Bezdiri yaygınlaşmasın

EN İYİ KIRBAÇLAYANI TERFİ ETTİRME

1-Krizlerde dayanışma artacaktı dedik,

2-Neredeyse tam aksi oldu.

3-Mobbing (BEZDİRİ) artıverdi.

4-Patronlar; çalışanları yönettiğini sandığınız;

5-Kamçılılardan, işletmenizi koruyun..

Krizler ve korona bize ayna tuttu ve pek çok hatamızı yüzümüze vurdu. 

Bencilliğin zararlarını gösterdi, dayanışmanın bize sağlayacağı faydalara işaret etti.

Kimimiz bundan ders çıkardır ama kimileri de zora girince, zulmünü artırmayı seçti.

Bunlardan biri de işyerlerindeki korona atamaları

En iyi kırbaçlayanı terfi ettirmek gibi…

Hal böyle olunca kırbaçlı yöneticiler yüzünden insan kaynakları eriyor, zaten çalışma hayatının krizde olduğu süreçte işyeri gerilim alanı haline geliyor.

Liyakati; kırbaçlı sadakatin emrine verirsen; eninden sonunda batarsın.

Mobbing ya da bezdiri, bir grup insanın bir kimseye, bir başka gruba sosyal kabadayılık yapması anlamını taşır.

Bugün mobbing işyerinin baş belası olmaya başladı. 

Patronların yanılgısı, çalışanı disiplinde tutan kırbaçlı yöneticileri atadıklarında, kendileri için tehdit oluşturan liyakati, hedef almaları…

İlk iş olarak şirketin en kabiliyetlilerini bezdirmeleri

Kurumda; ‘gücü güce yetene’ ortamı oluşturma: gerilim üretir ve çok kolay batarsın!

NEDEN MOBBİNGCİYE YÖNETTİRİYORSUN?

DEVAMINI OKU

Bezdirim belası yaygın

HER 4 ERKEKTEN 3’Ü MOBBİNGE UĞRUYOR

1-En sık uygulanan bezdirim yöntemi;

2-Aşağılamak, alay etmek.

3-En çok mobbingi yöneticiler;

4-Cinsiyet ayrımı ve etnik kökene dayalı yapıyor.

5-Mobbinge karşı mücadele etmek şart.

Aşağılama, alay etmedamgalama ve dışlama gibi eylemlerle açığa çıkan mobbing, iş performansını düşürüyor.

İstanbul’da 10 özel şirkette bine yakın çalışanla yapılan araştırmaya göre, her 4 kadından 1’i, yine her 4 erkekten de 3’ü mobbinge maruz kalıyor.

Kadınlar genelde yöneticilerinden, erkekler ise çalışma arkadaşlarından mobbing görüyor.

İstanbul Ayvansaray Üniversitesi’nden  Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Avunduk, mobbingin iş performansına etkisini ölçmek için İstanbul’da 10 özel şirkette bine yakın çalışanla mobbing (psikolojik taciz-bezdirim) araştırması yaptı.

Mobbing bir grup insanın bir kişi ya da diğer bir grup üzerinde caydırma, rahatsızlık verme, psikolojik baskı kurma, taciz uygulamasıdır.

Her 4 kadından 1’i çalışmaya başladığı 1 ile 3 yıl içinde mobbinge maruz kalıyor.

Özel sektörde çalışan kadınların %25’i çalışmaya başladıkları ilk 3 yıl içinde mobbinge uğruyor.

Erkekler ise genellikle iş arkadaşlarınca bezdirime maruz kalıyor, mobbinge uğruyor.

Tepe yönetim bezdirimi radarına almalı…

SEN DE İŞYERİNDE MOBBİNG MAĞDURU MUSUN?

DEVAMINI OKU

Artık değer kimin?

EVİNDEN ÇALIŞANA YEMEK PARASI ÖDENMELİ Mİ?

Elbette… Patron; ofis, aydınlatma, ısıtma, soğutma, otopark, elektrik, doğalgazdan kurtuluyor.

Tüm bunları, evinden çalışan ödüyorsa

üretilen artık değer emeğin hakkıdır.

Artık değer; işçinin emeğinin, işgücünün değeri üzerinden oluşan ve sermayedarın tarafından karşılıksız olarak el konulan değere denir.

