Özeleştiri yapmazsan…

ÖZELEŞTİRİNİN 5 FAYDASI

1-Aynaya bakmış olursun

2-Hatalarını fark edersin

3-Onlardan arınmayı düşünürsün

4-Eleştirenlerin hızını kesersin

5-Kusur arıyorsan tüm aynalar senin

İğneyi kendine çuvaldızı ele batır.

Özünü eleştirmekle kalmaz, yapmadığın kusurları da sana mal ederler. Özeleştiri; kişinin kendi düşünce davranış ve eylemlerini nesnel eleştiriden geçirmesidir.

Bir siyasal partinin veya militanın, bağlı olduğu amaç, ülkü açısından kendi eylemlerini yargılamasıdır.

Her yaptığını doğru sanan, yanılıyordur. Güç kirliliği zihnini bulandırmış, vicdanını köreltmiş, kalbini karartmıştır. Zulmettiğini fark edemez hale gelmiştir.

Özeleştiri yapmayanın tutumu; inkâr, öfke, kendine tapma, kibir ve günün sonunda ruhsal çürümedir.

Eleştirene kızarsın, sana itiraz edenleri sindirirsin, suç varsa sana ait değildir, işlediğin kabahati dahi başkasına yıkarsın.

Ortalık sorun dolu iken özeleştiri yapmayan, bir süre sonra hak etmediği eleştirilere muhatap kalacaktır.

Hatanı yüzüne vuranları cezalandırır, yasaklayıp, hapsedip, sosyal medyayı, Youtube’u kapatıp eleştiriden kaçamazsın.

Özeleştiri, kabahatlerinden arınmanın başlangıç noktasıdır.

Özeleştiri yapmayanın varacağı yer liman değil kayalıklardır.

        HAYATINDA HİÇ ÖZELEŞTİRİ YAPTIN MI?

DEVAMINI OKU

İşte bizim hikâyemiz…

5 HİKÂYE ÖNERİSİ

1-Ahlaki çürümüşlüğü önle

2-Eğitimi bilimle buluştur

3-Hukuk her yerde olsun

4-Parazitlerden kurtul

5-Değer üret

Aslanlar kendi hikâyelerini yazmadıkça;

avcı palavralarını dinlemek zorunda kalırız.

Bir ülke, hikâyesiyle kazanır. Tarihimizdeki büyük başarılar daima yazdığımız hikâyelerle sağlandı. Dünya gündeminde hikâyen ile var olursun.

Ülkenin başarısı, yazdığın hikâye ile gelir. Peki, bizim hikâyemiz nedir? Son 10 yıldır Türkiye’de hangi hikâyeyi yazabildik?

İktidar da muhalefet  de bunu başaramadı. Oysa turizmde hikâye yazsan dünya döner sana bakar.

Ekonomide hikâye yazsan dünya ekonomisi içinde sen konuşulursun. Tarımda, teknolojide, ekonomide hikâyesizlik.

Sizin bir hikâyeniz yoksa başkasının başarı hikâyelerinin peşine takılırsınız. Endüstri bilmem kaç sıfır, Mars’ın fethi, 5G, robotlar, dikey tarım, yeşil ekonomi, korona aşısı gibi…

Hal böyle olunca hikâyenizi içerideki haybeden hikâyeciler yazar; hırsızlar, yolsuzluk yapanlar, mafya babaları, siyasi kirliliğe batanlar, birbirine çamur atanlar, korona virüsü, açlık, enflasyon, yüksek faiz, rekortmen kurlar ve diğerleri.

Eğer bu oyundan sıkıldıysan, hikâyeni gözden geçirmelisin.

Hangi hikâyenin parçası olduğunu bil ve hikayeni değiştir…

       MASAL DİNLİYORSAN ÜLKEN YÜKSELEBİLİR Mİ?

DEVAMINI OKU

İyi aile babası olmak

İYİ AİLE BABASININ 5 VAZGEÇİLMEZİ

1-Ailesini korumak

2-Evrensel değerleri öğretmek

3-Aile fertlerini ayrıştırmamak

4-Çocuklara rol modellik

5-İyi bir lider olmak

Her baba makbul değildir. Hangi değerlerle baba olduğun önemlidir.

Babalık, önemlidir. Ailesini koruyan, kollayan, geliştiren, büyüten, kalkındıran baba olmaktan söz ediyoruz.

