Bebek maması kilidi

ENFLASYONU KEMİKLERİNDE HİSSETMEK

1-Dar gelirli çaresizlik girdabında…

2-Bebeğine mama alamayanları,

3-Kilit ile uzak tutacak hale geldik.

4-Hayat pahalılığı en büyük yıkımı bu…

5-Fiyat zulmünü hak etmiyoruz.

Marketlerde bazı kişisel bakım ürünlerinin kilitli kutularda satıldığını biliyoruz.

Ancak enflasyonun geldiği noktada bebek mamaları da artık kilit altında olduğunu görüyoruz.

Enflasyonun bel büktüğü bu ortamda, fiyatları her geçen gün daha da artan bebek mamaları, peş peşe gelen zamlar ile dar gelirlinin alabileceği fiyatların çok ötesine taşmış durumda…

En ucuzunun 85 lira olduğu bebek mamalarından 439 liralık etiketi dahi görmek mümkün…

Sütü eksik veya bebeğine mama temin etmek durumunda olan fakat buna maddi gücü asla yetmeyen ebeveynlerden, mamaya erişim imkanı bulamadığında çaresizlikle raflardan paketleri almamaları için, plastik ve kilitli kutular içinde satılması, geldiğimiz noktayı anlatması bakımından ibretlik bir durum.

Enflasyonla mücadeleyi bir yana bırakan ekonomi yönetimi sebze ve meyvelerin de tane ile fiyatlandırıldığı dönemi başlattı.

Ancak en dramatik olanı, bebeğine mama alacak parası olmayan ebeveynleri, potansiyel hırsız görmeleridir.

           MAMA ALAMAYAN ANNE BABA NE YAPSIN?

DEVAMINI OKU

Aşırı konfor çürütür

ÇÜRÜMENİN 5 DİNAMİĞİ

1-Akıl dumura uğrar, işlevsizleşir

2-Sebep-sonuç ilişkisi yok olur

3-Doğru-yanlış ekseni silikleşir

4-İyi-kötü ayırtı bulanıklaşır

5-Çürüme başlamışsa durdurulamaz

Konfor; çürümeyi başlatan unsurdur.

Yapının bozulması, kokuşma… Çürüme, kendiliğinden olmaz. Yapıyı bozan etkenler vardır.

Maddenin bütünlüğüne saldırı, çoğu kez maddenin onu kabulüyle başlar. Hiçbir çürük, bunu kendi başına yapmamıştır.

Mutlaka o yapının kendi içine aldığı çürüteni, çürütenleri olacaktır.

Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalınca çürür, çürütülür.

Dayanağını yitiren her şey gibi… Yıpranır, çöker, onu bütünlüğünde tutacak bağlar yok olmuştur.

Çimentosuz harç gibi, kum ve çakıl dağılır, bina çöker.

Çürüme, organizmaya has bir yaşam döngüsüdür. Toplum organizması, çürümenin en dramatik yaşandığı alandır.

Bireyler arasındaki onları bir arada tutan değerler zayıflar, bağlar kopmaya başlar ve ahlak çimentosu erir. Artık o toplum çürümeye başlamış demektir.

Bireyin çürümesi de değer kaybıyla oluşur. Önce  vicdanı susturur. Sonra konfor devreye girer. Aşırı konfor, çürütür. Hem de lime lime yapar tüm benliğini insanın…

        KONFOR TUZAĞINA DÜŞENLERDEN MİSİN?

DEVAMINI OKU

Hatasız dost olmaz

GERÇEK DOSTUN 5 ÖZELLİĞİ

1-Güç günde yanında olmuştur

2-Çağrılmadan gelendir

3-Sana daima gerçeği söyler

4-Çıkarı için seni satmaz

5-Kusuruna rağmen onu seversin

Dostun matematiği; sevinci ikiye katlar, acıyı ikiye böler.

Güven, sevgi, yakınlık ve gönüldaşlık… Eğer bir kişide toplanmışsa, ona dost deriz.

Sırtını yaslayacağın, destini (elini) tutan ve en iyi anlaşabildiğindir dost.

Düşman kavramına en uzak olandır.

Zamanla içi başka anlamlarla doldurulan dost kelimesi, bir şeye aşırı ilgi duymanın ifadesi oldu, arkadaşın dayanıklısı, sahibine sevgi gösteren hayvanı kapsar şekilde anlam genişlemesi yaşadı.

