Mağdur çok takan yok

MAĞDUR OLMAMAK İÇİN 5 ÖNERİ

1-Zulümden, zulmedenden yana çıkma

2-Sıra sana gelmeden mazlumu gözet

3-Haklarını bil, onları savun

4-Zalime diren, asla pes etme

5-Muktediri alkışlama onu değiştir

Mağdur= gadre uğrayan. gadr=hainlik, vefasızlık, zulüm, merhametsizlik, haksızlık, kötülüktür. Mağduriyet; haksızlığa uğramışlık, haksızlık yapılmışlıktır.

Toplumun en yüksek adaleti en mağduruna sağladığı adalet kadardır.

Mağduriyet bir ülke için en doğal haklarından mahrum kalmaktır. Eğitim hakkından mahrum kalmak, sokağa çıkma hakkından mahrum kalmak, konuşma hakkından mahrum kalmak, adalet hakkından mahrumiyet.

Tarlada buğdaydan yaylada sütten mahrum olmak… Mağduriyet üzerinden siyaset yapılır, servet yapılır, vahşet yapılır, film yapılır, düşmanlık yapılır, şikâyet yapılır.

Mağduriyet; fitne, fesat kesesinde sıkıştırılmışlıktır. Bir ülkenin mağduriyeti ekonomisi üzerinden başlar. Siyaseti üzerinden büyür.

Biz hayatı mağdur üzerinden anlamaya çalışırız bu yüzden zıt anlamı da körelmiştir. Mağduriyetin zıddı kıyandır.

Trafikte zorba sana kıyar, sistem mağdurdan yana çıkmaz.

hukuk, halk mağdur. Mağdurlar çoğalıyor ama takan yok.

         MUKTEDİRLER SENİ DE MAĞDUR EDİYOR MU?

DEVAMINI OKU

Değersizleştirilme…

DEĞERSİZLEŞTİRİLMEYE

KARŞI 5 DEĞERLİ TEDBİR

1-Varlığını önemsemiyorsa uzaklaş

2-Bağırarak yönetiyorsa sakın sinme

3-Değerlerine saldırıyorsa uyar

4-Özen göstermiyorsa terk et

5-Kendi değerini ondan dilenme

Değersizleştirme; savunma mekanizmalarını bastırmadır, çarpıtmadır, yön değiştirmedir. Değersizlik bir toplumun üretimsizliğinin, sürdürülebilirliğinin, varlığının en büyük düşmanıdır. Değer üretmeyen toplum değersizleştirir.

Sevdiğini söylersin ama özen göstermezsen hayatının en ücra köşesine itersin, sevgini çürütürsün.

Çocuğum dersin çocukların gündeminden eğitimi, araçları, bilimi alırsın ve onları dünya ölçeğinde meraktan, matematikten, bilimden yoksun ve yoksul kılar, sonuçta bilimin dilencisi oluverirsin.

Halkım dersin, halkın elinden konuşma, ifade özgürlüğünü alırsın, seçimlerini ve seçtiklerini değersizleştirirsin.

Hayat; değerler üzerinden yürür. Değersizleştirdiklerin kendi değerlerini unutur ama er veya geç; seni de unutur.

İnsan, onu değersizleştirenden uzak durmalı. Zira değer görmeyen, değer veremez. Genelde bağırarak yönetenler kendileri değer görmeden yetişenlerdir.

Kamçıyla büyüyen kamçı eline geçtiğinde değersizleştirmede zalimleşecektir.

      DEĞERSİZLEŞTİRENİ FARK EDEBİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

İyi aile babası olmak

İYİ AİLE BABASININ 5 VAZGEÇİLMEZİ

1-Ailesini korumak

2-Evrensel değerleri öğretmek

3-Aile fertlerini ayrıştırmamak

4-Çocuklara rol modellik

5-İyi bir lider olmak

Her baba makbul değildir. Hangi değerlerle baba olduğun önemlidir.

Babalık, önemlidir. Ailesini koruyan, kollayan, geliştiren, büyüten, kalkındıran baba olmaktan söz ediyoruz.

Günümüz içi boşaltılmış babalık kavramıyla kastedilen mafya babalığı ya da hiçbir işe yaramayan iskele babası olmaktan değil…

Evine ekmek getiren, çocuklarının hatırını soran, onlarla oturup konuşan, dişini tırnağına takıp çalışan aile babası…

Evrensel değerleri aile hayatına taşıyan; dürüstlük, saygı, adalet, özsaygı, sevgi, ahlâki değerlere uyma, iş disiplini, dayanışma, hoşgörü ile bireylerini eğiten, yetiştiren…

Değer bilen ve değer gören aile babası olabilmeli insan…

Mafya babası da babadır, iskele babası da… Ama iyi aile babası, yücelik makamıdır. İsraf etmemeyi öğrendiğimizdir.

