Gülümse Korona çekiyor :)

MASKESİZ ARKADAŞ POZ VER;

TURKUAZ TABLODASIN ARTIK

Sosyal mesafeyi takmayan,

Kongrede hoplayıp zıplayan,

Uludağ’da kaynayıp coşan…

Bak; korona seni çekiyor.

Artık işin rengi değişti, geçmiş olsun.

Hey sen! Maskesiz dolaşmayı marifet sayan, ekrandasın.

Hey sen! Kongrede kaynayıp coşan, gülümse, ekrandasın.

Hey sen! Sosyal mesafe tanımayan genç, bak seni çekiyor.

Hey sen! Uludağ’da hoplayıp zıplayan, objektife poz ver.

Marifet mi  bilmem ama Turkuaz tabloda yerini aldın bile.

İnsanın bire bir yakınının başına gelmedikçe hiç birimimiz Covid virüsünün neleri yapmaya muktedir olduğunu dahi bilemiyoruz.

Hele ki kendi başımıza gelmeyince tam olarak anlamak çok zor. Sağlıkçıların maskeden şişmiş yüzlerini artık göstermiyoruz.

Entübe hastaların çektiği ıstırabı, ciğerleri iflas etmişin iniltilerini duymuyoruz.

Akşam ekranda sağlık uyarılarını sanki bize ait bir öykü değilmiş gibi dinliyor, koronaya giderek daha da yabancılaşıyoruz.

Oysa Korona bir gerçek, pençesine düşmeden yıkıcılığını tahribatını anlayamıyoruz.

Ancak korona gelip bizi bulunca ambulansların iç dizaynını, hastane odalarının gerçeğini, sağlıkçıların hakkı ödenmez fedakarlıklarını öğreniyoruz.

BANA BULAŞMAZ’ DEMİŞTİN, BULAŞTI MI YOKSA?

DEVAMINI OKU

Uzaktan mobbing

EVDE ÇALIŞANI BEZDİRMEK

Mobbing virüsü koronadan beter.

Pek çok iyi patron çalışanına sahip çıkarken

bazı iblis yöneticiler bezdiriyor.

Kadın çalışana; ‘arkadan çocuk sesleri gelmesin.’

Odaya mı kilitlesin?

Kurt dumanlı havayı, işyeri iblisleri de koronayı beklermiş.

Salgın sürecinde çalışanını ücretsiz izne postalamak hatta mümkünse istifaya zorlamak için mobbing (bezdirim) yapan yöneticiler vardı. Gerek finans kesiminde gerek üretimde duran işleri fırsat bilip çalışandan kurtulmak isteyenlerin şeytani yöntemlerinin sonu gelmiyor.

Geçenlerde bankacı biri sıralıyordu; Hiçbir şey olmaz, işimize bakalım, aynen devam edelim, presi arttıralım, iş saat 12’de başlıyor ama siz sabah 9’da gelin, öğle arası olmasın, evde çalışıyorsa hiç boş zaman bırakmayalım, hedef yok ama vermiş gibi baskı kuralım, evden çalışanlar telefonla satış yapsın. Yüzlercesi.

‘Evde bıraktığın çocuğun var mı? Endişeli misin?  Uzaktan çalışma şartların elverişli mi? Bunları sormaz mobbingci

Bu arada Korona yüzünden robota bağlayan mobbing üstadı, narsist, bencil, psikopat yöneticiler iyice açığa çıkar oldu.

Göze girmek için çalışanı istifaya, ücretsiz izne çıkmaya zorlayan korona mobbingcilerine patronları dikkat etmeli.

MOBBİNG VİRÜSÜ KORONADAN BETER Mİ?

DEVAMINI OKU

Bunca eziyet niye?

GRAM AKILLANDIK MI?

Koronadan ders çıkarmamız gerekirdi.

Oysa açılalım derken saçılıverdik.

Yeni normal oluşamadan eski normalimize dönüverdik.

2. dalga geldi. Gram akıllandık mı? Hayır!

‘Zannederdik servet ile rahat artar

Umardık ki rahat ile taat artar

Bulduk bir ehli tahkik sorduk hakikatinden

Dedi; Servetle gaflet, rahatla illet artar.’

Şairi meçhul bu dörtlük diyor ki; rahat ile illet artar. Konfora düşen kişinin sorunları çoğalır.