Günümüz içi boşaltılmış babalık kavramıyla kastedilen mafya babalığı ya da hiçbir işe yaramayan iskele babası olmaktan değil…

Evine ekmek getiren, çocuklarının hatırını soran, onlarla oturup konuşan, dişini tırnağına takıp çalışan aile babası…

Evrensel değerleri aile hayatına taşıyan; dürüstlük, saygı, adalet, özsaygı, sevgi, ahlâki değerlere uyma, iş disiplini, dayanışma, hoşgörü ile bireylerini eğiten, yetiştiren…

Değer bilen ve değer gören aile babası olabilmeli insan…

Mafya babası da babadır, iskele babası da… Ama iyi aile babası, yücelik makamıdır. İsraf etmemeyi öğrendiğimizdir.

Topludaki tüm değerlerin yerinden oynadığı ortamda iyi aile babası olmak daha hayatidir. İyi bir lider olmak gibi…

Gençliğe; istiklâl, istikbal, istikrar ruhunu aşılamak gibi…

İyi bir lider, toplum bireylerini ayrıştırmaz, onları sürekli geliştirir, yüceltir, onlara geleceği inşa ilhamı verebilir…

   BİZİM BABA DEDİKLERİMİZ İYİ BİRİLERİ MİDİR?

DEVAMINI OKU

Varlık içinde yokluk

TARIMDA 5 REÇETE

1-Arazileri bütünleştir

2-Nereye ne ekeceğini bil

3-Üreticiyi örgütle

4-Akıllı ve iyi tarım yap

5-Gıda zincirini iyileştir

Kendi hazinemizin dilencisi olduk.

Elden gelen öğün olmaz

O da vaktinde bulunmaz

Yerli ve milli salatalık çöpe giderken Çin’den salatalık ithal etmek, nasıl bir tarım politikasıdır? İthalat kamçısıyla neyi terbiye ediyoruz ki Çin’in ürünlerine muhtaç hale getirildik?

Türkiye, 4 mevsim, 7 iklim, havası, suyu, fauna, florası ile cennet vatan iken nasıl oldu da böylesi cinnet vatan oldu?

Tarım; bangır bangır bağırıyor; ‘kıtlığı, dışa bağımlılığı yola çıkardım, sorunlarımla tepenize yığılmaya geliyorum’ diye…

Peki, biz ne yapıyoruz? Darı ambarı üzerinde açlık çeken tavuklara döndük. Varlık içinde yokluk çekmemize sebep; toprağa ihanetimiz… Hayvancılık da öyle…

Enflasyonumuz tarımsızlıktan beslenir, bizde olanı tarladan mutfağa doğru ulaştıramayıp saçar döker, gıda komiteleri kurup etiketleri dövmekten başka çözüm üretmez isek olacağı zaten buydu.

Oysa Türkiye, tarım kartını henüz oynamadı ve tarımımız, işsizliğe, açlığa, dışa bağımlılığa çare olacak imkân taşıyor.

Bakanlık, salatalık ithalatını yalanlıyor ama sosyal medya dahil herkesin dilinde, ithal bağımlısı olduk gerçeği var.

         TARIM FIRSATINI GÖREMEMEK KADER MİDİR?

DEVAMINI OKU

Kayıtsızlık etkin silah

5 ŞEYE KAYITSIZ KALMA

1-Sağlığına

2-Aşına Eşine İşine

3-Değer üretmeye

4-Bilgi edinmeye

5-Yardımlaşmaya

Ekonomisi kayıt dışında, sorunlarına kayıtsız ülkenin kayda değer başarısı olur mu?

Kayıtsızlığın; sahte gündeme olsun.

Kayıtsızlık; aldırmazlık, ilgisizlik, umursamazlık, duyarsızlık, karşılığı bir kelime… Kayıtsız kaldıklarımız, bizim hayata karşı tutumumuzu belirler.

Kayıtsızlıkla pek çok sorundan uzak durabilirsin fakat bu sorunları çözmek değildir.

Kayıtsız kaldıklarımıza dikkat etmeli. Zira kayıtsız kalınmayacak yığınca değer, bizi hayatta tutanlar olabilir.

Kayıtsızlık çoğu kere korunma güdüsüyle oluşur. Ancak kayıtsız kalmayı kendine huy edinenler; bencilleşmiş olur.

Kayıtsızlık, korkaklıktan ziyade değersizleştirmekten kaynaklı bir tutumdur. Bazen en büyük ceza halini alır ve kişiyi, kayıtsızlık kurşunuyla vurabilirsin. Görmezden gelir, onun varlığını yok sayabilirsin.

Kayıtsızlık, neleri kayda değer bulduğunu da tanımlar. Eğer hayatından çer çöpü dışlar ve değer üretmeyen her şeye kayıtsız kalırsan, bu seni yüceltebilir de…

Fakat temel sorumluluklarına kayıtsız kalamazsın.  Bu durumda kayıtsızlık yumuşaklığından daha sert hiçbir şey yoktur. Kimse tesadüfen kayıtsız kalamaz.