Günümüz şartlarında buna getirdiğim yorum şudur; İşyerinde çalışan için yapılan harcamalara bakın; Ofis, aydınlatma, ısıtma, soğutma, elektrik, doğalgaz, otopark, mefruşat, masa, sandalye gibi…

Evden çalışmanın kalıcı hale geldiği durumda işveren, tüm bu harcamalardan kurtuluyor ve bunlar, evinden çalışanın yükü haline geliyor.

O halde oluşan bu artık değeri nasıl paylaşacağız?  Evyeri; işin eve taşınma hali…  Evde çalışanın, günün herhangi bir saatinde herhangi bir iletişim aracından gelen herhangi bir iletiye/göreve hemen cevap vereceği/yerine getireceği bir sistem olmadığını da öğrenmeliyiz.

Eğer koca ofisler artık evde yemek masasına sığabildiyse, yemek ücreti dahil eve taşınan tüm masraflar, evden çalışana ödenmelidir.

Mesai ücreti de buna dahildir zira ev çalışanı; 09:00-18:00 değil, uyku hariç neredeyse 7/24 çalışır hale gelmiş bulunuyor.

         İLETİŞİM MASRAFLARINI BEN Mİ ÖDEYEYİM?

DEVAMINI OKU

Evyeri kurallarını öğren

İŞİMİZİ EVDEN SÜRDÜRMEK İÇİN…

Mademki işyeri artık evimiz,

burada çalışmak kuralsız olmaz.

İŞYERİNE gitmek için yola düşmüyorsun ama

EVYERİ için çalışma disiplini oluşturman şart.

Evyeri; işin eve taşınma hali… Yeni işyerin artık ev ise senin yeni kurallara ihtiyacın olacak. Çünkü en zoru, iç disiplin

1-UYAN; Tıpkı işyerinde olduğu gibi saat 9’da mesai başlar. İlk işin yatak kıyafetlerinden kurtulmak ve masaya geçmek.

2-YÖNET; Öğlene yakın yöneticilerinle sanal görüşme yap.

3-RUTİNLER; Arada iş akışına uygun rutin işler oluştur.

4-RAPORLAT; İşin türüne bağlı olarak değişse de akşama doğru Z Raporu talep et. Güne dair yapılanı yaz yazılanı yap.

5-PLANLAT; Ertesi gün yapılacaklara dair plan talep et.

Çalışan evde olabilir ama aklı işinde olmalı. Bunun için yatak kıyafetinden kurtulmak ve sabah toplantısı çok faydalıdır.

İletişim araçları eksik ve yavaş ise Evyeri kuralları verimli çalışamaz. Şirket işleri bir masaya, dizüstüne sığabiliyor, onca plazayı dikmesek de olurmuş, bir eşofman ve terlik iş kıyafeti için yetermiş, onca araç trafik bina ofis, otopark?

Madem bir göz odaya sığıyorduk? Ancak sorun şu ki mekan farklı olsa da bize evyerinde farklı kurallar gerekecektir.

        SENİN YATAĞINLA EVYERİN ARASI KAÇ ADIM?

DEVAMINI OKU

Evyeri kuralları

İŞİMİZİ EVDEN SÜRDÜRMEK İÇİN…
Mademki işyeri artık evimiz, burada çalışmak kuralsız olmaz.
İŞYERİNE gitmek için kalkıp yola düşmüyorsun ama…
EVYERİ için çalışma disiplini oluşturmak gerekiyor.

Evyeri; işin eve taşınma hali… Yeni işyerin artık ev ise senin yeni kurallara ihtiyacın olacak. Çünkü en zoru, iç disiplin

1-UYAN; Tıpkı işyerinde olduğu gibi saat 9’da mesai başlar. İlk işin yatak kıyafetlerinden kurtulmak ve masaya geçmek.

2-YÖNET; Öğlene yakın yöneticilerinle sanal görüşme yap.

3-RUTİNLER; Arada iş akışına uygun rutin işler oluştur.

4-RAPORLAT; İşin türüne bağlı olarak değişse de akşama doğru Z Raporu talep et. Güne dair yapılanı yaz yazılanı yap.

5-PLANLAT; Ertesi gün yapılacaklara dair plan talep et.

