Hatalarından ders çıkar

HATADAN ÇIKACAK 5 DERS

1-En etkili eğitimdir

2-Ders çıkardıysan ödüldür

3-Ders çıkaramadıysan cezadır

4-İş yaptığının kanıtıdır

5-Gerçek dostlarını tanırsın

Ders alınmazsa hata;

bir sonraki hatanın virüsüdür.

Mehmet Akif Ersoy; Safahat’ın 7’nci kitabında seslenir;

Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

İbni Haldun; tekrarlanın tarih değil, hatalar olduğunu söyler bize… Günümüzden bir yorum ise; ‘tarih tekerrür etmese de kafiyelidir’ diye uyarır.

Kafiye; ders alınmayan hatalara dairdir. Halbuki bizler hatayı, öğreti olarak bilip, tekrarlanmasın diye ondan ders alma gayretiyle yol alırız.

Çarpık şehirleşirsin yaşanmaz kentlerin olur ders almazsın.

Ekonomide geç tedbir alırsın, krizlerin olur ders almazsın.

Oysa tecrübe; insanlara hataların verdiği isim değil midir?

Hatalar, dolu bir hayat için ödediğimiz bedel ise neden ders alamıyor ve aynı hataları tekrarlayıp duruyoruz?

Aptallık, ‘aynı şeyi tekrarlayıp farklı sonuç beklemek’ diye tanımlanır. Ders almak şartıyla hata yapmak öğreticidir.

       SEN HATALARINDAN DERS ÇIKARIYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Yapmadığın atışların tamamını ıskalarsın…

EYLEME GEÇMENİN 5 FAYDASI

1-Değer üretirsin

2-Paslanmazsın, yol alırsın

3-Çelişirsin

4-Gelişirsin

5-Özgür olursun

Hareket etmeyen, zincirlerini fark edemez.

Maharet iltifata tabidir, mazeret takdir edilmez.

Wayne Gretzky böyle diyor. Devamı bizden gelsin;

Hiçbir şey yapmazsak bir şey olmasını bekleyebilir miyiz?

Halimizi güzelleştirmeden, ülkenin ahvali düzelebilir mi?

Bir çocuk, hiç adım atmadan yürüyebilir mi?

Konfor içinde eylemsizlikle acaba nereye varırız? T

oprağı çapalamadan tarlada çabalamadan harmanda sözümüz geçer mi?

Elden gelen öğüne bel bağlarsak, karnımız sürgit doyabilir mi?

Tüketerek büyümeyi sürdürürsek, fakirlikten çıkılır mı?

Cehalet limanında güvende miyiz? Bilgi deryasına açılmadan beynimizi nasıl geliştirebiliriz ki?

Kazandığından fazlasını harcayan, borçtan kurtulabilir mi?

Ürettiğinden fazlasını tüketen ithalat bağımlısı olmaz mı?

Devlet malı deniz yemeyen domuz kafasındakiler, çürüdüklerini görmez mi?

Ahlakı dışlayıp kurnazlığı seçenler hayatı ıskalamaz mı?

       BU EYLEMSİZLİKLE NEREYE VARABİLECEKSİN?

DEVAMINI OKU

Neden yapamıyoruz?

BAŞLADIĞIN İŞİ BİTİRMENİN 5 ADIMI

1-Niyetin samimi olsun

2-Süreci planla

3-Gereksiz ayrıntıları ertele

4-Kendine bitiş tarihi koy

5-Aksiliklere hazırlıklı ol

Yarım bıraktığın 10 iş; 1 tam iş olmayacaktır.

İstiyoruz ama neden yapamıyoruz? Samimiyetimiz mi yok?

Projeye başlıyoruz. Yeni öneriler getiriyoruz. Günlerce toplanıyor, alt ekipler kuruyoruz. Sonra yarım bırakıyoruz.

Yüzüne bile bakmıyoruz. Bakımsızlıktan öldürüyoruz. İlgisizlikten yıldırıyoruz. Sessizlikten bezdiriyoruz. Dokunmamaktan tozlandırıyoruz.

En önemlisi de ilhamını çalıyoruz. Geleceğin tohumlarını yiyoruz. İçini dışını oyuyor fakat sorsalar; istiyoruz.