Mücadele, sağlıklı kalmanın bildik yöntemi…

Söylemek istediğim şu; 1 Haziran’da resmi açılışı yapılan Korona süreci; bazılarımız hariç çoğumuzu eksi normalin içine getiriverdi.

Olayı; sosyal mesafe & maske üzerinden değil de ekonomi dahil daha geniş çerçeveden okuduğumda gördüğüm şudur; gram akıllanmadık.

Hani isteklerimiz ile ihtiyaçlarımızı ayırt etmiştik?

Hani fazla hırsın bünyeye zarar verdiğini kavramıştık? Hani komşusu açken uyumamak gerekirmiş?

Hani diğerine yardım, kendimize yardımmış?

Görünen o ki rahata erdiğimiz an, illetler artmaya başladı.

   VİRÜS BİLE AKILLANDIRAMIYORSA ÇARE NEDİR?

DEVAMINI OKU

Aynayı tuttum yüzüme

SAHİ, GERÇEK VİRÜS KİMMİŞ?

Aynayı tuttum yüzüme. Kendim göründüm gözüme…

Gördüm ki Korona işin bahanesiymiş;

Ben halimizi düzeltmedikçe dünya düzelemiyormuş.

Dünyayı tüketirken aslında kendimizi tüketiyormuşuz.

Korona, artık kullanışsız hale gelen ezberlerimizi bozdu.

İnancımız bize; ‘aşırıya kaçma’ dedi, kaçtık.

İhtiyacından fazlasına talip olma dedi, olduk.

Eline, diline, beline sahip çık dedi, aldırmadık.

Bencil olma, ötekine saygı duy dedi, tınmadık.

Bir sabah Korona kapıya dayandı, tüm benliğimiz tehdit altındayken, kendimize çekidüzen verme gereğini anladık.

Covid-19; bize haddimizi bildirdi, gerçekleri görebildik:

Gördük ki haddimizi bilince, gezegen daha yaşanılırmış.

Gördük ki silahtan çok sağlık için para harcamalıymışız.

Gördük ki ötekine düşmanlık beslemek gerekmiyormuş.

Gördük ki uğruna onca insanın öldüğü petrol, içilmezmiş.

Gördük ki rahat bırakırsak tabiat düzelebiliyormuş.

Gördük ki şahla geda, başkanla yurttaş, fakirle zengin bir.

Gördük ki hatada ısrar edince ikinci dalga gelebiliyormuş.

Gördük ki yıldızlar yerde yürekler gökte hüzünler serde…

Gördük ki aynada gördüğümüzün halimizi düzeltmeliymişiz.

 SALGIN SENİN HALİNİ NE KADAR DÜZELTEBİLDİ?

DEVAMINI OKU

Antivirüsün var mı?

ACABA KAÇ VİRÜS BARINDIRIYORUM?
Dünya #korona antivirüsü peşinde.
Firmanda işletme virüslerin var mı?
Değer üretmeyen süreçler; senin ölümcül virüslerin aslında. Önce envanter çıkar sonra antivirüsünü geliştir. Yoksa?

Koronavirüs, gezegenin ortak tehdidi… Küreselleşmeyi tersine çevirecek derecede etkili olacağını gördük. Virüs tehdidi geçse dahi pek çok şirket, sektör, ülke ve kurum, Koronavirüs uyarısıyla kendi süreçlerini gözden geçirmek zorunda kalacak. Bize düşen ev ödevlerinden bazıları şöyle;

1– Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. Dünya üretiminin %28’i Çin’de…

2-Kaynak sağlama güvenliği ilk sorun.

3-Kritik stok önem kazanıyor. Elinin altında olmayan girdi, iflasına yol açabilir.

4-Tedarikçilerinin başı dertte ise sen de güvende değilsin.

5– Ucuz emek diye ülkeni terk edersen, kendi ülkenin sosyal güvenlik ayarlarını bozarsın, gittiğin ülke çökünce sen de batarsın.

6– İş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerinin verimliliğini sorgulamak için mükemmel fırsat sunuyor Koronavirüs.

Şimdiden kendi verimsizlik virüslerin için antivirüs üretmeye başlasan iyi olacak. Ekonomiler açılma sürecinde iken acaba senin işletmende kaç ölümcül virüs, pusuda bekliyor? Virüs envanterini çıkarabildin mi?

 FİRMANDA NE ZAMAN VİRÜS TARAMASI YAPTIN?