Farsçadan dilimize miras; kadim anlamıyla; en yakın olandır.

Tek yumurta ikizinden de yakın olabilendir.

Kardeşten ileri, sevgiliden beridir.

Dostuna dost, düşmanına düşman olan; her halükarda seni seven de döven de odur.

Sever; çünkü destindesin. Söver çünkü sana kızma hakkı vardır. Döver çünkü seni uyarma ayrıcalığını sonuna dek kullanabilendir.

Hataya gelince…Zorlukla denenmemişi dost edinme.

Eğer istekleriyle arasına girmene rağmen seni harcamamışsa o gerçek dosttur.

Sana gelince; sen onun hatasını görüp kabullenebiliyorsan; dost olmuşsundur.

        İYİ GÜNÜN DOSTU, KÖTÜ GÜNDE HANİ?

DEVAMINI OKU

5 yıldızlı faturayla kaç yıldızlı eğitim?

DERSLERE KİM GİRİYOR?

1-Bu fahiş ücretlerle sanırsın özel okul öğrencilerinin;

2-Fizik dersine Einstein,

3-Matematiğe Cahit Arf,

4-Felsefeye Aristo,

5-Din dersine Gazali geliyor

Özel okulların eğitim ücretleri zıvanadan çıkmış durumda.

Servis ücretlerini de hesaba kattığında fatura ödenemez seviyelere çıkmış.

Yarına kadar geçerli ücretlere bakın; Kolej ve fen lisesi ve hazırlık sınıfları 102 bin lira.

Fen ve teknoloji lisesi 9-12 sınıfları 94 bin lira.

İlkokul 109 bin, ortaokul 116 bin lira düzeyinde.

Eğer peşin ödeme yapıyorsanız fiyatta indirim var, taksitte üzerine vade konuluyor genelde…

İsim vermeye gerek yok. Tüm özel okulların eğitim faturaları, 5 yıldız.

Hele ki enflasyonun %50 olduğu ortamda ücretler daha da artacak.

Servis yemek ve diğer giderleri de katarsanız, özel okulların maliyeti katlanılacak gibi değil.

Peki ya 5 yıldızlı fatura ile kaç yıldızlı eğitim söz konusudur?

Daha yeni Türkiye’nin başkentini bilemedi üniversiteye girebilen özel okullular.

          ÖĞRENCİ NE KAZANIYOR BU EĞİTİMDEN?       

DEVAMINI OKU

Paramparça tarım

TARLAYI DEĞİL ÜRÜNÜ BÖLELİM

1-Her nesilde 4’e bölünen tarım arazisi;

2-Eninde sonunda halı saha boyutuna iniyor.

3-Tarım yapılamıyor mirasçılar fakirleşiyor.

4-Gelin tarlayı bölmeyelim.

5-Üstündeki ürünü paylaşalım.

Türkiye’de 23,8 milyon hektar tarım arazisi, 3 milyon tarımsal işletme ve bunların 40 milyon hissedarı var.

Ortalama işletme büyüklüğü 5,9 hektar ve işletme başına düşen parsel sayısı 10, her parselin 13 hissedar bulunuyor.

Hissedar olup arazileri kullanmayan kişi sayısı 37 milyon.

Oysa Avrupa Birliği’nde misal Fransa, Almanya, İspanya’da ortalama işletme büyüklükleri 52 ilâ 13 hektar arasında değişiyor.

Bizde  5.9 hektarlık ölçek, paramparça bir tarımın ifadesi…

Türkiye şu anda miras yasasını, arazi toplulaştırması odağına çekmediği sürece, geleceğinden yiyor, torunlarına kötülük ediyor.

Zira parçalı ve hisseli araziler modern işletmecilik esaslarıyla bütünleşmedikçe, ölçek ekonomi şansımız kalmıyor.

Yapılması gereken, toprak paydaşlığı ile ürün paydaşlığını ayrıştırmak…

Tarımsal işletmenin ölçeğini korurken, miras üzerinden “ürünü” yani bu işletmenin zenginliğini pay etmek…

Ölüm hak miras helal diyorsan; paramparça tarımı bütünleştir.

        HALI SAHA KADAR TARLADA TARIM OLUR MU?

DEVAMINI OKU

Kayırmacılık belası

NEPOTİZM KURUM BATIRIR

1-Kayırmacılık yüzünden;

2-Aile şirketlerinin 3’üncü kuşağa geçme şansı: %20

3-Ömürleri de en fazla 25 yıl sürüyor.