Çalışan evde olabilir ama aklı işinde olmalı. Bunun için yatak kıyafetinden kurtulmak ve sabah toplantısı çok faydalıdır.

İletişim araçları eksik ve yavaş ise Evyeri kuralları verimli çalışamaz. Şirket işleri bir masaya, dizüstüne sığabiliyor, onca plazayı dikmesek de olurmuş, bir eşofman ve terlik iş kıyafeti için yetermiş, onca araç trafik bina ofis, otopark?

Madem bir göz odaya sığıyorduk? Ancak sorun şu ki mekan farklı olsa da bize evyerinde farklı kurallar gerekecektir.

        SENİN YATAĞINLA EVYERİN ARASI KAÇ ADIM?

DEVAMINI OKU

İşyeri mi Evyeri mi?

EVDE İÇ DİSİPLİN SAĞLAMAK ZOR
İşyerinde yerleşik kurallar vardı.
Evyerinde kuralları biz oluşturmalıyız.
Çünkü ev aynı zamanda bizim işyerimiz oldu.
İç disiplin oluşturmadan iş disiplini sağlanamıyor.

Evyeri ne demek? Nereden çıktı şimdi bu? Korona bizim dilimize de kelime katar oldu. Çalışma hayatında ya evdesin ya da işyerindesin. Ancak evini işyeri yapmışsan, çalışıp çalışmadığını nasıl anlayacağım?

Neredesin? İşyerindeyim. Bu dönem çoğumuz için mazi oldu. Şimdi yine aynı soruyu çalışma arkadaşın, patronun olarak soruyorum; Neredesin?

Evyerindeyim… Çünkü evin, yuva olarak değil işyerin olarak kullanılıyor. Hal böyle olunca evin kuralları yanına şimdi de işyeri kuralları eklenecek… Öncelikle bedenin evde olsa da aklın işinde olmalı. Evden çalışıyorsun diye  11:30’da duşta ne işin var?

İşyeri disiplinini evyerinde korumak gerekiyor ama nasıl? Hanede var çocuk var. Gerçi hazırlanıp işe gitmiyorsun ama mutfaktan çalışma masasına geçmelisin.

Mesai kavramı; evyerinde daha da uzuyor aslında. Pek çok evden çalışan arkadaşımın ortak şikayeti; evyerinde daha çok çalıştığı oluyor. Mesai saatleri; 09:00-18:00 değil neredeyse uyku hariç gün boyu. Korona bizi evde adeta 7/24 çalışan ATM’ye çevirdi.

İŞYERİNİ ÖZLEDİN Mİ?

DEVAMINI OKU

İş kazası kimin işi?

YASA YETMEZ İNSAN ŞART
Günde 172 iş kazasında 4 işçi ölüyor 6’sı iş görmez hale geliyor.
Yasa kadar bizlerin kendi güvenlik hakkımızı savunmamız, bunu sağlamayan patronları buna zorlamamız şart.

Her cinayetin failleri ve maktulleri olur.

İş kazalarını kurbanlara ağıt üzerinden götürme kolaycılığındaki bizler, işyeri güvenliğinde çalışanların payı olması gerçeğini ne yazık ki bilmiyor, dile getiremiyoruz.

Bu cinayetlerden yalnızca yasaları ve denetimsizliği sorumlu tutarak 85 yıl geçirdik ve acı sonuçlar ortada;

İş kazlarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü bir ülke…

Eğer siz işyerlerini patronların “mini krallığı” gibi tarifleyip, riskleri bile bile madene, işyerine giriyor iseniz, en güçlü iş güvenliği yasası dahi, kapıda kalır, işe yaramaz.

Eğer siz biat kültüründe, üstelik hayatı risk altında olan siz iken, güvenlik açıklarını görerek bile bile o işyerinde çalışıyorsanız, bilinçsiz patronun suç ortağı değil misiniz?

Eğer çalışan bu “cesareti” gösteremiyorsa, sendika, eğitmiyorsa, devlet yetkin denetim yapamıyorsa, mühendisinden işçisine kadar herkes (Bana bir şey olmaz) mantığı ile çalışıyorsa daha çok görürüz iş cinayetlerini…

         İŞYERİNDEKİ RİSKLERİ GÖREBİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU