Nerede o eski günlerim…

GEÇMİŞE ÖZLEMİN 5 GEREKÇESİ

1-Bugünün bunaltıcı sorunları

2-Yeni an üretememe

3-Eski anılara kaçış

4-Bugün; zihnin gurbeti

5-Geçmiş; zihnin sılası

İnsanın anayurdu çocukluğudur.

Günde mutluluk zorsa onu dünde arar insan.

Şu günlerde geçmişe doğru giden bir otobüs kaldırsalar acaba kaçımız ilk yolcusu olurdu?

Geçmişe olan bu özlem, geçmişi unutamamaktan mıdır yoksa bugünün dertlerinden sıyrılıp geçmişe kaçmak mıdır?

İnsan neden geçmişe özlem duyar? Yaşamış olduğu güzel anlar için olabilir. Fakat bugün yaşadığı olumsuzluklardan bunalmıştır.

İnsan zihni kendini sağlıklı tutma adına geçmişin kötü anılarını unutma eğilimi gösterir. Bu zihindeki pozitif anı ayrımcılık, geçmişi bize sığınılası zihin rahimi yapar.

Oraya kaçar ve günün hay huyundan uzaklaşırız. Bu; anlaşılabilir bir şeydir. Fakat bir toplum sürekli geçmişe özlem duyuyorsa, bugüne dair sorunları tahammül sınırına gelmiş demektir.

Ya değer üretemiyordur ya da bugünkü dertleri, ona bir yarın vaat etmiyordur.

Sürekli geçmişiyle övünenler, patatese benzer; iyi tarafları toprağın altında kalmıştır.

Bize gelince; daha iyi bir yarın uğruna dünü geride bırakalım ama asla inkar etmeyelim. Zira dünümüz, ondan bir önceki günün yarınıydı.

  ŞU GÜNLERDE GEÇMİŞE ÖZLEM DUYUYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Siz de sıkılmadınız mı?

SIKINTININ 5 ÇÖZÜMÜ

1-Kısır döngülerini belirle

2-Yeni öyküler kovala

3-Yataktan kalk, hareket et

4-Canını sıkanlardan uzaklaş

5-Umudunu diri tut

Bahar geldi, doğa uyandı, sıra bizde.

Can sıkıntısı kader olamaz…

Cemreler çoktan havayı suyu toprağı uyandırdı. Hıdrellez doğanın yeşili ile güneşin ateşini kavuşturdu. Tomurcuklar çiçekler…

Ağaçlar meyveye durmaya başladı. Tüm bunlar olup biterken sen ne yapıyorsun acaba? Sormak gerekir. Sabahları külçe gibi uyanıyor olmalısın. Yine de zinde olabilirsin. Dene en azından

Aklına ilk gelen, seni son günlerde heyecanlandıran nedir? Yok, beni heyecanlandıran bir şey olmadı diyorsan. En çok neye öfkendiysen onu bil.

Şu kapanma günlerinde canını sıkan çok şeyler mutlaka olmuştur. Bil ki seni sıkan, şimdilerde herkesi sıkıyordur.

Can sıkıntısı; çağın hastalığı zaten. Üstüne salgın geldi, kapanma geldi, daha çok sıkılır olduk.

Mesela ben… Tam kapanmanın şu halinden, ekonomide sürekli açılan fakat işe yaramayan paketlerden, enflasyondan, işsizlikten, aptallığın kader gibi gösterilmesinden, liyakatsizlikten, nepotizmden, kadına şiddetten, hoyratlığın her türlüsünden, yalandan, dolandan, talandan, haksızlıktan, tatsızlıktan çok sıkıldım.

BENİ SIKAN BUNLAR, SENIN CANIN NEYE SIKKIN?

DEVAMINI OKU

Belirsizlik ve kararsızlık

KARARSIZLIĞIN 5 İLÂCI

1-Önce belirsizliklerini sırala

2-Sonra 12 önemli sorunu yaz

3-Bunlardan 3’ünü öncelikle

4-Gerisini şimdilik unut

5-Elinde 3 çözüm kararı kalacaktır

Yanlış karar dahi kararsızlıktan iyidir

Hayatın en büyük kâbusu, belirsizlik ve kararsızlığın içinde olmaktır. Belirsizlik; eksik veya bilinmeyen bilgiler yığınıdır.

Gelecekteki olayların tahminleri, daima kaygı üretecektir.

Belirsizlik; gizlilik, kapalılık, karaltı halidir. İnsan zihnini kemiren tüm kaygılar, ya dünün pişmanlığı veya yarının bilinmezliği arasında dolanır.

Kararsızlık kavramı; tereddüt, ikircim, değişkenlik halidir. Her iki durum da insanın beynini kemirir. Hatta belirsizlikten de kötü sonuçlar doğurabilir.

Hem hem susuz bir eşek, kendisinden eşit uzaklıkta bir yere konulmuş olan su ve saman balyası arasında bir türlü karar veremeyip hem açlıktan hem susuzluktan ölebilir.

Kararsızlık ve belirsizlik altında kalmamak bir tutumdur.

Tutumunu gözden geçirir; var olduğun durumu tanımlayıp hayatını, kafanın içindeki kemirgenlerinden kurtarabilirsin

Önemliler arasından öncelikli olanları seçerek işe başlarsan önemli olanları yok etmesen bile öncelik verdiğin sorunlara çözüm şansı tanırsın. Yanlış karar dahi kararsızlıktan iyi…

    KARARSIZLIĞIN, BELİRSİZLİKLERİNDEN MİDİR?

DEVAMINI OKU

Annen seni çağırıyor

ANNEMDEN ALDIĞIM 5 ÖĞÜT

1-Gülümse

2-Hak yeme

3-Değer üret

4-Nefreti dışla

5-İnsanı sev

Hayata dair temel öğütleri

ilk öğretmenim annemden aldım.

Ne öğrendiysem annemden öğrendim.

Annenin sevgisinden emin olabilirsin.

Hayatı tek kelimeyle izah etseydim bu kelime annem olurdu.

Annemi vücudumda bir organıma benzetsem; kalbim derdim.

Anne; yardır, diyardır. Anne; cana can katandır. Anne; seni cezalandırırken dahi ona sığındığın; ‘anne’ diye yine ondan yardım istediğindir.

Anne, günlüğümdür, kişisel tarihim, içine doğduğum toprak, beni besleyen, koşulsuz sevendir.

Anne köktür, anne ‘ök’tür. Annesi olmayan öksüz olacaktır.

Anne sadece iyi günün tebessümü değil, kötü günde senin yanında hissettiğindir. Kıymetini sağlığında bilebilen evlat olmak; benim için yücelik göstergesidir.

Anneni şımart, ona minnetini sun. Sana karşılıksız her şeyini sunan yegane varlığının değerini varlığında bil. Vefat etmişse, kabrinde onu ziyaret et, dua et, minnet et.

Sana kattığı her şeye diyet istemeyecek olandır annen.

Seni severek de eğitir, susarak da eğitir. Sana rahimdir, koruyan, kollayanındır.

Ne kadar büyüsen dahi onun gözünde daima bebeği, çocuğu kalacağını bil.

Bil ki bir annen olduğunun hazzını yaşayabil…

       ANNENİN SESİNİ DUYABİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

İşler ters gidiyorsa…

TEHLİKENİN 5 SİNYALİ

1-işler sürekli ters gidiyordur

2-Beklemek sorunu büyütüyordur

3-Hayatının akışı aksamıştır

4-Günlük rutinler bozulmuştur

5-Konforun seni çürütmüştür

Hareket vaktidir şimdi.

Bir şeyler ters gitmeye başladıysa, ne yapmayı düşünürsün?

Sinsi bir baş ağrısı, gözlerde kaygılı dalmalar, göğsünün üzerinde biri oturuyormuş gibi baskı ve midede yanma

Der ki; bir şeyler ters gidiyor ya da yolunda gitmiyor.

Hal böyleyken bu konuda ne yapmayı düşünürsün? Kendiliğinden geçmesini beklemeyi mi, eyleme geçmeyi mi?

Böyleyken beynimin bir kısmını; “yarıcıya” vermiş gibi olurum. Hani, tarlasını kendi ekmeyip biçmeyip, ürünün yarısı karşılığında başkasına işleten gibi..

Beynin bir yarısı rahattır. Ancak diğer yarısı henüz çözülememiş problem, giderilmemiş kaygı ve yönetilmemiş risklerin hesabı derdindedir.

İnsan, rahatı karşılığında bedel öder ve kendi hapishanesinde gözetim altında kalır. İşin tuhafı, kendine gardiyan olduğu bu hapishanede çok farklı duygular ve düşünceler üretebiliyor olacağıdır.

İnsan, soru sorar. Arayışı vardır. Unutabilme yetisi ile var olabilir. Ancak işe yarar olan, işler ters gidiyorsa, düşünmek ve çözmektir.

Çözümü zamana bırakırsan işlerin daha da ters gidebilir.

         HAREKETE GEÇME ZAMANIN GELMEDİ Mİ?

DEVAMINI OKU

Gül ve geç, gülüver geç

TEBESSÜMÜN 5 ÖDÜLÜ

1-Vücut kimyasını değiştirir

2-Beyin yeni hücreleri devreye alır

3-Mutluluk hormonu endorfini arttırır

4-Kan akışını düzenler, bedeni güçlendirir

5-İletişimi olumlar

Tebessüm, kana en hızlı karışan ilâçtır.

Yücelik makamının ifadeleri bunlar… Hayata tebessüm penceresinden bak, işin kolaylaşır. Bedendeki gerilimi alır, stresi topraklar, daha sağlam ve kararlı bir bakış edinirsin.

Bir tebessüme koca cihanı feda edecek kim bilir kaç aşık yaşamıştır şu dünyada… Sevgili dudağındaki tebessüm, çöllere salabilir, dağları deldirebilir, zehri içirtebilir…

Dinamik şöyle işler; 1-Göz, ruha açılan penceredir.

2-Tebessüm o pencereden içeri kabul alındığının işaretidir. Bir kez harikalar diyarına girince, tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu asla anlayamayabilir insan…

Tebessüm ile tecahülüarif sanatı yansıtılabilir. Bilip de bilmezlikten gelme… Ancak tebessüm ile buna dair farkındalığı beyan eder insan…

Gül ve geç, gülüver geç… Eğer tebessüm penceresinden bakabiliyorsan, o dünya da sana tebessüm edecek, işini kolay kılacak, düşmanını dahi etkileyecektir.

Tebessümün yürekten akmayan sahtesine; sırıtmak deriz. Sen hayata tebessüm etmeyi unutma. Üstelik bedava…

        GÜNE TEBESSÜMLE BAŞLAMAYA NE DERSİN?

DEVAMINI OKU

Değişmek yetmiyor dönüşmek gerek…

DÖNÜŞÜMÜN 5 GEREKLİLİĞİ

1-Artık değişim yetmiyordur

2-İş, iletişim, ilişki süreçleri değişmiştir

3-Yeni bir dünya kurulmuştur

4-Pazar şartları farklılaşmıştır

5-Aynı kalırsan silineceksindir

Ya dönüşüm ya ölüm zamanı.

Değişim; belli bir süreç içinde yer alan değişikliklerin tümü.

Dönüşüm; daha iyi bir yarın uğruna dünü geride bırakmak…

Kriz zamanlarında değişim gereklidir ama dönüşüm şarttır.

İş süreçleri, iletişim süreçleri, ilişki süreçleri ve daha önce var olmayan bilgi süreçleri; olağanüstü değişim içinde iken artık değer üretmeyen her şeyi; yeni iklime dönüştürmeli.

İş yapma kuralları, tedarik zincirleri değişti. Yönetim de üretim de değişmek zorunda. Hatta dönüşmek zorunda

Aksi halde bırakın gelişmeyi, değişmeyi, ayakta kalınamaz.

Bundan 25 yıl önce Fortune Global listesinde yer alan 500 şirketten yarısı artık listede yer almıyor. Dönüşüm çağında 2030’a dek şimdiki en büyük 500’ün yarısı liste dışı olacak.

Değişimde geriye gitmenin yolu, yerinde saymak idi. Ancak dönüşen dünyada bunu başaramayanlara bir yarın yoktur.

        DEĞİŞENLERDEN MİSİN DÖNÜŞENLERDEN Mİ?

DEVAMINI OKU

Krizde olmadığını sanıp krizlerden korkuyoruz

KRİZİN 5 ÖZELLİĞİ

1-Varlığı tehdit etmesi

2-Acil müdahale gerektirmesi

3-Ani değişikliklere zorlaması

4-Mevcut yapıların yetersizliği

5-Korku – paniğe yol açması

Kriz fırsat barındırır da;

Görenedir görene…

Köre nedir köre ne…

Kriz bir ülkenin, kurumun, bireyin işleyiş biçimini tehdit eden veya hayatını tehlikeye sokan, acil karar verilmesi gereken, uyum ve önleme sistemlerini yetersiz hale getiren gerilimli durumdur.

Aslında işler uzun süredir yolunda gitmiyordur fakat hayat bir şekilde devam ediyor, gün kurtarılıyordur. Ama süreçler bunalımda, bireyler de buhran yaşamaktadır.

