Ordu yıldırım hızıyla güvenli bölgeyi kurmalı



FIRATIN DOĞUSU HAYATİ ÖNEMDE
Tuna’nın doğusu düştü, Avrupa’yı kaybettik.
Nil’in doğusu düştü Afrika’yı kaybettik.
Fırat’ın doğusu düşerse Anadolu’yu kaybederiz. Asla kaybetmeyeceğiz.

Türkiye, güvenliğini korumak ve terörü engellemek için 7 düvelle mücadele ediyor. Bir yandan Amerikan yaptırımları diğer yandan Rusya’nın tutumu ve Avrupa’nın tehditleri

ABD, girdiği yerden şimdiye dek çıkmadı. 10 bin km. ötesindeki Suriye’yi ‘ulusal güvenlik sorunu’ diye görüyor.

Rusya 1000 km kuzeyde ama artık güney komşumuz gibi…

Her ikisi de ordumuzun teröre karşı operasyonunu durdurmaya çalışıyor. ABD heyeti Silahlı Kuvvetlerimizin operasyonunu sınırlamak için Ankara’da… Halkbank tehdidi masada, Trump, ekonomimizi mahvetme tehdidinde…

ABD girdiği, Rusya işgal ettiği hiçbir yerden çıkmadı.

Türk Askeri de masaya oturmadan önce yıldırım hızıyla gidebildiği yere kadar ilerlemeli. Böylece güvenli bölge kurabilecek, terör koridoruna, PKK devletine engel olacağız.

Ancak içeride birlik oluşturmak şart. TSK Mehmetçikle

mücadele ediyor.  STK’larımız ne yapıyor acaba?

DEVAMINI OKU

Eylemsizlik haracı



DEĞER ÜRETMEDEN BİZİ SÖMÜRENLER
13.5 milyon civarı, yan gelip yatarak devletten geçinen var.
Onların yüzünden her birimiz günde 2 saat fazladan çalışmak zorunda kalıyoruz.
Eylemsizlik belasının ülke faturası ağır…

Eylemsizlik cisimlerin hareket durumlarını koruma eğilimleridir. Maddeler için ortak özelliktir. Newton tarafından “1. hareket yasası” olarak ifade edilir.

Bu yasa, bir cisim üzerine etkiyen dış kuvvetlerin bileşkesi (net kuvvet) sıfır olduğu zaman cismin hareket durumunun değişmeyeceğini söyler. Evrensel yasadan ironiyle söz edişimin sebebi; bazılarının bunu kullanarak nasıl “haksız gelir” elde ettiğine dairdir. Hiçbir değer katmadığı halde, eylemsizliğini gelire dönüştüren yapılardan söz ediyorum.

Misal, eylemsizlik elektrik faturalarında var. Taşıma bedeline bakıyorsun santraldan eve taksi ile mi gelmiş?

Okuma bedeline bakın, fatura başında Yasin mi okumuş?

Değer zincirine değer katmadığı halde sırf kademede duruyor diye (eylemsiz) para kazananlar ortalığı kapladı.

Ben bunlara değer yaratmayan iş süreçleri diyorum.

Siz kabzımal, aracı, tefeci, tembel memur, komisyoncu, noter, sigortacı, hantal kamu, borsacı da diyebilirsiniz.

         EYLEMSİZLER SİZİ DE SÖMÜRÜYOR MU?

DEVAMINI OKU

Bilginin efendisi değilsen kölesisin



MAHREM DEĞİLSEN MAHRUM OLURSUN
Bilgi güçtür. Onu elinde tutana avantaj sağlar.
Elindeki cihaz bilgi fabrikası gibi.
Ama bu bilginin mahremiyeti?

Gezegende 7,5 milyar insan yaşıyor. İlginçtir, dünyadaki sim kart ve tablet sayısı, dünya nüfusunu aştı.

Öyle ki her saniye 2 çocuk doğarken 10 sim kart aktif hale geliyor. Bütün insanlık kapsama alanında artık.