İstemek sürgit söylenmek midir? Koro halinde aynı sözleri mi yinelemektir? Biliyor, anlıyor, görüyor, duyuyorsak…

Neden yapamıyoruz ki? O zaman sormak gerekir; bugüne kadar hangi gerçekten istediğimiz şeyi yapamadık? Kim engel olabildi bize? Hangi güç durabildi karşımızda?

Hadi açalım defterleri ve bir bakalım… Biraz samimiyet

Çok az samimiyet dahi rafa kaldırılan reformları çıkarır, atılmayan adımları attırır. Tozlu dosyalara takla attırır.

Samimiyet dediğin insanın içinden gelmeli. İstiyoruz ama başlasak dahi bitiremiyoruz.

     SEN HALA ÇOK İSTEYİP YAPAMAYAN MISIN?

DEVAMINI OKU

Gündemin seni belirler

5 GÜNDEM UYARISI

1-İlgi alanlarına dikkat

2-Sıkça andığına dönüşürsün

3-Seni geliştireni gündem et

4-Dedikodu çarkına kapılma

5-Zihnini işgalcilerden koru

Neyi anarsan başın oraya bağlanır.

Gündemi kısır olanın günü kesat olur.

İnsan neyi anarsa başı oraya bağlanır ve kendisine gündem edindiği konular, tüm zihnini kaplar, rutinini şekillendirir.

Eğer gündeminde dünün pişmanlıkları ve yarının kaygıları varsa bugünkü gündemini oluşturamaz, hayatı ıskalarsın.

Peki, bir ülkenin gündemi nelerden oluşur? Eğer kendine daha iyi yarını layık görüyorsa, uygarlık talebini, gelişme büyüme kalkınma, refah, mutluluk, huzur gündemleri oluşur.

Ama üretime odaklanmak yerine tüketime odaklanır, kısır çekişmeleri gündemine doldurursa, ya yerinde patinajdadır ya da geri gidiyordur.

Bizler, ‘kim ne yapmışlara’ öylesine odaklandık ki kedi videosu izler gibi zamanımızı harcıyor, aile, futbol, mafya, siyaset dedikodularıyla oyalanıyoruz.

Öyle bir hale geldik ki düşünmemizi istemeyenlerin bize dayattığı gündemi hap gibi yutuyor ve bizden beklenen boş işlerle zihni meşgul edip gerçeğe kör olmamız sağlanıyor.

Bizler kendi kısır gündemimizle meşgulken, dünya dönüyor ve fırsatlar, zenginlikler akıp gidiyor, riskleri göremiyoruz.

          SENİN GÜNDEMİNDE HANGİ KONULAR VAR?

DEVAMINI OKU

Değişmek yetmiyor dönüşmek gerek…

DÖNÜŞÜMÜN 5 GEREKLİLİĞİ

1-Artık değişim yetmiyordur

2-İş, iletişim, ilişki süreçleri değişmiştir

3-Yeni bir dünya kurulmuştur

4-Pazar şartları farklılaşmıştır

5-Aynı kalırsan silineceksindir

Ya dönüşüm ya ölüm zamanı.

Değişim; belli bir süreç içinde yer alan değişikliklerin tümü.

Dönüşüm; daha iyi bir yarın uğruna dünü geride bırakmak…

Kriz zamanlarında değişim gereklidir ama dönüşüm şarttır.

İş süreçleri, iletişim süreçleri, ilişki süreçleri ve daha önce var olmayan bilgi süreçleri; olağanüstü değişim içinde iken artık değer üretmeyen her şeyi; yeni iklime dönüştürmeli.

İş yapma kuralları, tedarik zincirleri değişti. Yönetim de üretim de değişmek zorunda. Hatta dönüşmek zorunda

Aksi halde bırakın gelişmeyi, değişmeyi, ayakta kalınamaz.

Bundan 25 yıl önce Fortune Global listesinde yer alan 500 şirketten yarısı artık listede yer almıyor. Dönüşüm çağında 2030’a dek şimdiki en büyük 500’ün yarısı liste dışı olacak.

Değişimde geriye gitmenin yolu, yerinde saymak idi. Ancak dönüşen dünyada bunu başaramayanlara bir yarın yoktur.

        DEĞİŞENLERDEN MİSİN DÖNÜŞENLERDEN Mİ?

DEVAMINI OKU

Borç kamburunu büyütme

BORÇLANMANIN 5 ŞARTI

1-İhtiyacın olmayanı alma

2-El parasıyla borçlanma

3-Ödeyemeyeceğine talip olma

4-Borcun maliyetini hesapla

5-Acil durum planı hazırla

Borçlunun ödeme kolaylığı,

Alacaklının sabrı olsun.