    SORUNLARA KAYITSIZLIĞIN, KORKAKLIĞIN MI?

DEVAMINI OKU

Sana ne algılatılıyor?

5 ALGISAVAR ÖĞÜT

1-Her söylenene inanma

2-Gündemini değiştirene dikkat

3-Gösterilenin arkasını merak et

4-Bilinçli ilgisizlik alanların olsun

5-Yalan yağarken zihnini ıslatma

Algıların hayatidir; gerçeğe dönüşürler.

Algı, duyularımızın aldığı bilgileri yakalayan, işleyen, aktif olarak anlam kazandıran bir kabiliyettir. Çevremizi anlamamız onun sayesinde mümkündür. 

Algı, yönetilebilir, geliştirilebilir, köreltilebilir hatta manipüle edilebilir

Hayat; algılar üzerinden yürür. Onları yönetebilen, algıları gerçeğe dönüştürecektir. Duyduğun izlediğin edindiğin her bilgi, sana ne algılatılıyor?

Pireyi deve, deveyi pire olarak sana gösterebiliyor algılarımızı yönetmek isteyen güçler

Dikkat ediyor musun? Gündem sürekli değişiyor, sorunlar dağ gibi büyüyor. bugünün en önemli sorunu, yarın anında unutuluveriyor. Zira yeni bir gündem ile zihnimiz bulanıyor.

Uluslararası mecralarda taşraya düştüğümüz yetmiyormuş gibi kriz yokmuş algısı ile yönetilir hale geldik. Yetkisiz, bilgisiz, zayıf insanların elinde ülkenin değerlerine uymayan reklamlarla ortaya çıkıyoruz.

Çürüme her yerde her alanda kanatlanıyor. İyileştirmediğimiz yaralar diğer organlarımızı da çalışmaz hale getirerek zihin yetmezliğine neden oluyor.

   ALGINI YÖNETENLERİ FARK EDEBİLİYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU

Samimiyet istiyorum

İÇTENLİĞİN 5 ÖDÜLÜ

1-Dudaktan çıkan kulaktan döner

2- Kalpten çıkan kalbe girer

3-Akıllı kişiler seni görür

4-İnsanlar sana inanır

5-Aklında az şey tutarsın

Samimiyet, edep sınırını aşarsa;

laubalilik olur, dikkat!

İçten olma durumu, içtenlik… Senli benli olma durumu…

Samimi yaklaşımın gücü; inanılmazdır. En katı kalbi dahi yumuşatır. Dili süslü ama içi paslı insanlardan yorulduk.

Yüze dost kalbe düşman, ben böyle yâri n’eylim’ der şair.

Bugün kuzu postuna bürünmüşler, samimiyetsizlikleri ile kişiyi, toplumu, değerleri çürütüyor, içtenliği katlediyorlar.

Oysa samimi bir denemeden elde edilen en küçük sonuç; en iyi fakat samimiyetsiz kopyadan daha iyidir.

Gündeme bak; samimiyetsiz yüzlerce beyan, içten olmayan binlerce söz göreceksin. Göstermelik yapılan her eylem, tesisatı bozuk bir evin badana ile süslenmesidir; içten bir bakış o boyayı akıtır ve içindeki pası, çöpü görünür kılar.

Samimiyet; mesafelere bağlı olsaydı, güneşe en yakın zirveler buz tutmazdı. Samimiyetsizlik; yüzdeki abartılı makyaj gibidir.

Süslü görünse de sırıtacaktır. En naif insan dahi yüzdeki samimiyetsizliği sezebilir.

Samimiyetin dili yoktur ama o gözden anlaşılır. Samimiyetsizlik, inandırıcılığı alır, götürür.

      SİZ BIKMADINIZ MI SAMİMİYETSİZLİKTEN?

DEVAMINI OKU

Gündemin seni belirler

5 GÜNDEM UYARISI

1-İlgi alanlarına dikkat

2-Sıkça andığına dönüşürsün

3-Seni geliştireni gündem et

4-Dedikodu çarkına kapılma

5-Zihnini işgalcilerden koru

Neyi anarsan başın oraya bağlanır.

Gündemi kısır olanın günü kesat olur.

İnsan neyi anarsa başı oraya bağlanır ve kendisine gündem edindiği konular, tüm zihnini kaplar, rutinini şekillendirir.

Eğer gündeminde dünün pişmanlıkları ve yarının kaygıları varsa bugünkü gündemini oluşturamaz, hayatı ıskalarsın.

Peki, bir ülkenin gündemi nelerden oluşur? Eğer kendine daha iyi yarını layık görüyorsa, uygarlık talebini, gelişme büyüme kalkınma, refah, mutluluk, huzur gündemleri oluşur.

