İfade barajı: sansür

SANSÜRÜN 5 ÖZELLİĞİ

1-Gerçekleri ifadeye set çeker

2-Kamuyu koruma adına yapılır

3-Aslında sansürleyeni korur

4-Gerçeğin bilinmesini 1 süreliğine erteler

5-Ama asla bunu sonsuza dek başaramaz

Sansür; yasaklama, bilinmesini istememe, engelleme, yayından alıkoymadır.

Sansürcünün mantığı; toplumu korumak için hangi bilginin engelleneceğine karar verme yetisi sahibi olduğuna inanmaktır.

Toplum, her bilgiye ulaşmamalı. 

Her şeyi bilmemeli.  

Zira galeyana gelebilir, huzuru kaçabilir, gerilim çıkabilir.

Ancak temel endişe, yönetici sınıfın çıkarlarını korumak üzerinedir.

Sansür, aslında halkı değil, bilginin odağındakini korumak ister.

Osmanlı’da, Cumhuriyet döneminde ve bugün de sansür, değişik boyutlarda hayatımızdadır.

Özgürlükler alanı olarak nam salan sosyal medya dahi, platform kurucuları tarafından sansüre tabi tutulmakta, “maksadını(!) aşan paylaşımlar ya silinmekte, paylaşanlar engellenmektedir.

Neticede eğer sansür yiyorsanız, ifade ettiğiniz kesinlikle otoritenin işine gelmemesindendir.

Tehlikesiz fikir, fikir denmeyecek kadar değersiz olabilir.

Seni susturan başkasının eli ise mücadele daha kolaydır da senin elin ise ona otosansür diyoruz.

Sansürleniyorsan, ısrar et.

Sansürlenip yok edilen gerçek olmamıştır.

 SİZ DE SANSÜRLENİYOR MUSUNUZ?

DEVAMINI OKU

Saygı yoksa ikna olmaz

GÜVENİLİR OLMANIN 5 ŞARTI

1-Sözün ile özün bir olsun

2-Söylediğini yap ve yapabileceğini söyle

3-Sen kani değilsen beni iknaya çalışma

4-Saygıyı güven oluşturur, sevgi pekiştirir.

5-Önce sen bana güvenmelisin.

İkna; başkalarını, fikirlerini, düşüncelerini, eylem ve kararlarını değiştirmeye razı etme becerisidir.

Kanaat ettirme, kanaat verebilme, güven aşılayabilme, sözünü dinletebilme, kısaca inandırma başarısı

İkna, tek başına uzlaşma değildir ama uzlaşmanın ön şartıdır.

Uzlaşma için paylaştığımız fikre dair daha yığınca detay vardır.

Fakat ikna olmadan ön kabul sağlanamayacak gerisi, tüm taraflar için zaman kaybından ibaret olacaktır.

Karşılıklı uyum sağlayabilenler arasında bir fikre kani olmak (ikna edilmişlik) daha kolaydır.

Zira can kulağı ile dinleyebilmek, içtenlikle onay istemek, tutarlılık devrededir.

Saygı, ikna sürecinin ayrılmaz parçasıdır.

Saygı yoksa ikna olmaz.  

Olan; tek taraflı dayatmadır.

İknayı; güven, kararlılık ve heyecan getirir.

Çatışmacı, saygısız, hoşgörüsüz, kasıntıkalitesiz insanlar ikna edici olamaz.

Usul, esasa mukaddemdir der eskiler.

Yani, usul, yöntem, esastan önce gelir ve iknanın usulü, saygıdır.

Saygı yoksa ikna aramamalısın.

 SAYGI DUYMADIĞIN, SENİ İKNA EDEBİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Organize yalan mağduru

ORGANİZE YALANIN 5 ÖZELLİĞİ

1-Ortada büyük çıkar vardır

2-İlk sahibi meçhuldür

3-Çok kişinin dilindedir

4-Sıkça tekrarlanır

5-Toplumu çürütür

Her yalan söylediğimizde gerçeğe borçlanırız

Gerçek sonunda bu yalanı yıkar.

Gerçekle örtüşmeyen ancak herkesin dilinde sıkça tekrar edilen bir söz varsa, bil ki organize yalandır.

Yalanı daha yıkıcı kılan ve kitleleri inandıran, bu yalanın organize oluşu ve arkasında büyük bir çıkarın varlığıdır.

Dikkat ettiyseniz organize yalancılar sıkça yaradanın adını kullanır.

Çünkü bir yalanın organize hale gelmesi için dinkutsal desteklerine ihtiyacı vardır.