Topludaki tüm değerlerin yerinden oynadığı ortamda iyi aile babası olmak daha hayatidir. İyi bir lider olmak gibi…

Gençliğe; istiklâl, istikbal, istikrar ruhunu aşılamak gibi…

İyi bir lider, toplum bireylerini ayrıştırmaz, onları sürekli geliştirir, yüceltir, onlara geleceği inşa ilhamı verebilir…

   BİZİM BABA DEDİKLERİMİZ İYİ BİRİLERİ MİDİR?

DEVAMINI OKU

Kayıtsızlık etkin silah

5 ŞEYE KAYITSIZ KALMA

1-Sağlığına

2-Aşına Eşine İşine

3-Değer üretmeye

4-Bilgi edinmeye

5-Yardımlaşmaya

Ekonomisi kayıt dışında, sorunlarına kayıtsız ülkenin kayda değer başarısı olur mu?

Kayıtsızlığın; sahte gündeme olsun.

Kayıtsızlık; aldırmazlık, ilgisizlik, umursamazlık, duyarsızlık, karşılığı bir kelime… Kayıtsız kaldıklarımız, bizim hayata karşı tutumumuzu belirler.

Kayıtsızlıkla pek çok sorundan uzak durabilirsin fakat bu sorunları çözmek değildir.

Kayıtsız kaldıklarımıza dikkat etmeli. Zira kayıtsız kalınmayacak yığınca değer, bizi hayatta tutanlar olabilir.

Kayıtsızlık çoğu kere korunma güdüsüyle oluşur. Ancak kayıtsız kalmayı kendine huy edinenler; bencilleşmiş olur.

Kayıtsızlık, korkaklıktan ziyade değersizleştirmekten kaynaklı bir tutumdur. Bazen en büyük ceza halini alır ve kişiyi, kayıtsızlık kurşunuyla vurabilirsin. Görmezden gelir, onun varlığını yok sayabilirsin.

Kayıtsızlık, neleri kayda değer bulduğunu da tanımlar. Eğer hayatından çer çöpü dışlar ve değer üretmeyen her şeye kayıtsız kalırsan, bu seni yüceltebilir de…

Fakat temel sorumluluklarına kayıtsız kalamazsın.  Bu durumda kayıtsızlık yumuşaklığından daha sert hiçbir şey yoktur. Kimse tesadüfen kayıtsız kalamaz.

    SORUNLARA KAYITSIZLIĞIN, KORKAKLIĞIN MI?

DEVAMINI OKU

Samimiyet istiyorum

İÇTENLİĞİN 5 ÖDÜLÜ

1-Dudaktan çıkan kulaktan döner

2- Kalpten çıkan kalbe girer

3-Akıllı kişiler seni görür

4-İnsanlar sana inanır

5-Aklında az şey tutarsın

Samimiyet, edep sınırını aşarsa;

laubalilik olur, dikkat!

İçten olma durumu, içtenlik… Senli benli olma durumu…

Samimi yaklaşımın gücü; inanılmazdır. En katı kalbi dahi yumuşatır. Dili süslü ama içi paslı insanlardan yorulduk.

Yüze dost kalbe düşman, ben böyle yâri n’eylim’ der şair.

Bugün kuzu postuna bürünmüşler, samimiyetsizlikleri ile kişiyi, toplumu, değerleri çürütüyor, içtenliği katlediyorlar.

Oysa samimi bir denemeden elde edilen en küçük sonuç; en iyi fakat samimiyetsiz kopyadan daha iyidir.

Gündeme bak; samimiyetsiz yüzlerce beyan, içten olmayan binlerce söz göreceksin. Göstermelik yapılan her eylem, tesisatı bozuk bir evin badana ile süslenmesidir; içten bir bakış o boyayı akıtır ve içindeki pası, çöpü görünür kılar.

Samimiyet; mesafelere bağlı olsaydı, güneşe en yakın zirveler buz tutmazdı. Samimiyetsizlik; yüzdeki abartılı makyaj gibidir.

Süslü görünse de sırıtacaktır. En naif insan dahi yüzdeki samimiyetsizliği sezebilir.

Samimiyetin dili yoktur ama o gözden anlaşılır. Samimiyetsizlik, inandırıcılığı alır, götürür.

      SİZ BIKMADINIZ MI SAMİMİYETSİZLİKTEN?

DEVAMINI OKU

İçindeki bayramı keşfet

BAYRAMIN 5’İ Bİ’YERDESİ

1-Bayramlaşmaya en yakınlarından başla

2-Komşularınla bayramlaş

3-Çocuklara mini hediyeleri unutma

4-Ziyaret listesi yap

5-Bayram yoksula da gelir; unutma

“Haydi barışalım, bayrama geldim.”

Bayram, millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir.

Bizim kültürümüzde bayram; mutluluk, sevinç, barış, kardeşlik, küskünlüğün giderildiği, gönüllerin birbirine aktığı günler demektir.

Ramazan Bayramı özelinde artık orucun bittiği ve bayramlaşmanın, hediyeleşmenin günüdür.

Çocuklar için bayramlıkların, yetişkinler için en güzel elbiselerin giyildiği, yüzden tebessümün daim olduğu, aile büyüklerinin hal hatırı sorulup gönüllerinin alındığı gündür.

Mezar ziyaretleriyle ölmüşlerimizin yâd edildiği günlerdir bayramlar…

Eski Türkçede ‘padram’ kelimesinden günümüze gelen bayramın sözlük anlamı; ‘tekrarı beklenen mutluluk’tur. Arapça, Süryanicede karşılığı olan iyd, avd gibi kelimeler de ‘tekrar dönmek’ anlamını taşır.

Sonuçta bayramlar, mutluluk, sevinç ve barışma gibi yüce duygulara dönmek, bunu tekrarlamak fırsatı sunan özel günlerimizdir.

Böylesi bir günde yapılacaklar kadar yapılmaması gereken eylemler de vardır; somurtmak, küsmek, barışmamak…

  BUGÜN KİMLERİN YÜREĞİNE BAYRAMI GETİRDİN?

DEVAMINI OKU

Ağlaya ağlaya zengin olmak

5 İMDAT İSTİSMARCISI

1-Nimeti alıp külfeti öteleyenler

2-Yalancı çobanlar

3-Hileli iflâsçılar

4-Duygu sömürenler

5-Sahtekârlar

“Zordayım, kurtar” diyen her imdat çığlığına

koşarız ama medet uman gerçekten zorda mı?

İmdat.. Medet umma talebi. Yardım isteme feryadı,  tehlikede olanın kurtarılma nidası. Güç durum sinyali… İmdadın gerek şartı; o sesin kulağa çalınması, yeter şartı ise bun sese değecek boyutta riskin varlığıdır.

Bir şirketin imdadı, zorda iken talep ettiği yardımdır. Bu, ona kredi veren banka, borçlandığı kişiler olabilir. Ancak bu imdat çığlığı, sağlam gerekçelendirilmelidir. Aksi halde “ağlaya ağlaya zengin olan” kurnaz işadamı diye itibarı gidecektir.

Çoğu, zaten kötü yönetim yüzünden zora düşen şirketinin içini boşalttıktan sonra “iflas erteleme” yani imdat demekte; kamunun alacaklının kaynaklarını heba etmektedir.

İmdat, her aşamada ve her düzeyde istenebilir. Şirket ister bir KOBİ ister holding olsun; fark etmez. Yeter ki imdat çığlığına değecek risk varlığı bulunsun. Değilse, gereksiz kullanılan imdat butonu gibi; cezalandırılacaktır.

“Hiç kimse yok kimsesiz / Herkesin var bir kimsesi,

Ben bugün kimsesiz kaldım / Ey kimsesizler kimsesi…”

       SENİN FERYADINA İMDAT EDENİN VAR MIDIR?

DEVAMINI OKU

Utanmak iyilik yetisidir

UTANCIN 5 ÖĞRETİSİ

1-Hatanın maliyetini kavratır

2-Sen kalabilmeni sağlar

3-Zulüm barındırmaz

4-Tevazuya sığınır

5-Güzel ahlak talebidir

Ar damarı çatlamışsa o damardan

tüm insani değerler akıp gidecektir.

Mani oluyor halimi takrire hicabım

Üzme yetişir firkatinle harabım

Şairin halini ifade etmeye yüzü varmıyor, utanıyor.