4-Hamili kart yakinimdir diyerek işe alma,

5-Yoksa batarsın.

Nepotizm; yakınını, kan bağın olanı kayırmanın adı. Yönetim bilimi bu olguyu, kurumun ömrünü kısaltan bela kabul eder.

Kayırmacılık yüzünden şirket, ihtiyaç duyduğu nitelikleri bünyesinde tutamaz.

Şirket nepotizm tutumu yüzünden ailenin oyun bahçesi haline gelir.

Kabiliyetler dışarıda kalırken , dost, akraba işletme kadrolarını doldurur.

Sürdürülebilirlik kaygısında olan şirketlerimizde patron, kendi ailesini dahi yönetim kademesine tepeden koymaz.

Liyakat, aile bireyi olmanın çok daha üstünde kabul edilir.

En iyi tahsili dahi yapsa, kurum değerleri ve süreçleri sahada öğrenmeden yönetim kademelerinde ilerleyemez.

Olsa olsa, eşitler arasında birinci yapılır. Mirasta hakkı olması, yönetimde pozisyon avantajı olacağını sağlayamaz.

Hamili kart yakınımdır diye kartvizitle kuruma dayatılan niteliksizlerin, bir süre sonra o kurumu zarar soktuğunu biliyoruz.

Gerek devlet yönetimi gerek şirket kademeleri kayırmacılık belası yüzünden zaafa düşer ve o kurumun batması mukadderdir.

YAKININI KAYIRIYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz

İSRAFI ÖNLEME DERSİ KONULSUN

1-Okullardaki ders sayesinde;

2-İsraf farkındalığı yanı sıra,

3-İsrafı önleme yöntemleri öğretilebilir

4-Bu sayede israf azalır

5-Çocuklar ailelerini de eğitir

Bugün 7,6 milyarlık dünya nüfusun    2050’de 9,8 milyar.

Küresel gıda üretimi 2050’ye dek %60 artmak zorunda.

Yetmiyor, gıda israfının önlenmesi şart. Dünya genelinde tarımsal kayıplar dahil, çöpe giden ve israf olan gıda miktarı yıllık 1,6 milyar ton. Bunun parasal değeri 1,2 trilyon $.

Gıda Kayıp ve İsrafın yalnızca dörtte birini önleyebilsek, bu miktar dünyada 830 milyon açlık çeken insanı besleyebilir.

beslenmesine yetiyor. Ülkemizdeki  Durum iç açıcı değil:

Belediyeler tarafından, 2018 yılı  toplanan atık miktarı 33 milyon ton ve bunun 14,5 milyon tonunu gıda atıkları. Para değeri 14 milyar dolar. Türkiye’nin tarımsal gıda ihracatı

18 milyar dolar. Nerdeyse ihracatımız kadarı çöpe gidiyor.

İstanbul Ticaret Borsası, gıda israfının azaltılmasına yönelik çalışma başlattı. Bu; güzel bir adım. Ama yetmez, bizim de gıda israfını önemeye katkı vermemiz gerekiyor.

          GIDAYI ÇÖPE ATMAK İÇİN Mİ ÜRETİYORUZ?

DEVAMINI OKU

Beni gücümde dene

GÜÇ KİRLENMESİ

1-Yaya iken tüm risklere açık uysal birinin altına beygir gücü verin ve onu trafiğe çıkarın;

2-Zalimleşiyor mu?

3-Nasıl davranıyor?

4-Geçiş hakkına saygılı mı?

5-Yaya iken uysal idi, peki ya şimdi?

Zayıfken insan, daha adildir; zira adalete muhtaçtır.

Çünkü mağdur edilmiştir; “gücün taşrasına” düşmüştür. Adalet talebi, zulme uğramama ihtiyacıyla örtüşmüştür.

Zayıfken insan, üretken olmak zorundadır. Çünkü hayatta kalma repertuarı genişlemiştir, sıra dışı yöntemleri bu refleksiyle daha kolay keşfedebilecektir.

Zayıfken vefalı olmak zorundadır. Zayıflığı doğuran dışlanmışlık , “bir güce vefa göstererek” aşılabiliyordur.

Zayıfken dürüst olmak, fazla bir değer ifade etmez. Dürüst kalma zorundaki biri; karıştırılır ilkeli canlı insanla.