Çünkü yalan büyüktür, çünkü bu yalanın ardında çıkarını saklayan yığınlar vardır.

Organize yalan tüm kanalları kullanır; yazılı, sözlü, görsel basın, ibadet yerleri, meydanlar, sosyal medya…

Eğer bir yalan çok fazla ağızdan yineleniyorsa, organize olmuş yalancılar kitlesi iş başında demektir.

Misal gazeteler aynı başlıkla çıkıyor, TV haber kanalları aynı sözle yankılanıyorsa, organize yalana maruz kalıyorsunuz demektir.

Bir özelliği de sıkça tekrar edildiğinden inandırıcılığının artmasıdır.

Herkesin dilindeki söz, yalan olmasa gerektir…

Organizasyon sahipleri, yalanı söylettiklerine de yalan söyleyecek kadar namussuzdurlar.

  ORGANİZE YALANI TEŞHİŞ EDEBİLİR MİSİN?   

DEVAMINI OKU

Sahte ezber kulaktan döner

EKONOMİDE 5 SAHTE EZBER

1-Sürdürülebilir kalkınma

2-Yüzde 5 enflasyon hedefine sadakat

3-Yüksek faize karşıyız

4-Gıda komitesi fiyatları düzeltecek

5-2024 hedeflerine varacağız

Ezberin sahtesi güven zedeler

Sahte ezber; dilindedir ama yüreğinde değildir.

Tıpkı sahte gülücük gibi…

Ezberin sahtesi; kullanışsız hale gelmesindendir.

Hayatta karşılığı kalmamıştır fakat varmış gibi davranırsın.

Bu değer üretmeyen ezberin alışkanlıklarla mumyalanmış ve hayatta tutulmaya çalışılan na’şı gibidir.

Nehir çoktan kurumuştur ama sen üzerindeki köprüye bakım yapmakla meşgulsün. 

Hayatta karşılığı olmayan her eylem, sürdürülebilir olamaz

Bu, ezberin dahi olsa…

Diline pelesenk olmuş ama ruhundan nefes, bedeninden refleks, aklından değer taşımayan ezberlerinden kurtul.

Kurtul ki bu sahte ezberlerin seni yol almaktan alıkoyuyordur. Çocuklara saygın yoktur, sevgin eksiktir, ilgin azdır ama dünyaya çocuk bayramını sen hediye etmişsindir.

Cennet annelerin ayağı altındadır sahte ezberinde.

Fakat annen huzurevinin yolunu tutmuştur bile…

Vatanbayrak sevgisi, sahte ezberler ile kuşaklararası nakledilemez.

Ağızdan çıkan sahte ezber; kulaktan döner. 

Yürekten çıkan ise kalbe, kalplere varır.       

SAHTE EZBERLERİNDEN KURTULMAYI DENESEN?

DEVAMINI OKU

Genç yaşların 8 kararı

GENÇ OLMANIN FIRSATLARI

1-Genç bilebilseydi, yaşlı yapabilseydi

2-Zihin dinçtir, merak tazedir

3-Evren şaşıracak şeylerle doludur

4-Çok şeyi yapabilme seçeneği vardır

5-Beceri kazanmanın altın yıllarıdır

Hayatın en dinamik yaşları gençlik yaşlarıdır.

Bu yaşlarda yapılan birikimler ve alınan kararlar ömrün harcama basamaklarında yanınızda yer alır.

Zira size bir yaşam kültürü olarak geri döner.

İşte alınacak en etkili 8 karar;


1-Söyleyecek sözün olması için; kelime biriktir. Okumak, türkü dinlemek, şiir ezberi, en etkili kelime biriktiricisidir. Farkında olmadan kelime zengini olur, iyi konuşursunuz.

2-Yeni ufuklara açılmak için; hareket halinde ve sahada olmayı şiar edin. Bu, yürürken dahi öğrenmenizi sağlar.

3-Yatırım yapmayı öğren, birikimlerini yönetmeyi kavra. 

4-Büyük adımlar, küçük alışkanlıklarla şekillenir. Değerli alışkanlıkların olsun. Değersizleri hayatından çıkar.

5-Merakına sahip çık, onu elinden almak isteyenle savaş.

6-Senden daha akıllı, zeki  erdemli insanlarla sohbet et.

7-Diploma gerekli olsa da yetersizdir. Becerilerin olsun.

8-En çok görüşeceğin 5 kişi, senin nasıl bir insan olacağını şekillendirecektir. dost çevrene dikkat et.