Ama üretime odaklanmak yerine tüketime odaklanır, kısır çekişmeleri gündemine doldurursa, ya yerinde patinajdadır ya da geri gidiyordur.

Bizler, ‘kim ne yapmışlara’ öylesine odaklandık ki kedi videosu izler gibi zamanımızı harcıyor, aile, futbol, mafya, siyaset dedikodularıyla oyalanıyoruz.

Öyle bir hale geldik ki düşünmemizi istemeyenlerin bize dayattığı gündemi hap gibi yutuyor ve bizden beklenen boş işlerle zihni meşgul edip gerçeğe kör olmamız sağlanıyor.

Bizler kendi kısır gündemimizle meşgulken, dünya dönüyor ve fırsatlar, zenginlikler akıp gidiyor, riskleri göremiyoruz.

          SENİN GÜNDEMİNDE HANGİ KONULAR VAR?

DEVAMINI OKU

İçindeki bayramı keşfet

BAYRAMIN 5’İ Bİ’YERDESİ

1-Bayramlaşmaya en yakınlarından başla

2-Komşularınla bayramlaş

3-Çocuklara mini hediyeleri unutma

4-Ziyaret listesi yap

5-Bayram yoksula da gelir; unutma

“Haydi barışalım, bayrama geldim.”

Bayram, millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir.

Bizim kültürümüzde bayram; mutluluk, sevinç, barış, kardeşlik, küskünlüğün giderildiği, gönüllerin birbirine aktığı günler demektir.

Ramazan Bayramı özelinde artık orucun bittiği ve bayramlaşmanın, hediyeleşmenin günüdür.

Çocuklar için bayramlıkların, yetişkinler için en güzel elbiselerin giyildiği, yüzden tebessümün daim olduğu, aile büyüklerinin hal hatırı sorulup gönüllerinin alındığı gündür.

Mezar ziyaretleriyle ölmüşlerimizin yâd edildiği günlerdir bayramlar…

Eski Türkçede ‘padram’ kelimesinden günümüze gelen bayramın sözlük anlamı; ‘tekrarı beklenen mutluluk’tur. Arapça, Süryanicede karşılığı olan iyd, avd gibi kelimeler de ‘tekrar dönmek’ anlamını taşır.

Sonuçta bayramlar, mutluluk, sevinç ve barışma gibi yüce duygulara dönmek, bunu tekrarlamak fırsatı sunan özel günlerimizdir.

Böylesi bir günde yapılacaklar kadar yapılmaması gereken eylemler de vardır; somurtmak, küsmek, barışmamak…

  BUGÜN KİMLERİN YÜREĞİNE BAYRAMI GETİRDİN?

DEVAMINI OKU

Nerede o eski günlerim…

GEÇMİŞE ÖZLEMİN 5 GEREKÇESİ

1-Bugünün bunaltıcı sorunları

2-Yeni an üretememe

3-Eski anılara kaçış

4-Bugün; zihnin gurbeti

5-Geçmiş; zihnin sılası

İnsanın anayurdu çocukluğudur.

Günde mutluluk zorsa onu dünde arar insan.

Şu günlerde geçmişe doğru giden bir otobüs kaldırsalar acaba kaçımız ilk yolcusu olurdu?

Geçmişe olan bu özlem, geçmişi unutamamaktan mıdır yoksa bugünün dertlerinden sıyrılıp geçmişe kaçmak mıdır?

İnsan neden geçmişe özlem duyar? Yaşamış olduğu güzel anlar için olabilir. Fakat bugün yaşadığı olumsuzluklardan bunalmıştır.

İnsan zihni kendini sağlıklı tutma adına geçmişin kötü anılarını unutma eğilimi gösterir. Bu zihindeki pozitif anı ayrımcılık, geçmişi bize sığınılası zihin rahimi yapar.

Oraya kaçar ve günün hay huyundan uzaklaşırız. Bu; anlaşılabilir bir şeydir. Fakat bir toplum sürekli geçmişe özlem duyuyorsa, bugüne dair sorunları tahammül sınırına gelmiş demektir.

Ya değer üretemiyordur ya da bugünkü dertleri, ona bir yarın vaat etmiyordur.

Sürekli geçmişiyle övünenler, patatese benzer; iyi tarafları toprağın altında kalmıştır.

Bize gelince; daha iyi bir yarın uğruna dünü geride bırakalım ama asla inkar etmeyelim. Zira dünümüz, ondan bir önceki günün yarınıydı.

  ŞU GÜNLERDE GEÇMİŞE ÖZLEM DUYUYOR MUSUN?

DEVAMINI OKU