DEVAMINI OKU

Sen bitti dediğinde

TEDBİR AZALDIKÇA TEHDİT ARTIYOR
Koronadan bıktık fakat #korona henüz bıkmadı.
Oysa çoğumuz bitmiş gibi anında normalleşmiş(!)
Virüs kafada değil bedende bitmeli.
Aşısı bile bulunmadı ki.

Korona tedbirleri kapsamında 10 Nisan’dan beri uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarının olmadığı ilk hafta sonunda İstanbullular, güneşli havada sokaklarda idi. Çoğunun maske kullanmadığı, fiziki mesafe kuralına  uymadığını gördük.

Burada sorun, sen bitti dediğinde Covid19’un bitmeyişidir.

Herkes fazla normalleşmiş görünse de Korona süreci kendi doğal seyrinde devam ediyor. Virüs etkisini azaltmış olsa da pusuya yatmış bekliyor.

Bakan; ‘tedbir azaldıkça tehdit artıyor’ uyarısında fakat dinleyen yok. Bu durum sağlıkçılar için ilave külfetler çıkaracak. Zira takılmayan her maske onlara yeni vaka riski yüklüyor.

Ekonominin açılma süreci de adeta doludizgin… Henüz talep tarafı canlanmamış fakat işletmelere, kapalı kaldıkları ayların acısını, haftalar içinde çıkarmak için adeta yarış halindeler.

Etiketlerini anında değiştirenler, verdiği hizmete zam yapanlar ve henüz az olan müşteriye korona eziyeti yapanlar türedi.

Sen bitti dediğinde bitmiyor oysa. Tedbiri boşlamanın cezası olacak.

      SENİN İÇİN KORONA SÜRECİ SONA ERDİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Korona evcilleştirdi

EVİM EVİM GÜZEL EVİM
Sokağa çıkma kısıtlaması ve evden çalışma;
bizlerin dikkatini evlerimize çevirdi.
Meğer aşçı temizlik meraklısı film müptelası imişiz.
Salgın bitse de bazı alışkanlıklarımız sürecek gibi.

Evde kaldığımız bugünlerde en çok çalıştık. Kalan zamanda dizi izledik, aşçılığımızı ve temizlikçiliğimiz konuşturduk.

Ayda1ERA tarafından 25-28 Mayıs arası iş dünyası temsilcileriyle online yapılan araştırma sonuçları, Covid-19 günlerinde şunları ön plana çıkardı;

Evden çalışmacılık; %72,

Dizi izlemeciliği; %43,

Aşçılık, Temizlikçilik; %39,

Film izlemeciliği; %31,

Hızlı market alışverişçiliği; %29,

Sanal sohbetçilik; %27,

Eşya ayıklamacılık; %23,

Boş oturuculuk; %18,

Online sporculuk; %17,

Bahçıvanlık; %12, Pastacılık; %10,

Kuaförlük; %9,

İşten çalışmacılık; %8,

Yazarlık; %7,

Puzzlecilik; %7,

Ana okulu öğretmenliği; %7,

Öğrencilik %6.

Görünen o ki; korona bizi evcilleştirmiş. Özellikle sokağa çıkma kısıtlaması olan illerde evde zaman geçirme zorunda kalınca, ev hayatının her alanında farkındalığımız arttı.

Bu virüsün etkisi azalmaya başlamasıyla kendimizi dışarıya attığımız da bir gerçek. Ancak virüs salgını geçtiğinde eve dair bazı davranışların kalıcı olacağını söylemek mümkün…

         SENİN HANGİ ÖZELLİĞİN ÖN PLANA ÇIKTI?

DEVAMINI OKU

AVM serbest sahil yasak

KAPALI ALANLAR AÇIK
AÇIK ALANLAR KAPALI
#Korona salgınına karşı fiziksel mesafe kuralını anlıyoruz.
Ancak AVM serbest iken;
orman, bisiklet, sahil yasağını anlamak mümkün mü?

Fiziksel mesafe, hayatımızın gerçeği haline geldi. Covid-19 virüsünün yayılmasını önlemek için herkesin ve her kesimin bu mesafeye riayet etmesi şart. Zaten konulan kurallar ile buna özen gösteriliyor, uymayanlar cezalandırılıyor.

İyi de bazı tutarsızlıklar söz konusu. Kapanan ekonomiler giderek açılıyor. Alışveriş merkezleri, kontrollü olarak ziyaretçileri kabul edebilirken, sahiller hala yasak. Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. Ben bulamadım.

