Kızılay ne sağlar?

KURUMLARI ÇÜRÜTÜRSEK

1-İşlevlerini göremez hale gelirler

2-Liyakatsizlerin kâr alanı olurlar

3-Yetkileri budanır, etkileri azalır

4-Hastalıklı, güçsüz yapılara dönüşürler

5-Depremde bizi enkaz altında bırakırlar

Türk Kızılay ya da resmî adıyla Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye’deki en büyük insani yardım kuruluşudur ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi‘nin bir parçasıdır.

Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır.

Depremler; Kızılay’ın varlığını belirgin kılan en önemli afetlerdir.

Varlığını, gücünü, etkisini bu zamanlarda hissederiz.

Son depremde neden tartışma konusu haline geldi?

Çünkü anladık ki Kızılay’ın görevlerinin çoğu, AFAD’a devredilmiş.

Çadır, kan ve bağış temini onda bırakılmış…

1999 Marmara Depremi’nde bir Kızılayımızın olmadığını görmüştük.

Deposundaki çadırlar, yönetim kadroları gibi çürümüştü. S

onra onu dünyanın en iyisi yaptık fakat bu uzun sürmedi.

Son depremde çadır temin etmek yerine satmak, topladığı bağışları amaç dışı kullanmak, nihayetinde deprem evi, çadır gibi deprem hayati malzemelerini ulaştıramamak noktasına vardık.

Kurumların şaibe altında kalması kimin işine gelir?

Güçsüzleştirilen her kurum, işlevini göremiyor.

Varlık sebebi ortadan kalkınca da afetlerde onların eksikliği hissediliyor.

TÜRK KIZILAYI’NA GÜVENİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Çadır, tuvalet, bekleyiş

YARDIM SELİ SÜRMELİ

1-Depremin hasarı giderek belirginleşiyor.

2-Belli ki aylarca bu enkaz kalkamayacak.

3-Evsiz barksız milyonlarımız var.

4-Aç, susuz, soğuk, barınaksız

5-Yardımlar sürmeli ki kurtulanları kurtarabilelim

Belki bir çok açığımız olabilir. Ancak şimdi gözümüz iki şeyi görüyor bölgede; Çadır ve tuvalet açığımızı…

Zira depremin henüz 9. günündeyiz ve ihtiyaçlar daha da belirginleşmeye başladı.

Bölge halkımız enkaz kaldırma çalışmalarını bekliyor.

El ayak çekilince tek bir şey kalıyor, ateş başında is kokusu ve acılı bekleyiş

Merdiven boşluğunda yoğunlaşan cesetler; deprem bilincimizin olmadığını, kiriş ve kolonun önemini bilmenin hayatta kalmak olduğunu hatırlattı.

Deprem altında kalan canlarımız için son umut ışığı çırpınışları

Büyük sarsıntı yaşadığımız; acıdan kıvrandığımız bugünlerde.

Artık “kurtarın!” çığlıkları duyulmaz oldu.

Canla başla çalışılmasına rağmen sesler duyulmuyor.

Sanki kara bir kâbusu yaşıyoruz ve uyandığımızda geçecekmiş gibi

Uyanmak için, tedbir almak için, bizi bekleyen yeni depremler için daha hangi uyaranı bekliyoruz?

İçimiz yanarken başladık mı çalışmaya?

Aklımız fikrimiz enkaz altında hala kurtarılmayı bekleyen canlarımızda…

Kurtulanların yaralarını sarmada

Yardım selinin daha uzun süre devam etmesi gerekiyor.

Zira her geçen gün deprem felaketinin dev hasarı daha belirgin hale geliyor.

Çadır, tuvalet ihtiyacı ve hala umutlu bekleyiş…

      TEDBİRİN BİR HAYAT BİR CAN OLDUĞUNU BİLİYOR MUYUZ?

DEVAMINI OKU