Erken yaşta alınan doğru kararların, bir ömür başarı ve mutluluk getirdiğini akılda tutmak gerek.

BU 8 KARARI SENİN YERİNE BAŞKASI VEREBİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

Kendini aldatmasan?

KENDİNİ ALDATMANIN 5 ZARARI

1-Yeteneklerini küçümsersin.

2-Hataların kalıcı hale gelir.

3-Fırsatlarını budarsın.

4-Olmadığına dönüşürsün.

5-Gerçekle yüzleşmen zorlaşır.

“BEN” kendini aldatırsa ÖTEKİ de kaybedilir.

İnsanın en kolay aldatabildiği; kendisidir.

Çünkü arzu ettiği şeylerin gerçek olduğuna, olacağına inanma eğilimindedir.

Aldatma; uyumsuz, olumsuz özelliklerini görmezden gelmesi gizlemesidir.

Bunu, benliğini korumak için yapıyor olabilir.

Hatta bilinçli ön plana çıkarabilir de…

Fakat tüm bunlar olup biterken hasar tespiti yapmaz.

Zira karşılaşacağı durumla yüzleşmek istemez.

Kendinden en kolay kaçış yoluolumsuzlukların bize ait değilmiş gibi davranmaktır.

Ötekine yıkarak farkındalık alanından uzaklaşır, sorunları yaşıyorum ama yaşamıyormuş gibi davranıyoruz. 

İşte bu durum daha sonra hayatımızın tüm hücresine yerleşiyor.

Bir lider kendini aldatırsa, hasarı; kaybettiği, çürüttüğü kitlesi olur.

Bir ülke kendini kandırıyorsa, kaybı; geleceği olur.

Bir öğrenci bunu yapıyorsa, istikbalini, bir sanatçı kendini kandırıyorsa sanatını yitirecektir.

Sorunu kendi sorumluluk anının dışına ötelemek kötüdür de en yıkıcı olanı, bunu kendine karşı yapmaktır, telafisi asla yoktur.

KENDİNİ DAHA NE KADAR KANDIRABİLİRSİN?

DEVAMINI OKU

Değersizleştirilme…

DEĞERSİZLEŞTİRİLMEYE

KARŞI 5 DEĞERLİ TEDBİR

1-Varlığını önemsemiyorsa uzaklaş.

2-Bağırarak yönetiyorsa sakın sinme.

3-Değerlerine saldırıyorsa uyar.

4-Özen göstermiyorsa terk et.

5-Kendi değerini ondan dilenme.

Değersizleştirme; savunma mekanizmalarını bastırmadır, çarpıtmadır, yön değiştirmedir.

Değersizlik bir toplumun üretimsizliğinin, sürdürülebilirliğinin, varlığının en büyük düşmanıdır.

Değer üretmeyen toplum değersizleştirir.

Sevdiğini söylersin ama özen göstermezsen hayatının en ücra köşesine itersin, sevgini çürütürsün.

Çocuğum dersin çocukların gündeminden eğitimi, araçları, bilimi alırsın ve onları dünya ölçeğinde meraktan, matematikten, bilimden yoksun ve yoksul kılar, sonuçta bilimin dilencisi oluverirsin.

Halkım dersin, halkın elinden konuşmaifade özgürlüğünü alırsın, seçimlerini ve seçtiklerini değersizleştirirsin.

Hayat; değerler üzerinden yürür.

Değersizleştirdiklerin kendi değerlerini unutur ama er veya geç seni unutur.

İnsan,   değersizleştirenden uzak durmalı.

Zira değer görmeyen, değer veremez.

Genelde bağırarak yönetenler kendileri değer görmeden yetişenlerdir.

Kamçıyla büyüyen kamçı eline geçtiğinde değersizleştirmede zalimleşecektir.     

DEĞERSİZLEŞTİRENİ FARK EDEBİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Bastıramadığın acıyla mücadele kararlılığı…

4 AŞAMADA MÜCADELE

1-İnkâr

2-Öfke

3-Pazarlık

4-Kabullenme

Bu kademelerden geçilince mücadele başlar.

Beden-zihin-kalp müttefik güçleri oluşturur ve %80 zafer…

Kabullenme; çözümün giriş kapısıdır.

Kabullenme; Çaresizseniz, çare sizsiniz kıyılarına varma hali…

Başa çıkılası olmayan şartların tanımı ve alternatif yolları aramanın başlangıcı…

Bastıramadığın acıyla mücadele kararlılığı

Kabullenmek, kadere boyun eğmek de değildir.

Aksine, kaderin hükmüne “gördüm, rest çekiyorum” demektir.

