Bilgi yoğun cehalet

ÇER ÇÖP BİLGİDEN UZAK DUR

1-Ortada bilgiden ziyade bilgisizlik varsa,

2-İnternet sayesinde;

3-Bilgisizliği örgütlersin.

4-Teknolojiyi cehaletin emrine verdiğinde;

5-Daha donanımlı ilkellikler elde edersin.

Nitelikli bilgi, asla ortalıkta değil.

Sıradan değersiz bilgi ise hemen her yerde bizimle

Misal Internet’te, birbirinin neredeyse kopyası fikirler, bilgiler, düşünceler, uçuşup duruyor.

Eğer daha önce o konuda siz de bir şeyler üretmişseniz, bunları da aynı yerlerde buluyorsunuz.

Peki işe yarıyor mu?

Pek sanmıyorum.

Neticede ortada çok fazla bilgi dolaşsa da “nitelikli bilgi” son derece az. Bir başka sıkıntı, işe yarayacak bilgi arayışındaki süreçlerin tuzaklarla dolu olmasında yatıyor.

Kendiniz bile üretmiş olsanız, karışınıza çıkan bilginin referanssızlığı yüzünden kafanız karışabiliyor.

Eskilerin bir sözü vardır; “köyün girişinde uydurduğun yalana, köyün çıkışında seni de inandırırlar”.

Sizin “yeterince referansı olmayan” ham bilginiz, bir süre sonra, diğerleri tarafında da kullanılınca, siz de bu “ham bilgiyi”, eskisinden daha “nitelikli (!)” sanıyorsunuz.

Oysa başkasının kopyalaması bilginize nitelik kazandırmıyor sadece “daha yaygın” hâle getiriyor.

  NİTELİKSİZ BİLGİ SENİN İŞİNE YARIYOR MU?

DEVAMINI OKU

Bilgi yoğun cehalet

ÇER ÇÖP BİLGİDEN UZAK DUR

1-Ortada bilgiden ziyade bilgisizlik varsa,

2-İnternet sayesinde;

3-Bilgisizliği örgütlersin.

4-Teknolojiyi cehaletin emrine verdiğinde;

5-Daha donanımlı ilkellikler elde edersin.

Nitelikli bilgi, asla ortalıkta değil. Sıradan değersiz bilgi ise hemen her yerde bizimle

Misal Internet’te, birbirinin neredeyse kopyası fikirler, bilgiler, düşünceler, uçuşup duruyor.

Eğer daha önce o konuda siz de bir şeyler üretmişseniz, bunları da aynı yerlerde buluyorsunuz.

Peki işe yarıyor mu? Pek sanmıyorum.

Neticede ortada çok fazla bilgi dolaşsa da “nitelikli bilgi” son derece az.

Bir başka sıkıntı, işe yarayacak bilgi arayışındaki süreçlerin tuzaklarla dolu olmasında yatıyor.

Kendiniz bile üretmiş olsanız, karışınıza çıkan bilginin referanssızlığı yüzünden kafanız karışabiliyor.

Eskilerin bir sözü vardır; “köyün girişinde uydurduğun yalana, köyün çıkışında seni de inandırırlar”.

Sizin “yeterince referansı olmayan” ham bilginiz, bir süre sonra, diğerleri tarafında da kullanılınca, siz de bu “ham bilgiyi”, eskisinden daha “nitelikli (!)” sanıyorsunuz.

Oysa başkasının kopyalaması bilginize nitelik kazandırmıyor sadece “daha yaygın” hâle getiriyor.

NİTELİKSİZ BİLGİ SENİN İŞİNE YARIYOR MU?

DEVAMINI OKU

280 karakterle bilim insanı olmak imkansız

ENFORMATİK CEHALET

1-Sizi bilmem ama ben kendimi her geçen günde,

2-Daha da cahil hissediyorum.

3-Okudukça cehaletim artıyor.

4-Cehalet tahsil ediyor gibiyim.

5-Bilmem gerekenleri daha fazla fark ediyorum.

Twitter 140 karakter limiti 280’e çıkarılınca mesajların uzunluğu daha da kısalmış ama atılan twit sayısı artmış.

Soru şu; 280 karakterle bilim olur mu? Olmaz tabii ki…

Olsa olsa malumatfuruşluk olur ki bu da insanı ‘yarım porsiyon aydın’ yapar. Münevver değil

Günde 5 saat televizyon ve internetle meşgul iken yılda ancak 10 saat kitap okuyarak uygarlık mirasımızın hakkını veremeyiz.

Bildiğim şudur; arama motoru ile 280 karaktere sığdırılmış aforizmalarla gerçek bilgiye sahip olunmaz.

Gün bitmeden değerini yitiren bilgiyle zamana meydan okuyan eserler verilemez.

Bilgi için daha fazla emek harcamak gerekir. Yüzeysel bilgi bilim için yetersizdir.

Derinleşmek ise daha fazla okumak, daha nitelikli bilgi talebiyle olur.

Cebimize akan bilgiyle alim değil, sosyal medya fenomeni olursunuz.

O da ertesi güne kalmaz. Buna enformatik cehalet diyoruz.

         BİLİM İNSANI OLMAYI DÜŞÜNÜR MÜYDÜNÜZ?

DEVAMINI OKU

280 karakterle bilim insanı olmak imkansız

ENFORMATİK CEHALET
Sizi bilmem ama ben kendimi her geçen gün daha da cahil hissediyorum.
Okudukça cehaletim artıyor.
Cehalet tahsil ediyorum.
Bilmem gerekenleri daha fazla fark ediyorum.

Twitter 140 karakter limiti 280’e çıkarılınca mesajların uzunluğu daha da kısalmış ama atılan twit sayısı artmış.

Soru şu; 280 karakterle bilim olur mu? Olmaz tabii ki…

Olsa olsa malumatfuruşluk olur ki bu da insanı ‘yarım porsiyon aydın’ yapar. Münevver değil… Günde 5 saat televizyon ve internetle meşgul iken yılda ancak 10 saat kitap okuyarak uygarlık mirasımızın hakkını veremeyiz.

Bildiğim şudur; arama motoru ile 280 karaktere sığdırılmış aforizmalarla gerçek bilgiye sahip olunmaz. Gün bitmeden değerini yitiren bilgiyle zamana meydan okuyan eserler verilemez. Bilgi için daha fazla emek harcamak gerekir.

Yüzeysel bilgi bilim için yetersizdir. Derinleşmek ise daha fazla okumak, daha nitelikli bilgi talebiyle olur. Cebimize akan bilgiyle alim değil, sosyal medya fenomeni olursunuz.

O da ertesi güne kalmaz. Buna enformatik cehalet diyoruz.

         BİLİM İNSANI OLMAYI DÜŞÜNÜR MÜYDÜNÜZ?

DEVAMINI OKU