Herkesin, her yerden, her yere, her şeyle, her zaman bağlanabildiği bu dünyada oluşan riskleri ve doğan fırsatları bilmez isek, başımıza neler gelir? Söyleyeyim, bilgi kirliliği mağduru ve başkalarının bilgisinin kurbanı oluruz. Kapsama alanında olmak, aynı zamanda kapsandığınızı da gösterir. Yalnızca para işlemlerinde değil, sosyal medya paylaşımları ve konum cihazları sayesinde ardınızda bıraktığınız iz, zaten sizin mahremiyetinizi “kendi elinizle ifşa” niteliğinde…

Kendi ürettiğin bilginin mahremiyetini koruyamazsan, özgürlükten mahrum olursun. FARKINDA MISINIZ?

DEVAMINI OKU

Beni gücümde dene

Zayıfken insan, daha adildir; zira adalete muhtaçtır.

Çünkü mağdur edilmiştir; “gücün taşrasına” düşmüştür. Adalet talebi, zulme uğramama ihtiyacıyla örtüşmüştür.

Zayıfken insan, üretken olmak zorundadır. Çünkü hayatta kalma repertuarı genişlemiştir, sıra dışı yöntemleri bu refleksiyle daha kolay keşfedebilecektir.

Zayıfken vefalı olmak zorundadır. Zayıflığı doğuran dışlanmışlık , “bir güce vefa göstererek” aşılabiliyordur.

Zayıfken dürüst olmak, fazla bir değer ifade etmez. Dürüst kalma zorundaki biri; karıştırılır ilkeli canlı insanla.

Asıl sınav; güç aktarıp, o insanı gücünde denemektir.

Güçlü insan, bu gücü kullanırken gösterir gerçek kimliğini.

Bu testten geçemeyenlere ise kötü insan diyorum ben. Toplumu kemiren, kamusal alanda sorun çıkaran, işletmede kaynakları heba eden, düzen tanımaz, istilacı ruh hali temsilcileri… Kural ihlali, hak gaspı, sorumsuzluk, ötekine eziyet, çalışanına mobbing, kötülüğünü gücünden alanlar…

    GÜÇ AKTARILINCA KÖTÜLEŞENLERDEN MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU

Eşeklikten kurtulma duası

Kasabanın semercisi ölmüş. Yeni gelen semerci  işin acemisiymiş. Yaptığı kötü semerler yüzünden bütün eşeklerin sırtı yara olmuş. Eşekler başlamış semercinin ölmesi için dua etmeye… Sonunda dualar kabul olmuş. Semerci ölmüş. Ne var ki yerine gelen daha da acemiymiş. Eşekler yeniden duaya başlarken biri demiş ki: -Yahu arkadaşlar anlaşıldı ki semercinin iyisi gelmeyecek. Semerci ölsün diye dua etmenin anlamı yok.
– Peki ne yapalım?

Allah’a bizi eşeklikten  kurtarması için dua edelim.”

Bu fıkradan ders alınacak kamu spotu çıkar mı? Çıkar:

Kazandığından fazlasını harcamak bence eşeklik.

Ürettiğinden fazlasını tüketmek az eşeklik değil hani.

Nimeti alıp külfeti öteleme; kurnaz eşekliğin daniskası.

Araştırmadan geliştirmeden taklitte kalmak da öyle…

Liyakat yerine ahmak sadakati tercih etmek te…

Semeri değiştirince Avrupalı olacağını sanmak ta

        Liste uzar gider; gelin hatalarımızı tımar edelim biz…

DEVAMINI OKU

Ben başlamazsam, ancak durdurulabilirim

TUTUNAMAYANLAR yazarı Oğuz Atay, böyle der… Nitekim başlamadığı için tutunamadı da…

Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ; uçağa başlatılmadı.

KARAKURT lokomotifimizin 22 mühendisi başlatılmadı.

KİLLİGİL Paşa, Şakir ZÜMRE; silaha başlatılmadı.

Devrim otomobili ilk yerlimiz idi, başlatılmadı.

ANADOL’a başlamıştık, sevildi ama sürdürülmedi.

BANDIRMA FEZA KULÜBÜ rokete başlatılmadı.

Lagari, Hezarfen ve diğer vizyoner insanlarımız…

NİHAYET savunma sanayiinde başlayabildik; Uçak, gemi, tank, helikopter, SİHA, SİDA, roket, denizaltı ve diğerleri…

Sırada şimdi UZAY var. Kendi S-400’ümüz, kendi F35’imizvar.

Biran önce başlamazsak tutunamayabiliriz.

DEVAMINI OKU