Bazen kabullenme, değersiz bir tartışmayı yönlendirmenin yoludur.

Bir aptal ile tartışırken, “peki” dersin, saçma argümanı kabul ettiğini anlatmaz bu…

Sadece bu tartışmanın aptalca olduğunu kabullenip kendini dışarı atmanın yoludur.

Örnek diyaloga buyurun;’

Bir aptalla tartışmamalı

Buna itirazım var.

Peki, haklısın

’Neticede kabullenme; yenilmek veya vazgeçmek değil, aksine mücadeleyi başlatma adımdır.

Kabullenilen her ne ise ona yenik düşmeyeceğinin sessiz ifadesidir.

Sorun ile savaş ilanının, ikrar ile kabulüdür.

  SORUNU KABULLENMEKTE ZORLANIR MISIN?

DEVAMINI OKU

Kanat mı pranga mı?

TÜRKİYE’NİN TERCİHLERİ VAR VAZGEÇİŞLERİ YOK

1-Eldeki su kaynağı sınırlı

2-Zaten çoğu; yabancıdan gelen taşıma su

3-Tüm değirmenlere yetmiyor. Tercih yapmalı

4-Her tercih; bir vazgeçiş

5-Oysa bizim vazgeçişlerimiz yok.

İnsankanatları kadar hafif, prangaları kadar ağırdır.

Enerjini, hangisine yoğunlaştırdığın, yükseleceğin irtifayı belirler.

Eğer prangalarından kurtulursan, kanatların seni çok yükseklere taşır.

Ancak prangalarını safralarını atmaz onlarla yükselmeye kalkarsan; kendi atmosferinde patinaj yapar durur, Türkiye’yi uygarlık yörüngesine oturtamazsın.

ABD, kriz ambargosu derken…

Belli ki bize ilave prangalar gelebilir. 

O halde?

Bunlara kızalım ama tedbir de geliştirelim.

Her ambargo bizi güçlendirmiştir.

Bu defa yine güçleneceğiz de…

Prangalardan kurtulsak

Bazı alanlarda yoğunlaşsak. İşbirliğiiş bölümü yapsak…

Bize lâzım olan 20 metre derinliğinde 1 kuyu kazmak.

Çünkü su 20 metrede.

Fakat bizlerin yaptığı; 1 metre derinliğinde 20 kuyu kazmak.

İrilikten ölçeğidirilikten dinamizmi kast ediyoruz.

Ne yazık ki bizde iyiler ittifakı yeterli değil.

Bu yüzden potansiyellerimize erişemiyoruz. P

rangalardan vazgeçsek kanatlarımız uçuracaktır.

PRANGALARINDAN KURTULMAYI DENESEN?

DEVAMINI OKU

Usta mı acemi mi?

SÖZDE USTALARDAN BIKTIK

1-Kendine usta süsü verenler evi şantiyeye çeviriyor.

2-Zamanımıza yazık.

3-Paramız ziyan oluyor.

4-Erbabı olmayana iş vermeden önce düşün.

5-En iyisi biz de tamirat becerisi kazanmalıyız.

Kendini usta diye tanıtıp işini kötü yapanlardan şikayet var.

Mesleki yetkinlik olmadan giriştikleri işleri batıran, tamir edeceğine daha da beter hale getiren ustalar

İşinin erbabı olanları özenle ayrı tutup diyorum ki evinize usta diye çağırdıklarınızın çoğu, yarım bilgileriyle size maddi külfet çıkarıyorlar.

Peki, neden? 

Meslek okullarına rağbet yokusta-çırak ilişkisi çoktan tarih olmuş, önüne gelen, kendini usta diye takdim edebiliyor ve yetkinlik belgesi aranmıyor.

Hal böyle olunca internetten veya mahalleden bulduğunuz tesisatçı, elektrikçimarangozparkecibeyaz eşya servisleri, hem yüklü para alıyor hem de sorunu çözemiyor.

Size de evinizi şantiyeye çeviren sözde ustalar ile saç-baş olma stresi kalıyor.

Dünyada benzer sorun var.

Çoğu ülkede ‘kendin yap’ uygulamaları yaygın.

Basit bir tamirat için acemi ustaya mahkûm olmak  yerine, böylesi becerileri geliştirmeyi öneriyorum.

Ustalık düzeyine ulaşamasanız dahi sorunu kendiniz çözebilirsiniz.

  EVE ÇAĞIRDIĞI USTADAN ŞİKAYET ETMEYEN VAR MI?

DEVAMINI OKU