Sosyal mesafe dediğimiz aslında fiziksel mesafe, AVM’lerde daha büyük sorun iken onlara serbesti getirilmiş ama gezinirken kişi başına daha  fazla alan bırakan sahiller hala yasak kapsamında kalmış.

Oysa bizim korona sürecinin getirdiği kısıtlardan kurtulmak için açık havaya ihtiyacımız var. Deniz kenarı, bisiklet yolu, orman yürüyüşünü yasak kapsamında tutup, insanların çok fazla yoğunlukta bulunabildiği AVM’leri serbest bırakmak, hijyen ve sosyal mesafe mantığına ters gibi görünüyor.

Acaba bizim bilmediğimiz mantıklı bir sebebi mi var bunun?

        SAHİLDE Mİ DAHA GÜVENDESİN, AVM’DE Mİ?

DEVAMINI OKU

Korona Ekonomisi

FİZİKSEL MESAFE KURALLARI KONUYOR
#Korona aşısı henüz bulunamadı.
Salgın geçse de yeni alışkanlıklar oluşturuyor.
Fiziksel mesafe zorunluluğu, tüm mal ve hizmet fiyatlarını arttıracak.
Korona Ekonomisini şimdiden öğrenmek şart.

Covid-19 virüsü ile başlayan salgın, insan sağlığı yanı sıra ülke ekonomilerini de yerle bir etmeye başladı. Türkiye dahil her ülke, koronanın ekonomik yıkımına karşı tedbir geliştirme telaşında.

Ancak şu ana dek yapabildiğimiz, para odaklı işler. Parasal genişleme, halkın cebine para koymak. Bizde ise kredi ihdas etmek, borçları ertelemek

Ancak korona ekonomisi derken, salgın geçse dahi oluşacak yeni düzenden söz etmek gerekecek. İhtiyaçlar ile istekler ayrı kefelere konulacak, her şeyin fiyatı yeniden belirlenecek.

Fiziksel mesafe kuralları gelmeye başladı. Bazı ülkeler metrolarda 1,5 metreden yakın oturmayı yasakladı. Uçak, sinema, AVM gibi yerlerde fiziksel mesafe kaideleri sıkıca takip ediliyor.

Bu da restoranda az masa, uçakta az koltuk, AVM’de az ziyaretçi, markette az müşteri, otobüste az yolcu demek. Birim mal ve hizmet maliyetlerini artık arz talep dengesi harici, fiziksel mesafe kuralları belirleyecek.

İşler eskisi gibi değil, Korona ekonomisine göre yürüyecek.

      YENİ DÜZENİN KURALLARINI BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Korona halkın krizi

SIRADIŞI KRİZE SIRADAN ÇÖZÜM?
Kuyuya düşeni ip uzatıp kurtarabilirsin.
Ancak çatıdakini kurtarmaya ip çare değil, merdiven gerekir.
#korona, sıradışı ekonomik sorunlar üretti ama biz hâlâ sıradan çözüm sunma ısrarındayız.

Salgın süreci bize gösterdi ki olağanüstü krizleri, olağan tedbirlerle çözemiyoruz. Öncelikle krizi erken tanımlamak, inkar etmek yerine kabullenmek ve krizin doğasına uygun çare üretmek gerekiyor. Soru önemli; Korona kimin krizi?

Bu defaki ; biyolojik bir kriz olmasına rağmen, ekonomiye dair yığınca sorun ürettiğini görüyoruz. Salgının getirdiği ölümler yanı sıra ekonomilerde açtığı tahribat artarak büyüyor.

Ancak krizle mücadelede sağlıkçılar, olağanüstü çaba ve yöntem deneyip, başarı yolunda ilerlerken, ekonomi alanındaki çözümler aynı başarıyı gösteremiyor. 2001 krizi kamudan çıkmıştı, 2009 krizi şirketlerin batışıyla gelişti. Fakat Korona krizi, doğrudan hane halkının iflasına sebep oluyor.

Finansal olmayan bir sorunu, finansal enstrümanlarla çözme gayreti, mücadeleyi sınırlı kılıyor. Covid-19; farklı bir virüs, mevcut aşılar işe yaramıyor.

Koronanın tetiklediği ekonomik kriz de farklı ve mevcut çözümler işe yaramıyor. Kredi; 2009 krizinde çare idi. Bu defa HİBE gerekiyor gibi.

   KORONANIN EKONOMİK KRİZİNE HAZIR MISIN?

DEVAMINI OKU