Buna rağmen kriz kelimesi dillerde değildir fakat hayatın içindedir. Krizin maliyetini arttıran zaten bu gaflettir.

Ol mahiler ki derya içredür deryayı bilmezler’ der Hayali… Balık, kriz deryasındadır fakat onu bilmemektedir.

Hatta tüm kriz uyarılarını yok sayabilmek ve tedbirde geç kalabilmektedir.

Gerçi krizi hayati sorun hale getiren, krizde olmadığını sanıp, krizlerde korkmak ama hiçbir şey yapamamak halidir.

Kriz fırsat barındırır. Ama bu durum; Görenedir göre neKöre nedir, köre ne

       KENDİ KRİZİNİ FARKEDEBİLENLERDEN MİSİN?

DEVAMINI OKU

Kuru gürültü mağduruyuz

KURU GÜRÜLTÜNÜN 5 EMARESİ

1-Değersiz sözlerden oluşur

2-Konuşmaz ama bağrışır

3-Ses kirliliğiyle yorar

4-Huzur bozar keyif kaçırır

5-Yok yere yaygaradır

Çıkardığı sese göre değersiz söz

sarf edenler; kuru gürültücülerdir.

Kuru gürültü; gereksiz, önemsiz, hiçbir etkisi olmayacak söz veya davranışı tanımlar. Sonuç vermeyen konuşmalar, bağrışıp çağrışmalar; kuru gürültüden sayılır.

Sevilmeyen müzik için eleştiri, içi boş sözlerin ifadesi; kuru gürültü…

Sessizliği, huzuru bozan her türlü ses, aynı zamanda dikkat çeker ve ortamda ses kirliliği doğurur.

Siyasette gürlediği kadar yağamayanlar için de kullanılır. Çıkardığı sese göre değersiz söz sarf edenler için de kuru gürültücü denir.

Gürültü, melodiden ziyade şamataya yakın sesleri anlatır. Her ne kadar güzel de olsa, müziğin sesini gereğinden fazla açarsanız; melodi, gürültü olur. Ancak bu gürültünün sinir bozmak dışında bir etkisi yoktur.

Aynı şey, ekranda, meydanda bağırıp çağıran fakat hiçbir değer veya eylem üretmeyenler için de kullanılır. Kükrediği kadar yağmayan gök gürültüsü gibi…

Gürültü kurudur ama insanları yorar.

Yerden göğe küp dizseler / Birbirine herk etseler

Alttakini bir çekseler / seyreyle sen gümbürtüyü…

  KURU GÜRÜLTÜYE PAPUÇ BIRAKANLARDAN MISIN?

DEVAMINI OKU

Organize yalan mağduru

ORGANİZE YALANIN 5 ÖZELLİĞİ

1-Ortada büyük çıkar vardır

2-İlk sahibi meçhuldür

3-Çok kişinin dilindedir

4-Sıkça tekrarlanır

5-Toplumu çürütür

Her yalan söylediğimizde gerçeğe borçlanırız

Gerçek sonunda bu yalanı yıkar.

Gerçekle örtüşmeyen ancak herkesin dilinde sıkça tekrar edilen bir söz varsa, bil ki organize yalandır.

Yalanı daha yıkıcı kılan ve kitleleri inandıran, bu yalanın organize oluşu ve arkasında büyük bir çıkarın varlığıdır. 

Dikkat ettiyseniz organize yalancılar sıkça yaradanın adını kullanır. Çünkü bir yalanın organize hale gelmesi için din, kutsal desteklerine ihtiyacı vardır.

Çünkü yalan büyüktür, çünkü bu yalanın ardında çıkarını saklayan yığınlar vardır.

Organize yalan tüm kanalları kullanır; yazılı, sözlü, görsel basın, ibadet yerleri, meydanlar, sosyal medya…

Eğer bir yalan çok fazla ağızdan yineleniyorsa, organize olmuş yalancılar kitlesi iş başında demektir.

Misal gazeteler aynı başlıkla çıkıyor, TV haber kanalları aynı sözle yankılanıyorsa, organize yalana maruz kalıyorsunuz demektir.

Bir özelliği de sıkça tekrar edildiğinden inandırıcılığının artmasıdır. Herkesin dilindeki söz, yalan olmasa gerektir…

Organizasyon sahipleri, yalanı söylettiklerine de yalan söyleyecek kadar namussuzdurlar.

       ORGANİZE YALANI TEŞHİŞ EDEBİLİR MİSİN?   

DEVAMINI OKU