilmeli. ‘hatalıyım’ demek de yetmez; bu hatanın itirafı, yapılan yanlış davranışı haklı çıkarmaz.

Nasıl gelişeceğiz? Elbette onurlu bir duruş sergileyerek…

Nasıl mı? Onur testini uygulamak çok basittir aslında;

1-Güç vereceksin, 2-Güçten düşüreceksin. Her iki halde dahi karakter erozyonu yaşamıyorsa, onurlu insandır o.

Nasıl gelişeceğiz? Ben ve öteki ayırtında ötekine bakışı iyileştirerek…

Ötekine bakış; bir kültürdür. Ötekine henüz fethetmediğin arazi diye bakarsan; istilacı tür olursun.

Ötekine ‘o da var’ diye bakarsan, onun sınırlarının olduğu yere kadar gidersin ancak…

Kadın cinayetlerine bak; ‘O benim malımdır’ bakışı tetiklemiyor mu kadına şiddeti…

İsteklerine arana; etik değerlerini koy ki gelişebilesin…

         GELİŞEN MİSİN YOKSA ÇELİŞEN MİSİN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Yasalarla aldatmak

DAVAYI KAZANDIN AMA MÜŞTERİYİ KAYBETTİN

1-Yasaları eğip büküp,

2-Kendi çıkarı için kullanan,

3-Yasal ama etik dışı firma modelleri;

4-Eninde sonunda her yerde kaybedecek.

5-Unutma; her yasal hak helal değil.

Teknolojide ve iş yapma kültüründe yaşanan gelişmeler; müşteriyi “varlık sebebi” ve işini “ibadet” sayan yaklaşımın; sürdürülebilir ve kazandıran bir tutum olduğunu gösteriyor.

Neticede, “etik” olmak; ahlaki duyarlılıktan öte, ekonomik mantığı olan bir davranış…

Müşteriyi yasayla koruduğumuz geçmiş yıllarda, kurnaz işadamları; yasaların ardından dolaşıp, hukuken haklı çıkacak dümenler peşindeydi. Sonuçta kaybettiler…

Çünkü değişen rekabet koşullarında seçenekleri artan müşteri, bir başkasını tercih ederek; bu, kanunen haklı fakat etik olarak dökülen firmaları; sildi süpürdü.

Reklamlarıyla “kafa karıştıran”, kampanyalarıyla müşterisini “aldatan”, yalan söylemese dahi “doğruyu saklayıp” müşterisine tuzak kuran kurnazlar hala var fakat hayatları giderek zorlaşacak gibi görünüyor.

Müşteriyi “firmamızın parasını cebinde taşıyan insan” diye tanımlayan etik dışı zihin yapısındakilerin kaybedeceği bir dönem geliyor zira…

KURNAZLIK MAHARET MİDİR?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Suçlu haddi aşandır

İSTEK İLE İHTİYAÇ FARKI

1-İsteklerin genelde sonsuzdur

2-İhtiyaçların ise daima sınırlıdır

3-Sınırlı kaynakla sonsuz istek karşılanmaz

4-Haddini aşan er geç zıddına döner

5-Suç; had ve hak sınırında oluşur

Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Suçlarsın, kurtulursun. İspat külfetini suçladığına yıkarak… Bu hale gelmiş toplum, çürümüştür ve suçlu üretmeye başlamıştır.

Zaten çoğu suçlar, yasanın tanımından oluşur. Suçların özüne inilirse fark edilebilir ki en büyük suçlar, zaruri olanı değil, fazla olanı elde etmek için işlenenlerdir.

Açlıktan dolayı ekmek çalan Sefiller’in baş kahramanı Jan Valjean’ı ölesiye izleyen sistemin adamı Javert, vicdanı bu ağır vicdani yükü kaldıramadığı için kendini cezalandırıp canına kıymıştır.

Yasası bol ulusların suçluları da bol olur. Hele ki toplumun çürüme döneminde ortalık yasadan geçilmez.

Yasa koyucu, güçlüler hukukunu devreye almış, hukukun gücünü ortadan kaldırmıştır.

Neticede suç; vicdanın hükmüdür. Yasanın hükmü, cezadan yola çıkarak suçu tanımlayacaktır. Toplumu dönüştürenler, ilerletenlerin tümü, başardığı için kahraman olmuştur.

Topluma karşı çıkanların suçu; başaramamışlıkları olacaktır. Tıpkı Hammurabi’nin çaldığı için değil de yakalandığı için suç saydığı gibi.

Haddini aşan zıddına döner.

          HADDİNİ VE HAKKINI AŞANLARDAN MISIN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Alın teri kurumadan emeğin hakkını ver…

EMEĞİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Nimeti hak ediştir

2-İş başarandır

3-Zaman değirmenidir

4-Bedeni, zihni yorgun bırakır

5-Hakkını almazsa daima sorundur

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Bu söz, toplumsal barışın korunmasına dair bilgeliği sunar bize.  

Emeğin kaynağı, bilinçli eylemdir. Bilinç amacı, eylem ise gayreti simgeler.

Emek, yorgun bırakır. Emek, kalori tüketir. Emek, zaman değirmenidir.

Emek; vücudun her azasında olandır. Herhangi bir aza, bedeni hayatta tutma amacının gerektirdiği emeği göstermez ise, sorun çıkar.

Emeği genelde pazularla ilişkilendirsek dahi vücuttaki 2 ortam, kafile başı olur. 1-beyin, 2-kalp

Uykuda tüm diğer organlar düşük yoğunluklu emek moduna geçse dahi bu ikisi sürgit çalışmak zorundadır.

Rüyada dahi beyin yoğun emek harcar. Kalbin bir saniyelik molasına, kalp krizi deriz.

Neticede emek, ödülün hakkedilmişidir. Ganimetten farkı, emek oluşturmuştur. Uğruna emek verilmemiş her kazanç, kolay harcanasıdır.

Emeksiz yemek olmaz. Olsa da her öğün olmaz.

Emeğin hakkını anında ver…

        EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALABİLİYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Sorumluluğunu öteleme

5 SORUMLULUK BİLİNCİ

1-Haklarının farkındasın

2-Görevinden kaçmazsın

3-Yetkilerinin hakkını verirsin

4-Verdiğin söze sahip çıkarsın

5-Kurnaz değil adil olursun

Toplum, sorumluluk öteleyeni affetmez.

Sorumluluk; bireyin üstlendiği, yapmak zorunda olduğu, yürütmekle görevli kılınan, gerektiğinde hesap verebilme hali…

Mesuliyet. Mesul olma durumudur. Sorumluluk, külfettir. Nimeti tanımlı külfettir.

Karşılığında onay para, mevki, aidiyet alırsın. Çoğu kişi ya yetkisizlikten veya konfor ya da ahlak zaafından ötürü, sorunu; kendi sorumluluk alanının dışına iter.

Çevre için sorumluluklarını yerine getirmez ve “zaten iklim değişikliği” diyerek sorunu kendi dışına atar. Fakat toplum, sorumluluklarını öteleyenleri, bir şekilde cezalandırır.

Ya yetki ve haklarından mahrum ederek veya toplumdan tecrit ederek…

Neticede sorumluluk; hayata karşı taşıdığımız görevler manzumesi, sözleşmesidir.

Hak talebinde olanın sorumlulukları reddetmesi söz konusu olamaz. Olursa; toplumsal sözleşmeleri ihlalden sorumlu tutulacaktır. 

Sorumsuzlar er veya geç sorun olacak ve yetkileri budandığı gibi haklarından da mahrum kalacaklardır.

       SEN SORUMLULUKLARININ FARKINDA MISIN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Vazifeni yapar mısın?

GÖREVİN 5 FONKSİYONU

1-İşbirliği ve iş bölümü sağlar

2-Toplum refaha yönelir

3-Hak ve sorumluluk dengelenir

4-Uygarlığı geliştirir

5-İnsanı, toplumu terbiye eder

Vazifeni bilmek ve yapmak mutluluktur.

Vazife; görev, ödev demektir. Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir. İnsanın başkalarından beklediği şey sanıp kendinin yapmayacağını sandıklarıdır.

Oysa hayat, emir-komuta zinciriyle yürümüyor. Herkesin, her kesimin uygarlığa, topluma, ailesine ve kendisine karşı yapacağı görevleri, ödevleri vardır.

Kaldı ki vazife; büyük bir şey yapmak değil, gerekeni yapmaktır. Herkesin herkes karşısında görevleri vardır.

Halbuki hiç kimsenin doğrudan doğruya hiçbir hakkı yoktur. İnsandaki vazife duygusu en büyük terbiyeci güçtür.

Zengin ülkeler, vazife tanımının düzgün yapıldığı ve ödevlerin yerine getirildiği için zengin…

Yoksul ülkelerde görev bilinci gelişmemiştir. Nimeti alıp külfeti öteleme pratiği vardır, kurnazlık genel kültürdür.

Şirketin vazifesi, ürettiği ürün veya hizmeti sağlamasıdır.

Liderin görevi, izleyenlere vadettiği refahı, huzuru, işi, aşı sağlamasıdır.

İşçinin görev tanımı bellidir de yöneticinin vazifesi, emretmek değil, görevleri çalışana sevdirmektir.

        SEN VAZİFELERİNDEN KAÇANLARDAN MISIN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU

Kötüye kullanma!

KÖTÜYE KULLANMANIN 5 ZARARI

1-Toplumu çürütürsün

2-Adaleti zedelersin

3-Zalimleşirsin

4-İtibarını yitirirsin

5-Değiştirilirsin

İyi niyeti istismar eden insanlık düşmanıdır.

İyi niyeti kötüye kullanma. Yetkiyi istismar etme, Görevi kötüye kullanma… Peki, kullanırsan ne olur? Zarar verirsin. Hak yemiş olursun, adaleti zedelersin, toplumu çürütürsün.

Her yetki, sorumlulukla dengelenmelidir. Hak ve özgürlük aynı zamandan bunların sorumluluğunu da taşımalıdır.

Bulunduğu makamı kötüye kullanan, koltuğunu kullanarak haksız kazanç elde eden, elindeki yetkiyle çıkarı için insanlara zulmeden, sahip olduğu imkanları menfaati için kullanan kötüler, toplum hayatımızın en büyük riskleridir.

Güveni kötüye kullanma; muhafazası veya belirli bir şekilde kullanılması için kendisine kullanım hakkı devredilen malı devralan şahsın, bunu devri amacı dışında kendisinin veya başkasının yararına olarak malı, yetkiyi kullanması veya bu imkanı devri olgusunu inkar etmesidir.

Mademki yetki bende, asarım keserim, satarım, soyarım, yıkarım, dilediğimi zengin eder dilediğimi hapsederim diklenmeleri, kötüye kullanımın en yaygın ve en zarar verici halleridir.

         YETKİLERİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR MUSUN?

twitterpinterestlinkedinrssby feather
DEVAMINI OKU