Ama anlatamıyor diye sen de üzmeyi bırak. Zaten ayrılık sebebiyle harap iken… Eğer bir hayatta; hata, yanılgı, pişmanlık ve utanma yoksa, o hayattan kayda değer hikaye çıkmaz. Zira hatalar bize iyileşme enerjisi verir.

Çık ve hatanı düzelt der. Bunu yaparken, pişmanlığını açıklar, utancını görünür kılar, utanır ve daha iyisini yapabilme, yenilenme fikrine varır. İyiler safında olmayı seçer.

Utanma, edebe dairdir. Güzel sanatlardandır. Utanabilen; insana yakın durandır. Utanmak, iyiyi ummak, dua talebidir.

Bir insanı içine çökertmek ister isen, onu bir ruhsal kara deliğe çevirmek istersen, ondan utanma duygusunu al…

Ar damarı çatlamış birinden artık, düzelmeye dair adım bekleme… Zira çatlayan ar damarından içindeki tüm iyilikler akıp gidecektir. Geriye; değersiz kullanılmış ömür kalacaktır.

        SEN HATASINDAN UTANABİLENLERDEN MİSİN?

DEVAMINI OKU

Ülkenin huzursuzluğu paydaşın yarın kaygısı

HUZURUNU KAÇIRANI KALBİNDEN ÇIKAR

Huzur yoksa hayatın tadı kalmaz.

Huzur; “anı yaşamak” ise huzursuzluk

ya dünün pişmanlığı ya da yarının kaygısıdır.

Vicdanı rahat olan huzuru insandır.

Huzur arıyorsan kalbinde ara.

Huzur; Arapça hazır olmak kökünden gelir. Hazır olma, mevcut olma, şimdi burada olma anlamındadır. Huzur yoksa diğer tüm imkanlar sağlansa da mutluluk hissedilemez.

Huzur; kişinin ‘anda olması’ ise huzursuzluk, ya geçmişin pişmanlığında veya yarının kaygısında yaşıyor olmaktır.

Bir ülkenin huzursuzluğu, paydaşlarının yarın kaygısıdır. Geçim sıkıntısıdır. Ekonomik krizdir. Savaşta olma halidir.

Salgın, afet, düşman ve kıtlık tehditleriyle karşı karşıya kalma halidir. Bir dağın huzursuzluğu; heyelan, karla kaplı yamacın huzursuzluğu çığ, denizin huzursuzluğu dev dalgalardır. Gencin huzursuzluğu, iş bulamıyor oluşudur.

Huzursuz lider, toplumu gerer. Huzurunu kaçıracak olan, arkasını dönüp baktığında izleyicilerinin giderek azalıyor olmasıdır.

Huzursuzluğu; daha fazla şiddet, daha fazla güç talebi ve daha fazla başına buyruk tek adamlık olacaktır.

      HUZURLU OLDUĞUNU HİSSEDİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Tebessüm etmeyi unutma

TEBESSÜM KANA EN HIZLI KARIŞAN İLÂÇTIR

Somurtanlar bugün benden uzak dursun.

Nefret dili bir tebessümle kaldırılabilir.

Güne tebessümle başla, iletişim kurarsın.

Tebessüm, vereni de alanı da

mutlu eden sadakadır.

Tebessüm; kana en hızlı karışan ilâçtır. Bedavadır, yan etkisi yoktur, maliyeti düşük, ürettiği değer büyüktür.

Bir tebessümü esirgeyen insan, duygu fakiri kabul edilir.

Tebessüm, sadakadır. Yüzün normal şeklinde tebessüm bulunmaz. Ancak hayata bakışıyla insan bu normal yüz şeklini dönüştürebilir.

Kimi vardır, suratı asık gezer.Hayat karşısında “onu yenememenin” getirdiği kimliktir.

Sürekli somurtan insandan uzak durursun. Oysa bazısı asık suratı, öteki ile arasına mesafe koymak için var eder.

Somurtma, iletişime kontrollü geçiş sağlayan dikenli tel ile çevrili sınır kapısıdır. Pasavan geçide imkan tanır, gerisini durdurur; “benden uzak dur.”

Eğer size biri tebessüm ediyorsa, alın ve siz de ona iade edin. Hatta iletişime tebessüm ile başlayın ki bu olumlama sayesinde çatışma (nefret) dili yerine, pozitif diyalog süreci başlayabilsin.

Tebessüm etmeyen, o gün dükkan açmasın der bilgeler.

Böylesi mucizevi iletişim aracını daha sık kullanmalısın.

        DAHA SIK TEBESSÜM ETMEK İSTER MİSİN?

DEVAMINI OKU