Kambur; insanda isim bulur, eşyaya yansır eğri, büğrülüğü… Eşyada dışarıya taşan eğrilik, onun kamburudur. Yakışabilir. Zira düzü eğip bükmek, maliyettir de…

Deveye kamburu yük değildir. Hatta ona kambur değil, hörgüç der. Hele ki iki tanesini birden taşıyan çift hörgüçlüye, daha çok kıymet biçilir. Kamburu, onun su deposudur

Ancak kambur aslında derttir, sırta binmiş yüktür. Taşınması çok zor, saklanması imkansız olandır. Sırtı düz olanı hayatın yükü kadar, zaman değirmeni de kambur yapar. Çok çalışır kamburu oluşur, dert altında ezilir, kamburu çıkar.

Kambur kambur üstüne gelir bazen belâlar… Gelip de kalan derdin adı kambur olur.

Bir insanın mali kamburu; borcudur. Ele güne borçlandığıdır. Bir şirketin kamburu, üzerine binen taşıyacağından  fazla olan finans yüküdür.

Bir ülkenin kamburu, cari açığı, dış-iç borcudur. Borç, yiğidin kamçısı olsa da fazlası yiğidi yaralar hatta öldürebilir.

Şu anda neredeyse herkes, bir diğerine borçlu ve herkesin sırtı borç kamburunda. Tehlikeli gidişat!

       BU KADAR BORÇLA HANGİ YİĞİT YAŞAYABİLİR?

DEVAMINI OKU

İlerle… Ağaç değilsin

İLERLEMENİN 5 KRİTİK ADIMI

1- Yol açık, yola çık…

2- Kolunda saat elinde pusula olsun.

3-Dünü geride bırak, yanına yarını al.

4-Yoluna, yoldaşına sadık ol.

5-Yolun çilesine sabrederken hızını koru.

Daha iyi, daha yetkin, daha değerli daha yüksek bir duruma doğru basamak basamak oluşan gelişmeye denir ilerleme…

Bir ülke, büyümenin yanına kalkınmayı koyabilirse ilerler.

Bir ulus; uygarlık talebiyle, şirket; değer üreterek ilerler.

İlerlemek, daha iyi bir yarın uğruna, dünü geride bırakmak ama inkâr etmemektir.

İlerleyenin kolunda saatten ziyade elinde pusula olmalıdır. Zira nereye doğru ilerlediği hayati önemdedir. Yönsüz ilerleme; mekan kaybı, kalori sarfıdır.

İlerleyen, yanına; değerlerini alır. Kullanışsız hale gelmiş ezberlerini geride bırakır. İlerleyenin gözü, arabanın ön camındadır. Eğer sürekli dikiz aynasına bakıyorsa, kendisi ya henüz otoparkta ve yola çıkmamıştır veya geri gidiyor demektir.

İlerlemenin hızı vardır da kestirmesi yoktur. İlerleme, cesaret ister; yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz zira…

İlerleyen, yolun çilesine sabreder. Varacağı yerde onu daha değerli bir hayat bekliyordur.

Durduğun yeri beğenmiyorsan, ilerle, yer değiştir. Ağaç değilsin…

 NEREYE DOĞRU İLERLEDİĞİNİN FARKINDA MISIN?

DEVAMINI OKU

Aklını kullan iflas etme

AKIL İFLASIN SİGORTASIDIR

Silgin, kaleminden önce bitiyorsa;

başın belada demektir ve iflasın yakındır.

İflas, yönetilemeyen riskin ifadesidir.

Kötü yönetimin sonu iflastır

Akıl tutulmasını gider, iflastan kurtul.

İflas; pul, metelik sözcüğünden gelir ve borçlarını ödeyememe halini anlatır. Meteliğe kurşun atmak, iflas etmenin deyimidir.

İşçi için işsizlik ne ise işveren için iflas aynı şeydir. Her şey iflas riskiyle karşı karşıyadır.

Hataların kesilen bileti, yanlışların vardığı son noktadır.

Kişi iflas edebilir; geliri ile giderini denk düşürememiştir.

Kurum iflas edebilir; yapısal sorunları değer üretmiyordur.

Ülkeler iflas edebilir; ekonomisi akılsızca yönetiliyordur.