Asıl sınav; güç aktarıp, o insanı gücünde denemektir.

Güçlü insan, bu gücü kullanırken gösterir gerçek kimliğini.

Bu testten geçemeyenlere ise kötü insan diyorum ben.

Toplumu kemiren, kamusal alanda sorun çıkaran, işletmede kaynakları heba eden, düzen tanımaz, istilacı ruh hali temsilcileri…

Kural ihlali, hak gaspı, sorumsuzluk, ötekine eziyet, çalışanına mobbing, kötülüğünü gücünden alanlar…

    GÜÇ AKTARILINCA KÖTÜLEŞENLERDEN MİSİNİZ?

DEVAMINI OKU

Duyarlı olana rahat yok

DUYARLILIĞIN 5 KATKISI

1-Hayata dair olanlar üzerine düşünürsün

2-Acı hissediyorsan; canlısın

3-Başkasının acısını hissedebiliyorsan; insansın

4-Konfordan çıkarsın, çürümezsin

5-Gelişir ve yaşadığın toplumu yüceltirsin

Duyarlı olma hali, hassasiyet… Ben ve öteki arasında etkileşim… Ben’in dışındaki evrene karşı alıngaçlarının açık olması…

Farkındalık, hissediyor olma, empati, hemhal olabilme becerisi…

İnsan, onu kuşatan hayat ile daima etkileşim içindedir.

Her uyarı, tehdit veya fırsat olma eğilimi gösterir. Zamanla dışarıdan gelen uyarıları süzme, engelleme, tasnif etme veya yok sayma gibi pratikler geliştirir.

Duyarlılık, çıkarları söz konusu olduğunda aldırmazlığa dönüşüyorsa, burada bir ahlak sorunundan bahsedebiliriz.

Duyarsız, karşısındakinin dertlerine kulak asmayan, onu dinlemeyen, önem vermeyendir.

Böylesi bir insanın varacağı durak; yalnızlık, sevimsizlik olacaktır.

Rahatı bozulandır duyarlı olan… Toplumların tepkisizliği çoğu kez korkak veya duyarsız olmalarından değil, rahat olmalarıdır.

Konfor alanı, duyarlılığı zedeler. Neticede duyarlılık, insanı insan yapan, onu değerli kılan özelliktir.

Eğer acı hissedebiliyorsan, canlısın. Ancak başkasının acısını hissedebiliyorsan; insansın. Hem de duyarlı insan…

         SENİN DIŞINDAKİ DERTLERE UYARLI MISIN?

DEVAMINI OKU

Deneyim; en sert öğretmen

DENEYİMİN HAYATA 5 KATKISI

1-Bir kez deneyimleyince asla unutulmaz

2-Öğrenmenin sürekliliğidir

3-Farkındalığın giderek yükseltir

4-Riskleri yönetmeyi sağlar

5-Beceri geliştirir, yeteneği görünür kılar

Deneyim, sert bir öğretmendir ve önce sınav yapar sonra ders verir. Bu da onu maliyetli kılar.

Bilinen ama tutulmayan nasihat şudur; “deneyimlenecek fazlaca hata var. Başkalarının deneyimlerinden yararlanın.” Ancak yararlanılmaz ve deneyimlenerek öğrenilirler.

Deneyim; pahalıdır. Zaman alır, para harcatır, bedeni riske sokar, itibarı tehlikeye atar.

Ancak bir kez deneyimleyince asla unutulmaz ve insana yetkinlik kazandırır. Bu yetkinlik, yeniliklere karşı direnç de oluşturur.

Deneyimli insanlarla sistemi sürdürülebilir kılabilirsin ama yeni kıta keşfedemezsin.

Bizler; yaşadıklarımızı deneyimleriz. Deneyimli, daha önce başından geçmişliktir.

Deneyim, büyür, gelişir, dönüşür, önemsenir, önemsenmez ama asla unutulmaz.

İnsan, deneyimlemeye, doğumla başlar. İlk deneyim, ciğerleri acıtan havadır. Plasenta artık yoktur ve ihtiyaç duyduğun oksijeni sana göbek kordonun değil, ciğerlerin sağlayacaktır.

Deneyim, yaşla birlikte dönüşür. Başlangıçta beden ile yapılacaklar deneyimlenecektir.

       DENEYİM SANA NE ANLAM İFADE EDİYOR?

DEVAMINI OKU