Kamu, ‘borçlarımı ödeyemiyorum’ noktasında iflas eder.

Morotoryum; iflasın finansal ifadesidir. ‘Sıfırı tükettim.’

İflas eden, hukukla tanımlıdır. Alacaklılar söz konusudur.

Yönetemeyeceği kadar yüksek risk alanın iflas riski vardır.

Borçları dağ gibi birikmiş şirket; iflasın eşiğine gelmiştir.

İnsan vücudunun iflası, organların akordunun bozulmasıdır.

Tıpkı maaş ödeyemeyen kurum gibi, beden; ondan beklenen işlevi yerine getiremiyordur. Bu durumda ölüm yakındır.

İflasın öğretisi, iflasa sürükleyenden ders çıkarmaktır.

     SEN DE İFLAS EDEBİLECEĞİNİ BİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Erteleme; bugün yap!

YARINA KALAN YAPILMAYACAKTIR

Bir insan ‘yarın yaparım’ dediği an;

o iş sonsuzluk çukurunu boylar.

Ertelemek, yarını borçlandırmaktır.

Yarın geldiğinde, bu borcu gününden tahsil eder.

Erteleyen, ziyandadır.

Yarına bırakıyorsan bil ki kıyamete dek yapılmayacaktır.

Ertelediğimiz her gün için yarını borçlandırırız. Yarın da geldiğinde, günümüzden hakkını alır. Bugünün aklı ile geleceğin ‘ben’inin zamanını haksızca işgal etmiş oluruz.

Ertelemek, uyuşturur, fakat yüzleşmen kaçınılmaz olur.

Hayattan zaman kazandığını sanırsın, oysa aldanıyorsun.

Sorunları ertelemek, çözümü ertelemektir. Neticesi; artan çözüm maliyeti olacak. Çalışmayı ertelemek daha fazla gayret gerektirecek, sevdiğinle olmayı ertelemek; asla yinelenmeyecek mutlulukları harcamak demektir.

Ekonomide reformu, çözümü ertelemek, krize davettir.

Şirketler hayati kararı ertelerse iflasa sürüklenecektir.

Çalışmayı erteleyen talebe, cesaretini erteleyen patron, kariyerini erteleyen genç, ödemeyi ömrü ile yapacaktır.

Sevmeyi erteleyen, sevilmeye zaman bırakamayacaktır.

Öğrencinin ertelediği ödev, kırık nota, hocanın ertelediği ise yapışkan, genişleyecek cehalete davetiyedir aslında…

       SENCE AZRAİL GÖREVİNİ ERTELER MİDİR?

DEVAMINI OKU

Niteliksiz girişimci

NE İŞ OLSA YAPARIMCI PATRONLAR

“Ne iş olsa yaparımcı eleman” ile

“ne iş olsa girişirim” diyen patron arasına sıkıştık.

Nitelik sadece iş gücünde mi aranmalı?

Patronun da nitelik sorunu yok mudur?

Eskimeye yüz tutan bir ezberimiz var; nitelikli işgücü ihtiyacı… Sanki bu nitelik, sadece çalışanda eksikmiş gibi davranıyor, girişimcinin niteliğini nedense sorgulamıyoruz.

Katma değeri düşük işler kuran girişimcinin, katma değeri düşük çalışandan şikayet hakkı yoktur. Değer üretmeyen iş süreçlerinde nitelikli işgücü çalıştırmak ne derece anlamlı?

Ara eleman aranan eleman sloganı, özünde doğru olmakla birlikte niteliksiz patronların elinde bu ara elemanlar, arada derede kalıyor. Ne iş gelişiyor ne de işçi niteliği…

Sen patron olarak kendini geliştirmez isen kullandığın işgücünde nitelik artışı olur mu? Ara eleman yetiştirmek için yoğun gayret başladı şükür. ,

Milli Eğitim Bakanlığı ile sanayi ticaret odaları elbirliği yapıyor, meslek liseleri gibi çözümleri yaygınlaştırıp aranan eleman dediğimiz kabiliyet havuzunu genişletmeye çalışıyorlar. Ancak bu yetmez. Bize nitelikli girişimci gerekiyor.

Ne iş olsa yaparımcı eleman kadar ne iş olsa girişirim patronların varlığın da bir sorun.

NİTELİK ARAYAN PATRON; SEN NİTELİKLİ MİSİN?

DEVAMINI OKU